Hermann Ebbinghaus

Hermann Ebbinghaus (24 Ocak 1850 - 26 Şubat 1909), unutma eğrisi ve aralık etkisinin keşfi ile tanınan, deneysel hafıza çalışmalarına öncülük eden Alman psikolog. Öğrenme eğrisini tanımlayan ilk kişidir.[1] Ünlü yeni Kantçı filozof Julius Ebbinghaus’un babasıdır.

Hermann Ebbinghaus
Hermann Ebbinghaus
Doğum 24 Ocak 1850(1850-01-24)
Barmen, Rhine Province, Prusya Krallığı
Ölüm 26 Şubat 1909 (58 yaşında)
Halle, Alman İmparatorluğu
Tanınma nedeni Seri Konum Etkisi
Etkilendikleri Lev Vygotsky, Lewis Terman, Charlotte Bühler, William Stern
Etkiledikleri Gustav Fechner

Gençliği

Ebbinghaus Prusya Krallığı’nın Ren Eyaleti’nin bir şehri olan Barmen’de, zengin lüterci bir tüccar olan Carl Ebbinghaus’un oğlu olarak dünyaya geldi. Lüterci olarak yetiştirildi ve şehir merkezindeki okulda okudu. Tarih ve filoloji okumayı planladığı Bonn Üniversitesi’ne on yedi yaşında girdi. Buna rağmen zamanla felsefeye ilgi duymaya başladı. Eğitimi, 1870 yılında başlayan Fransa-Prusya Savaşı sebebiyle Prusya ordusuna katılmasıyla kesintiye uğradı. Askeriyedeki kısa süreçte Eduard von Hartmann’ın Bilinçsizliğin Felsefesi isimli kitabı üzerine yazdığı tezi bitirdi ve 16 Ağustos 1873’te doktora derecesini aldı. Sonraki üç senede gezintiler yaptı, Halle Üniversitesi ve Berlin Üniversitesi’nde zaman geçirdi.

Profesyonel Kariyeri

Doktorasını aldıktan sonra İngiltere ve Fransa’ya gitti, geçinmek için özel dersler verdi. İngiltere’nin güneyindeki iki küçük okulda çalıştı. Londra’daki eski bir kitabevinde kendisini ünlü hafıza deneylerini yapmaya teşvik eden Gustav Fechner’in Psikofizik’in Elementleri isimli kitabını gördü. Berlin Üniversitesi’ndeki çalışmalarına başladıktan sonra Almanya’daki üçüncü psikolojik test laboratuvarını kurdu. 1879’da hafıza çalışmalarına başladı. 1885’te Hafıza: Deneysel Psikolojiye Bir Katkı [2] isimli önemli çalışmasının yayımlanması ile beraber Berlin Üniversitesi’nde öğretim üyesi oldu. 1890’da Arthur König ile beraber Duyu Organlarının Psikolojisi ve Fizyolojisi isimli dergiyi çıkartmaya başladı.

1894’te yayım sayısının az olması sebebi ile Berlin Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanlığı’na terfi alamadı. Onun yerine Carl Stumpf bölüm başkanı oldu. Bunun sonucunda Ebbinghaus Berlin Üniversitesi’nden ayrıldı ve Breslau Üniversitesi’nde Theodor Lipps’ten boşalan koltuğun yeni sahibi oldu.[3] Breslau’da çocukların zihinsel yeterliliğinin bir okul günü boyunca nasıl düştüğünü araştıran bir komisyonda çalıştı. Bu zihinsel yeterliliklerin nasıl ölçüldüğü belli olmasa da komisyonun aldığı sonuçlar gelecek zeka testleri için temel oluşturdu.[4]:207 Ebbinghaus Breslau’da da bir psikolojik test laboratuvarı kurdu.

1902’de Psikolojinin Temelleri isimli çalışmasını yayımladı. Bu çalışma yayımlandığı zamandan itibaren önemini uzun zaman korudu. 1904’te hayatının son yıllarını yaşadığı Halle’ye taşındı. 1908’de son çalışması olan Psikolojinin Ana Hatları’nı yayımladı. Bu çalışma da önemini uzun süre korudu ve sekiz farklı dile çevrildi.[4]:208 Ebbinghaus 26 Şubat 1909’da zatürre sebebiyle elli dokuz yaşında hayatını kaybetti.[3]

Bellek Hakkında Araştırmaları

Ebbinghaus, ileri zihinsel işlemlerin dönemin popüler fikrine aykırı olan deneyleme yöntemi ile çalışılabileceğini belirlemiştir. Olası karışıklıklara neden olabilecek değişkenleri kontrol altında tutmak için basit akustik kodlama ve kelime listesinin kullanılabilirliği adına koruyucu prova kullanmayı tercih etmiştir. Öğrenme, ön bilgilerden ve anlayışlardan etkilenebileceği için kolayca ezberlenebilecek fakat ön bilişsel çağrışımı olmayan bir şeye ihtiyacı vardı. Kolay çağrışım yapılabilen kurallı kelimeler deney sonuçlarında karışıklığa yol açabileceği için anlamsız heceleri (CVG triagram olarak da bilinir) kullanmıştır. Anlamsız heceler ünsüz-ünlü-ünsüz birlikteliklerinden oluşur. Ünsüz harfin tekrar etmemesi ve hecenin ön bilgiye sahip olmaması esastır. Örneğin GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi’nin kısaltmasını anımsatan) ya da KAT (zaten bir kelime) gibi heceler anlamsız heceler olarak kullanılamaz. Ebbinghaus örnek bırakmamış olmasına rağmen KAC, PEF, KÖB gibi hecelere anlamsız hece denilebilir. Ebbinghaus, anlam yüklü heceleri eledikten sonra 2300 anlamsız hece oluşturdu.[2] Oluşturduğu anlamsız heceleri derledikten sonra rastgele bir şekilde kutudan çıkararak deftere yazdı. Daha sonra, metronomun sesiyle ses tonunun değişmesine uygun olarak heceleri sesli bir şekilde okudu ve işlemin sonunda anımsamaya çalıştı. Sadece bir araştırma 15.000 ezberden okumayı gerektiriyordu.

Daha sonraları insanların anlamsız heceleri bile anlamlı hale getirebilmek için onlara anlam yükledikleri anlaşılmıştır. Örneğin insanlara, anlamsız bir hece olan KÖP’ün (“köpek” kelimesinin ilk üç harfi) KOJ hecesinden daha az anlamsız geldiği tespit edilmiştir. Bu durum hecelerin çağrışım değerlerine göre farklılık içerdiğini göstermiştir.[5] Ebbinghaus sadece özel bir anlamı olma ihtimali az olan heceleri anlamsız hece olarak sınıflandırmıştır. Ayrıca, hatırlamanın kolay olmaması için bu hecelerle herhangi bir çağrıştırma girişiminde bulunulmaması gerektiğini fark etmiştir.[2]

Bellek Araştırmasına Getirilmiş Kısıtlamalar

Ebbinghaus’un bellek araştırmasında birkaç kısıtlama bulunur. Bunların en önemlisi Ebbinghaus’un bu çalışmada tek katılımcı olmasıdır. Bu durum, çalışmanın kitlelere genellenebilirliğini kısıtlar niteliktedir. Günlük yaşamını çalışmanın sonuçlarını kontrol altında tutmaya yönelik düzenlemesine rağmen, çalışmasında katılımcı kullanmaktan kaçınması araştırmanın her ne kadar iç geçerliliğini arttırıyor gibi gözükse de dış geçerliliğini düşürmüştür. Ebbinghaus kişisel etkisini hesaba katmaya çalıştıysa da, bir araştırmacının aynı zamanda katılımcı olması doğal bir önyargı oluşturur. Ayrıca Ebbinghaus’un bellek çalışması; anlamsal, işlemsel ve nimonik bellek [6] gibi belleğin daha karmaşık konularında yapılan araştırmaları duraksatmıştır.

Belleğe Olan Katkıları

1885’te öğrenme ve unutma süreçlerini tanımlamak amacıyla kendi üzerinde yaptığı deneylerin bulunduğu Über das Gedächtnis (“Bellek Üzerine”, sonradan Bellek olarak çevrilmiştir. Deneysel Psikolojiye Katkı) isimli çığır açan kitabını yayımlamıştır. Ebbinghaus günümüzle hala ilgili olan ve günümüzde hala desteklenen birçok bulguya ulaşmıştır. İlk olarak, muhtemelen en ünlü bulgusu unutma eğrisidir. Unutma eğrisi bir kişinin öğrendiği bilgilerin hızlı ve büyük kaybını ifade eder.[7] En keskin düşüş ilk 20 dakika içinde meydana gelir ve düşüş ilk bir saat boyunca belirgindir. Eğri yaklaşık bir gün sonra yatay hale gelir.

Unutma eğrisinin tipik bir tasviri

Ebbinghaus tarafından tanımlanan öğrenme eğrisi bir kişinin bilgiyi ne kadar hızlı öğrendiğini gösterir. En keskin artış ilk denemeden sonra gerçekleşir ve sonra eğri yavaş yavaş düzleşir. Yani her tekrar sonra gittikçe daha az yeni bilgi depolanır. Unutma eğrisi gibi öğrenme eğrisi de hızlı ve büyük bir şekilde düşer. Ebbinghaus aynı zamanda bir öğenin konumunun hatırlamayı nasıl etkilediğini açıklayan seri konum etkisini kanıtlamıştır. Seri konum etkisindeki iki ana kavram sonralık etkisi ve öncelik etkisidir. Sonralık etkisi, hala kısa süreli bellek içinde oldukları için en son alınan bilgilerin daha fazla hatırlanmasını açıklar. Öncelik etkisi ise, fazla tekrar ve uzun süreli belleğe bağlanmadan kaynaklanan, bir listedeki ilk öğelerin daha iyi hatırlanmasına neden olur.

Başka önemli bir bulgu ise tasarruftur. Bu, bilinçaltında depolanan bilgi miktarını açıklar. Ebbinghaus kusursuz bir şekilde hatırlayana kadar bir öğeler listesi ezberlemiş ve sonra bu listeye hiçbir öğe hatırlamayana kadar erişmemiştir. Sonra listeyi tekrar öğrenmiş ve bu yeni öğrenme eğrisini önceki öğrenme eğrisiyle karşılaştırmıştır. İkinci liste genellikle daha hızlı ezberlenmiş ve Ebbinghaus iki öğrenme eğrisi arasındaki farkı “tasarruf” olarak adlandırmıştır. Ebbinghaus aynı zamanda istençdışı ve istemli bellek arasındaki farkı açıklamıştır. İstençdışı bellek irade dışı ve kendiliğinden meydana gelir. İstemli bellek iradenin çabasıyla bilince getirilir.

Ebbinghaus’dan önce, bellek çalışmalarına yapılan çoğu katkı filozoflar tarafından gösterilmiş ve gözlemsel tanımlama ve tahmin üzerinde durulmuştur. Örneğin, Immanuel Kant tanıma ve tanımanın öğelerini tartışmak için sadece tanımlama kullanmıştır. Sir Francis Bacon önceden öğrenilmiş bir listenin ezberden hatırlanmasının basit gözleminin bellek alanına bir faydası olmadığını iddia etmiştir. Belleğin tanımlayıcı ve deneysel çalışmaları arasındaki bu ikili karşıtlık sonradan Ebbinghaus’un yaşamında (özellikle meslektaşı Wilhelm Dilthey ile yaptığı tartışmasında) yankı yapmıştır. Fakat Ebbinghaus’dan bir asırdan daha fazla öncesi, Johann Andreas Segner sıcak kömür ekli tekerleğin sıcak kömürden oluşan kırmızı kor çemberinin tam bir çember olarak gözükmesi için ne kadar hızlı hareket etmesi gerektiğine bakarak ardışık görüntülerin uzunluğunu görmek için “Segner tekerleği” ni icat etmiştir.

Ebbinghaus’un bellek araştırmalarına etkisi neredeyse birdenbire olmuştur. Ebbinghaus’un çalışmaları 1890’larda Amerika Birleşik Devletleri’nde bellek araştırmalarına teşvik etmiştir. Sadece 1894’te 32 yazı yayımlanmıştır ve önceki iki bin yıl içinde 1890’lara kadar bellek üzerine çok az çalışma yayımlanmıştır. Bu araştırmalar bellek çalışmaları ve kaydına yardımcı olan aletlerin büyüyen gelişimiyle birleşmiştir.

Ebbinghaus’un döneminde yaptığı çalışmalara gelen tepkiler çoğunlukla olumlu olmuştur. Psikolog William James, Ebbinghaus’un çalışmalarını “kahramanca” şeklinde nitelendirmiştir ve “Bu çalışmalar psikoloji tarihindeki en dahice araştırmalardır.” demiştir. Aynı zamanda Edward B. Titchener, bu çalışmaların, Aristotle’dan beri, bellek konusundaki en büyük girişim olduğundan bahsetmiştir.

Diğer Katkıları

Ebbinghaus ayrıca öğrencilerin yeteneklerini ölçebileceği, alanında öncü bir cümle tamamlama egzersizi oluşturdu. Bu egzersizler Alfred Binet’in Binet-Simon zeka ölçeği çalışmasından alıntılar içeriyordu. Cümle tamamlama alıştırmaları hali hazırda örtük bellek araştırmalarında ve psikoterapi alanında hastalara yardımcı olması için bir araç olarak sıkça kullanılıyordu. Aynı zamanda Ebbinghaus, Lev Vygotsky ve diğer birçok bilim adamı gibi dilin manası ve toplum üzerine çalışan Charlotte Bühler ‘den etkilendi.

Ebbinghaus aynı zamanda şimdilerde Ebbinghaus İllüzyonu diye adlandırılan göreceli büyülük algısına dayanan bir optik illüzyonu keşfetti. Bu illüzyon en iyi bilinen haliyle eşit boyda iki çemberin yan yana gelmesi, birinin etrafının çemberden büyük diğerinde ise çemberden küçük çemberlerle sarıldığında etrafında kendinden büyük çemberler olan çemberin diğer eşine göre daha küçük görünmesidir.

Ebbinghaus İllüzyonu. Turuncu daireler eşit boyutta olmalarına rağmen farklı boyutta gözükür.

Bu illüzyon günümüzde beynimizde farklı algı yollarını keşfetmek amacıyla bilişsel psikoloji alanında kullanılmaktadır.

Tüm bunlara ek olarak Ebbinghaus günümüzde disiplin standardı haline gelmiş olan giriş, metot, sonuç ve tartışma kısımlarından oluşan makale yazma düzenini oluşturdu.

Ünlü çağdaşları Titchener ve James’den farklı olarak Ebbinghaus tüm hayatı boyunca yürüttüğü psikoloji alanında öncü ve yol gösteren çalışmaları olmasına rağmen bunları farklı bir psikoloji alanı veya disiplini oluşturmak için kullanmadı. Ayrıca kendisini hiçbir zaman deneysel psikolojinin öncüsü olarak sunmadı ve herhangi yeni bir disiplin inşa etmeye çalışmadı.

Psikolojinin Doğası Üzerine Söylemler Deneysel psikoloji alanında öncü çalışmalarına ek olarak, Ebbinghaus deneysel psikoloji alanının güçlü bir savunucusu oldu ve Berlin Üniversitesi’nden Wilhelm Dilthey ile ihtilafa düştü. Kısa bir süre sonra Ebbinghaus 1893’te Berlin’den ayrıldı. Bunun üzerine Dilthey tanımlayıcı psikolojiyi öven deneysel psikolojinin sıkıcı ve zihni araştırmak için karmaşık bir yapı olduğunu iddia ederek ayrıca psikoloji disiplininde zihin araştırmaları için içebakışın gerekli olduğunu savunarak yerdi. Tartışmaları esasen psikoloji aklı açıklamaya ve anlamaya çalışmalı mıdır ya da psikoloji doğa bilimi midir yahut sosyal bilim midir üzerineydi. Birçok bilim adamı Wilhelm Dilthey’in Ebbinghaus’a karşı olan bu çalışmalarının net bir saldırı olduğunu görüyordu. Buna mukabil Ebbinghaus Dilthey’e özel bir mektup yolladı ve sert dille yazılmış bir makale yayımladı. Ebbinghaus Dilthey’e karşı olan argümanlarında deneysel psiklojinin psikoloji disiplininin hipotezleştirilmesi açısından kaçınılmaz olduğunu iddia etti. Kırk yıl sonra Charlotte Bühler, Ebbinghaus gibi bilim adamlarının savlarını yineledi ve 1890’lı yıllarda Ebbinghaus’un statükoyu savunan Wilhelm Dilthey ve Wilhelm Wundt, Titchener gibi yapısalcıların psikoloji disiplininin gelişmesini engelleyen eski usul psikolojiye karşı geldiğini belirtti.

Bazı modern metinler Ebbinghaus’u bir psikologtan ziyade bir filozof olarak tanımlamaktadır. Hayatı boyunca psikoloji ve felsefeyi birbirinden ayrı disiplinler halinde incelemiş ve bunun mücadelesini vermiş Ebbinghaus muhtemelen kendini bir psikolog olarak tanımlardı.

Ebbinghaus illüzyonu

Ebbinghaus illüzyonu diğer bir adıyla Titchener daireleri göreceli büyüklük kavramını ele alan bir görüş illüzyonudur. İsmini çalışmayı yaratan Alman psikolog Hermann Ebbinghaus (1850-1909)’dan alır. 1901 yılında bu illüzyon kavramı, Edward B. Titchener tarafından deneysel psikoloji adlı bir kitapta kullanılmasıyla daha da değer kazanır. Böylece diğer bir ismi Titchener daireleri olarak alternatiflik kazanmıştır.[8] İllüzyonun en iyi bilinen çalışmasında, merkezde iki eş daire konumlandırılır ve her ikisinin de çevresini tamamen saracak daireler bırakılır. Bu dairelerden birinin çevresindeki daireler ondan çok daha küçük boyuttadır, diğer dairenin çevresindeki daireler ondan çok daha büyük boyuttadır. Sonuç olarak çevresi kendisinden çok daha büyük dairelerle çevrili olan merkez daire, çevresi kendisinden daha küçük dairelerle sarılı daireden daha küçük görünmeye başlar.[8]

Son zamanlarda yapılan çalışmalara göre dairelerin büyük veya küçük olmasının dışında illüzyonu etkileyen diğer iki önemli faktör vardır. Bunlar merkezdeki daireyi çevreleyen diğer dairelerin merkeze olan uzaklıkları ve bütünlüğün tamamlanmasıdır. Dairelerin büyüklüklerinin etkisine bakılmaksızın, merkeze yakın olmaları merkezdeki daireyi daha büyük gösterecektir ve merkeze uzak olmaları bunun tersi bir etki yaratacaktır.[9] Merkezdeki dairenin algılanmasını belirlemede diğer dairelerin uzaklığı ne kadar etkili olsa da merkezi çevreleyen dairelerin büyüklüğü birçok çalışmada kirletici değişken olarak kalmaktadır.

Muhtemel Açıklamalar

Beyinde algı ve eylem için farklı yapıda yolların bulunduğuna dair günümüze kadar yapılan tartışmalarda Ebbinghaus illüzyonu büyük bir etkiye sahip olmuştur. Bu illüzyonun görüş algısını bozduğu ama eylem için herhangi bir etkisinin olmadığı tartışıla gelmiştir. Nöroloji görüntüleme çalışmalarına göre bireylerin Ebbinghaus illüzyonu, benzer illüzyonlar ve ana görme merkezi arasındaki hassasiyetlerinin ters bir ilişkiye sahip olduğu ortaya konulmuştur.[10] Öte yandan gelişim psikolojisine yönelik yapılan araştırmalarda illüzyon etkisinin kişinin içinde bulunduğu duruma bağlı olarak etkili olduğu rapor edilmiştir.[11]

Ters Görsel Etki

İtalyan araştırmacı Gianni A. Sarcone tarafından 2013 yılında göreceli büyüklüğün görme üzerindeki etkisine dair yeni ve ilginç bir çalışma yapıldı. Yeni ortaya atılan illüzyonun ismi Sarcone’ nin Ebbinghaus illüzyonunu çaprazlaması şeklinde isimlendirilmiştir. Sarcone’nin çalışması bir haçın etrafında (testin şekli) belirli büyüklükteki üçgenlerin bu şeklin etrafını sarmalamasından oluşur. Bu kareler haç şeklinin dört bir yanını çevrelediklerinde aslında küçük görünmesi gerekirken şeklin, aksine daha da büyük görünür.

Ebbinghaus’un Etkilendikleri

Ebbinghaus’un çalışmasında nelerden etkilendiği hakkında birkaç kaynaksız yorum bulunur. Profesörlerinden herhangi biri ya da iş arkadaşları onu etkilemiş gibi gözükmüyordu. Ebbinghaus’un doktorasını yaparken temel aldığı Von Hartmann’ın çalışması, ileri zihinsel işlemlerin görüş alanının ardında olduğunu ileri sürmüştür. Ebbinghaus’un bu önermenin aksini ispat etmeye çalışması, bu çalışmadan etkilenmesiyle ilgili olabilir. Ebbinghaus’un İngiltere’de ikinci el olarak satın aldığı Gustav Fechner’in Psikofizik’in Bileşenleri kitabından çok fazla ilham almasından bahsetmesi, etkilenme olarak sayılabilir. Ebbinghaus çok fazla uğraş isteyen matematik işlemlerinden fazlasıyla etkilenmiştir. Bu durum Ebbinghaus’un Fechner’in psikofizik üzerine yaptıklarını psikolojiye uyarlamak istemesiyle açıklanabilir. Ebbinghaus’un ikinci çalışması olan Psikolojinin İlkeleri’ni Fechner’e ithaf etmesi ve “Her şeyi sana borçluyum” diye imzalaması bu ilhamı açıklar niteliktedir.[4]:206

Kaynakça

  1. Wozniak, R. H. (1999). Introduction to memory: Hermann Ebbinghaus (1885/1913). Classics in the history of psychology 6 Haziran 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. Ebbinghaus, H. (1913).. (H. Ruger, & C. Bussenius, Trans.) New York, NY: Teachers College.
  3. Hermann Ebbinghaus. (1968). Retrieved from International Encyclopedia of the Social Sciences: http://www.encyclopedia.com/topic/Hermann_Ebbinghaus.aspx 15 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. Thorne, B. M.; Henley, T. B. (2001). Connections in the history and systems of psychology (2nd bas.). New York: Houghton Mifflin. ISBN 0-618-04535-X.
  5. Glaze, J. A. (1928). The association value of non-sense syllables. Pedagogical Seminary and Journal of Genetic Psychology, 35, 255-269.
  6. Thorne, B., Henley, T. (2005). Hermann Ebbinghaus in Connections in the History and Systems of Psychology (3rd Edition ed., pp. 211-216). Belmont, CA: Wadsworth Cengage Learning.
  7. T.L. Brink (2008) Psychology: A Student Friendly Approach. "Unit 7: Memory." pp. 126 15 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  8. Roberts B, Harris MG, Yates TA. (2005). "The roles of inducer size and distance in the Ebbinghaus illusion (Titchener circles)". Perception. 34 (7). ss. 847-56. doi:10.1068/p5273. PMID 16124270.
  9. MA Goodale (2011). "Transforming vision into action". Vision Res. 51 (14). ss. 1567-87. doi:10.1016/j.visres.2010.07.027. PMID 20691202.
  10. D Samuel Schwarzkopf, Chen Song & Geraint Rees (Ocak 2011). "The surface area of human V1 predicts the subjective experience of object size". Nature Neuroscience. 14 (1). ss. 28-30. doi:10.1038/nn.2706. PMC 3012031$2. PMID 21131954. 1 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.
  11. Martin J. Doherty, Nicola M. Campbell, Hiromi Tsuji and William A. Phillips (2010). "The Ebbinghaus illusion deceives adults but not young children". Developmental Science. Cilt 13. ss. 714-721. doi:10.1111/j.1467-7687.2009.00931.x. 21 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2016.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.