Hasan Tahsin
Hasan Tahsin ya da gerçek adıyla Osman Nevres (1888, Selanik - 15 Mayıs 1919, İzmir), 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'e çıkartma yapan, seçkin askerlerden oluşan Yunan Efzon Alayı işgal askerine, Kordonboyu'ndan ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan ulusal sembol kişi, yazar ve gazeteci.
Hasan Tahsin | |
---|---|
Doğum |
Osman Nevres 1888 Selanik, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm |
15 Mayıs 1919 (31 yaşında) İzmir, Osmanlı İmparatorluğu |
Anıtlar | İlk Kurşun Anıtı |
Mezun olduğu okul(lar) | Sorbonne Üniversitesi |
Meslek | Yazar · Gazeteci |
Etkin yıllar | 1914 - 1919 |
Organizasyon | Teşkilat-ı Mahsusa |
Tanınma nedeni | İzmir'de 15 Mayıs 1919'da karaya çıkan Yunan İşgal Askerlerine silahla ateş etmesi. |
Siyasi parti | İttihat ve Terakki Fırkası |
Biyografi
Eğitimi
Babasının adı Recep'tir. Tahsin, ilköğretimine Selanik'te bulunan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün de eğitim aldığı Şemsi Efendi Okulu'nda başlamış, daha sonra Selanik Feyziye Mektebi'ni bitirmiştir. Bu okulun ardından İttihat ve Terakki tarafından burslu olarak[1] Paris Sorbonne Üniversitesi'nde siyasal bilimler öğrenimi görmüştür. Burada Monj sokağı 51 numaralı apartmanın bir dairesinde, daha sonra emekli olan Tümgeneral Doktor[2] Mazlum Boysan ile birlikte kalmıştır.[1] Öğrenim gördüğü esnada Trablusgarp'ı işgal eden İtalya'yı protesto etmek için, Mısırlı öğrenci lideri Şeyh Dayef ile birlikte mitingler düzenlemiştir.[1]
Bükreş
Tahsin, Paris'te İttihat ve Terakki Fırkası'nda ve Teşkilat-ı Mahsusa'da[3] görev almıştır. İstanbul'a döndükten sonra, Osmanlı Devleti aleyhine Balkanları karıştıran İngiliz istihbarat teşkilatı adına çalışan Buxton kardeşlerin bu faaliyetlerini önlemekle görevlendirilmiştir.
Buxton kardeşlere Bükreş'te bir tünelde suikast düzenleyen Hasan Tahsin, 10 yıla mahkûm edildi. 1916 yılında Almanya'nın Balkanlara girmesi nedeniyle Romanya'dan salıverilmiş ve İstanbul'a dönmüştür.[4]
Adını değiştirmesi ve İzmir
Yurda döndükten sonra, verem tedavisi için İsviçre'ye gitmek zorunda kalınca, tanınmamak için pasaportuna Hasan Tahsin'i yazdırdı ve daha sonra hep bu adı kullandı. Hasan Tahsin adı, "Silah" gazetesini çıkartan ve bu nedenle "Silahçı Hasan Tahsin" olarak bilinen eski bir bahriye yüzbaşısının adıydı veya Hasan Tahsin Teşkilat-ı Mahsusa'nın silahşoru olarak biliniyordu.
Aydoğan Yavaşlı tarafından kaleme alınan, "Ben Hasan Tahsin (İzmirli Çocuk)" isimli kitapta[5] ise bu olay şöyle anlatılmaktadır: 1914 yılı başları, Osman Nevres İstanbul’a döner. Hacı Adil Bey bir gün onu çağırır. Şişli’de bir apartman dairesinde görüşürler. Eşref Bey, Hacı Adil Bey ve Osman Nevres kalır odada, ötekiler dışarı çıkar. Eşref Bey Teşkilat-ı Mahsusa’nın reisi olarak tanıştırılır. Teşkilat-ı Mahsusa ile tanışması böyle olur. Osman Nevres, Hasan Tahsin adını Teşkilat-ı Mahsusa’ya girmesiyle alır. Çünkü yeni bir kimlik ile bir takım çalışmalar yapacağı söylenir. «Adınız Hasan Tahsin. Bükreş’e gideceksiniz ve… Balkan ülkelerini bize karşı kışkırtan bu iki belayı bir biçimde zararsız hale getireceksiniz.»[6]
1918'de İzmir'e yerleşerek "Hatıra" isimli bir şirket kurar ve Osmanlı Sulh ve Selamet Cemiyeti'nin sözcülüğünü yapan Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları)[7] gazetesini yayımlamaya başlar. Gazetedeki yazılarında ise "Vatanperver Hasan Tahsin" lakabını kullanır. Tahsin, yazdığı yazılarla Türkiye'de kadın haklarının savunuculuğunu yapan "İlk erkek"tir. Ayrıca Tahsin, İzmir'e geldiği yıl Sudiye hanımla gizlice evlenmiş, bu evlilikten Mehmet Kemal isimli bir oğulları olmuştur.
İlk kurşun
İzmir'i Yunanlara teslim etmek istemeyenlerce "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" isimli bir dernek kurmuşlardı. 14 Mayıs'ı 15 Mayıs'a bağlayan gece binlerce İzmir'li eski musevi mezarlığında (Maşatlık meydanı) toplanmıştı. Bu esnada İngiliz, Fransız, Amerikalı, İtalyan ve Yunan zırhlıları İzmir Körfezi'nde bulunuyordu. Kalabalığa hitap eden önemli bir isim, o zamanın Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa'ydı. Belediye Başkanının yanı sıra topluluğa hitap eden bir diğer önemli isim ise Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı olan Hasan Tahsin'di. Halkı direnmeye çağırıyorlardı.
Tahsin, konuşmasında Paris Barış Konferansı kararlarını sert bir dille eleştiriyor, gazetede yazdığı gibi "Burayı Yunan'a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var" diyordu. Bu geceye yakın akşam üzeri Moralızade Halit Bey, Mustafa Necati ve Ragıp Nurettin'in bir grup vatansever ile birlikte hazırladığı, "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" tarafından dağıtılan bildiride[8];
“ | ...Ey bedbaht Türk!.. Yunan hakimiyetini kabule taraftar mısın? Artık kendini göster. Tekmil kardeşlerin Maşatlık Meydanındadır. Oraya yüzbinlerle toplan.. Orada zengin, yoksul, bilgin, cahil yok. Fakat Yunan egemenliğini istemeyen bir mutlak çoğunluk var. Geri kalma!.. Binlerler, yüzbinlerle Maşatlık'a koş. Ve Millî Kurul'un buyruğuna uy.. | „ |
yazıyordu.[1] 15 Mayıs 1919 sabahı saat yedibuçuk sıralarında Hasan Tahsin Konak Meydanı Kordonboyu'nda koyu renkli takım elbisesi ile bekliyordu. Önce Yunan gemilerinden Patris ve Atronitos isimli gemiler Pasaport'a yanaştı ve bir grup Yunan Efzon Alayı saat 08:55 sıralarında askeri gemiden inerek karaya çıktı. Temiastokles gemisi ise 5. Piyade Alayı'nı Punta iskelesine çıkardı. Bunlar Punta'dan ilerleyerek Kadifekale'yi işgal edeceklerdi. Bu esnada onbinlerce yerli Rum ellerindeki Yunan bayrakları ve çiçekler ile Kordonboyu'nu kaplamışlardı. İzmir'li Rumlar işgal haberini 13 Mayıs Salı günü öğleden sonra Aya Fotini Kilisesi'nde Yunan albay Mavrudis tarafından okunan Venizelos'un beyannamesiyle öğrenmişlerdi.[9] Kalabalık inen Yunan askerlerine alkış tutuyordu. Gelen askeri tabur, İzmir metropoliti Hrisostomos tarafından takdis edildi. Metropolit Yunan bayrağını öptü ve bu esnada ağladığı görülüyordu. İlk Yunan taburu daha sonra buradan yaya olarak Hükûmet konağı, kışla, kokaryalı istikametinden Karantina'ya doğru yürüyüşe geçti.
Yürüyüş kolunun baş tarafı kışla hizasını geçip yola saptıktan sonra, Hasan Tahsin kalabalığın arasından sıyrılarak öne geçti. Tahsin'in sesli bir şekilde "Olamaz, olamaz, böyle ellerini sallaya sallaya giremezler" diye söylendiği duyulmuştur. Tahsin daha sonra yanında bulunan revolver ile düşmana ilk ateşi açtı. Tahsin ilk anda isimleri Basile Delaris ve Jorj Papakostos olan iki Efzon askerini öldürmüştü. Bazı anlatımlara göre ise Tahsin sadece Yunan Efzun Alayı'nın bayraktarını öldürdüğü belirtilmekte ve bu görüş daha fazla kabul görmektedir.[10][11] Tahsin tabancasındaki tüm fişekleri düşman askerine karşı ateşlemişti. Böyle bir direniş beklemeyen Yunan Alayı şaşırmıştı. Daha sonra ise yanında fazla yandaşı olmayan Tahsin, Yunan Alayı tarafından açılan ateş ve ardından süngüleme sonucunda, Kordonboyu'nda kalabalığın önünde henüz 31 yaşında yaşama veda etti.[1][12] Hasan Tahsin'in naaşı ise İzmir Saat Kulesi'nin altında bulunmuştur.[8]
Hasan Tahsin'in işgal askerlerine sıktığı ilk kurşun, Türk Kurtuluş mücadelesinde diğer yerlere de örnek teşkil etti. Aydın ve Balıkesir'de işgale karşı direniş baş gösterdi. Çerkez Ethem Yunan işgaline karşı efeleri toparladığı gün Demirci Mehmet Efe ayağa kalkarak; "Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer!" demiştir.[13]
Günümüzde
Sabetayist ve İbrani olduğu hakkında
Bazı tarihçiler, gazeteci ve yazarlar tarafından Hasan Tahsin'in Sabetaycı olduğu dile getirilmiştir.[14][15][16][17][18][19][20] Yalçın Küçük 2006 yılında yayımladığı "Gizli Tarih"[21] isimli kitabında, Hasan Tahsin'in İzmir'de ilk kurşunu sıkmadığını, bir kavmin kurşun sıkmak için Hasan Tahsin'i beklemeyeceğini yazmıştır. Ayrıca Küçük, Hasan Tahsin'in mezarının İstanbul ilinde sabetayistlerin mezarlığı olan Bülbülderesi Mezarlığı'nda bulunduğunu, Hasan Tahsin'in İbrani olduğunu[22][23], Kazım Karabekir Paşa'nın evrakının buna yeterli delil olduğunu belirtmiştir.[23] Küçük bu iddialarını, 2005 yılında yayımlanan İsyan 1 isimli kitabında da yinelemektedir.[24]
Tetikçiliği ve İlk Kurşun hakkında
Araştırmacı, yazar Mustafa Armağan ise, sunumunu yaptığı Tarih Aynası isimli programında; Hasan Tahsin'in Bükreş'te İttihat ve Terakki Fırkası adına işlediği suikast üzerinde durarak, Tahsin'in halihazırda bir suikastçı ve tetikçi olduğu üzerinde ağırlıkla durmaktadır. Ayrıca Tahsin'in planını işgale karşı direniş gösteren cemiyetlerin istemediği bir şekilde yaptığını, cemiyetlerin ilk kurşunu işgal askerlerinin sıkacağını öngördüğünü ve istediğini, bunun da direnişi daha da güçlendireceğini belirtmesine rağmen kız kardeşi Melek'i koruyarak, İzmir halkını katliama uğrattığını belirtmektedir. Armağan'a göre Tahsin, bir iş adamının çıkarttığı gazetedeki yazılarında ilk başlarda Mondros Ateşkes Anlaşması'nı tasvip eden ve onaylayan, uzlaşmacı türde yazılar yazdığını, ancak Yunan işgaline yakın, bu tavrının değiştiğini ve halkı neredeyse galeyana getirecek tarzda ağır yazılar yazdığını, işgalden bir gün önce Hasan Tahsin'in zengin bir kişi olan Moralızade Halit Beyin[8] yazıhanesine gittiğini, ondan borç para istediğini, Hasan Tahsin'deki şüpheli durumu sezen Halit Bey'in durumu anladığını ve Hasan Tahsin'in üzerinde bulunan silahı alarak çekmecesine koyduğunu, Hasan Tahsin'e ilk kurşunu kendilerinin sıkmayacağını söyledikten sonra para verip eve gönderdiğini belirtmektedir. Ertesi gün yani işgal günü, Hasan Tahsin'in kız kardeşini evden çıkmaması yönünde uyardığını, evden çıktıktan sonra matbaadaki çıraklardan Albert isimli Yahudi bir çocukla kız kardeşine bir not gönderdiğini, bu notta evden asla çıkmamasını, kendisi gelinceye kadar beklemesini, şayet kendisi gelmez ise Mr. Van Der Zee (Henrick, İsveç fahri konsolosu, İstanbul ve İzmir'de bulunan deniz nakliyat şirketi sahibi) isimli şahsın gelerek kendisini alacağını belirtmektedir.[25][26]
1970 öncesi kaynaklarda yer almaması
Atatürk ve döneminin yazarları ilk kurşunun Hasan Tahsin tarafından atıldığına hiç değinmemiştir. 27 Mayıs Darbesine kadar Hasan Tahsin'in adı dahi fazla anılmamıştır. İlk kurşun hadisesinin günümüzdeki şekli ile bilinirliği 1970 sonrası eserlere dayanmaktadır.[27] 1972 yılında basılan Anıt Adam kitabında Zeynel Kozanoğlu bu durumu şu şekilde açıklamaktadır:
« Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, yakın tarihimizde cereyan etmiş birtakım olayların ve yürütülmüş faaliyetlerin açığa vurulması ve tartışılması sakıncalı görülmüştü. ... Dünya milletlerine, Yunanların İzmir'e çıkarken bir zulüm makinası gibi davrandıkları gerçeğini kabul ettirebilmek için çırpındığımız o sıralarda, onlara karşı ilk kurşunun tarafımızdan sıkıldığından da, elbette söz edemezdik. » |
İlk Kurşun Balıkesir'de atıldı
Türk Millî Mücadelesinde bugüne kadar İlk Kurşun'un kim tarafından atıldığına dair çeşitli tezler ortaya atılmıştır. Bunlardan birisi 18 Mayıs 1919 tarihinde Balıkesir Alaca Mescid'de, İzmir'in işgalini protesto amaçlı toplanan bir grubun ilk silahlı mücadeleyi başlattıkları yönündedir.[28]
İlk Kurşun Hatay Dörtyol'da atıldı
Bir diğeri ise; araştırmacı ve yazar olan Kadir Aslan'ın[29] yaptığı araştırma doğrultusunda, Mehmet Çavuş olarak bilinen ve daha sonradan Kara soyadını alan Mehmet Kara'nın, 19 Aralık 1918 tarihinde Fransızların Dörtyol'u işgal etmesinin ardından iki Ermeni ile kavga ettiği, bunun üzerine Mehmet Çavuş'u arayan ve köyüne gelen Fransız askerlerine karşı Mehmet Kara'nın silahıyla ilk ateşi açtığı ve vur emri vermesi ile 15 Fransız askerinin öldürüldüğüne dairdir. Kadir Aslan yaptığı araştırmayı Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı'na da gönderdiğini ve olayın canlı şahitleri ile birebir görüşerek kayıt altına aldığını da belirtmektedir. Genelkurmay Başkanlığı'nda Mehmet Kara'nın olayı ile ilgili bilgiler bulunduğunu,[30] ancak ilk kurşunu Mehmet Kara'nın sıktığına dair herhangi bir bilgi gelmediğini belirtilmektedir.[28] Bu araştırma doğrultusunda Hatay ili Dörtyol ilçesinde 1993 yılında yapılarak açılan "İlk Kurşun Anıtı" isimli bir anıt bulunmakta[31] ve ilçede İlk Kurşun isimli bir İlköğretim okulu eğitim öğretim faaliyetine devam etmektedir.[32]
Okullar
- Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Ortaokulu, Mızraklı Caddesi Nu.:119 Yeşilyurt Karabağlar İzmir[33]
- İlk Kurşun İlkokulu, 4539 Sokak Nu.:10 Yeniçamlık Karabağlar İzmir[34]
- Gazeteci Hasan Tahsin İlkokulu, Küçük Kayaş Mahallesi 1865 Sokak Nu.:4 Mamak Ankara[35]
- Hasan Tahsin İlkokulu, Esenevler Mahallesi Cengiz Topel Caddesi Çamlı Sokak Nu.:8 Ümraniye İstanbul[36]
Adına verilen ödül
Hasan Tahsin adına, İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından her yıl "Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Gazetecilik ve Gazetecilik Teşvik Yarışması" düzenlenmektedir. Yarışma Türkiye'de basın-yayın organlarının düzenlediği yarışmaların en eskisi olma özelliğini taşımaktadır.[37][38]
Anıt heykel ve mezarı
İzmir ili Konak ilçesinde aynı zamanda İzmir Saat Kulesi'nin de bulunduğu Konak Meydanı'nda, meydanın kuzey bölümünde İzmir Büyükşehir Belediye Binasının güneyinde kalan alanda 1973 yılında[39] yapılan Hasan Tahsin İlk Kurşun heykeli ve anıtı bulunmaktadır. Ölümünün yıldönümü olan 15 Mayıs tarihlerinde ve zaman zaman, bazı sivil toplum kuruluşlarınca anıtın önüne çelenk konularak, Hasan Tahsin anılmaktadır.[40]
Ayrıca yazar Yaşar Aksoy'un bir ara başkanlığını yürüttüğü "Hasan Tahsin'i Yaşatma Derneği" isimli bir dernekte bulunmaktadır.[41]
Kesin olmayan bilgilere göre, Hasan Tahsin'in cenazesi, ailesi tarafından Harmandalı'da bir yakınlarının çiftliğine gömüldü ve gıyabi mezarı İstanbul'da yapıldı.[42]
Kaynakça
- Aksoy, Yaşar (16 Mayıs 1974). "Hasan Tahsin ve İlk Kurşun". milliyet.com.tr. s. 2. 15 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Aksoy, Yaşar (27 Temmuz 2008). "Resneli Niyazi Bey'in ismini gururla taşıyorum". Hürriyet. Erişim tarihi: 13 Aralık 2013.
Resneli Niyazi Bey'in feci öldürülüşünü, birlikte seyahat ettikleri Tıbbıyeli Mazlum'dan (Emekli Tümgeneral Doktor Mazlum Boysan) 1972 yılında not etmiştim. Mazlum Paşa, o esnada berberde tıraş olduğu için suikastten kurtulmuştu.
- "Ertuğrul Günay, Hasan Tahsin'e kurban olsun". porttakal.com. 27 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Utku Bolulu (17 Mayıs 2009). "Teşkilat-ı Mahsusa üyesi Hasan Tahsin". hurriyet.com.tr. 18 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- "Ben Hasan Tahsin". idefix.com. 13 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2013.
- "Ben Hasan Tahsin". beyazokul.com. s. 96. 21 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Akın, Sunay (18 Mayıs 2000). "İlk kurşun, son film". milliyet.com.tr. s. 21. 15 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
Çünkü Hasan Tahsin'in başyazarı olduğu gazetesinin adı Hukuk-u Beşer yani "İnsan Hakları"ydı.
.(Türkçe) - Oktay Gökdemir (6-8 Eylül 2009). "Kuva-yı Milliye'nin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu - Uluslararası Sempozyum Bildirileri" (PDF). apikam.org.tr. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Günver Güneş. "İzmir'in İşgali ve Aydın'daki Yankıları". turkoloji.cu.edu.tr. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Soysal, İlhami (20 Şubat 1983). "Ölümünün 34. yılında İnanmış Bir Kemalist: Ali Çetinkaya". milliyet.com.tr. s. 5. 27 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
....Atılmış ve İzmir'e çıkan Yunan Efzun Alayının sancaktarı öldürülmüş, buna karşılık Hasan Tahsin'de hemen oracıkta şehit edilmiştir.
.(Türkçe) - Ömer Sami Coşar. "İzmir'de Katliam". hurriyet.com.tr. s. 1. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Ömer Sami Coşar (2 Ocak 1981). "İzmir'de Katliam (Milliyet Gazetesi 1981 yılı İstiklal Savaşı Ek'i )". milliyet.com.tr. 27 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
Yunan işgal kuvvetleri saat 08.40'ta karaya çıktı. Metropolit tarafından takdis edildi. Şehirdeki tecavüz ve yağmanın bir türlü sonu gelmiyor. Çok sayıda şehit verdik...
.(Türkçe) - Hakan Dilek (16 Ocak 2010). "İşgale ilk kurşundan millî mücadeleye". takvim.com.tr. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Abdurrahman Dilipak (30 Ocak 2000). "Tarikat ve Siyaset". Akit gazetesi. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
Halide Edip'ten Hasan Tahsin'e kadar birçok Sabatay da ekonomi, sanat, edebiyat,bürokrasi ve siyaset dünyasında önemli yerlere geldi.
.(Türkçe) - Emin Çölaşan (20 Nisan 2004). "'Efendi'". hurriyet.com.tr. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012.
Bu ilginç hadiseleri, bu kitabı niçin yazdığını dün Soner Yalçın’a sordum. Şöyle yanıtladı: ‘Sabetaycı meselesi konuya sadece ve sadece din açısından bakan siyasal İslamcılara bırakılmayacak kadar önemlidir. Sabetaycı meselesi bizim tarihimizdir. Onu yok sayarak, üzerini örterek, onlara leke sürmeye kalkışarak tarih yazamayız. Aksi takdirde tarihimizi yanlış yönlendirmiş oluruz.’ Doğru söylüyordu.
.(Türkçe) - Taha Akyol. "Sabetay Sevi ve sonrası". milliyet.com.tr. 18 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Arda Sualp - M. Ali Eren (25-11-1995). "Cumhuriyet hanedanları". 51. aksiyon.com.tr. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. Tarih değerini gözden geçirin:
|yıl=
(yardım).(Türkçe) - Zorlu, Ilgaz. Evet, ben Selânikliyim: Türkiye Sabetaycılığı (1999 bas.). Belge Yayınları. s. 95. ISBN 9753441750. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
- Küçük, Abdurrahman. Dönmeler ve Dönmelik Tarihi (1979 bas.). Ünal Matbaası. s. 237. ISBN 9759855482. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
- Türkdoğan, Orhan. Osmanlı'dan Günümüze Türk Toplum Yapısı (2002 bas.). Çamlıca Yayınları. s. 166. ISBN 9758646036. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
- Küçük, Yalçın. Gizli Tarih (2006 bas.). Salyangoz Yayınları. ss. 428 sayfa. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
Tarihi okumak mı? Bir; Kemal Paşa, 19 Mayıs'tan önce fazla temayüz etmemişti. İki; müstevliler varsa, bir kavim kurşun sıkmak için Hasan Tahsin'i beklemez, sıkarlar ve sıkmıştırlar. Üç; büyük ve düzenli bir mukavemet oluşuncaya kadar, her yerde, küçük küçük komiteler ve pıtrak misali ortaya çıkarlar. "Halaskar Komiteler" ile kastım budur.
(ISBN 9756277270) - Küçük, Yalçın. Gizli Tarih (2006 bas.). Salyangoz Yayınları. ss. 428 sayfa. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
Bir avuç aydını, İzmir'in işgalinden çok işgale karşı hiçbir mukavemet olmaması yakıyordu; Kazım Karabekir Paşa'nın evrakı yeterli delildir. Bu tevekkül karşısında, evrakının her sayfasından, göz yaşı fışkırmaktadır; bizim yıllardır naklettiğimiz masalda, en sahih olan, "ilk kurşun" lafının çok sonradan uydurulmuş İbrani bir masal olduğudur. Şimdi, sabetayistlerimizin mezarlığı olan İstanbul'da Bülbül Deresi'nde yatan Hasan Tahsin nam Osman Nevres'in, işgalcilere kurşun sıktığı masalı, İbraniyet'in, Kurtuluş Savası'na el koyma teşebbüsüdür ve hep bozuyorum. Bu tür İbrani hikayeler bir yana, direnmeyen bir halkın, İttihat ve Terakki düşmanlığı olmasını mantıklı bulamayız. Mücadele, Ermeniler'in yoğun ve zengin oldukları yerlerde başladı.
(ISBN 9756277270) - Göktürk Fırat (17 Nisan 2005). "Yalçın Küçük : Hasan Tahsin'in Düşmana İlk Kurşunu Atmadığı ve Kendisinin İbrani Olduğunu Ortaya Çıkardım". habervitrini.com. 10 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012.
Küçük, "Kurtuluş mücadelesinde Hasan Tahsin'in ilk kurşunu attığı doğru değildir. Yaptığım araştırmada Hasan Tahsin'in 'İbrani' olduğunu öğrendim" diye konuştu.
.(Türkçe) - Küçük, Yalçın. İsyan 1 (2005 bas.). İttihaki Yayınları. ss. 279, 280. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012. (ISBN 9752730833)
- Mustafa Armağan. "İlk Kurşun Efsanesi ve Hasan Tahsin". youtube.com. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Taçalan, Nurdoğan. Ege'de Kurtuluş Savaşı Başlarken (2007 bas.). Bilgi Yayınevi. ss. 310 sayfa. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012. (ISBN 9752202030)
- Mustafa Armağan. "Atatürk, Hasan Tahsin'in adını neden anmadı?". Zaman. 27 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2012.
- Haşim Söylemez (20 Mayıs 2000). "İlk kurşun Mehmet Çavuş'tan". aksiyon.com.tr. 27 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Sedat İskenderoğlu (5 Mayıs 2011). "Kadir Aslan 12. Kitabını Çıkardı". 8gunhaber.com. 1 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- "Millî Mücadelede İlk Kurşunu Karakese'de Mehmet Çavuş (KARA MEHMET ) Atmıştır". karakese.bel.tr. 23 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012. 41. harf sırasında bulunan
|başlık=
parametresi line feed character içeriyor (yardım).(Türkçe) - "Dörtyol". hataykulturturizm.gov.tr. 27 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- "İlk Kurşun İlköğretim Okulu". dortyolilkkursun.meb.k12.tr. 14 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- "Şehit Gazeteci Hasan Tahsin İlköğretim Okulu". karabaglar.meb.gov.tr. 5 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- "İlkkurşun İlköğretim Okulu". karabaglar.meb.gov.tr. 5 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- "Gazeteci Hasan Tahsin İlkokulu". meb.gov.tr. 5 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2014.
- "Hasan Tahsin İlkokulu". meb.gov.tr. 5 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2014.
- "Hasan Tahsin Gazetecilik Yarışması Sonuçlandı". dha.com.tr. 27 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- "Hasan Tahsin ödülleri dağıtıldı". gercekgundem.com. 10 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Derya Sazak. "İzmir'de ilk kurşun Hasan Tahsin'den..." milliyet.com.tr. 2 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- "TGF, Hasan Tahsin Anıtı'na çelenk koydu". tgf.com.tr. 11 Eylül 2011. 15 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- Doğan Hızlan (15 Nisan 2012). "İzmir'le Özdeşleşen bir ad: Yaşar Aksoy". hurriyet.com.tr. 18 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)
- "İzmir yangınının ilk görüntüleri yayınlandı". gazetegercek.com. 15 Mayıs 2009. 27 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2012..(Türkçe)