Devletliağaç, Kofçaz

Devletliağaç, Kırklareli ilinin Kofçaz ilçesine bağlı bir köydür.

Devletliağaç
Köy
Ülke	Türkiye
İl	Kırklareli
İlçe	Kofçaz
Coğrafi bölge	Marmara Bölgesi
Nüfus  (2000)
• Toplam	254
Zaman dilimi	UTC+03.00 (UDAZD)
İl alan kodu	0288
Posta kodu	39700
Resmî site -

Devletliağaç, adını Osmanlı Devleti’nin kuruluş öyküsünden almıştır. I. Murat, Gelibolu taraflarında iken, Vize Sancak Beyi Sermed Bey, sultana gönderdiği haberde Kıyıköy, İğneada ve yörede Bizans Rumları'nın karışıklık çıkardıklarını bildirmiştir. Bunun üzerine I. Murat topladığı Trakyalı Müsellemlerden oluşan ordusu ile iki koldan harekete geçmiştir. Ordunun bir kolu Malkara üzerinden Kırklareli’ne doğru hareket ederken, diğer kolun başında bizzat kendisi olduğu halde Çatalca’ya gelmiştir. O yörede bulunan Pulun’ya Kalesi’ne sığınan Bizanslılarla 1 gün boyunca savaşmış ve kaleyi teslim alamayınca “Bunu ancak Tanrı yıka” demiştir.

Buradan ordusu ile “Devletli Kaba Ağaç” dedikleri yere varmıştır. Murat, burada sırtını bir ulu kabaağaç (Kabağaç)’a dayamış ve bir süre ağaca sırtı dayalı kalmıştır. Burada kendisine büyük ikramda bulunulmuştur. Tüm gaziler oradaydı. Gaziler başlarına ilk kez “Tepesi devrik, ucu püsküllü takke” giydiler. Sultan Murat Han’ın sırtını dayadığı ağaca da “Devletli Kaba Ağaç” dediler. Bu, zaman içerisinde “Devletliağaç” oldu. Devletliağaç Köyü’nün adı buradan gelmektedir (Kaba kelimesi ulu, yüce ve kutsal akdedilen ağaçlar için kullanılır ve kelime Dede Korkut Kitabı' nda çokça geçmektedir. Misal: Gölgelice kaba ağacın kesilmesin hanım).

Fethi döneminde Balkanlar'a düzenlenecek seferler, Devletliağaç’ta hazırlanırdı. Akıncı komutanlar, gaziler burada askeri hazırlıklar yaparlardı. Tarih boyunca köy hep Türk kalmıştır. Rumlar, Devletliağaç Köyü’ne, "toplanma yeri" anlamında "Ausgube" derlerdi.

Sultanların, akıncı komutanların, Devletin ileri gelenlerinin çadırları, ordugahları burada kurulurdu. Burası bir “menzil yeri” idi.

Tarih içerisinde köy halkı değişmekle beraber, göçmen gelenler hep Türkmenler olmuştur. Bugünkü insanlar da Türkmen kültürünü koruyan ve yaşatan topluluklardır. Ancak ne var ki, son zamanlarda birtakım kimseler araştırmacı sıfatı ile buralara gelmişler ve ne yazık ki bir şey bırakmamışlardır.