Kan şekeri seviyesi

Kan şekeri seviyesi, kan şekeri konsantrasyonu veya kan glukoz seviyesi, insanların ve diğer hayvanların kanında bulunan glukoz miktarıdır. Glukoz basit bir şekerdir ve her zaman 70 kilogram ağırlığında bir insanın kanında yaklaşık 4 gram glukoz bulunur.[2] Vücut, metabolik homeostazın bir parçası olarak, başta karaciğer ve pankreas ve bunların yanında ekstrahepatik dokular ve birkaç hormonun rol oynadığı, çok duyarlı homeostatik bir mekanizma ile kan glukoz seviyelerini sıkı bir şekilde düzenler. Glukoz, iskelet kası ve karaciğer hücrelerinde glikojen formunda depolanır aç kalan bireylerde, kan glukozu karaciğer ve iskelet kası içindeki glikojen depoları harcanarak sabit bir seviyede tutulur.[3]

Günde üç öğün yemek tüketen insanlarda kan şeri (kırmızı) ve kan şekerini düşüren hormon insülin'nin (mavi) seviyelerinin dalgalanması.Düz çizgiler nişasta bakımından zengin noktalı çizgiler ise şeker içeriği yüksek besinleri göstermektedir.[1]

İnsanlarda, glukoz birincil enerji kaynağıdır ve birçok dokuda ama özellikle özellikle aç kalmış, sedanter bireylerde kan glikozunun yaklaşık % 60'ını tüketen insan beyninin normal fonksiyonunu sürdürmesi için önemlidir. Glukoz, bağırsaklardan veya karaciğerden vücuttatki diğer dokulara kan dolaşımıyla taşınabilir. Glukozun hücre içerisine alımı ise esasen pankreas tarafından üretilen bir hormon olan insülin ile düzenlenir. İnsülin karaciğer dışındaki dokularda glukozun hücre içine girişindeki kontrol mekanizmasında görev alır.

Glukoz seviyeleri, genellikle sabahları günün ilk öğünden önce en düşüktür ve öğünlerden sonra bir veya iki saat boyunca birkaç milimol yükselir. Normal aralıklar dışındaki kan şekeri seviyeleri, tıbbi bir durumun göstergesi olabilir. Sürekli yüksek bir seviyeye hiperglisemi denir; Düşük seviyeler hipoglisemi olarak adlandırılır. Diyabetes mellitus, çeşitli nedenlerden herhangi birinden kalıcı hiperglisemi ile karakterizedir ve kan şekeri regülasyonunun başarısızlığı ile ilgili en önemli hastalıktır. Kan şekeri düzeylerini test etmek ve ölçmek için farklı yöntemler vardır.

Alkol alımı başlangıçta kan şekerinde bir artışa neden olur ve daha sonra seviyelerin düşmesine neden olma eğilimindedir. Ayrıca, bazı ilaçlar glukoz seviyelerini artırabilir veya azaltabilir.[4]

Birimler

Kan glukoz seviyelerini ölçmenin uluslararası standart yolu, mmol/L (litrede milimol veya milimolar, kısaltılmış olarak mM) olarak ölçülen molar konsantrasyon anlamındadır. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve diğer ülkelerde kütle konsantrasyonu mg/dL (desilitre başına miligram) olarak ölçülür.[5]

Since the molecular weight of glucose C6H12O6 is 180, the difference between the two units is a factor of 18, so that 1 mmol/L of glucose is equivalent to 18 mg/dL.[6]

Normal Değerler

İnsanlar

Kan şekeri seviyesinin normal değer aralıkları farklı laboratuvarlar arasında kısmen farklılık gösterebilir. Birçok faktör bir kişinin kan şekeri seviyesini etkiler. Vücudun kan şekeri regülasyonunun homeostatik mekanizması (glukoz homeostazisi olarak da bilinir) normal olarak çalışırken, kan şekeri seviyesini yaklaşık 4.4 ila 6.1 mmol/L (79 ila 110 mg /dL) arasında dar bir alana geri döndürür (açlık kan şekeri ölçüm değerlerine göre) [7]

Diyabetik olmayanlar için normal kan şekeri seviyesi (açlık sonrasında test edilen), 3.9 ve 7.1 mmol/L (70 ila 130 mg/dL) arasında olmalıdır. İnsanlarda ortalama normal kan glukoz seviyesi yaklaşık 5.5 mmol/L'dir (100 mg/dL); Ancak, bu seviye gün boyunca dalgalanmaktadır. Diyabetli olmayan ve aç olmayanlar için kan şekeri düzeyleri 6.9 mmol/L'nin (125 mg/dL)[8] altında olmalıdır. Amerikan Diyabet Birliği'ne göre, diyabetikler için kan şekeri hedef aralığı, yemeklerden önce 5.0-7.2 mmol/L (90–130 mg /dL) ve yemeklerden sonra 10 mmol/L'den (180 mg/dL) az olmalıdır (kan şekeri monitörü-glukometre ile ölçülen değer)[9]

Her ne kadar öğünler arasındaki aralıkta ve yüksek karbonhidrat içeriğine sahip yemeklerin zaman zaman tüketilmesi sonrasında geniş çaplı değişiklikler göstermesine karşın, insan kan şekeri seviyeleri normal aralıklar arasında kalmaya eğilimlidir. Ancak, yemekten kısa bir süre sonra, kan şekeri seviyesi diyabetik olmayanlarda geçici olarak 7.8 mmol/L (140 mg/dL) veya biraz daha fazla yükselebilir. Diyabetli bireylerin 'sıkı diyabet kontrolünü' muhafaza etmeleri için, Amerikan Diyabet Birliği, yemek sonrası glikoz seviyesini 10 mmol/L'den (180 mg/dL) az ve açlık plazma glukozunu ise 3,9 ila 7,2 mmol/L (70–130 mg/dL) arasinda olmasini tavsiye eder.[10]

Kandaki ve vücut sıvılarındaki gerçek glukoz miktarı çok azdır. 5 litrelik kan hacmine sahip, 75 kg'lık sağlıklı bir yetişkin erkekte, 5.5 mmol/L (100 mg/dL) lik kan şekeri seviyesi 5 g'dır ve yaklaşık bir çay kaşığı şekere eşdeğerdir.[11] Bu miktarın bu kadar küçük olmasının nedeninin bir parçası, glukozun hücrelere girmesini sağlamak için, enzimler tarafından glukoza fosfat veya başka gruplar ekleyerek glukozu modifiye etmesidir.

Öteki hayvanlar

Genel olarak, yaygın yerli geviş getiren hayvanlarda kan şekeri aralıkları birçok monogastrik memelilerden daha düşüktür[12]. Bununla birlikte, bu genelleme vahşi geviş getirenlere ve devegillere uzanmamaktadır. mg/dL birimiyle serum glukozunun referans aralıkları, inekler için 42 ila 75 arasında, koyunlar için 44 ila 81 arasında ve keçi için 48 ila 76 arasında, kediler için ise 61 ila 124 arasında; Köpekler için 62 ila 108, atlar için 62 ila 114, domuzlar için 66 ila 116, tavşanlar için 75 ila 155 ve lamalar için 90 ila 140 arasında bildirilmiştir.[13] Yakalanan dağ keçileri (Oreamnos americanus) için 26 ila 181 mg/dL serum glukozu için yüzde 90'lık bir referans aralığı bildirilmiştir;[14] Balina balinaları için, serum glukozunun yüzde 25-75 aralığının 94 ila 115 mg / dL olduğu tahmin edilmektedir.[15] Beyaz gergedanlar için, bir çalışma yüzde 95 aralığının 28 ila 140 mg/dL olduğunu göstermiştir.[16] Grönland fokları için, 4.9 ila 12.1 mmol/L'lik bir serum glukoz aralığı [ör. 88 ila 218 mg/dL] rapor edilmiştir; balonlu foklar için, 7.5 ila 15.7 mmol/L arasında bir aralıkta [ör. yaklaşık 135 ila 283 mg/dL] bildirilmiştir.[17]

Regülasyon

Vücudun homeostatik mekanizması, kan glukoz seviyelerini dar bir aralıkta tutar.  Bu mekanizma, hormonal regülasyonunun en önemli olduğu, birbiriyle etkileşen pek çok sistemden oluşur. 

Kan glukoz seviyelerini etkileyen iki tip karşılıklı antagonist metabolik hormon vardır:

Bu hormonlar, endokrin doku toplulukları olan pankreatik adacıklardan salgılanır. Dört tip pankreatik adacık, alfa (A) hücreleri, beta (B) hücreleri, Delta (D) hücreleri ve F hücreleri vardır. Glukagon, alfa hücrelerden salgılanırken, insülin, beta hücreleri tarafından salgılanır. Bu iki hormon birlikte, bir reaksiyonun son ürününün başka bir reaksiyonun başlangıcını uyardığı bir süreçte negatif geri besleme yoluyla kan glukoz seviyelerini düzenlerler. Yüksek kan glukoz seviyelerinde, insülin kandaki glukoz konsantrasyonunu düşürür. Düşük kan-glikoz seviyesinde (insülin sekresyonunun bir sonucu oluşan) glukagonun salgılanmasını tetikler ve döngüyü tekrarlar.[19]

İnsülin hiperglisemiye yanıt olarak pankreastan direkt kan içine salgılanır. aminoasit, serbest yağ asitleri, glukagon hormonu insülin salgılanmasını olumlu yönde etkiler epinefrin(adrenalin) ve norepinefrininsülin salgılanmasını olumsuz etkiler. Ön hipofizden salgılanan STH ve ACTH homonları kan glikozunu yükseltme eğilimindedirler.

Kan glukozunun stabil kalması için insülin, glukagon, epinefrin ve kortizol modifikasyonları yapılır. Bu hormonların her birinin kan şekerini düzenleyen farklı bir sorumluluğu vardır; Kan şekeri çok yüksek olduğunda, insülin, kaslara fazla glukozu depolamak üzere almasını söyler. Glukagon kan glukoz seviyesinin çok fazla düşmesine yanıt verir; Daha fazla glukoz üretmek için dokuyu bilgilendirir. Epinefrin, bir "kaç ya da kavga et" yanıtı durumundaki faaliyet için kasları ve solunum sistemini hazırlar. Son olarak, kortizol vücudu ağır stres zamanlarında yakıtla besler.[20]

Anormallikler

Yüksek kan şekeri

Kan şekeri düzeyleri çok yüksek kalırsa vücut kısa vadede iştahı bastırır. Uzun süreli hiperglisemi, kalp hastalığı, kanser[21][16][./Blood_sugar_level#cite_note-20 [20]], göz, böbrek ve sinir hasarı gibi birçok uzun vadeli sağlık sorunlarına neden olur.[22]

300 mg/dL'nin üzerindeki kan şekeri seviyeleri ölümcül reaksiyonlara neden olabilir. Ketonlar çok yüksek (çok düşük karbonhidratlı bir diyet yedikten sonra oluşandan daha yüksek) olduğunda, ketoasidozu başlatacaktır. Mayo kliniği 300 mg/dL'nin üzerindeki kan şekerinin acil serviste tedavisini önerir.

Hipergliseminin en yaygın nedeni şeker hastalığıdır. Diyabet bir sorun  olduğunda, doktorlar genellikle tedavi olarak bir anti-diyabetik ilaç önerirler. Hastaların çoğunluğunun bakış açısına göre, metformin gibi eski, iyi anlaşılmış bir diyabet ilacı ile tedavi, bu durumu yönetmek için en güvenli, en etkili, ucuz ve en konforlu yol olacaktır.[23] Diyet değişiklikleri ve egzersiz uygulaması da diyabet için bir tedavi planının bir parçası olabilir.

Sağlıklı deneklerin çoğunda Açlık kan şekeri seviyeleri, yemek sonrası kan şekerinden daha yüksek olabilir. Bu bireylerin fizyolojik insülin direncine sahip oldukları söylenebilir ve uzun süreli bir komplikasyon olarak diabet gelişebilir. Klinik ve laboratuvar uygulamalarında, çoğu zaman sağlıklı bir normal denek, yemek sonrası kan şekeri değerinden daha yüksek bir açlık kan şekeri değeri sergilemektedir. Bu, kanda, yemek sonrası glukoz seviyesinin açlık glukoz seviyesinden daha yüksek olması gerektiği yönünde ortak bir algı bulunduğundan, karışıklık yaratır. Ama bu bireylerde tekrarlanan ölçümler, daha sonra da benzer bir sonuç verir.[24]

Düşük kan şekeri

Kan şekeri seviyeleri çok düşerse, hipoglisemi adı verilen potansiyel olarak ölümcül bir durum gelişir. Semptomlar uyuşukluk, zihinsel işlev bozukluğu; sinirlilik; kol ve bacak kaslarında titreme, seğirme, halsizlik; soluk ten rengi; terleme; bilinç kaybı'nı içerebilir. 

Aşırı hipoglisemi sonrası (40 mg/dL'nin altında) tatmin edici kan şekeri düzeylerini geri kazandıran mekanizmalar, yetersiz glukozun çok ciddi sonuçlarını önlemek için hızlı ve etkili olmalıdır: Bu sonuçlar, konfüzyon veya dengesizlik ve aşırı durumlarda (15 mg/dL'nin altında) bilinç kaybı ve nöbetlerdir. Hiperglisemiye bağlı olarak sıklıkla gelişen, özellikle uzun vadede (diyabet veya prediyabet, obezite veya şişmanlık, hiperlipidemi, hipertansiyon, vb.) potansiyel olarak oldukça ciddi durumları ve riskleri bir kenara bırakmadan, düşük kan seviyelerine sahip olmak -özellikle çok düşük seviyelerde ise-, en azından kısa süreli de olsa, yüksek kan şekeri seviyelerine sahip olmaktan genel olarak halen daha tehlikelidir. Çünkü glukoz, metabolizma, beslenme ve vücudun organlarının düzgün çalışması için çok önemlidir. Bu durum özellikle metabolik olarak aktif olan veya sürekli, belirli bir düzeyde bir kan şekeri tedariği gerektiren organlar için geçerlidir (karaciğer ve beyin örnekleridir). Sağlıklı bireylerde, kan şekeri düzenleyici mekanizmalar genellikle oldukça etkilidir ve semptomatik hipoglisemi genellikle yalnızca insülin veya diğer farmakolojik tedavileri kullananlarda, aşırı açlık çekenlerde veya ciddi yetersiz beslenme veya malabsorpsiyon (çeşitli nedenlerle emilim bozukluğu) ve anoreksi gibi durumlarda görülür. Hipoglisemik atakların hem şiddeti hem de başlangıç hızı kişiler arasında büyük değişkenlikler gösterebilir. Şiddetli vakalarda, yetersiz derecedeki düşük kan glukoz seviyelerinin beyin ve diğer dokulara zarar vermesi ve hatta ölüme sebebiyet verebileceği için  için acil tıbbi yardım gereklidir.Şablon:Dubious

Glukoz Ölçümü

Numunenin kaynağı

Aç bir bireyde glukoz testi, arteriyel, venöz ve kapiller kanda benzer seviyelerde glukoz gösterir. Ancak yemeklerden sonra, kapiller ve arteryel kan glukoz seviyeleri venöz düzeylerden anlamlı olarak daha yüksek olabilir. Bu farklılıklar geniş çapta değişse de, bir çalışmada 50 gram glukoz tüketiminin ardından "ortalama kapiller kan glukoz konsantrasyonunun ortalama venöz kan glukoz konsantrasyonundan %35 daha yüksek olduğu" ortaya çıkmıştır.."[25][26][27]

Numunenin türü

Glukoz tam kan, plazma veya serumda ölçülür. Tarihsel olarak, kan glukoz değerleri tam kan açısından verilmiştir, ancak çoğu laboratuvar şimdi plazma veya serum glukoz seviyelerini ölçüyor ve rapor ediyor. Kırmızı kan hücreleri (eritrositler) serumdan daha yüksek bir protein konsantrasyonuna (örn., Hemoglobin) sahip olduğundan, serum daha yüksek bir su içeriğine ve sonuç olarak tam kandan daha fazla çözünmüş glukoza sahiptir. Tam kan glukozundan serum konsantrasyonuna dönüştürmek için, 1.14[28] ile çarpmanın genellikle serum/plazma seviyesini verdiği gösterilmiştir.

Numunenin intravenöz yoldan hastaya verilen sıvılar ile kontaminasyonunu önlemek için, numunenin intravenöz hattın (kateter) sokulduğu kolun karşısındaki koldan alınmasına özellikle dikkat edilmelidir. Buna alternatif olarak, IV kateter en az 5 dakika süreyle kapatıldıktan ve kol kateterden infüze edilen sıvıları damardan uzaklaştırmak için yükseltildikten sonra, kateterin takılı olduğu aynı koldan kan alınabilir. Dikkatsizlik büyük hatalara yol açabilir, çünkü % 5'lik dekstroz solüsyonu (D5W) ile% 10 kadar az kirlenme, bir numunede guikozu 500 mg/dL veya daha fazla yükseltir. Kandaki glikozun gerçek konsantrasyonu, ise hiperglisemide bile bu değerden çok düşüktür.

Ölçüm teknikleri

Glukozu ölçmek için iki ana yöntem kullanılmaktadır. İlki, bazı yerlerde hala kullanılmakta olan, glukozun spesifik olmayan indirgeme özelliğini kullanarak, onunla reaksiyona girdiğinde indirgenerek rengini reğiştiren bir madde kullanan kimyasal bir yöntemdir. Kanda bulunan öteki bileşenlerin de ayrıca indirgeme özelliğine (örneğin üremik hastalarda anormal derecede yüksek olabilen üre) sahip olması yüzünden, bu teknik bazı durumlarda hatalı sonuçlar verebilir (bazı durumlarda 5–15 mg/dL arasında hata rapor edilmiştir). Daha yeni teknik, bu tür bir hataya daha az duyarlı olan glukoza özgü enzimlerin kullanılmasıdır. En yaygın kullanılan iki enzim, glukoz oksidaz ve heksokinazdır.[29] Ortalama kan şekeri konsantrasyonları da ölçülebilir. Bu yöntem, yaklaşık olarak 120 gün boyunca ortalama kan şekeri düzeylerini temsil eden glikozillenmiş hemoglobin (Hemoglobin A1c) seviyesidir.

Her iki enzimden birinin kullanılması durumda da, kimyasal sistem genellikle bir glokometre cihazına yerleştirilen bir test şeridinde bulunur ve daha sonra bir kan örneği bu çubuğa uygulanır. Test şeritlerinin şekilleri ve bunların tam kimyasal bileşimleri test sistemleri arasında değişiklikler gösterir ve birbirlerinin yerine kullanılamazlar. Önceden, bazı test şeritleri (bir süre geçtikten ve kan örneğini sildikten sonra) kutunun etiketinde basılmış bir renk şemasına karşı görsel olarak karşılaştırılarak okunurdu. Bu tip şeritler hala idrar glukozunu ölçmek için kullanılır, ancak kan glikoz seviyeleri için bunların artık modası geçmiştir. Bu test sistemlerinin hata oranları, her halükarda, daha yüksektir. Test striplerini kullanırken meydana gelen hatalar, çoğunlukla çubuğun yaşına veya yüksek sıcaklıklara veya neme maruz kalıp kalmamsına bağlıdır.[30] Daha kesin kan şekeri ölçümleri heksainaz, glikoz oksidaz veya glukoz dehidrojenaz enzimleri kullanılarak bir tıbbi laboratuvarda gerçekleştirilir.

Bununla birlikte, idrardaki glukoz ölçümleri çok daha az faydalıdır. Düzgün çalışan böbreklerde, glukozun böbrek eşiği (160–180 mg/dL) aşılıncaya kadar glukoz idrarda görünmez. Bu durum, aslında herhangi bir normal glukoz seviyesinin üzerindedir ve mevcut bir şiddetli hiperglisemik durumun kanıtıdır. Bununla birlikte, idrar mesanede saklandığı için, mesane içinde yer alan herhangi bir glukoz, mesanenin boşaltıldığı son zamandan beri herhangi bir zamanda üretilebilir. Metabolik koşullar hızla değiştiği için, çeşitli faktörlerin bir sonucu olarak, bu gecikmeli bir haberdir ve gelişmekte olan bir durum hakkında uyarı vermez. Kan glukozu takibi, hem klinik olarak hem de hastalar tarafından evde kendilerini izleme için en çok tercih edilen yöntemdir. Sağlıklı bir insandaki idrar glukoz seviyeleri ilk olarak 1965[31] yılında Hans Renschler tarafından standartlaştırılmış ve yayınlanmıştır.

Klinik bağlantı

8 saatten sonra ölçülen açlık kan şekeri seviyesi, genel olarak glukoz homeostazının en sık kullanılan göstergesidir, çünkü gıda alımı gibi rahatsız edici olaylar önlenmiş olur. Glukoz seviyelerini etkileyen koşullar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Bu test sonuçlarındaki anormallikler, glukoz regülasyonunun çoklu kontrol mekanizmasındaki problemlerden kaynaklanmaktadır.

Karbohidrat yüklemesine verilen metabolik cevap, bir öğünden veya glukoz yüklenmesinden 2 saat sonra ölçülen bir postprandiyal (yemek sonrası) glukoz seviyesi ile uygun şekilde değerlendirilir. Buna ek olarak, diyabet tanısına yardımcı olmak için standart bir miktar oral glukoz alımından sonra zamanlanmış ölçümlerden oluşan oral glukoz tolerans testi kullanılır. 

Kan şekeri ölçüm sistemleri için hata oranları, laboratuvarlara ve kullanılan yöntemlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Kolorimetrik teknikler, test şeritlerindeki (hava kaynaklı veya parmakla bulaşan kontaminasyondan kaynaklanan) renk değişimleri veya ışık kaynağı veya ışık sensörü ile girişim (örn., Kirletici kirletici maddeler) ile yanıltıcıolabilir. Elektriksel teknikler, diğerlerine göre olmasa da, bu hatalara daha az duyarlıdır. Evde kullanımda en önemli konu, doğruluk değil, trenddir. Bu nedenle, bir ölçüm cihazı/test şeridi sistemi sürekli olarak% 10 oranında yanlış değer verse bile, değişiklikler (örneğin, egzersiz veya ilaç ayarlamalarından dolayı) düzgün bir şekilde takip edildiği sürece, bu durumun çok az sonucu olacaktır. ABD'de ev kullanımı için üretilen kan şekeri ölçüm cihazları, satılmadan önce Federal Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanmalıdır.

Son olarak, gıda alımından bağımsız olarak kan glukoz seviyesi üzerinde etkili birçok durum vardır. Örneğin, enfeksiyon ya da  fiziksel veya psikolojik stres, kan glukoz seviyelerini değiştirmek eğilimindedir. Egzersiz, özellikle de uzun sürmüşse ya da en son yenen yemeğin üzerine yapılmışsa, kan glukoz seviyesine bir etkisi olacaktır. Tipik bir insanda, kan şekerinin sabite yakın seviyelerde tutulması tüm bunlara karşın de oldukça etkili olacaktır.

Anormal glukoz seviyelerinin nedenleri
Kalıcı Hiperglisemi Geçici Hiperglisemi Kalıcı hipoglisemi Geçici hipoglisemia
Referans aralığı, AKŞ: 70–110 mg/dL
Diabetes mellitus Feokromasitoma İnsülinoma Acut alkol tüketimi
Böbreküstü kortikal hiperaktivitesi Cushing sendromu İleri araciğer hastalığı Böbreküstü kortikal yetmezliği Addison hastalığı İlaçlar: salisilatlar, antitüberküloz ajanlar
Hipertiroidizm Strese bağlı hiperglisemi Hipopitüitarizm İleri derece karaciğer bozukluğu
Akromegali Şok Galaktozemi Ciddi glikojen depolama bozukluğu
Obezite Konvülsiyonlar Tümörlerden insülin salgılanması Kalıtsal fruktoz intoleransı

Başvurular

  1. Daly ME, Vale C, Walker M, Littlefield A, Alberti KG, Mathers JC (Haziran 1998). "Acute effects on insulin sensitivity and diurnal metabolic profiles of a high-sucrose compared with a high-starch diet" (PDF). The American Journal of Clinical Nutrition. 67 (6). American Society for Clinical Nutrition. ss. 1186-96. doi:10.1093/ajcn/67.6.1186. PMID 9625092.
  2. Wasserman DH (Ocak 2009). "Four grams of glucose". American Journal of Physiology. Endocrinology and Metabolism. 296 (1). ss. E11-21. doi:10.1152/ajpendo.90563.2008. PMC 2636990$2. PMID 18840763.
  3. Walker, Rosemary and Rodgers, Jill (2006) Type 2 Diabetes – Your Questions Answered. Dorling Kindersley.
  4. "Diabetes FAQs – Blood Glucose Measurement Units – Abbott Diabetes Care". 6 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2011.
  5. "Screening for Type 2 Diabetes". Clinical Diabetes. 18 (2). 2000.
  6. Glucose test – blood. NIH – National Institutes of Health.
  7. Davidson NK, Moreland P (26 Temmuz 2011). "Living with diabetes blog". Mayo Clinic. 14 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2018.
  8. American Diabetes Association (Ocak 2006). "Standards of medical care in diabetes--2006". Diabetes Care. 29 Suppl 1 (Supplement 1). ss. S4-42. PMID 16373931. 29 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2018. Standards of Medical Care – Table 6 and Table 7, Correlation between A1C level and Mean Plasma Glucose Levels on Multiple Testing over 2–3 months
  9. USDA National Nutrient Database for Standard Reference, Release 22 (2009)
  10. Eiler H (2004). "Endocrine glands". Reese WO (Ed.). Dukes' Physiology of Domestic Animals (12th bas.). Ithaca, NY: Comstock. ss. 621-69. ISBN 0801442389.
  11. Kahn CM, (Ed.) (2005). Merck Veterinary Manual (9th bas.). Whitehouse Station: Merck & Co. ISBN 0911910506.
  12. Rice, C. G.; Hall, B. (2007). "Hematologic and biochemical reference intervals for mountain goats (Oreamnos americanus): effects of capture conditions". Northwest Science. 81 (3). s. 206. doi:10.3955/0029-344X-81.3.206.
  13. Cornell LH, Duffield DS, Joseph BE, Stark B (Nisan 1988). "Hematology and serum chemistry values in the beluga (Delphinapterus leucas)". Journal of Wildlife Diseases. 24 (2). ss. 220-4. doi:10.7589/0090-3558-24.2.220. PMID 3373628.
  14. Seal, U. S.; Barton, R.; Mather, L.; Gray, C. W. (1976). "Baseline Laboratory Data for the White Rhinoceros (Ceratotherium simum simum)" (PDF). The Journal of Zoo Animal Medicine. 7 (1). ss. 11-17. JSTOR 20094341.
  15. Boily F, Beaudoin S, Measures LN (Ocak 2006). "Hematology and serum chemistry of harp (Phoca groenlandica) and hooded seals (Cystophora cristata) during the breeding season, in the Gulf of St. Lawrence, Canada". Journal of Wildlife Diseases. 42 (1). ss. 115-32. doi:10.7589/0090-3558-42.1.115. PMID 16699154.
  16. Lehninger A, Nelson D, Cox M (2017). Lehininger Principles of Biochemistry. New York: W.H. Freedom. s. 934. ISBN 9781319117689.
  17. Tortora G (Aralık 2016). Principles Anatomy and Physiology (15 bas.). New York: John Wiley & Sons, Inc. ss. Chapter 18. ISBN 9781119343738.
  18. Lehninger A, Nelson D, Cox M (2017). Lehninger Principles of Biochemistry (7th bas.). New York: W.H.Freeman. s. 930. ISBN 9781319117689.
  19. "Excess sugar linked to cancer". Science Daily (İngilizce).
  20. "Diabetic ketoacidosis - Symptoms and causes". Mayo Clinic (İngilizce). Erişim tarihi: 30 Ocak 2018.
  21. Consumer Reports Health Best Buy Drugs. "The Oral Diabetes Drugs: Treating Type 2 Diabetes" (PDF). Best Buy Drugs. Consumer Reports. s. 2. 7 Kasım 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2012.
  22. Warade JP (2014). "Fasting blood glucose level higher than post-meal in healthy subjects: a study of 738 subjects" (PDF). World Journal of Pharmaceutical Research. 3 (4). 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2018.
  23. Yang C (2012). "A Comparison between Venous and Finger-Prick Blood Sampling on Values of Blood Glucose" (PDF). International Proceedings of Chemical, Biological and Environmental Engineering. Cilt 39. s. 236.
  24. Somogyi M (Mayıs 1948). "Studies of arteriovenous differences in blood sugar; effect of alimentary hyperglycemia on the rate of extrahepatic glucose assimilation" (PDF). The Journal of Biological Chemistry. 174 (1). ss. 189-200. PMID 18914074.
  25. Roe J. "Glucose Concentration Difference Between Arterial, Capillary, and Venous Blood". Best Thinking. 4 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2018.
  26. Cox DL, Nelson MM (2013). Lehninger principles of biochemistry (6th bas.). New York: W.H. Freeman. s. 950. ISBN 9781429234146.
  27. Cox MM, Lehninger AL, Nelson DL (2017). Lehninger Principles of Biochemistry. New York: W.H. Freeman. ss. 248-49. ISBN 9781319117689.
  28. Ginsberg BH (Temmuz 2009). "Factors affecting blood glucose monitoring: sources of errors in measurement". Journal of Diabetes Science and Technology. 3 (4). ss. 903-13. doi:10.1177/193229680900300438. PMC 2769960$2. PMID 20144340.
  29. Renschler HE, Weicker H, von Baeyer H (Aralık 1965). "[The upper limit of glucose concentration in the urine of healthy subjects]". Deutsche Medizinische Wochenschrift. 90 (53). ss. 2349-53. PMID 5851934.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.