Obi-Wan Kenobi

Obi-Wan Kenobi, aynı zamanda Ben Kenobi olarak da bilinen Yıldız Savaşları serisinden bir kurgusal kahramandır. Eğitimini Yoda ve Qui-Gon Jinn ustalardan almış, Güç'ün yollarını Anakin ve Luke Skywalker'ın her ikisine de öğretmiştir. Bu yüzden Yeni Jedi Düzeni'nin temel taşlarının oturtulmasına dolaylı yoldan katkıda bulunmuştur. Jedi örgütü tarihinin Yoda'dan sonra yaşamış en büyük ustası, hayatı efsane olmuş bir savaşçı, Cumhuriyet Klon Orduları'nın yüksek generallerinden birisidir. Ona emanet edilen klon kumandan ise Kumandan Cody'dir.

Obi-Wan Kenobi
Yıldız Savaşları karakteri
Canlandıran Ewan McGregor (I-II-III)
Alec Guinness (IV-V-VI)
Bilgileri
Tür İnsan
Cinsiyet Erkek
Konum Padawan
Jedi Ustası
Jedi Şövalyesi
Jedi Konseyi Üyesi
Jedi Yüksek Generali
Gezegeni Stewjon
Üyelik Asi Birliği
Jedi Konseyi
Galaktik Cumhuriyet

İnançlı ve efsanevi bir Jedi Şövalyesi olan Obi-Wan Kenobi, galaksinin kaderinin belirlenmesine yardımcı olan uzun ve fırtınalı bir kariyere sahiptir.

Ayrıca Obi-Wan Kenobi serinin son üçlüsü dışında her filmde oynadı


Bölüm I: Gizli Tehlike

Obi-Wan, 24 yaşındayken, Naboo Savaşı'nda savaşmıştır. Bu sırada Qui-Gon Jinn’in, Padawan'ıdır. İnatçı bir genç olan Obi-Wan, Yoda da dahil olmak üzere birçok öncü Jedi’ın öğretilerinden oldukça etkilenmiştir. Hızlı ve çeviktir, cesur bir savaşçı olduğunu kanıtlamıştır. Aynı zamanda son derece becerikli ve güvenilirdir. Buna rağmen ustasının diğer yaşayan varlıklar için hissettiği derin duygulardan yoksundur.

Yüce Başkan Valorum’un isteği üzerine, Obi-Wan ve ustası Qui-Gon Jinn, Ticaret Federasyonu'nun Naboo ablukasına barışçıl bir çözüm bulmak amacıyla görevlendirilirler. Ticaret Federasyonu'nun kurnaz üyeleri Neimoidianlılar, Jedilar'a tuzak kurarak onları öldürmeye çalışır. Kenobi ve ustası kaçmayı başarır ve Naboo yüzeyine, bir Ticaret Federasyonu işgal aracına saklanarak inerler.

Obi-Wan bunu takip eden günlerde, Naboo’dan Coruscant’a ve Naboo Savaşı'nda savaşmak için tekrar Naboo’ya yolculuk eder. Ustası Qui-Gon Jinn, Tatooine’de karşılaştıkları ve serbest kalmasını sağladıkları küçük Anakin Skywalker’ı Jedi Konseyi'ne sunduğu zaman genç Jedi şok geçirir. Qui-Gon , Anakin’in eski Jedi kehanetindeki “Seçilmiş Kişi” olduğunu iddia etmekte ve onu Padawan'ı olarak almak istemektedir. Konsey, Jinn’in çocuğu eğitme isteğini reddeder.

Bu, Obi-Wan ve Qui-Gon arasındaki birçok anlaşmazlıktan sadece biridir. Jinn, yaşayan Güç’ün büyük bir savunucusu olarak, birleştirici Güç'ü savunan Jedi Konseyi'nin gözünde disiplinsiz olarak görülmektedir. Obi-Wan, ustasını konseye karşı gelmemesi için uyarır ama Qui-Gon ona her seferinde, Güç'ün ona tavsiye ettiği şeyleri yapması gerektiğini söyler. Naboo’nun özgürlüğüne kavuşması sırasında, Qui-Gon ve Obi-Wan, ölümcül bir Sith Lordu'yla karşı karşıya gelirler. Unutulmuş bir tehlike olan Sithler, yüzyıllardır süren sessizlikten sonra geri dönmüşlerdir. Karanlık savaşçı Darth Maul, inanılmaz hızı ve çift uçlu ışın kılıcını kullanarak Jedilar'ı zorlar. Düellonun ilerleyen bölümlerinde, Obi-Wan ve Qui-Gon ayrı düşerler. Obi-Wan, Darth Maul’un ustasını öldürmesine çaresizce tanık olur. Daha sonra ise zekasını ve Güç üzerindeki kontrolünü kullanarak onu öldürür.

Qui-Gon’un ölmeden önce, Obi-Wan’ın Anakin’i eğitmesi için son bir ricada bulunur. Konsey en sonunda Obi Wan’ın, Anakin’i Padawan’ı olarak almasını kabul eder. Jedi Ustası Yoda’nın ise bu konuda hala şüpheleri vardır. Konsey aynı zamanda Obi-Wan’a Jedi Şövalyesi unvanını da verir.

Bunu takip eden 10 yıl boyunca Obi-Wan, genç Anakin’i bir Jedi Şövalyesi olmak üzere eğitir. Macera düşkünü genç Padawan'ı eğitmek Obi-Wan’ı yaşının çok üstünde zeki ve alaycı yapmıştır. Jedi Şövalyesi Anakin’in hem güçlü hem de zayıf yönlerini görebilmekte ve ustası Qui-Gon gibi sabır ve anlayış göstermeye çalışmaktadır.

Anakin geliştikçe, Obi-Wan da, Padawan’ının gücü yüzünden tehlikeli bir şekilde küstahlaştığını fark edip, telaşlanmaktadır. Bu düşüncelerini Jedi Konseyi'nin üyelerine bildirir ama konsey onun eğitmenliğine güvenmeye devam ederler.

Bölüm II: Klonların Saldırısı

Ansion’daki bir sınır çatışmasından döndükten hemen sonra Obi-Wan ve Anakin, Yüce Başkan tarafından Senatör Padme Amidala’nın hayatını korumaları için görevlendirilirler. Obi-Wan, politikaya pek sıcak bakmamasına rağmen, görevine çok ciddiye alır. Başarısız bir suikast girişimi sonucunda ipucu olabilecek ve Jedi Tapınağı'ndaki droidler tarafından tanınmayan egzotik bir silah bulur.

Anakin, ilk yalnız görevinde Padme Amidala’yı gezegeni Naboo’ya götürürken, Obi-Wan da araştırmaya devam eder. Eski bir arkadaşı olan, restoran sahibi Dexter Jettster’la konuşur. Dex, silahı bir Kamino kılıç oku olarak tanımlamayı başarır.

Kamino’yu araştırmaya başlayan Obi-Wan,galaksideki en büyük arşivlerden biri olan Jedi Arşivleri'nden gezegenin kayıtlarının silindiğini keşfeder.

Bir Jedi Yıldız Savaşçısıyla yola çıkan Kenobi, fırtınalarla sarsılan gezegen Kamino’ya gider. Orada başbakan Lama Su ile konuşur ve gezegenle ilgili esrarengizlik daha da belirgin hale gelir. Kaminolular'ın açıklamasına göre, Obi-Wan beklenmektedir. Bundan 10 sene önce, Kaminolular, Cumhuriyet'in kullanması için Jedilar'ın isteği üzerine dev bir klon ordusu yaratmaya başlamışlardır. Görünüşe göre, Jedi Ustası Sifo Dyas ordunun kurulması emrini vermiştir.

Kaminolular, Kenobi’ye Tipoca şehrindeki, klonlama ünitelerinde bir tur düzenlerler. Obi-Wan, yüzlerce klon askeri görür. Ama bu olayın Amidala’ya yapılan suikast girişimleri ile hiçbir ilgisi yok gibi gözükmektedir. Ta ki, Kenobi, klonların orijinal genetik kaynağı ile karşılaşıncaya kadar. Kötü şöhretli kelle avcısı Jango Fett, 10 seneden beri Kamino’da yaşamaktadır. Obi-Wan, avcıyla kısa ama gergin bir konuşma yapar ve zırhını Coruscant’taki suikast girişimlerinden hatırlar. Bunun üzerine konsey onu Fett’i sorgulamak için Coruscant’a getirmekle görevlendirir.

Kenobi ve Fett arasında şiddetli bir dövüş yaşanır. Jango Fett, silahlı zırhı ve oğlu Boba sayesinde, gemisi Slave I’a atlayarak kaçmayı başarır. Ama Kenobi de gemiye bir izleme aygıtı yerleştirmeyi başarmıştır.

Kenobi, Jango’yu etrafı halkalarla kaplı gezegen Geonosis’e kadar izler. Burada Fett izlendiğini fark edince, tehlikeli bir kovalamaca yaşanır. Fett, Kenobi’nin öldüğünü düşünerek, gezegene iner. Obi-Wan da onu takip etmeye devam eder.

Obi-Wan, Geonosis’e gizlice inmeyi başarır ve dev kule benzeri komplekslerinden birinin içine sızar. İçeride ayrılıkçıların, liderleri Dooku eşliğinde bir toplantısına tanık olur. Kont Dooku’nun, kendisine taraf topladığını ve Cumhuriyet ile başa çıkabilecek büyük bir ordu kurduğunu öğrenir. Bunun üzerine konseyle bağlantı kurmak için gemisine döner. Ayrılıkçı hareket hakkında onları uyarır fakat bu sırada yakalanarak esir alınır. Bir Geonosian zindanında tutulan Kenobi, Dooku tarafından ziyaret edilir. Karizmatik eski Jedi, Kenobi’nin öğretmeni ve kendisinin de eski öğrencisi olan Qui-Gon’dan övgüyle bahseder. Olayların bu seviyeye gelmesine gerçekten üzülmüş gibidir. Kenobi’ye Senatonun, Kara Sith Lord’u Darth Sidious’un kontrolü altında olduğunu bile anlatır. Kenobi, Dooku’nu sözlerine inanmayı reddeder, ona katılması için yaptığı teklifi de geri çevirir. Geonosian kurallarına göre idam edilecek olan Kenobi, Anakin ve Padme’yle arenada karşılaşır. Jedi Şövalyeleri onlara yardıma gelir, Obi-Wan da kahramanca savaşır ve sağ kalmayı başarır. Bu sırada yeni kurulmuş Cumhuriyet ordusu imdatlarına yetişir. Kont Dooku kaçmaya çalışırken, Obi-Wan ile Anakin onu takip eder ve onu gizli bir hangarda yakalarlar. Obi-Wan, öğrencisini Dooku'ya karşı beraber saldırmaları için uyarırken, inatçı Padawan onu dinlemez ve Dooku’nun Karanlık Taraf Güç'ü karşısında çaresiz kalır. Kenobi, saldırıya geçer ama Dooku daha güçlüdür. Obi-Wan yaralanarak yere düşer, Dooku öldürücü darbeyi vurmak üzereyken Anakin ustasını kurtarır. Skywalker ve Dooku düelloya devam eder ama Dooku yine üstündür. Anakin, kolunu kaybeder ve çaresiz ustasının yanına yığılır.

Nihayet Jedi Ustası Yoda olay yerine gelir ve Dooku’yu durdurmaya çalışır. Yoda’nın mükemmel ışın kılıcı saldırısı karşısında Dooku, Obi-Wan ve Anakin’in üzerine dev bir sütunu atarak kaçmayı başarır. Yoda, iki genç Jedi'ı kurtarmak için Dooku’nun kaçmasına izin vermiştir.

Kenobi, Geonosistan sonra klon ordusunun gerekli olduğuna inanmaktadır. Yoda, üzüntüyle Geonosis’teki zaferin aslında bir zafer olmadığını belirtir. Bu sadece galaksideki en karanlık zamanların başlangıcıdır.

Klon Savaşları

Klon Savaşları’nda bir General olan Obi-Wan Kenobi, birçok cephede Cumhuriyet ve Senato’ya kahramanca hizmetlerde bulunmuştur. Korkularına rağmen, alışılmış dışı Padawan’ı Anakin Skywalker sayesinde iyi bir yıldız savaşçısı pilotu olmuş ve ikili Ayrılıkçı cephelerinde beraberce büyük başarılara imza atmışlardır.

Jedi Ustası Obi-Wan Kenobi, dövüş sanatının en yetenekli ve en tehlikeli ışın kılıcı savaşçılarından biridir. Aynı zamanda da Klon Savaşları’nın vahşeti ve yıkımı sırasında bile barışçıl ve sakin kalmayı başarabilen ender ruhlardan birisidir. Dövüşmeden de bazı sorunların çözülebileceğine inanan Obi-Wan, sadece Galaktik Cumhuriyet’in değerlerini ve ideallerini korumak için kılıcını kullanır. Öğrencisi Anakin’in Jedi Şövalyesi unvanını edinmesini sağlayan Obi-Wan, Anakin’in kendi inatçı öğrencisini yola getirmek için verdiği çabayı keyifle izlemektedir.

Kenobi ve Skywalker’ın kazandıkları bu başarılar, Cumhuriyet’te bir efsane haline gelmiştir. Anakin, korkusuz davranışları sebebiyle “korkusuz kahraman” unvanını alırken, Obi-Wan’ın daha ölçülü ve düşünülerek yapılan hareketleri ona “uzlaştırıcı” sıfatını kazandırmıştır. Birçok durumda Obi-Wan Kenobi, tek bir lazer tabancası ateşlenmeden ikilemleri ve problemleri yoluna sokmuştur. Fakat diplomasi yetersiz kalıp kaba kuvvet gerekli olduğunda Kenobi ona da hazır bulunmuştur. Jedi Generali’nin emrinde tam donanımlı bir klon ordusu bulunmaktadır. En güvendiği klon askeri, Kumandan 2224 ya da diğer adıyla Kumandan Cody, Obi-Wan’a Cato Neimoidia ve diğer cephelerde çok büyük yardımı dokunmuştur.

Klon Savaşları sırasında Kenobi, Jedi Ustası seviyesine getirilmiş ve Jedi Konseyi’ne alınmıştır. Dehası ile en yüksek dereceden Jedi Stratejilerine katılmış ve böyle yüksek bir pozisyonda bulunmak ona Jedi Konseyi ve Yüce Şansölye Palpatine’in ofisi arasındaki gerginliği görme fırsatını vermiştir. Kenobi’nin, Palpatine ile ilgili ne kadar şüphesi varsa, Şansölye’yi General Grievous’un elinden kurtarma görevine giderken bunları zorla unutması gerekmekteydi. Siborg General ve emrindeki droid ordusu, Coruscant’a sürpriz bir saldırı yapmış ve Şansölye’yi kaçırmayı başarmıştı. Obi-Wan ve Anakin’de bunu duyduklarında Dış Halka kuşatmalarını terk edip direkt olarak, Jedi yıldız savaşçılarıyla savaşın içine daldılar.

Coruscant’ın üstünde, Cumhuriyet savaşçıları, kaçan Konfederasyon gemilerini kovalarken büyük çatışma devam etmekteydi. 7. Filo tarafından korunan Obi-Wan ve Anakin, kaosun içinden geçerek General’in gemisine ulaşmaya çalışıyorlardı. Bir Testere droidi sürüsünün Obi-Wan’ın yıldız savaşçısına tam uçuş sırasında saldırması, Jedi Ustası'nın pilotluk konusunda bütün fikirlerini değiştirdi. – küçük mekanik haydutlar tam uçuşun ortasında Obi-Wan’ın gemisini parçalayıp, General Grievous’un bayrak gemisine acil iniş yapmak zorunda bıraktılar. –

Bölüm III: Sith'in İntikamı

Bayrak gemisinin içinde Obi-Wan ve Anakin droid kuvvetlerini yararak Şansölye’yi aramaya başladılar. Bu muhtemelen bir tuzaktı, fakat Jedilar kabiliyetlerinden ve yeteneklerinden hiç şüphe etmiyorlardı. Böylelikle Obi-Wan’ın stratejisini takip ederek “tuzağın içine atladılar.”

Şansölye’yi, Grievous’un komuta merkezindeki geniş bir gözlem güvertesinde bir koltuğa bağlı olarak buldular. Kont Dooku, burada onları beklemekteydi ve geçen seferki plansız saldırının aksine Jedilar bu sefer Dooku’ya takım olarak saldırdılar. Dooku, hiç hafife alınacak bir düşman değildi. Obi-Wan’ı muazzam bir Güç ile geriye doğru fırlattı ve Jedi Üstadı oyuncak bebek gibi duvara doğru savrularak bilincini kaybetmiş bir şekilde yere kapaklandı. Bilinci kapalı bir şekilde yerde yatarken, Şansöyle’nin de kışkırtmasıyla Anakin’in savunmasız Dooku’yu soğuk kanlılıkla öldürüşünü hiçbir zaman göremedi.

Kenobi kendine geldiğinde, kendisini Anakin’in omzunda, yan yatmış bir turbo iticinin içinde buldu. Jedilar ve Şansölye sadece savaş droidleri ile değil aynı zamanda, uzun zamandır süregelen uzay savaşından neredeyse ikiye ayrılmak üzere olan dev bayrak gemisi ile de mücadele ediyorlardı. Geminin hangarına ulaşmaya çalışırken, üç kaçak bir güç kafesi tarafından yakalanıp, droid kuvvetlerinin eşliğinde General Grievous’un önüne getirildiler.

Obi-Wan ve Anakin iplerini kopararak droid güçlerini bu sırada alt etmeyi başardılar. Terk edilmiş ve ikiye bölünmüş gemi Coruscant’ın yerçekimi tarafından aşağı doğru çekilirken, Grievous kaçarak kendini kurtarmayı başardı. Günü kurtaran yine Anakin’in pilotluk kabiliyeti ile gemiyi Coruscant’daki terk edilmiş bir endüstriyel sektöre indirmesiydi.

Kont Dooku’nun ölümüyle, Cumhuriyet artık zafer ilan edebilirdi fakat Şansölye’nin savaş sırasında elinde bulundurduğu yetkileri bırakmaya hiç niyeti yoktu. General Grievous halen serbestçe dolaşıyordu ve bu durumda güvenliğin sağlanması imkânsızdı. Böylelikle Jedi Konseyi Grievous’un yakalanması ve adalete teslim edilmesi üstünde yoğunlaştı. Bunu yapma görevi Kenobi’ye düştü.

Solda Padawan Obi-Wan Kenobi ve sağda ustası Qui-Gon Jinn.

Fakat bundan önce Obi-Wan’ı bir başka zor görev beklemekteydi. Bu görev taktiksel olarak zor olduğundan değil, Obi-Wan’ın Anakin ile olan arkadaşlığının üstünde yarattığı gerginlikten ötürü, Jedi Üstadında çok büyük bir baskı unsuru oluşturmaktaydı. Şansölye’nin ricası ile Anakin, Jedi Konseyi’ne alınmıştı. Normal olarak Konsey, Şansölye’nin Jedi işlerine karışmasına izin vermezdi fakat, Anakin’i kabul ettiler. Anakin’i asıl kızdıran şey, onu Konsey’e alırken Jedi Üstadı derecesine getirmemeleriydi.

Bu öfkeyi daha çok besleyen şey ise, Konsey’in Anakin’i kabul etmesinin ardındaki asıl sebepti. Obi-Wan bu sebebi Anakin’e konsey kayıtlarının dışında kalması için dışarıda söyledi. Konsey, Anakin’den Şansölye’ye karşı casusluk yapmasını istiyordu. Anakin bölünmüş durumdaydı; Obi-Wan’da, Palpatine’de en yakın arkadaşları arasındaydı ve şimdi ikisi de Anakin’den birbirleri için casusluk yapmasını istiyorlardı.

Obi-Wan, Anakin Skywalker´in bu durgun halinden endişelenmeye başlamıştı. Bu yüzden Padmé’ye yaklaşıp, Anakin’in sorunları ve bu sorunların iç yüzleri hakkında konuşmak istiyordu. Ne yazık ki Obi-Wan’ın bu hareketi sadece Anakin’in, herkesin ona karşı komplo hazırladığı şüphelerini artıracaktı.

Klon istihbarat raporları, Grievous’un Utapau’ya kaçtığını ortaya çıkartınca, Obi-Wan üç tabur klon askeriyle bu gezegene gitti. Klonlardan önce gezgene giderek etrafı araştıran Obi-Wan, Dış Halka gezegenindeki dev bir delik şehre kondu. Burada, liman sorumlusu Tion Medon ile görüştü. Uzun boylu Utapaulu Obi-Wan’a gizlice gezegende örfi idare ilan edildiğini ve Grievous ile Ayrılıkçıların, şehrin 10. katında bulunduklarını söyledi.

Kenobi, Boga adlı sadık bir kertenkelenin sırtında şehrin 10. katına çıkarak Grievous’u buldu. Burada, Kumandan Cody tarafından komuta edilen klon kuvvetleri tarafından da desteklenen Obi-Wan, Grievous ile yüzleşti. Böylece, Obi-Wan Grievous ile kapışırken Utapau Savaşı başlamış oldu. Droid Generali, ışın kılıcı dövüşünde Kont Dooku’nun kendisi tarafından eğitilmişti fakat bir kılıç ustasının zarafeti ve kabiliyetinden yoksun olduğundan Obi-Wan’a karşı kaba kuvvet ve pervane metotları kullanıyordu. Grievous’un yapay anatomisi, bir anda 4 adet ışın kılıcı kullanabilmesini ve onları pervane gibi hızla döndürebilmesini sağlıyordu. Fakat General, Güç’ü kullanamadığından, Kenobi onun saldırılarını sezinleyip, bloke edebiliyordu. Obi-Wan, Grievous’un ışın kılıcı tutan birkaç kolunu keserek, onu kaçmaya zorladı.

Grievous, teker motoruna binerek Utapau’nun sokaklarından kaçmaya başladı. Kenobi ise Boga’nın sırtında, General’i takip etti, ve teker motorun üstüne atlayarak, Grievous’a saldırdı. General’in gizli iniş platformunda devam eden kavgada, fiziksel güç ve zırh bakımından üstün olan Grievous, Obi-Wan’ı neredeyse alt ediyordu.

Platformun kenarına son anda tutunup düşmekten kurtulan Obi-Wan, Grievous’un lazer tabancasını eline doğru çekerek, General'in kavga sırasında gevşemiş olan organ kutusuna doğru ateş etti. Hayati organlarının içinde bulunduğu sıvı bir anda alev alan Grievous, anında öldü. Klon Savaşları bitmişti.

Fakat klon askerlerinin ihaneti bu aşamada başladı. Obi-Wan’ın bilgisinin haricinde Coruscant’da, Palpatine dahiyane planını işletmeye başlamıştı. Şansölye, tüm Jediları Cumhuriyet’in düşmanları ve hain olarak ilan eden Emir 66’yı harekete geçirince, klon askerleri Jediları teker teker katletmeye başladılar. Cumhuriyet’e son derece sadık olan Klon Kumandanı Cody, Emir 66 ile birlikte, Jediların Cumhuriyet karşıtı komplolar kurduğuna inanarak, Generali Obi-Wan Kenobi’yi öldürme emri verdi. Obi-Wan zorlukla Utapau’dan kaçmayı başardı.

General Grievous’un Yıldız Savaşçısı’nda Utapau’dan kaçan Kenobi, Bail Organa ve Jedi Ustası Yoda ile iletişime geçti. Sadık Senatör, Jedi Tapınağı'nın klonlar tarafından saldırıya uğradığını söylerken, Yoda’da tüm Cumhuriyet sınırları içinde klonların Jedilar'ı öldürdüğünü doğruladı. Jedi Tapınağı’nda bulunan acil durum sinyali, tüm Jedilar'ı tapınağa geri çağırıyordu. Aslında sinyal, Jedilar'ı tam bir tuzağın içine gönderiyordu. Yoda ve Obi-Wan daha çok Jedi öldürülmeden bu sinyalin kapatılması gerektiğine karar verdiler. Coruscant’a dönüşte, Kenobi ve Yoda tapınağın kalıntılarını buldular. Ölü Jedilar bir zamanlar cilalı olan tapınak koridorlarında yatmaktaydılar. Cesetlerde klonların lazer tabancalarının izleri vardı fakat bazılarında ışın kılıcı yanıkları görülüyordu. Kenobi, korkunç gerçeği holo kameralar da doğrulayınca kabul etti. Bu yıkıma Anakin Skywalker sebep olmuştu. Bir zamanların korkusuz kahramanı, karanlık tarafa geçmişti. Şansölye Palpatine, Darth Sidious’tu ve Skywalker’da onun yeni çırağı Darth Vader’dı.

Kenobi bu korkunç olayları anlatmak ve Anakin’in yerini öğrenmek için Padmé’ye gitti. Padmè şoke olmuştu fakat Anakin’in yerini bilmesine rağmen bunu Kenobi’ye söylemedi. Kenobi’nin bir sonraki görevinin Anakin’i durdurmak yahut öldürmek olacağını biliyordu. Sevdiği adamı ve doğmamış çocuklarının babasını korumak için Padmé, Coruscant’dan ayrıldı. Kenobi gizlice Padmè’nin gemisinin kargo bölümüne saklanarak onunla birlikte gitti.

Mustafar’a varışta iki aşık yeniden birbirlerine kavuştukları sırada Obi-Wan gemiden dışarı çıktı. Padmé, Anakin’in değişimi karşısında yıkılmıştı. Ona karanlık taraftan geri dönmesi için yalvarıyordu. Vader, Obi-Wan’ın Padmè’nin gemisinden çıktığını görünce öfkeden deliye dönerek Padmè’yi ona ihanet etmekle suçladı ve Güç ile genç kadının boğazını sıktı. Anakin’deki bu kötülüğe ve karanlığa şahit olan Kenobi’de eski öğrencisine saldırdı.

Ardından gelen ışın kılıcı düellosu efsaneviydi. İki inanılmaz savaşçı, Mustafar’daki endüstriyel tesislerin çevresinde, etraflarındaki tehlikeli volkanlara aldırış etmeden ölümüne savaşıyorlardı. Kenobi ve Vader, lavın üstünde giden otomatik platformlarda savaşırlarken, düello Mustafar gezegeninin yüzeyine kadar devam etti. Daha sonra Kenobi, platformun üstünden siyah kum yüzeye doğru bir takla attı ve tekrar karaya adım attı. Şimdi Kenobi, Vader'dan daha yüksekte duruyordu ve taktiksel avantaja sahipti. Vader’a kazanamayacağı bir mücadeleye girmemesini söylese de, Sith Lordu'nun gururu ve kibiri onu neredeyse ölümüne sürüklüyordu.

Vader, aşağıdan Kenobi’ye doğru saldırıya geçti ve Obi-Wan kılıcının tek bir hareketiyle Vader’ın iki bacağını ve bir kolunu kesti. Sith’in işlevsiz vücudu lav nehrinin kıyısına doğru kayıyordu. Obi-Wan’da yıkılmıştı. Seçilmiş Kişi olması gereken insan artık yoktu. Fakat onu durdurabilmek galaksiye çok pahalıya patlamış, çok yıkım getirmişti. Jedilar artık yoktu. Şansölye şimdi galaksiyi yönetiyordu ve bir zamanların korkusuz kahramanı, Obi-Wan’ın kendine kardeşinden bile daha yakın gördüğü Anakin Skywalker lavlar tarafından yanarak ölmek üzereydi. Lavlardan gelen ısı, Vader’ın tüm vücudunu yaktı. Son sözlerinde Vader, Obi-Wan’dan ne kadar nefret ettiğini haykırıyordu.

Kenobi, Darth Vader’ın düşmüş ışın kılıcını alarak Padmé’nin yıldız gemisine geri döndü. Padmé ölüyordu fakat taşıdığı bebeklerin yaşam enerjileri halen Güç’ün içinde parlamaktaydı. Obi-Wan gemiyi Mustafar’a en yakın sağlık merkezi olan Polis Massa madencilik kolonisine götürdü. Uzaylı doktorlar, Padmé’nin hayatını kurtarmaya çalıştılar fakat artık bu mümkün değildi. Luke ve Leia adlı ikiz kardeşleri doğuran Padmé, hayatını kaybetti.

Yoda, Bail Organa ve Obi-Wan çocukların kaderlerini bilen üç insan olacaklardı. İmparator, eğer Anakin’in çocukları olduğunu öğrenirse, bunun çocukların hayatına çok büyük bir tehdit oluşturacağını biliyorlardı. Karanlık Lordlar'ın çocukların yerini bilmemeleri için Obi-Wan çocukları saklayacaktı. Erkek bebek Luke’u, nem çiftçileri Owen Lars ve Beru Lars ile yaşamak üzere Tatooine’e götürdü. Kız bebek Leia’yı ise Alderaan Genel Valisi Bail Organa ve eşi evlat edindiler.

Jedilar galaksiden İmparatorluk tarafından silinirken Obi-Wan, Tatooine’de inzivaya çekildi. Burada yıllar yılı kalarak Ben adını alacaktı. Yerliler onu “yaşlı ve deli adam” olarak bilecekler ve onu rahatsız etmeyeceklerdi. Bu zaman zarfında Obi-Wan yıllar yılı Güç ile iletişimde kaldı ve meditasyon sayesinde eski ustası Qui-Gon Jinn’in ruhu ile iletişim kurdu. Eski Ustası Güç’ün içinde benliğini koruyarak ölümsüzlüğün yolunu keşfetmişti. İlerleyen yıllarda Obi-Wan, Qui-Gon Jinn’den bunun sırrını öğrenecekti.

Bölüm: IV- Yeni Bir Umut

Jedilar, İmparatorluk güçleri tarafından yok edilirken, Obi-Wan Tatooine’de saklanmayı tercih etmişti. Yerel halk onu “yaşlı çılgın münzevi” olarak adlandırmış ve egzantrik yaşlı adamdan uzak durmuştur.

Galaktik İç Savaş’ın doruk noktasına ulaştığı günlerde Leia Organa, İmparatorluğun en şeytani silahı Ölüm Yıldızı’na ait planları ele geçirir. Görevi Obi-Wan Kenobi ile bağlantı kurmak ve hem Kenobi’yi hem de planları Alderaan’daki üvey babasına götürmektir. İmparatorluk ajanları tarafından yakalanınca, planları bir R2-D2 ünitesinin hafıza sistemlerinin içine yerleştirir ve droidi Tatooine’e yollar.

R2-D2 ve ortağı C-3PO, Owen Lars tarafından satın alınır. R2, planları Kenobi’ye ulaştırmakta ısrarlıdır ve Lars'ın çiftliğinden kaçar. Luke, küçük droidi izlediğinde Obi-Wan’la karşı karşıya gelir.

Obi-Wan, Luke’a babası hakkında açıklamalar yapar ama ona bütün gerçeği anlatmaz. Bu büyük yüke henüz hazır olmadığını düşündüğünden ona Anakin Skywalker’ın inanılmaz bir pilot, büyük bir savaşçı ve iyi bir arkadaş olduğunu söyler. Anakin’in ölümünü ise kötü yola dönmüş eski bir öğrencisi olan Darth Vader’a bağlar. Kenobi daha sonra, Anakin’in, Darth Vader’ın ortaya çıkmasıyla yok olduğunu ve Luke’a söylediği şeyin bir bakış açısından doğru olduğu kanısına varacaktır. Obi-Wan, Luke’a babasından bir hediye de verir: Anakin Skywalker’ın mavi ışın kılıcı. Böylelikte Luke Skywalker’ın Jedi dünyasına yolculuğu başlar. Obi-Wan, Luke’u birlikte geçirdikleri kısa zaman içinde elinden geldiğince eğitmeye çalışır ama Skywalker’ın, Jedilar'ın eski günlerinde asla eğitilmeyeceğinin bilincindedir. Luke eğitime başlamak için çok büyüktür. Yine de Kenobi, Luke sayesinde karanlık tarafa yenik düşmüş öğrencisini kurtarabileceğini düşünmektedir.

Anakin, Yoda ve Obi-Wan'ın öldükten sonra Güç ile bütünleşmiş halleri.

Prenses Leia’yı İmparatorluğun elinden kurtarma görevini üstlenen Obi-Wan ve Luke, Han Solo’nun Millenium Falcon’unu kiralayarak Alderaan’a doğru yola çıkarlar. Yolculuk sırasında Kenobi, Luke’un ışın kılıcı eğitimine başlar. Bu sırada Alderaan’ın Ölüm Yıldızı tarafından yok edildiği ortaya çıkar.

Gemileri İmparatorluk tarafından yakalanır ve Ölüm Yıldızı’nda esir alınır. Kenobi, gemiyi tutan çekici ışını etkisiz hale getirme görevini üzerine alır. Güç sayesinde fırtına birlikleri ve İmparatorluk subaylarından saklanmayı başarır ama Darth Vader onu bu sayede hisseder. Kara Lord, Kenobi ile yüzleşir. Uzun yıllar sonra Vader ve eski ustası tekrar karşı karşıyadır. Diğerlerinin kaçmasını sağlamak için Kenobi kendini feda eder. Kara Lord, yaşlı Jedi’a ışın kılıcıyla öldürücü darbeyi indirirken, Kenobi Güç’le bir olur. Geride hiçbir şey bırakmaz, sadece boş cübbesi ve ışın kılıcı kalmıştır.

Bölüm V - İmparator

Kenobi’nin ölümü Skywalker’ın hem Asi İttifak’a hem de Güç'e hizmet etme isteğini güçlendirir. Zor anlarda Kenobi’nin sesi Luke’a ulaşarak ona rehberlik etmektedir. Daha sonra Kenobi ruh formunda Luke’a gözükür ve ona usta Yoda’nın rehberliğinde eğitileceği Dagobah’a gitmesini söyler.

Yıldız Savaşları: Bölüm VI - Jedi'ın Dönüşü

Dagobah’ta Yoda’nın ölümünden sonra tekrar Luke’a görünen Kenobi, ona ailesi hakkındaki gerçekleri açıklar. Kenobi artık karanlık tarafın yalnızca İmparator ve Darth Vader’ın ölümleriyle sağlanabileceğini düşünse de Luke, babasının içinde hala iyilik olduğuna inanmaktadır. Bu inançla, babasını karanlık taraftan döndürmek için çabalar ve bunu başarır. Son savaşında ciddi yaralar almış olan Vader, aydınlık tarafa dönerek ölür. Ruhu, İmparatorluğun yok edilmesi kutlamalarında Kenobi ve Yoda’nın yanında yerini alır.

Star Wars: Güç Uyanıyor

Rey (Daisy Ridley), daha önce Luke'a ait ışın kılıcına dokunduğunda Obi-Wan'ın sesini duyar. Obi-Wan, Millennium Falcon'daki eğitimi sırasında Luke'a verdiği cesaret sözleri ile Rey'e seslenir: "Bunlar ilk adımlarınız."

Star Wars: Skywalker'ın Yükselişi

Obi-Wan'ın sesi, Palpatine'i yok etmek için Rey'e güç vermek ve cesaret vermek için geçmişten gelen diğer Jedilar ile birlikte duyulur. Hem McGregor hem de Guinness sesleri kullanılmıştır.

Obi-Wan Kenobi isimli cadde

2004'te Polonya'da Komün Lubicz Konseyi, Grabowiec köyünün caddelerin birinin adını Obi-Wan Kenobi olarak değiştirilmesi kararını aldı. Cadde, 2005'te adlandırıldı. Cadde isminin yazımı Obi-Wan Kenobi isminin Lehçe genitif formu olan Obi Wana Kenobiego şeklindedir.

Ayrıca bakınız

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.