Arabuluculuk

Arabuluculuk, hukuk sistemi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan bir "Alternatif uyuşmazlık çözümü" (ADR) yöntemidir. Arabuluculuk; tarafların içinde bulundukları uyuşmazlığı tarafsız bir üçüncü kişi yardımı ile mahkemeye gitmeden ya da mahkeme yönlendirmesiyle çözmelerinde kullanabilecekleri bir yöntemdir. Esnek ve etkili oluşu arabuluculuğun iş yaşamı, aile, okul ve hatta milletler arası uyuşmazlıklarda bile uyuşmazlığın taraflarını doğru noktada buluşturan bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olmasını sağlamıştır. Aralarındaki uyuşmazlığı, kendi istekleriyle ya da bir mahkemenin önerisi ile arabulucunun eşliğinde çözmeye karar veren taraflar, uyuşmazlık konusunu arabulucuya ileterek, tamamen tarafsız, ön yargı ve yargıdan uzak bir arabulucu eşliğinde, sorunlarını tartışma ve kendileri için en iyi çözümü, bulma fırsatı elde ederler.

Türleri

Arabuluculuk tarafların kendi çözümlerine bulmalarına yardımcı olan kolaylaştırıcı arabuluculuk (facilitative mediation) şeklinde olabileceği gibi, bazı durumlarda arabulucunun uygun bir çözüme dair önerilerde bulunabileceği değerlendirici arabuluculuk (evaluative mediation) şeklinde de gerçekleşebilir.[1] Üçüncü bir arabuluculuk türü ise dönüştürücü arabuluculuktur (transformative mediation). Kolaylaştırıcı arabuluculukta; arabulucu tarafları yönlendirmez, tavsiyede bulunmaz, hakim ya da hakem gibi karar vermez. Değerlendirici arabuluculukta ise arabulucu tarafların görmediği hususları onlara göstermeye çalışır, taraflara muhtemel bir davanın sonucu hakkında tavsiyelerde bulunabilir, dosyanın zayıf ve güçlü yanlarından bahsedebilir ve dosyanın içeriğini değerlendirerek, teknik ve hukuki bilgi sağlayabilir. Dönüştürücü arabuluculuk, akran arabuluculuğunda sıklıkla kullanılmaktadır. Güçlendirme, doğası itibarıyla dönüşümü sağlama konusunda ayrımcılık ve baskıyla baş etmeyi, bunu başarmak için var olan diğer sistemlerle ilişkilenmeyi ve ortaklık içerisinde çalışmayı içerdiğinden bambaşka bir alt yapıyı, süreci ve eğitimi gerektirmektedir.

Arabuluculuk Sürecinin İşleyişi

Arabulucu taraflar arasındaki diyaloğu geliştirmek ve açmak için birçok teknik kullanır. Arabulucu çoğunlukla tarafların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlayacak ama yönlendirici olmayan sorular yöneltir. Arabuluculuğun başarısı tarafların anlaşmaya yönelik niyetleri kadar arabulucunun yeteneğine ve aldığı eğitime bağlıdır. Arabuluculuk müzakereleri aksi kararlaştırılmadıkça gizlidir. Arabuluculuk sırasında görüşülenler ne taraflarca ne de arabulucu tarafından açıklanabilir. Arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, müzakerelerde elde edilen bilgi ve belgeler daha sonra açılması muhtemel bir davada delil olarak kullanılamaz. Taraflar arabuluculuğa gitmeye zorlanamaz. Taraflar arabuluculuk sürecine bizzat katılabilecekleri gibi avukatları aracılığıyla da kendilerini temsil ettirebilirler. Avukatların arabuluculuk sürecinde taraf vekili olarak üstlenebilecekleri roller taraf müzakereciliği ve danışmanlığıdır [2][3].

Taraflar, eğitimli bir arabulucu eşliğinde kendilerini rahatça ifade etme imkânı bulurlar. Böylece, iletişim eksikliğinden kaynaklanan yanlış anlaşılmaların da ortadan kaldırıldığı bir süreç yaşanır. Arabulucunun mesleki becerileri, görünürdeki sorunlardan çok, tarafların gerçek ilgilerini ortaya çıkarmakta kullanılır. Böylece birbirini daha iyi anlayan taraflar, gelecekteki pozisyonlarını daha doğru alma imkânı bulurlar. İsteklerin ve ilgilerin netleştiği arabuluculuk sürecinde karşılıklı çözüm önerilerinin müzakeresi ile mahkemede ulaşılması hayal bile edilemeyecek etkili ve tarafların menfaatlerini tatmin eden anlaşmalara ulaşmak mümkün olmaktadır. Arabuluculuğun bu özelliği, tarafların arabuluculuk sonucunda varılan anlamalara kanun zoruyla değil gönüllü olarak uymalarını sağlamaktadır. Arabuluculuk gücünü; gelecek odaklı olmasından ve sürecinin sonunda tarafların çoğunlukla ilişkilerini devam ettirmesinden, mutluluk ve barış sağlamasından alır.[4][5][6][7]

Mahkemede yapılan yargılamada, tarafların haklı olup olmadıklarına geçmişteki olaylar ve buna uygun hukuk kuralları tartışılarak karar verilir. Mahkemelerin verdiği karar çoğunlukla haklı görülen tarafı bile tam manasıyla tatmin etmez. Uzun ve stresli yargılama süreci, tarafların gelecekte tekrar ilişki kurmalarını da büyük olasılıkla imkânsız hale getirmiştir. Arabuluculuğun en önemli avantajı; taraflara, geçmişteki sorunlardan sıyrılarak geleceği, bir daha aynı sorunların yaşanmasını önleyecek şekilde planlama imkânı vermesidir. Bununla birlikte arabuluculuk süreci maddi hukuktan bağımsız değildir. Özellikle bir tarafın birden fazla kişiden oluşması halinde bunların birlikte hareket etmek zorunda olup olmadıkları, maddi hukuktan kaynaklanan nedenlerle dava arkadaşlığı kurallarına paralel olarak belirlenir [8].

Arabuluculuğun Tarihi

Arabuluculuk, çok eski çağlardan beri kullanılan bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzak Doğu ve Afrika’da arabuluculuğun tarihçesinin eski çağlara kadar gittiği bilinmektedir. Hatta pek çok kültürde arabuluculuk, alternatif değil, temel uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak kullanılmıştır. Osmanlı’da ulemanın bazı faaliyetleri, modern anlamda arabuluculuğu çağrıştırmakta ve Anadolu kültürü içinde bu yöntemin aslında hiç yabancı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla arabuluculuk, yeni bulunmuş bir barışçı çözüm yöntemi değildir. Yeni olan, arabuluculuğun ayrı bir kurum, usul ve meslek olarak düzenlenmesidir. Modern anlamda arabuluculuk, Amerika Birleşik Devletleri’nde 1960’lı yılların sonunda sıklıkla kullanılmaya başlamıştır. Özellikle ticari, etnik ve dinî grupların kendi aralarında uyuşmazlık çözümünde kullanılan bu yöntem, modern arabuluculuğa örnek teşkil etmiştir. Bu alanda 1976 yılında yapılan Roscoe Pound Konferansı, milat olarak kabul edilmektedir. Bu konferans sonrasında mahkemelerin, sadece yargılama yapan bir yer değil, aynı zamanda uyuşmazlıklar için en uygun çözüm yolunu yönetecek bir uyuşmazlık çözüm merkezi hâline getirilmesine karar verilmiştir.[9]

Tarihçiler ise arabuluculuğun ilk kez Fenike'de resmi olarak ise Babylon'da kullandığını kabul etmektedirler. Uygulama Antik Yunanistan'da aile arabuluculuğu dışında bir arabuluculuk türü olan proxenetas arabuluculuk olarak biliniyordu. Arabuluculuk daha sonra Antik Roma'da, Roma hukukundan başlayarak, özellikle I. Justinianus ile birlikte tanınmıştır. Romalılar, arabulucuları internuncius, medium, intercessor, philantropus, interpolator, conciliator, interlocutor, interpres ve mediator olarak çok çeşitli isimler altında ifade etmişlerdir.

Bazı kültürler arabulucuları kutsal şahsiyetler, saygı değer kişilikler, akil adamlar olarak kabul etmişlerdir. Bazı barışçıl toplulukların üyeleri yerel uyuşmazlıkları, sık sık yerel liderler ya da akil adamların önce götürerek çözüme kavuşturmaya çalışırlardı[10]. Bu barışçıl yöntem çatışmaların çözümünde özellikle Konfiçyüsçü ve Budist topluluklarda yaygın olarak kabul görmüştür.[10][11]

Türkiye

Türkiye'de arabuluculuk, 22.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile bir "alternatif uyuşmazlık çözümü" yolu olarak uygulanmaya başlamıştır. 6325 sayılı Kanunla yeni bir serbest meslek ihdas edilmiş ve arabuluculuk mesleğini icra edecek kişilere "arabulucu" unvanını kullanma yetkisi tanınmıştır.

Arabuluculuk yöntemine başvuru konusunda gönüllülük ilkesi, gerek mahkemelerin iş yükünün azaltılması, gerekse yöntemin uygulamada benimsenmesini sağlamak amacıyla bazı ülke uygulamalarında göz ardı edilmiştir. Örneğin; mahkemeler nezdinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurma şartının getirilmesi durumunda ya sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ya da çalışanlarının arabuluculuğa başvuru konusunda yönlendirici etkisinin olduğu hâllerde tamamen ya da kısmen gönüllülük ilkesi bertaraf edilebilir.[9]

Türkiye'de de bazı uyuşmazlıklar için arabulucuğa başvurma dava şartı haline getirilmiştir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesi hükmüne göre; Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ayrıca, 7155 sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiş ve bu maddeye göre Türk Ticaret Kanununun 4. Maddesinde sayılan ticari davalar ile diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı haline gelmiştir. Arabuluculuk yöntemine başvurmanın dava şartı olarak belirlendiği uyuşmazlıklarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması halinde Mahkemelerce dava; dava şartı yokluğundan usulden reddedilmektedir.

Kullanım Alanları

Uyuşmazlık çözümüne ek olarak arabuluculuk, sözleşme müzakere sürecinin kolaylaştırılmasında olduğu gibi, anlaşmazlıkları önleme aracı olarak işlev görebilir. Hükûmetler arabuluculuğu politikaları hakkında paydaşları bilgilendirme yöntemi olarak kullanabilirler. Arabuluculuk pek çok alandaki anlaşmazlıklar için geçerli bir yöntemdir. Arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklar her ülkede farklılık gösterebilir. Dünya genelinde arabuluculuk ile çözüme kavuşturulan uyuşmazlıklar şunlardır:

Aile Uyuşmazlıkları:

  • Evlilik öncesi yapılan anlaşmalar
  • Mali ya da aile bütçesine ilişkin anlaşmazlıklar
  • Ayrılık
  • Boşanma
  • Nafaka
  • Ebeveynlik planlaması (velayet ve ziyaret düzeni)
  • Yaşlı bakımı
  • Aile işletmeleri
  • Yetişkin - kardeş çatışmaları
  • Ebeveyn - yetişkin çocuk çatışmaları
  • Gayrimenkullere ilişkin uyuşmazlıklar

İş (Hukuku) Uyuşmazlıkları:

Kamusal uyuşmazlıklar:

  • Çevre
  • Arazi kullanımı

Ticari Uyuşmazlıklar:

  • Ev sahibi / kiracı
  • İnşaatçı / müteahhit - Emlakçı / ev sahibi
  • Sözleşmeler
  • Tıbbi kötü uygulama
  • Zarar-ziyan
  • Ortaklıklar
Tüketici Hukukundan doğan uyuşmazlıklar:

Tüketici uyuşmazlıklarında ise tüketici hakem heyetinin görev alanına giren ve tüketici hakem heyeti kararlarına karşı tüketici mahkemelerine yapılan itirazlar dışındaki tüketici uyuşmazlıklarında arabulucuya başvuru şartı getirilmiştir. Dava şartı olan arabuluculuk müessesesi 28/7/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu hale getirilmiştir[12].

Diğer Uyuşmazlıklar:

  • Okulda yaşanan çatışmalar
  • Şiddet önleme
  • Mağdur-Fail Arabuluculuğu
  • Kâr amacı gütmeyen kuruluşlardaki uyuşmazlıklar
  • İnanç topluluklarında yaşanan uyuşmazlıklar [4][5]

Arabuluculuğun Alternatifleri

Arabuluculuk, uyuşmazlıkların çözümünde başvurulan yollardan sadece birisidir. Ekonomik olması, sürecin gizli yürütülmesi, esnek yapısı diğer çekişmeli çözüm yollarından ayrılmasını sağlar. Taraflarından ve içinde bulunulan uyuşmazlığın kendine has yapısından kaynaklanan nedenlerle bütün uyuşmazlıkların arabuluculuğa uygun olduğu söylenemez. Farklı ihtiyaçlara cevap verebilmesi nedeniyle arabuluculuğun bazı alternatifleri vardır:

Ayrıca bakınız

  • Aile terapisi
  • Şiddetsiz iletişim
  • Yaşam koçluğu
  • Ombudsman

Kaynakça

  1. Kekeç, Elif Kısmet (Kasım 2011). Arabuluculuk Yoluyla Uyuşmazlık Çözümünde Temel Aşamalar ve Taktikler. Adalet. ISBN 9786055473822.
  2. Demir, Şamil (18 Ocak 2011). "Avukatların Arabuluculuk Sürecindeki Rolleri". www.samildemir.av.tr. 26 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2012.
  3. Demir, Şamil (21 Mayıs 2012). "Avukatlık ve Arabuluculuk". academia.edu. 25 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2012.
  4. Özbek, Mustafa Serdar (Ocak 2009). Alternatif Uyuşmazlık Çözümü. Yetkin. ISBN 9789754644975.
  5. Demir, Şamil (Ocak 2014). Avukatın Uzlaşma Sağlama Yetkisi. Adalet. ISBN 9786051463179.
  6. Tanrıver, Süha: Hukuk Uyuşmazlıkları Bağlamında Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları ve Özellikle Arabuluculuk (TBBD 2006/64, s. 151‐ 177)
  7. Demir, Şamil (7 Temmuz 2004). "Arabuluculuk Nedir?". arabulucu.com. 13 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2012.
  8. Demir, Şamil (2013). "Arabuluculuk Arkadaşlığı" (PDF). Ankara Barosu Dergisi. 17 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2013.
  9. http://www.adb.adalet.gov.tr/arabuluculukkatilimcielkitabi.pdf
  10. "Arşivlenmiş kopya". 21 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2012.
  11. Özmumcu, Seda (Nisan 2013). Uzak Doğu'da Arabuluculuk Anlayışı ile Türk Hukuk Sisteminde Arabuluculuk Kurumuna Genel Bir Bakış. On İki Levha. ISBN 9786054687909.
  12. "Tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk". 2 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.