Artemision Deniz Muharebesi

Artemision Deniz Muharebesi[3], Pers İmparatorluğu'nun Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı sırasında, üç gün içinde gerçekleşen bir dizi deniz muharebesidir. Muharebe Eğriboz Adası açıklarında gerçekleşmiş olup, MÖ 480 yılının Ağustos ya da Eylül ayında, Yunan-Pers Savaşları'nın ünlü muharebesi Termopylae Muharebesi ile aynı tarihlerdedir. Bir yanda Sparta, Atina, Korint ve diğer Grek kent devletlerinin donanmalarından oluşan Grek İttifakı Donanması'yla, diğer yanda I. Serhas'ın Akamenid İmparatorluğu Donanması arasında gerçekleşmiştir.

Artemision Deniz Muharebesi
Yunan-Pers Savaşları

Bir trireme filosu
TarihMÖ 480 7 Ağustos[1] ya da 8 -10 Eylül[2]
Bölge
Sonuç Taktik beraberlik, stratejik Pers galibiyeti
Taraflar
Grek kent devletlerli Akamenid İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Eurybiades
Themistokles
Adeimantus
I. Serhas
I. Artemisia
Güçler
271 trireme 800 trireme

Yunanistan'a yönelen bu Pers genel taarruzu, aynı hedefli ilk genel taarruz olan Yunanistan'a Birinci Pers Saldırısı'nın, Atina kuvvetleri karşısında uğranılan Maraton Muharebesi yenilgisiyle başarısız sona ermesinden sonra gecikmiş bir devamı niteliğindedir. Bu ikinci Yunanistan seferi Pers İmparatoru I. Serhas'ın topladığı büyük bir ordu ve hazırladığı güçlü bir donanmaca yürütülmüştür. Atinalı General Themistokles, Grek İttifakı kuvvetlerin Pers ordusunun ileri hareketini Termopylae Geçidi'nde, Pers Donanması'nı da Eğriboz adasının kuzeybatı ucundaki Artemision Boğazı'nda engellemeyi önermiştir. Artemision Boğazı'nın tutulması, Termopylae'nin deniz kanadının örtülmesi için askeri - stratejik bir zorunluluktu. Bu öneri kabul edildi ve 271 triremeden oluşan Grek İttifakı Donanması, Pers Donanması'nı karşılamak üzere Artemision Boğazı yönünde harekete geçirildi.

Artemision yönünde ilerleyen Pers Donanması yaz sonunda Magnezya sahilleri açığında bir fırtınaya yakalanmış ve Donanma'daki 1.200 gemiden yaklaşık üçte biri batmıştır. Artemision'a ulaşan donanma, 200 gemiden oluşan bir müfrezeyi Grek donanmasını çevirmek için Eğriboz'un doğu sahilleri açığıından gönderdiyse de bir başka fırtına bu gemilerin büyük bir kısmının kaybedilmesine yol açmıştır. Asıl muharebe, daha küçük çaplı çatışmalarla geçen iki günün ardından gerçekleşmiştir. Asıl muharebede gün boyu süren çatışmalarda kayıplar iki tarafta oransal olarak aşağı yukarı denkti. Ancak daha az sayıda gemiden oluşan Grek donanması için bu kayıplar, donanmanın savaş gücü için çok daha ağırdır.

Muharebe ardından Termopylae'deki Grek ordusunun yenilgi haberi de donanmaya ulaşmıştır. Grek stratejisi hem Termopylae Geçidi'ni, hem de Artemision Boğazı'nı tutmaya dayanıyor olduğundan, dahası uğranılan kayıpların Donanma'nın muharebe gücünü zayıflattığından, Grek Komutanlığı Salamis Adası'na çekilmeye karar vermiştir. Bu arada Termopylae Geçidi'ni aşan Pers Ordusu Boeotia topraklarını istila ederken, Atina vatandaşları hızla tahliye ediliyorlardı. Ancak Grek donanması üzerinde kesin bir zafer arayışı içindeki Pers Donanması daha sonra yine MÖ 480 yılında Salamis Deniz Muharebesi'nde yenilgiye uğramıştır. Donanması büyük ölçüde elden çıktığı için Avrupa'da bir tuzağa düşürülmekten çekinen I. Serhas, ordunun büyük bölümüyle birlikte Asya'ya çekildi. Ordunun kalan bölümü, istilayı tamamlamak üzere General Mardonius komutasında geride bırakılmıştır. Ancak bir sonraki sene General Mardonius Platea Muharebesi'nde ağır bir yenilgiye uğradı ve Pers Ordusu imha oldu. Bu yenilgi Pers genel saldırısının da sonunu belirlemiştir.

Antik kaynaklar

Grek – Pers Savaşları üzerine birinci el kaynakların hemen hemen tümü Grek kaynaklarıdır. Pers tarihçilerin çalışmalarından hiçbiri günümüze ulaşmadı. Bunun sonucu olarak gerek Grek- Pers Savaşları, gerekse de Persler konusundaki bilgilerimizin az çok "taraflı" olduğunu kabul etmek gerekecektir.[4] Yunan-Pers Savaşları konusunda birincil kaynak Grek tarihçi Herodot'tur. "Tarihin babası"[5] olarak bilinen Herodot, Önasya'daki o zaman için Pers hakimiyetinde olan Halikarnas'da MÖ 484 yılında doğmuştur. Herodot, Historia adlı çalışmasını MÖ 440-430 yılları arasında yazmıştır. Bu çalışmasında Grek – Pers Savaşları'nı anlatmıştır. Söz konusu savaşların MÖ 450 yılında sona erdiği düşünülürse, Herodot'un bu çalışması, konu aldığı olaylarla çağdaş sayılır.[6] Herodot'un tarzı tümüyle öyküleştirme tarzıydı ve en azından batı toplumları açısından tanınan bir tarih anlatımı olarak görülmektedir.[6] Herodot'un, olayları tanrıların istek ve kaprislerine, kişilerin iddialarına dayanmadan diğer yandan olayların tarihsel değerlerini nispeten objektif vermesi, bir tarihçi için aranan bir nitelik dizisi olarak kabul edilmektedir.[6]

Herodot'tan sonraki, Tukididis gibi bazı tarihçiler, her ne kadar onun tarzını izlemişlerse de eleştirmekten geri kalmamışlardır.[7][8] Bununla birlikte Tukididis kendi tarih çalışmasını, Herodot'un bıraktığı yerden, Sestos Kuşatması'ndan başlatmayı seçmiştir. Muhtemelen, Herodot'un çalışmasının düzeltilmeye ya da yeniden yazılmaya gerek duymayacak kadar doğru olduğunu düşünmüştü.[8] Örneğin Plutarkhos da Herodot'u bir denemesinde yeterince Yunan yanlısı olmamakla suçlayarak eleştirmiş, "barbarperver" olarak tanımlamıştır.[9]

Rönesans Avrupa'sında çok okunmaya devam ediyor olsa da Herodot hakkında olumsuz bir yargı sürmüştü.[10] Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde, bir kısım arkeolojik bulgularla defalarca desteklenince Herodot'un değeri kabul edilir olmuştur.[11] Günümüz yaygın görüşü, Herodot'un çalışmasının son derece değerli bir tarih kaydı olduğu yönündedir. Bununla birlikte, özellikle birliklerdeki mevcutlar ve tarihler konusunda verdiği ayrıntıların yer yer kuşkuyla karşılanması da söz konusu olmaktadır.[11] Öte yandan halen birçok tarihçi, Herodot'un anlatımının Pers karşıtı bir eğilimde olduğuna ve olayların, dramatik bir etki yaratmak amacıyla abartılmış ya da süslenmiş olduğu kanısındadır.[12]

Grek asıllı Sicilyalı tarihçi Diodorus, MÖ I. yüzyılda kaleme aldığı ve Tarih Kitaplığı adının verdiği çalışmasında, daha eski bir Grek tarihçi olan Eforos'tan kısmen yararlanarak Yunan-Pers Savaşları'yla ilgili olarak bazı bilgiler vermektedir. Bu bilgiler Herodot'unkilerle tamamen uyumludur.[13] Yunan- Pers Savaşları, Plutarkhos, Ctesias gibi bazı antik tarihçiler ve Eshilos gibi oyun yazarlarının dolaylı anlatımları tarafından, kuşkusuz daha az detay verilerek anlatılmıştır. Yılanlı Sütun gibi bazı arkeolojik belgeler de Herodot'un anlatımının desteklemektedir.[14]

Yakın geçmiş

Persler, Med İmparatorluğu'nu MÖ 550 yılında yıkarak bağımsızlıklarını kazandılar ve neredeyse çeyrek asır içinde sınırlarını büyük bir hızla genişleterek bir imparatorluk haline geldiler. Bu kısa süre içinde Lidya Krallığı'nı yıkarak batıda sınırlarını Ege kıyılarına uzattılar. Ardından kuzeyde Hazar Denizi kıyılarına, doğuda Hindistan'a kadar genişlediler. Çok kısa süre sonra Babil İmparatorluğu'nu yıkarak tüm Levant'ı, MÖ 525 yılında da Mısır topraklarını kontrolleri altına aldılar.[15] Bu denli hızlı genişleyen bir imparatorluğun hakimiyeti altına aldığı topraklardaki halklar, halen ayaklanma eğilimi içindeydiler.[16][17]

Atina ve Eretria, İyon kent devletlerinin Pers hakimiyetine karşı MÖ 499 – 494 yılları arasında gerçekleşen ve başarısızlıkla sonuçlanan ayaklanmayı askeri olarak desteklemişlerdi. Bu tarihlerde Pers hükümdarı olan I. Darius tahtı pek de meşru olmayan yoldan ele geçirmişti, dahası hükümdarlığının büyük bir bölümünde ayaklanan tebasını bastırmakla geçirdi.[16] İyon Ayaklanması da bu ayaklanmalardan biriydi. Ayaklanma, imparatorluğun bütünlüğü için bir tehdit olmuştu ve dışarıdan da desteklenmesi, gelecekte yenilenebileceği yönünde endişeler uyandırıyordu. Atina ve Eretria'nın, Herodot'a göre cezalandırılması[18][19] ya da "kendi işleriyle uğraşmaları" yönünde caydırıcı bir biçimde uyarılmaları gerekiyordu.[20] Öte yandan bu haddini bildirme, İmparatorluk'un topraklarını Avrupa içlerine doğru genişletmek için bir bahane olacaktır. Dahası, Antik Yunan dünyasının siyasi bir birliğe sahip olmaması da I. Darius'un işini kolaylaştıracak gibi görünüyordu.[19]

Yunanistan'ın kara yaklaşımları üzerine bir hazırlık seferi düzenlemeye karar veren I. Darius, MÖ 492 yılında damadı Mardonius komutasında bir ordu ve donanmayı Trakya ve Makedonya'ya göndermiştir. General Mardonius, koşullar uygun olursa Yunanistan üzerine yürüyecektir. Bu seferle, Trakya yeniden Pers İmparatorluğu topraklarına dahil edildi ve I. Aleksandros'un Makedonya Krallığı'ı Pers Sarayı'na bağlı bir krallık haline getirdi. Ancak daha sonra, yine aynı yıl içinde uğranılan bir deniz felaketi seferin, ana hedefi olan Yunanistan'a ulaşamadan sona erdirilmesini zorunlu kılmıştır.[21]

Ertesi sene I. Darius, MÖ 491 yılında diplomatik bir girişimde bulunarak Grek kent devletlerine elçiler göndermiş, sembolik olarak itaatlerini ifade eden "su ve ekmek" talep etmiştir.[22] Bir yıl önce Trakya ve Makedonya'da Pers İmparatorluğu'nun ortaya koyduğu güçten etkilenen birçok Grek kent devleti bu talebe olumlu karşılık vermiştir. Ancak Atina, elçileri önce yargıladı, sonra idam etti. Sparta'ya giden elçiler ise derin bir çukura atılarak öldürüldüler.[22][23] Her iki Grek kent devletinin bu tutumu, Pers İmparatorluğu'na açıkça savaş ilan etmekti.[22]

Bunun üzerine MÖ 490 yılında I. Darius, Sard Satrap'ı Artaphernes'in oğlu olan Artaphernes ve Med Generali Datis'i bir orduyu donanmayla birlikte[24] Ege Denizi'ne gönderdi. Bu görev kuvveti, Kiklad Adaları'nın diğer kentlerini boyun eğdirmeden önce Nakşa'ya saldıracaklardır. Nakşa'yı kuşatan Pers ordusu kısa süre içinde kenti düşürdü, ateşe verdi ve yağmaladı.[25] Kiklad kentlerine de boyun eğdiren Persler, Yunanistan'a yöneldiler. Maraton Koyunda karaya çıkan Pers ordusu Maraton Muharebesi'nde Atina ordusu karşında ağır bir yenilgiye uğradı.[26] Maraton yenilgisi seferin de sonunu getirmiş oldu ve Pers ordusu Yunanistan'dan geri çekildi.[27]

Ancak I. Darius Yunanistan'ı istila etme kararından vazgeçmemiş, bu iş için yeniden hazırlıklara başlamıştır. Bu sırada Babil'de iki ayaklanma oldu, ardından Mısır'da Pers hakimiyetine karşı bir başka ayaklanma baş gösterdi. Söz konusu ordunun zorunlu olarak Babil ve Mısır'da kullanılması gerekiyordu ve Yunanistan seferi belirsiz bir süre için ertelenmek zorunda kalındı.[17] Mısır Seferi'nin hazırlıklarına hemen girişildi ancak bu arada I. Darius öldü. Pers Tahtına oğlu I. Serhas geçti.[28] I. Serhas Mısır Ayaklanması'nı bastırdıktan sonra hızla Yunanistan seferinin hazırlıklarına girişmiştir.[29] Girişilecek olan bu sefer, geniş kapsamlı ve uzun süreli bir istila harekâtı olacağından karmaşık planlamayı, fazlasıyla malzeme tedarik etmeyi ve asker toplamayı gerektirmektedir.[29] I. Serhas ordusunu Avrupa topraklarına Çanakkale Boğazı'ndan geçirmeye karar vermiştir. Bunun için duba köprüler kullanarak ordusunu karşıya geçirmeyi, donanmayı da Aynoroz Yarımadası'ı dolaştırmadan, kazdıracağı bir kanaldan geçirmeyi hesaplamıştır. Yarımadayı dolaşmaktan kaçınılmak isteniyordu çünkü General Mardinous'un seferi sırasında Pers donanması MÖ 492'de burada bir fırtınaya yakalanmış hemen hemen tümüyle elden çıkmıştı.[30] Böylesi bir girişim, çağdaş bir devletin bile zor göze alacağı, olağanüstü bir hırsın azmidir.[30] Hazırlıkların tamamlandığı MÖ 480 başlarında I. Serhas Sard'da topladığı ordusuyla birlikte Avrupa'ya yürüdü ve ordu, tüm ağırlıklarıyla birlikte Çanakkale Boğazı'ndan iki duba köprü üzerinden geçirildi.[31] Aynoroz'daki kanal tamamlanmış olmasına rağmen gemilerin burayı kullanmadığı düşünülmektedir. Bu su geçidi, Serhas Kanalı olarak bilinir.

Diğer yanda Atina da Perslerle savaş için MÖ 480'lerin ortalarından itibaren (485 … 480) hazırlık yapıyordu. Ancak Perslerle savaşabilmek için güçlü bir donanmaya gerek olduğuna karar verilmişti ve triremelerden oluşacak böyle bir donanmanın inşa edilmesi, Atinalı politikacı Themistokles'in gözetiminde yürütülecekti.[32] Ancak Atina, Perslerle karada ve denizde çarpışacak kadar asker çıkartamazdı. Bu yüzden Grek kent devletlerinden ittifak bulmaları gerekiyordu. Bu arada I. Serhas MÖ 481'de Grek kent devletlerine elçiler göndererek "toprak ve su" istedi. Fakat Atina ve Sparta'ya kasıtlı olarak elçi gönderilmedi. I. Darius zamanında MÖ 491'de gönderilen elçileri bu iki kent devleti infaz etmişti.[23] Sonuçta Pers tutumu ters bir tepki yarattı ve Yunanistan'ın önde gelen bu iki kent devleti etrafında birleşme, ittifak oluşturma eğilimi gelişmeye başladı. Bu gelişmeler, 481 yılının sonbaharı sonlarında Korint'te Grek kent devletleri temsilcilerinin bir araya geldiği bir konferans toplanmasına varmıştır.[33] Bu konferansta Grek kent devletleri arasında ittifak oluşturan bir konfederasyon kurulmuştur. Konfederasyonun, destek istemek için elçi göndermeye ve görüş birliği sağlandıktan sonra katılan kent devletlerinden birlikleri savunma noktalarına sevk etmeye yetkisi vardır. Esasen halen birçoğu kendi arasında savaş durumunda olan Grek kent devletlerinin böylesi bir ittifak içine girebilmeleri oldukça dikkat çekicidir.[34]

Bu kent devletleri arasında MÖ 480 baharında yeni bir kongre toplanmıştır. Teselya heyeti, Grek kuvvetlerinin Olimpos Dağı ile Ossa Dağı arasındaki "Tapınak Vadisi"'ni tutmalarını, böylelikle Pers ordusunun Yunanistan'a girmesinin önleneceğini önermiştir.[35] Bu öneri, Pers ordusunun vadiyi bir geçit olarak kullanmaktan başka yolu olmadığına inanıldığı için kabul edildi ve Vadi'ye Themistokles ve Euaenetus komutasında onbin hoplitten oluşan bir kuvvet gönderildi.[36] Tapınak Vadisi'nde kamp kurduktan birkaç gün sonra Makedonya Kralı I. Alexander'ın habercileri kampa gelmiştir. Haberciler, Pers Ordusu'nun ve Donanması'nın büyüklüğünü anlatarak "ayaklar altında çiğnenmemelerini, oradan ayrılmalarını" tavsiye etmişlerdir.[37] Bu arada Tapınak Vadisi'nin Teselya'ya ulaşan tek yol olmadığı, Makedonya'nın tepelik bölgesinden geçen bir başka yol daha olduğu keşfedildi.[38] Bu durumda Pers ordusunun vadiyi hiç kullanmadan Sarantoporo Geçidi üzerinden yürüyebileceği, Grek kuvvetlerinin gerisine arkarak bu orduyu imha edeceği açıktır. Bunun üzerine vadiyi tutmak için gönderilen Grek kuvvetleri geri çekilmiştir.[38] Kısa bir süre sonra I. Serhas'ın ordusuyla Çanakkale Boğazı'nı geçerek Avrupa topraklarına girdiği haberi geldi.[35]

Themistokles bunun üzerine İttifaka ikinci bir strateji önermiştir. Pers Ordusu'nun Güney Yunanistan'a, yani Boeotia, Attika ve Mora Yarımadası'na yürüyebileceği tek hat, Termopylae Geçidi gibi oldukça dar bir bölgedir. Bu geçit, sayıca Pers Ordusu'ndan çok daha az da olsalar hoplitlerce kolayca savunulabilir durumdadır. Diğer yönden Pers donanmasının Termopylae Geçidini deniz üzerinden pas geçmelerini ve geriye asker çıkarmalarını önlemek için Grek İttifakı Donanması'yla Artemision Boğazını kesmek gerektiğini önerdi. Bu bir bakıma stratejik – askeri bir zorunluluktu. Çünkü Termopylae Geçidi, denize oldukça yakın bir konumdadır. Son derece mantıklı görünen bu ikili strateji kongre tarafından onaylanmıştır.[39] Ancak Mora kentleri planı geri çevirdiler. Her şey bir yana bırakılarak Korint Kıstağı savunulmalıydı. Bu arada Atina'nın tüm kadın ve çocuk nüfusu Mora Yarımadası'nın Troezen kentine ve Salamis Adası'na tahliye edilmesine başlanmıştır.[40] Bu da bir bakıma zorunluluktur, çünkü Atina Korint Kıstağı'nın kuzeyinde kalmaktadır. Termopylae tutulamazsa, Atina ile Pers Ordusu arasında hiçbir engel kalmayacaktır.

MÖ 5. yüzyılda deniz muharebeleri

Bir trireme filosunun temsili resmi

MÖ 5. yüzyılda Akdeniz'de deniz savaşlarında kullanılan en gelişkin savaş gemileri triremelerdir. Uzunlukları 36 - 40[41] metre, genişlikleri ise 6 metre olan bu gemiler üç sıra kürekçi takımına sahiptir. Uygun rüzgar olduğunda toplam alanı 175 metrekareyi bulan yelken takımıyla hareket edebilirlerdi. Ancak yeterli rüzgar olmadığında ve muharebelerde kürekçi takımına dayanmak zorundadırlar. Bu gemilerde 170'i kürekçi olmak üzere 200 mürettebat istihdam edilmektedir.[42]

O dönemde Akdeniz'de temel deniz muharebesi taktikleri gemilerin pruvasında bulunan mahmuzu kullanarak düşman gemisini mahmuzlayarak batırmaktı. Eğer bu mümkün olmazsa trireme düşman gemisine olabildiğince yakın geçiş yapmaya ve bir taraftaki kürekleri kırarak gemiyi manevra yapmaz hale getirmeye çalışırdı.[43] Bir başka manevra da düşman gemisine bordalayarak asker çıkarmaktı. Bu kez düşman gemisi güvertesinde kıyasıya bir çatışma yaşanırdı ki, bu herhangi bir kara çatışmasıyla hemen hemen aynı şartlarda olurdu.[43] Her iki tarafın savaş gemilerinde bu tür olası bir çatışma için asker bulunmaktadır. Grek İttifakı Donanması'nda tam silahlı hoplitler[44], Pers Donanması'nda ise hafif piyadeler.[45]

Günümüzde aslına uygun inşa edilmiş bir başka trireme

MÖ 6. yüzyıl (500'lü yıllar) öncesinde mahmuzlu savaş gemileri olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt günümüze ulaşmış değildir. Mahmuzlu savaş gemilerine dair ilk kanıt MÖ VI. yüzyıl ortalarına denk gelen Herodot'un kaydıdır.[46] Mahmuz, düşman gemisinin bordasını parçalayabilmesi için tunç kaplamayla sağlamlaştırılırdı. Bu yüzden geminin en pahalıya mal olan bölümüdür. Mahmuzlu gemiler, her şeyden önce çarpışmanın darbe etkisine dayanacak kadar güçlü inşa edilmeliydiler. Dahası mahmuz için gereken tunç hem oldukça pahalıdır, hem de tek parça halinde dökülen bu kısımn için uzman dökümcülere gerek duyulacaktır.[47] Mahmuzlama, oldukça ustalık gerektiren bir manevradır. Manevra doğru yönde yapılmalı ve tekne, uygun vuruş durumuna kadar olabilecek en yüksek hızda ilerlemelidir. Bu anda kürekçilere emir verilir ve mahmuzlama hızına düşülür. Bu mahmuzlama hızı iyi belirlenmeli, etkili bir vuruş yapmaya yeterli olduğu gibi darbeden sonra düşman gemisinden kurtulmayı sağlayacak bir hız olmalıdır. Aksi takdirde düşman gemisine takılınıp kalınırdı. Bu durum ise, her iki geminin de aynı kaderi paylaşmasına yol açacaktır. Bu nedenle mahmuzlamanın hemen ardından kürekçilere verilen emirle geriye kürek çekilirdi.[48]

Persler ve Asya'da yerleşik Grekler bu dönemde diekplous olarak bilinen bir manevrayı da kullanmaya başlamışlardır. Çok kesin olmamakla birlikte bu manevra, düşman hatlarının belirlenen bir kesiminde güç konsantrasyonu sağlayarak bir gedik açmaya dayanmaktadır. Savaş gemileri bu gedikten geçerek düşman hatlarının gerisine sarkar ve düşman gemilerini geriden mahmuzlar.[43] Kuşkusuz böyle bir manevra daha büyük seyir ustalığı gerektirmektedir. Böyle olunca da Pers gemilerince daha başarıyla uygulanması olasıdır. Grek Donanması buna karşı muhtemeldir ki özel bazı taktikler geliştirmişti.[43]

Herodot Grek gemilerinin daha ağır olduğunu belirtmektedir.[49] Bir başka yerde de, Pers komutanların Grek gemilerini gördüklerinde kendi gemilerinin denize daha uygun olduğunu düşündüklerini ileri sürmektedir.[50] Grek gemilerinin daha ağır olduğunu ileri sürerken, manevra yeteneklerinin daha düşük olduğunu ima etmiş olmalıdır. Gemilerin ağır oluşu diekplous manevrasını uygulayabilme konusunda güçlük yaratıyordu.[43] Gemilerin neden daha ağır olduğu Herodot tarafından açıklanmamaktadır. Muhtemelen yapım olarak daha hantal, dolayısıyla daha ağırdılar.[43] Gemilerin ağır olmasına diğer bir açıklama ise hoplitlerin silahlarını ağırlığı olarak düşünülmektedir.[43] Grek gemileri eğer ağır ise, uygulayabilecekleri tek taktik olarak geriye bordalama kaldığından, daha fazla sayıda asker yüklemek zorundaydılar. Bu fazla asker almak, gemileri daha da ağır yapacaktır.[43] Nitekim Herodot, Greklerin batırdıklarından çok daha sayıda gemiyi ele geçirdiklerini belirtmektedir.[51] Bu durumda, Greklerin mahmuzlama taktiğinden çok bordalama taktiğini tercih ettikleri söylenebilir.

Kuvvetler

Pers Donanması

Herodot, MÖ 480 yılı bahar aylarında Doriskos sahillerinde (günümüzde Enez'in hemen batısındaki sahiller) toplanan ve Yunanistan'a doğru denize açılan Pers Donanması'ndaki gemilerin ayrıntılı bir dökümünü vermektedir.[52] Bu döküme göre, Pers hakimiyetindeki bölgelerin donanmaya katıldıkları gemi sayıları şu şekilde verilmektedir. Fenike ve Suriye[52] 300, Antik Mısır[53] 200, Kıbrıs[54] 150, Kilikya[55] 100, İyonya[56] 100, Pontus[57] 100, Karya[58] 70, Aiolis[57] 60, Likya[59] 50, Pamfilya[55] 30, Doria[58] 30, Kiklad Adaları[57] 17

Ancak Donanma Magnesia açıklarından geçerken şiddetli bir fırtınaya yakalanmıştır. Fırtına Donanma'daki gemilerin üçte birini batırmıştı.[60] Bu durumda Artemision Muharebesi'ne katılan Pers Donanması kabaca 800 triremedan oluşmaktaydı.[61]

Bazı günümüz araştırmacıları özellikle başka antik kaynaklarla tutarlı olduğu için bu rakamları kabul etmektedir.[62][63][64] Diğer araştırmacılar ise bu rakamı kabul etmezler. İlyada'da anlatılan Grek filosuyla bir kıyaslama yaparak Pers Donanmasının 600 kadar triremeden oluştuğunu kabul ederler.[64][65][66]

Grek İttifakı Donanması

Herodot Artemision Deniz Muharebesi'ne 280 savaş gemisinin katıldığını yazmaktadır. Herodot'a göre Grek kent devletlerinin donanmaya verdikleri gemi sayısı şu şekildedir. Atina[67] 127, Halkis[67] 20, Sparta[67] 10, Troezen[67] 5, Korint[67] 40, Megara[67] 20, Epidaurus[67] 8, Styra[67] 2, Aegina[67] 18, Sikyon[67] 12, Eretria[67] 7, Keos[67] 2. Bu triremelerin toplamı 271'dir. Doğu Lokris[67] 7 Pentekontera, Keos da 2 triremeye ilaveten 2 pentekontera göndermiştir. Toplam 280 savaş gemisi etmektedir.

Atina, MÖ 483 yılından itibaren Aegina ile aralarında süre gelen çatışmalar için büyük bir filo inşa etmişlerdi.[68][69] Ancak bu filo Themistokles gözetiminde inşa edilirken, muhtemelen Pers İmparatorluğu ile gelecekte olası bir çatışma düşünülmüştü.[68][69] Atina'da denizcilik becerisi çok üstün komutanlar olmasına karşın Grek Donanması'nın komutanlığı, Sparta'lı Eurybiades'e verilmiştir. Sparta'nın bu konudaki tutumu oldukça katıdır.[70] Themistokles ise komutan yardımcısıydı.[71]

Stratejik ve taktik yaklaşımlar

Grek Donanması'nın stratejik ve taktik hedefi basittir. Termopylae'deki ordunun kanadının donanma tarafından korunması gerekiyordu.[72][73] Aksi takdirde Pers Donanması Leonidas kuvvetlerinin gerisine asker çıkarabilirdi.[74] Stratejik açıdan bu zorunludur çünkü Termopylae'nin denizin hemen yakınında olması nedeniyle Leonidas'ın, kendi kuvvetlerinin bu taraftaki kanadını örtme olanağı yoktur.

Pers Komutanlığı için ise strateji, seçenekler daha fazla olmakla birlikte aynı derecede yalındır. Onlar da hem Termopylae, hem de Artemision Grek kuvvetlerince bloke edildiğinden birinden birini zorlayarak geçmek amacındaydılar.[72][75][76] Termopylae'deki Grek kuvvetlerinin kanadını çevirmek için Artemision Boğazı'nda ilerlemek, Eğriboz Adası'nın doğusundan geçmekten daha kolay ve etkilidir.[76] Grek Donanması'nın Artemision'daki durumu böyle bir girişimi gözlemek için seçilmiş olabilir. Fakat boğazın darlığı esas belirleyici unsur olsaydı Histiaea'nın (günümüzde Oreoi) seçilmesi daha elverişli bir konum olabilirdi. Histiaea, Eğriboz'la Yunan anakarası arasındaki boğazın daha iç kısmındadır, Artemision ise dışta kalmaktadır.[76]

Persler'in önemli taktik üstünlükleri vardır. Sayıca Grek Donanması gemilerinden daha fazla gemiye sahip olmak yanında ayrıca, Herodot'un ifadesiyle daha "iyi seyir yapabilen" gemilere sahiptirler.[77] Herodot'un bu ifadeyi mürettebatın durumu için kullanmış olabileceği ileri sürülmüştür.[77] Atina savaş gemilerinin çoğu, dolayısıyla Grek Donanması'ndaki savaş gemilerinin büyük bir kısmı, yeni denize indirilmiş gemilerdir, dolayısıyla mürettebatları deneyimsizdir denilebilir.[78] Fakat donanma yeni olmakla birlikte deneyimli sayılırdı. Bu donanma Korfu'yu denizde yenmiş, ardından korsanların peşine düşmüştür. Korsanlara karşı bu seferler, "denizdeki tüm korsanları temizleyecek" kadar başarılıydı. Kuşkusuz bu harekâtlar sırasında mürettebat da hafife alınmayacak kadar deneyim kazanmıştı.[79]

Muharebe öncesi

Pers Savaşları öncesi Yunanistan, Ege ve Batı Anadolu - Trakya

Pers Donanması'nın sahil boyunca Olimpos Dağı önlerinden geçmekte olduğu haberi ulaşınca Grek Donanması, Temmuz sonu, Ağustos başı gibi Artemision Burnu'na yelken açmıştır.[80] Artemision'a ulaşan Donanma, gemileri gerektiğinde hızla denize indirebilecekleri en uygun sahilde karaya çektiler.[81] Gerekli bir önlem olarak da üç gemiyi, yaklaşan Pers Donanması'nın mümkün olan en erken zamanda tespit edebilmek için kuzeyde, karanın en açığındaki adaya gönderdiler.[82] Üç gemi Atina, Troezen ve Aegina gemisidir.[82] İzleyen iki hafta boyuca Pers Donanması ile bir temas gerçekleşmemiştir. Sonunda üç Sayda triremesi göründü. Donanmaya, adanın yüksek bir kesiminde yakılan ateşle haber iletildi.[82][83] Ancak Grek İttifakı Donanması'nın üç devriye gemisi gafil avlandılar ve biri karaya otururken diğer ikisi Pers gemileri tarafından ele geçirildiler.[81] Karaya oturan Atina gemisinin tüm mürettebatı Perslerden kurtulmayı başardı ve Atina'ya kadar yürüdüler.[74] Herodot'a göre bu kargaşada, tüm Pers Donanması'nın mı, yoksa Donanma'nın ileri unsurlarının mı yaklaşmakta olduğundan emin olunamadı. Yine de temkinli olmak için tüm Grek Donanması Artemision Koyu'na indirildi.[81][83] Pers Donanması'nın o gün için bölgeye ulaşmayacağı anlaşılınca, Donanma'nın Eğriboz'un batı sahillerinde, adanın orta kesiminde olan Halkis'e götürülmesine karar verilmiştir. Pers Donanması'nın ulaştığını anlayabilmek için de Eğriboz'un yüksek kesimlerine gözcüler gönderildi.[83]

Pers ve Grek harekatı

Tarihçiler, Grek Komutanlığı'nın Pers Donanmasının hareket tarzı hakkında hatalı bir yaklaşım içinde olduğunu, Eğriboz'un doğusundan ilerlemek üzere Skiathos Adası'nın doğusundan geçeceğini düşünüyor olduklarını tahmin etmektedirler.[84] Ateşle gönderilen işaretler muhtemelen oldukça yetersizdi ve yanlış anlaşılmaya açıktı. Ya da işaret verenler, Pers Donanması'nın gerçekten de Skiathos'un doğusundan geçeceği izlenimine kapılmışlardı.[84] Eğer Pers Donanması dıştan dolaşır, Eğriboz'un doğusundan geçerse, doğruca Attika'ya yönelebilecek ve Atina Donanması'nın geri çekilme, ikmal ve takviye hattını kesmiş olacaktı.[84] Ayrıca Pers Donanması'nda hem Artemision Boğazı üzerinden hem de Eğriboz'un etrafından dolaşmak için yeterince gemi vardır.[81] Halkis'e çekilmek aslında Atina Donanması'na, eğer Pers Donanması Eğriboz açığından dolaşacak olursa Eğriboz Boğazı'ndan kaçma fırsatı vermiştir. Diğer yandan gerektiğinde Artemision'a da ilerleyebileceklerdir. Nasılsa Eğriboz tepelerine yerleşen gözcüler, Pers Donanması Eğriboz açıklarından geçerse görebileceklerdir.[84] Böylece Atina Donanması Halkis'te beklemeye devam etmiştir.[81] Yine de çok güçlü Pers Donanması'yla yüz yüze gelmekten öylesine endişe duyuluyordu ki Grek Donanma Komutanlığı fazlasıyla tedirgindi.[81]

On gün kadar sonra, Termopylae'deki Grek Ordusu ile Donanma arasında irtibatı sağlamakla görevli Abroncius kaptanlığındaki bir gemi, Pers Ordusu'nun Termopylae'ye ulaştığı konusunda Grek Donanması'na bilgi iletmiştir.[81] Ancak halen Pers Donanması hakkında bir bilgi yoktu. Aslında Pers Donanması aynı gün Therma'dan (Günümüzde (Selanik]]) ayrılmıştır.[85][86] Bununla birlikte Pers Ordusu Termopylae Geçidi'ne herhangi bir saldırıya geçmemişdi.[87] Bir sonraki gün Pers Donanması Artemision civarına gelmiştir. Donanma, Sporad Takımadaları'nın en batısındaki ada olan İskados Adası ile Yunanistan arasındaki boğaza yönelmişken bir yaz fırtınası patlak vermiştir. Muhtemelen Çanakkale Boğazı üzerinden gelen bu fırtına[72] Donanma'yı kayalık kıyılara doğru sürükledi.[87][88] Üç gün süren fırtına[89] Pers Donanması'ndaki gemilerin neredeyse üçte birini yok etmiştir.[61][87] Diğer yandan Termopylae'de Pers Ordusu, fırtına sırasında saldırmak yerine Grek kuvvetlerinin çekilmesini beklemiştir.[87]

Muharebe

Birinci gün

Fırtınanın sona ermesinden bir sonraki gün Grek İttifakı Donanması, Termopylaedeki ordunun kanadını koruyabilmek için Artemision'a yelken açtı.[87] Ertesi gün, Pers Ordusu'nun Termopylae'ye geldiğinin beşinci günü taarruz başlatıldı. Aynı gün Pers Donanması da Iskados Adası boğazında göründü ve Artemision'un karşısında Pagasetic Körfezi'deki bugünkü Afetes'in antik limanı olan Aphetae sahiline demir atmaya başladı.[61] Esasen Donanma fırtına sırasında fazlasıyla yayılmıştı. Öyle ki muharebenin ilk iki günü Grekler, Pers Donanması'nın bu ayrı düşen parçalarına saldıracaklardır.[74] Herodot'a göre bu manevra sırasında Aiolis'in Kyme kentinden 15 gemi, Pers Donanması'nın bir bölümü sanarak Atina gemileri arasında düştü ve ele geçirildi.[90] Fırtınanın verdiği hasar çok fazla olmasına karşın Pers Donanması'nın halen bire üç sayı üstünlüğü vardır.[61] Pers Donanması'nın bu durumu, Grek komutanların Artemision'da karşılaşmayı beklediklerinin de çok üstündeydi. Bu durumda Grek Donanma Komutanlar geri çekilmek için Eurybiades baskı yapmışlardır.[91] Fakat Eurybiades, bir süre daha beklemekten yanaydı.[92] Bu arada Persler'e terk edilmek istemeyen Eğribozlular Themistokles'e, Atina Donanmasının adaları civarında kalması için rüşvet teklif ettiler. Önerilen para 30 talenttir.[92] Yaklaşık 780 kg. Themistokles, Eğriboz'da kalmaları için bu paranın beş talentini Eurybiades'e[93], üç talentini de Korintli amiral Adeimantus'a vermiştir.[61][94] Bu ödemeler, Grek İttifakı Donanması'nın Eğriboz Boğazı'nda kalmasını sağlamıştır.[95] Diğer tarafta Pers Donanma Komutanlığı Grek Donanması'nı elden kaçırmak istemediğinden 200 gemilik bir görev kuvveti ayırarak harekete geçirmiştir. Bu görev kuvveti Eğriboz Adası'nın doğu kıyıları açığından güneye yelken açarak Eğriboz Boğazı'nın güney çıkışına ulaşacaktır. Böylece esas Pers Donanması saldırıya geçtiğinde Grek Donanması ellerinden kaçıp kurtulamayacaktı. Görev kuvveti, Grek gözcülerce esas planları anlaşılmasın diye önce kuzeye yönelmiştir.[96] Bu kuşatma planı gereği o gün için bir saldırı düşünülmüyordu.[97]

Bir sonraki gün Pers Donanması'ndan kaçmayı başaran Halkidiki'den bir adam, Grek Donanması'na kadar yüzerek gelmiştir. Bu kaçak, Pers Donanması'nın büyük bir kısmının onarımda olduğunu, 200 gemilik bir kuvvetin, Atina Donanması'nın kaçış yönünü kesmek için harekete geçirildiğini anlattı. Bu Pers görev kuvveti, Eğriboz Adası'nın doğu kıyılarından seyir halindeydi.[61][98] Bu haberin gelişi iyi bir şanstı çünkü Pers Müfrezesi, gözcüleri yanıltmak için kuzeydoğuya, Skiathos Boğazı'na yelken açmıştı. Boğazı geçtikten sonra esas istikametlerine yöneleceklerdir.[74] Böyle olunca gerçek hedefleri çok büyük olasılıkla gözlenemeyecekti. Bu noktada Pers Komutanlığı Grek Donanması'na saldırmak planında değildi. İttifakın kolayca çözüleceği düşünülüyordu ve tuzağa düşürmeye, elden kaçırmamaya çalışılıyordu.[99] Grek İttifakı Donanma Komutanlığı da harekete geçerek Pers Müfrezesi'nin kendilerine bir kapan kurmasını önlemeye karar vermiştir. Fakat harekete geçmek için gece yarısını beklediler.[100] Gece yarısını beklemek, Pers tarafının bir Grek görev kuvvetinin ayrıldığını anlamaması için olabilir.

Grek Donanma Komutanlığı muhtemelen, yeni ortaya çıkan bu durumun kendilerine Pers Donanması'nın bir bölümünü imha etmek için bir fırsat sağladığının farkındaydılar.[61][72] Herodot'un anlatımında Grek Donanması Komutanlığı'nın Pers Müfrezesini nerede karşılamak üzere plan yaptığından söz edilmez, sadece bunu yapmaya karar vermiş olduklarını yazar. Planları muhtemelen şuydu. Pers Müfrezesi Eğriboz Adası'nın güneyindeki boğazdan kuzeye dönerken, Attika sahillerinde devriye gezen diğer Grek gemileri tarafından tespit edilerek izleneceklerdir. Böylece Pers Müfrezesi kendiliğinden bir tuzağa düşmüş olacaktı.[61] Bir başka olasılık Pers Müfrezesi Afetes'den çıkıp Artemision civarına geldiğinde onları pusuya düşürmek planlanıyordu.[72] Hangisi olursa olsun, günün geri kalan kısmında Pers hatlarına karşı bir gösteriş harekâtı yapmaya karar verdiler. Böylece Pers Komutanlığı onların Artemision'da kalmaya kararlı olduğunu düşünecektir.[61][72] Muhtemelen bu durumun Grek Donanması Komutanlığı için, Pers gemiciliğini ve taktiklerini keşfetmek için bir fırsat sunduğunu düşünmüşlerdi. Bununla birlikte Grek Komutanlığı, az da olsa büyük bir çatışmaya girme durumunda kalma riski olduğundan, öğleden sonranın ilerleyen saatlerine kadar hareketsiz kaldı. Pers Müfrezesi'ni imha etmeden önce önemli bir kayba uğramaktan kaçınıyorlardı.[72] Yine de harekete geçerek Pers Donanması'nın önlerindeki kısmına doğru savaş düzeninde ilerlediler.[100] Persler, Grek Donanması'nın kürek çekerek üzerlerinde doğru geldiğini görünce derhal saldırıya geçtiler. Gün ilerlemiş olmasına karşın kolay bir zafer kazanacaklarını düşünmüşlerdir. Bu şekilde düşünmeleri son derece akla yakındır, çünkü karşılarındaki "düşman" gemileri, kendi sayılarıyla karşılaştırıldığında çok düşüktür ve kendi gemileri denize daha uygundur. Bu güvenle derhal saldırı emri verdiler.[50] Ancak Grek saldırısı esasen böyle bir tepki bekliyordu, dışa bakacak şekilde bir daire oluşturdular.[51][61][77] Böylece Grek Donanması, kanatlardan kuşatma manevrası geliştirebilecek olan Pers gemileri tarafından kuşatılmaktan kaçınmış oluyordu.[77] Önceden tüm gemilere duyurulmuş bir sinyalle bu pozisyonu alan Grek İttifakı Donanması, ikinci bir sinyalle aniden Pers gemileri üzerine ilerlediler ve hazırlıksız yakaladıklarını mahmuzladılar.[61] Bu hızlı saldırı sonucunda 30 Pers gemisi batırıldı ya da ele geçirildi.[51] Bu çatışma sırasında Limni Adası'ndan bir gemi taraf değiştirmiştir.[51] Gece çöküp çatışmalar sona erdiğinde durum, Grek Donanması için beklenenden daha iyiydi.[61]

Gece boyunca, muhtemelen güneydoğudan gelen bir başka fırtına denizde etkili oldu. Bu fırtına, Eğriboz'un doğu kıyıları boyunca ilerleyen Pers görev kuvvetine karşı girişilecek Grek harekâtına engel oldu.[61][72] Fakat aynı fırtına Pers gemilerini Eğriboz kıyılarındaki kayalık yamaçlara sürüklemiştir.[101] Sonuçta Pers görev kuvvetindeki gemilerden büyük bir bölümü kaybedilmişti.[102] Herodot bu fırtınayı tanrı iradesine bağlamaktadır. Tanrının, Grekler karşısında daha denk bir Pers kuvveti kalmasını istediğini yazar.[101]

İkinci gün

Muharebenin bir sonraki günü Termopylae Muharebesi'nin de ikinci günüdür. İki fırtına atlatmış ve bu yüzden neredeyse yarı mevcudunu kaybetmiş olan Pers Donanması, bu ikinci gün muharebeye devam etmek yerinde hasarları onarmayı, gerekli bakımları sağlamayı tercih etmiştir.[61][102] Eğriboz açıklarında uğranılan gemi kayıplarıyla ilgili bilgiler aynı gün Atina'ya ulaştı ve dahası Atina'dan gönderilen 53 parçalık bir takviye kuvvet Donanmaya katıldı.[102] Grek Donanması da öğleden sonraya kadar hareketsiz kalmıştır. Bu anda, bir Kilikya devriyesine saldırma fırsatı ele geçmiştir. Karanlık çökene kadar, çekilmelerine fırsat verilmeden imha edildiler.[102] Bu gemiler ya Eğriboz civarında fırtınaya yakalanan gemilerden arta kalanlardı ya da Pers Donanması'ndan ayrı düşen bir gruptu.[77]

Üçüncü gün

Bir gün önceki onarımdan sonra üçüncü gün, Pers Donanması yeniden saldırıya geçmek için hazırdır.[103] Grek Donanması, Pers Donanması'nın saldırı için muharebe düzeni aldığını görünce, ellerinden gelen en iyi tarzda Artemision Boğazı'nı kapatmak için tertibat aldılar ve Pers saldırısı için hazırlandılar.[61] Pers gemileri bir yarım daire şeklinde tertiplenerek Grek Donanması'nı kuşatmak amacıyla ilerlediler.[104] Çatışmalar tüm gün boyu devam etti.[61] Karanlık çökerken gemiler muharebeyi bırakarak çekildiğinde iki tarafın kayıpları Herodot'a göre denktir.[104] Ancak daha az sayıda gemiden oluşan Grek Donanması için kayıplar çok daha ağır sonuçlar doğurmaktadır.[61] Donanma'nın en güçlü bileşeni olan Atina Donanması gemilerinin yarısı ya kaybedilmişti ya da ağır hasar görmüşlerdi.[105]

Artemision'daki üsse dönüldüğünde görüldü ki, uğranılan kayıplar dolayısıyla bir sonraki gün için muharebeye devam etme olanağı kalmamıştır.[61] Uğranılan kayıplar karşısında Themistokles dahi çekilmek eğilimindedir.[106] Böylece Artemision'dan geri çekilmenin gerekip gerekmediği tartışılırken bir yandan da Termopylae'den bir haber bekleniyordu.[61] Themistokles, Eğriboz kıyılarındaki sürüleri toplayıp boğazlamaları ve etlerini kızartmaları için adamlarına emir vermiştir. Bu mevsimde Eğribozlular sürülerini kıyılara indirmektedirler. Böylece bu sürülerin Perslerin eline geçmesini önlemek istemektedir. Esasen Themistokles'in bundan amacı Pers Donanması'ndan İyon ve Karya gemilerinin çekilmesini sağlayabilmekti. İyon ve Karya filoları çekilirse, Pers Donanması'nın kalanıyla başa çıkabileceklerini umuyordu.[107] Bu arada Termopylae ile Grek Donanması arasında teması sağlayan geminin kaptanı gelerek Termopylae'de Grek artçı kuvvetlerinin imha edildiğini bildirmiştir.[108] Donanmanın muharebe gücünü kıran kayıplardan sonra bu haber, Donanma Komutanlığı'nın savaşın gidişatı hakkında kesin karar vermesini sağlamıştır. Artık Termopylae'de kanadı örtülecek kuvvet yoktur. Derhal Donanma'nın geri çekilmesine karar verildi.[108] Sonuç itibarıyla Artemision Deniz Muharebesi'nin son günü, aynı zamanda Termopylae Muharebesi'nin de son günüdür.[74]

Herdodot'un anlatımıyla Pers Donanması'nda en başarılı unsur Mısır Filosu'dur. Mısır Filosu'nun beş grek gemisini, güm mürettebatıyla birlikte ele geçirdiğini yazmaktadır.[109]

Sonuçları ve devamı

Eğriboz'un kuzeybatı sahillerindeki bir kasabadan bir tekneden, Grek Donanması'nın çekildiği bilgisi alınınca Pers Komutanlığı hemen keşif çıkarmıştır. Donanma ise, şafak sökerken Artemision'a yelken açmış, burada öğlene kadar beklemiştir. Daha sonra Eğriboz'un kuzeybatı sahillerine yelken açıp bölgeyi kuşattılar ve yağmaladılar.[110]

Grek Donanması ise Attika'yı dolaşarak, Salamis Adası'na gitmiş Atina halkının tahliyesine yardımcı olmuştur. Çekilme hattı boyunca Themistokles'in emriyle[106] tüm su kaynaklarına, Pers Donanması'ndaki Grekçe konuşan mürettebat için yazıtlar bıraktılar. İstiyorlardı ki, Grek davasına neden ihanet etmekte olduklarını sorgulasınlar.[111] yazıtta şunlar yazılıdır.

« "İyonlar, babalarınıza karşı olan ve Yunanistan'ın köleleştirilmesini amaçlayan bir sefere katılmakla doğru yapmıyorsun. Olman gerektiği yerde olmalısın. Fakat bu mümkün olmazsa savaş süresince bir kenara çekil ve Karyalılar'ın da hiç olmazsa seninle birlikte olmasını sağla. Karşı konulmaz bir güçle zorlanıyorsan ve her ikisi de elinden gelmiyorsa, karşı karşıya geldiğimize hatırla ki aynı kandanız ve barbarlarla aramızdaki düşmanlığın ilk nedeni senden gelmektedir." »

[111]

Termopylae'den sonra Pers Ordusu, Boeotia'ya girerek ilerlediler. Bu arada kendilerine boyun eğmeyen[112] Platea ve Thespiae gibi yerleşimleri yağmalayarak ve yakarak ilerlemiştir. Bu bölgede altı gün oyalanarak halen tahliye edilmekte olan Atina'ya ilerlemesini geciktirmiştir.[113] Bu arada çoğu Moralı askerlerden oluşan Grek kuvvetleri, Korint Kıstağı'nda savunma yapmak üzere burada bir savunma duvarı inşa etmeye başladılar. Diğer yandan buradan geçen tek yolu da kullanılmaz duruma getirdiler.[114] Bu arada Delfi kahinleri, Atinalıları ahşap bir duvarın koruyacağı kehanetinde bulunmuşlardır. Bazı Atinalılar Atina Akropolis'inin ahşap malzemeyle tahkim edilmesinin kenti koruyacağına inandılar ve kenti terk etmediler.[115] Ancak Attika'ya ilerleyen Pers kuvvetleri tarafından kısa sürede imha edildiler ve Atina Pers Ordusu tarafından işgal edildi, tapınaklar yağmalandı ve ateşe verildi.[116] Atina'nın Pers kuvvetleri eline geçmesi Eylül ayı sonlarıdır.[74] Tahliye sırasında bir köpeğin denize atlayarak, sahibinin bulunduğu teknenin peşinden Salamis kıyılarına kadar yüzdüğü bilinmektedir. Ancak köpek o denli bitkin düşmüştü ki, sahile çıktıktan sonra hayatta kalmayı başaramadı.[117]

Bu arada, Termopylae'deki stratejinin aynısıyla Grek Donanması da Saronik Körfezi'ni Pers Donanması'na karşı korumak üzere gerekli hazırlıkları yürütmekteydi. Böylece Perslerin doğrudan Mora Yarımadası'na çıkarma yapması ve Korint Kıstağı'ndaki savunmayı çevirmesi önlenecekti.[118] Fakat Themistokles'in kafasındaki strateji, Donanma'yı sadece Körfez'i bloke etmek için kullanmak yerine, Pers Donanması karşısında kesin sonuç aramak yönündedir. Bu yönde Atinalıları ikna etmeyi de başarmıştır. Eylül ayında Pers Donanması'nın Salamis Boğazı'na çekerek Salamis Deniz Muharebesi'nde çok sayıda Pers gemisini imha etmeyi başardılar. Böylece Mora üzerindeki Pers tehdidi ortadan kalkmış oldu.[119]

Çanakkale Boğazı üzerindeki duba köprülerin imha edilmesinden, böylece ordusunun Avrupa topraklarında kapana kısmasından çekinen I. Serhas, ordunun büyük bir bölümünü Anadolu'ya çekmiştir.[120] Avrupa tarafında, bir sonraki yıl istilayı tamamlamak için General Mardonius komutasında seçkin piyade ve süvari unsurlarından oluşan bir ordu bırakmıştır.[121] Diğer taraftan Atina'nın baskısıyla Mora kent devletleri, General Mardonius Ordusu'nun üzerine gitmeye razı oldular ve Attika'ya ilerlediler.[122] General Mardonius, Grek kuvvetlerini, süvarisini kullanabileceği açık arazide karşılamak amacıyla Boeotia'ya çekilmiştir. İlerleyen Grek kuvvetleriyle Pers Ordusu Platea kenti yakınlarında karşı karşıya geldi.[122] Burada MÖ 479 yılı Ağustos ayında gerçekleşen Platea Muharebesi'nde Grek kuvvetleri, Pers Ordusu'nun büyük bir bölümünü muharebe alanında imha ederek kesin sonuç elde etmiş ve Yunanistan'a yönelen Pers saldırısını sona erdirmiştir.[29] Aynı gün daha geç saatlerde gerçekleşen Mykale Muharebesi'nde Pers Donanması'ndan geriye kalan gemiler de imha oldu. Dilek Dağı eteklerinde gerçekleşen bu muharebe bir deniz muharebesi değildir, Pers gemileri karaya çekilmişti ve karada imha edildiler. Böylece Yunanistan üzerindeki Pers tehdidi ortadan kesin olarak kalkmış oldu.[123]

Önemi

Grekler açısından Artemision Muharebesi başarısız bir muharebe olmuştur. Pers Donanması ne yenilgiye uğratılabildi, ne de Yunanistan sahillerinde harekât yürütmesi önlenebildi.[61] Bununla birlikte sonuç bir yenilgi de değildi, daha da önemlisi Grek Donanması, ağır kayıplar da verse muharebe alanında imha olmadı.[124] Kısacası muharebe iki taraf açısından da kesin sonuç getirmeyen bir muharebedir.[61][124]

Bununla birlikte Yunan – Pers Savaşları çerçevesinde bakıldığında Grekler için oldukça önemli bir muharebe sayılmaktadır. Grekler Pers Donanması karşısında durabileceklerini kanıtlamış oldular. Dahası bazı çatışmalarda daha başarılı sonuçlar elde ettiler.[61] Grek mürettebatın çoğu için bu ilk savaştı ve kazandıkları deneyim, yakın gelecekteki Salamis Deniz Muharebesi için paha biçilmez değerde olacaktır.[125] Muharebe ayrıca Grek amiraller için de büyük bir deneyimdi, Pers Donanması'nın savaş tarzını incelemek olanağı buldular.[125][126] Diğer taraftan Pers Donanması'nın muharebe sırasında ve öncesinde gemi kaybetmiş olması da Grekler için son derece önemliydi. Bu sayede Salamis Koyu'nda karşılarında küçülmüş bir Pers Donanması olmuştur.[61][127]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. Lemprière, Sh.: 10
  2. Greswell, Sh.: 374
  3. İstanbul Üniversitesi
  4. "languages.siu.edu". 29 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  5. Cicero, On the Laws I, 5
  6. Holland, Sh.: xvixvii.
  7. Thucydides, History of the Peloponnesian War, e.g. I, 22 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  8. Finley, Sh.: 15.
  9. Holland, Sh.: xxiv.
  10. David Pipes, Herodotus: Father of History, Father of Lies
  11. Holland, p. 377.
  12. Fehling, Sh.: 1–277.
  13. Diodorus XI, 28–34 24 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.,
  14. Herodot, 9.81 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Dipnot
  15. Suna Doğaner, Anadolu'nun 200 Yıllık İşgali Dönemi 18 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sh.: 19-20
  16. Holland, Sh.: 47–55
  17. Holland, Sh.: 203
  18. "Herodot, 5.105.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  19. Holland, Sh.: 171–178
  20. Liddell Hart, Strateji, Dolaylı Tutum Sh.: 33
  21. "Herodot, 6.44.2". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  22. Holland, Sh.: 178–179
  23. "Herodot, 7.133.1". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  24. "Herodot, 6.94.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2012.
  25. "Herodot, 6.101.3". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  26. "Herodot, 6.113.2". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  27. "Herodot, 6.116.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  28. Holland, Sh.: 206–206
  29. Holland, Sh.: 208–211
  30. Holland, Sh.: 213–214
  31. "VII, 35". 25 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  32. Holland, Sh.: 217–223
  33. "Herodot, 7.145.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  34. Holland, Sh.: 226
  35. Holland, Sh.: 248–249
  36. "Herodot, 7.173.2". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  37. "Herodot, 7.173.3". 24 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  38. "Herodot, 7.173.4". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  39. Holland, Sh.: 255–257
  40. "Herodot, 8.40.1". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  41. Barry S. Strauss, The Battle of Salamis: The Naval Encounter That Saved Greece—and Western Civilization Sh.: bxvii"
  42. Belkan Ağar, Sh.: 2
  43. Lazenby, Sh.: 34–37
  44. Holland, Sh.: 320–326
  45. Herodot VII, 184 2 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  46. Belkan Ağar, Sh.: 28
  47. Belkan Ağar, Sh.: 27-28
  48. Belkan Ağar, Sh.: 29
  49. "Herodot, 8.60A". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  50. "Herodot 8.10.1". 24 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2012.
  51. Herodot VIII, 11 25 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  52. "Herodot 7.89.1". 2 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  53. "Herodot, 7.89.3". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  54. "Herodot, 7.90.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  55. "Herodot, 7.91". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  56. "Herodot, 7.94". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  57. "Herodot 6.115.1". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  58. "Herodot, 7.92". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  59. "Herodot, 7.92". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  60. "Herodot, 7.190.1". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2012.
  61. Holland, Sh.: 276–281
  62. Köster (1934)
  63. Holland, Sh.: 320
  64. Lazenby, Sh.: 93–94
  65. Green, Sh.: 61
  66. Burn, Sh.: 331
  67. Herodot VIII, 1 25 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  68. Holland, Sh.: 221
  69. Lazenby, Sh.: 83
  70. "Herodot, 8.2.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  71. Holland, Sh.: 258
  72. Lazenby, Sh.: 128–130
  73. Holland, Sh.: 255
  74. "Ancient Greek Battles". 27 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  75. Lazenby, Sh.: 137–138
  76. Lazenby, Sh.: 125
  77. Lazenby, Sh.: 138–140
  78. Holland, Sh.: 222–224
  79. Cornelius Nepos, De Viris Illustribus Çeviri M. Ali Kaya, Sh.: 85-86
  80. Holland, Sh.: 257–258
  81. Holland, Sh.: 264–269
  82. "Herodot 7.179". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2012.
  83. Herodot VII, 183 24 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  84. Lazenby, Sh.: 123–125
  85. Holland, Sh.: 396
  86. Lazenby, Sh.: 118-121
  87. Holland, Sh.: 271–273
  88. Herodot VII, 188 24 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  89. M. MacGregor, Sh.: 231
  90. "Herodot, 7.194.1". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2012.
  91. "Herodot, 8.4.1". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2012.
  92. "Herodot 8.4.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  93. "Herodot, 8.5.1". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  94. "Heroto, 8.5.2". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  95. "Herodot, 8.6.1". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  96. "Herodot, 8.7.1". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  97. "Herodot, 8.7.2". 5 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  98. "Herodot, 8.8.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  99. Herodot Herodot, 8.6.2 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  100. "Herodot, 8.9.1". 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  101. "Herodot, 8.13". 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  102. Herodot VIII, 14 25 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  103. Herodot VIII, 15 25 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  104. "Herodot, 8.16.1". 22 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  105. "Herodot, 8.18". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2012.
  106. M. MacGregor, Sh.: 232
  107. "Herodot, 8.19.1". 2 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2012.
  108. "Herodot, 8.21.2". 4 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2012.
  109. "Herodot, 8.17.1". 21 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2012.
  110. "Herodot, 8.23.1". 17 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2012.
  111. Herodot VIII, 22 25 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  112. "Military History". 18 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2012.
  113. Herodot VIII, 50 25 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  114. Herodot VIII, 71 25 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  115. M. MacGregor, Sh.: 234-235
  116. M. MacGregor, Sh.: 237
  117. M. MacGregor, Sh.: 235
  118. Holland, Sh.: 299–303
  119. Holland, Sh.: 327–334
  120. Herodot VIII, 97 25 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  121. Holland, Sh.: 327–329
  122. Holland, Sh.: 338–341
  123. Holland, Sh.: 357–359
  124. Holland, Sh.: 294–295
  125. Holland, Sh.: 317
  126. Holland, Sh.: 303
  127. Lazenby, Sh.: 150

Kaynakça

Antik kaynaklar

* Histories26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. İngilizce
* Herodotos, Tarih - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
  • Ctesias, Persica (excerpt in Photius's epitome)
  • Diodorus Siculus, Biblioteca Historica.
  • Thucydides, History of the Peloponnesian War
  • Cicero, On the Laws

Günümüz kaynakları

  • Belken Ağar, Antik Çağda Deniz Gücü ve Önemli Deniz Savaşları Selçuk Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi - 2007
  • Tom Holland, Persian Fire. London: Abacus, 2005
  • Peter Green, The Greco-Persian Wars. Berkeley: University of California Press, 1970
  • J. F. Lazenby, The Defence of Greece 490–479 BC. Aris & Phillips Ltd., 1993
  • D. Fehling, Herodotus and His "Sources": Citation, Invention, and Narrative Art. Translated by J.G. Howie. Leeds: Francis Cairns, 1989
  • A. R. Burn, "Persia and the Greeks" in The Cambridge History of Iran, Volume 2: The Median and Achaemenid Periods, Ilya Gershevitch, ed. (1985). Cambridge University Press
  • A. J. Köster, Studien zur Geschichte des Antikes Seewesens. Klio Belheft 32 (1934)
  • Moses Finley, Thucydides – History of the Peloponnesian War
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.