Kan davası
Kan davası, aile bireyleri arasındaki ilişkilerin sıkı olduğu ve törelere önem verilen toplumlarda öç alma duygusundan kaynaklanan, misilleme biçiminde karşılıklı cinayetlerle süren aileler ve gruplar arası öldürme silsileleri durumu. Kan davasında silsileyi başlatan, farklı bir ifadeyle ilk katil kim olursa olsun, katile karşı sürekli katil çıkar, yıllarca, onyıllarca silsile halinde sürer.
Bunun yanında, günlük dilde, yerine göre “namus”, “onur”, “saygınlık”, “şan” gibi kavramlarını da içeren şeref kavramı, kan davalarına neden olan ilk eylemde ve öç alma sürecinde faillerin en çok sığındıkları bir kavramdır. Sahip olunan toprağa el konulması, ailenin kadın veya kızlarından birine laf atılması, sarkıntılık, tecavüz veya kız kaçırılması, evlilik dışı bir kızın hamile kalması, aile fertlerinden birinin öldürülmesi, hakarete uğraması vb. günlük bütün ilişkilerde ailenin şerefine, saygınlığına herhangi bir zarar geldiğine inanıldığı durumlarda, halk arasında “leke” olarak adlandırılan bu durumlar genellikle kan davası ile “temizleme” yoluna gidilmektedir.
Kan davası,hukuk kuralları içinde cezalandırmayı kabul etmeyip, cezalandırmayı kendi elleriyle yapan kişilerin davasıdır. Namus ve töre cinayetleri ile karışıktır ve siyasal, mezhepsel, bölgesel kan davaları da vardır.
Kan davası kapsamında genellikle tek tek cinayetler işlense de, bazı bölgelerde kadın ve çocukların da içinde bulunduğu toplu kan davası cinayetleri görülmektedir. Bazı ülkelerin hukuk sistemlerinde idam cezası kaldırıldığından, bazen 12 yaşındaki çocuk bile kan davasının bir askeri olabilir.
Sosyolojik ve Tarihsel olarak kan davası
“Kan gütme”, “kan intikamı” olarak da isimlendirilen olgu, Türkiye’de ve bölgede daha çok “kan davası” kavramıyla tanımlanmaktadır. Yabancı literatürde “blood feud”, “blood revenge”, “blood vengeance feud”, “vendetta”, gibi kelimelerle ifade edilen kan davasının İngilizce'deki karşılığının bileşenlerinden biri olan “vengeance” ya da “revenge” ve Almanca’daki “rache”, “öç” anlamına gelmektedir. İtalyancadaki “vendetta” sözcüğü ise Latincede bir kimsenin kendisini savunması anlamına gelen “vindicta” sözcüğünden türemekte, İngilizcedeki yine bu kökten geldiği anlaşılan “vindicte” sözcüğü de, “kinci”, “intikamcı” anlamına gelmektedir. Osmanlıca'da da “kan gütme”, “öç” anlamına gelen Arapça kökenli “sar” kelimesiyle karşılanmaktadır. Konuyla ilgili literatürde değişik pek çok tanım yapılmıştır. Bir tanıma göre “cemaat tipindeki samimi ilişkilerin bulunduğu gruplar arasında her iki tarafın da şiddete başvurulacağını beklediği karşılıklı düşmanlık ilişkileri” olarak tanımlanmaktadır. Buna benzer bir tanımda ise, "Akrabalardan ve cemaat üyelerinden birini öldüren kimseyi ya da onun ailesinden, akrabalarından, cemaatinden birini öldürmek suretiyle öç alma" olarak tanımlanmaktadır.
Türkiye'de kan davası
Türkiye'de, Türk Ceza Kanunu'nda kasten insan öldürme suçunun temel şeklinin cezası müebbet hapis cezası olarak öngörülmüştür. Buna karşılık kasten insan öldürme suçunun "kan gütme saikiyle" veya "töre saikiyle" işlenmesi halinde suçun nitelikli hali olarak verilecek ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır (TCK. m.82/1-j,k).