Anıtkabir Proje Yarışması

Anıtkabir Proje Yarışması, 1938'de vefat eden Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşının defnedileceği anıt mezar olan Anıtkabir'in tasarımı ve özellikleri için başlatılan uluslararası proje yarışmasıdır. 1 Mart 1941'de başlayan yarışma, 2 Mart 1942'de sona erdi. Yarışmayı, Emin Onat ile Orhan Arda'nın tasarımı kazandı.

 
Anıtkabir'in günümüzdeki görünümünü gösteren Miniatürk'teki maketi (üstte) ile anıt mezar binasının ön cephesinin görünümü

Arka plan ve başlatılması

Ulus gazetesinin "Anıtkabir" projesine ayırdığı sayfa

Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de, İstanbul'daki Dolmabahçe Sarayı'nda ölümünün ardından, defin yerinin konusunda basında çeşitli tartışmalar başladı.[1] Atatürk için bir anıt mezar yapılması belirlenirken, 1939'da bu anıt mezarın Rasattepe'de yapılması tespit edildi.[2]

Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinden oluşan Anıtkabir'in inşa edileceği arazinin kamulaştırılmasıyla görevli komisyon, 6 Ekim 1939'da Anıtkabir için uluslararası bir proje yarışmasının düzenlenmesine karar verdi. Başbakan Refik Saydam, 21 Kasım 1939'daki parti grubu toplantısında yaptığı konuşmada, Anıtkabir'in inşa edileceği arazideki kamulaştırma çalışmalarının tamamlanmasının ardından, Anıtkabir'in inşası için uluslararası bir proje yarışmasının düzenleneceğini belirtti. 26 Mart 1940'taki konuşmasında ise Saydam, uluslararası mimarlar tüzüğüne uygun olacak şekilde yarışma şartnâmesinin ve teknik programın hazırlandığını bildirdi.[3]

Başbakanlık Anıtkabir Komisyonunun 18 Şubat 1941'de yayımladığı tebliğ ile Anıtkabir'in inşası için bir proje yarışması başlatılacağı açıklandı. Tebliğin ilk maddesine, Türk ve Türk olmayan mühendis, mimar ve heykeltıraşların katılımına açık bir proje yarışması düzenlenmesine karar verildiği belirtildi. İkinci maddede, inşa edilecek kompleks ile ilgili yarışma talimatnamesi, inşaat arazisinin haritası ve inşaat programı gibi evrakların yalnızca "böyle önemli inşaat meydana getirmiş olanlara" ücretsiz verileceği ifade edilmişti. Üçüncü maddede ise konuyla ilgili olanların Başbakanlığa bağlı Anıtkabir Komisyonu Başkanlığına evraklarını göndermeleri ve başvuruların 31 Ekim 1941'de sona ereceği yazılıydı.[4] İlerleyen dönemde ise yarışmaya başvuru için aranan şart kaldırılarak daha fazla Türk mimarın yarışmaya başvurma şansının önü açıldı.[5] Bayındırlık Bakanı Cevdet Kerim İncedayı'nın daha sonraları, 25 Aralık 1946'daki Meclis Genel Kurulunda kullandığı ifadelere göre öncelikle uluslararası bir yarışma açılmasının düşünülmüş, ancak II. Dünya Savaşı'ndan dolayı katılımın az olması ve gelen tekliflerin tatmin edici olmaması nedenlerinden ötürü ikinci bir yarışma açılmıştı.[6]

Şartname ve jüri üyeleri

Yarışma, değişen maddelerden dolayı şartnamesinin yeniden düzenlenmesi nedeniyle 1 Mart 1941'de başladı. Başbakanlık Anıtkabir Komisyonu Başkanlığı tarafından Türkçe ve Fransızca olarak hazırlanan şartnamenin "Yarışma Talimatnamesi" adıyla düzenlenen ilk bölümü 24 maddeden oluşmaktaydı. Yarışmaya katılım koşullarını, jüriyi, kazananlara verilecek ödülleri ve seçilecek projenin uygulama şartlarını düzenleyen şartnameye göre en az üç kişiden oluşan jüri, birincilik için hükûmete üç proje önerecek ve hükûmet de bu projelerden birisini seçecekti. Birinci projenin sahibine inşaatın kontrol hakkı ve inşaat bedeli üzerinden %3 oranında ücret, her ikisi de ikinci sayılacak olan jüri tarafından önerilen diğer iki projenin sahiplerine 3.000 lira, diğer projelerden bir veya birkaçına ise mansiyon ödülü olarak 1.000 lira ödenecekti.[7]

Şartnamenin "Program" başlıklı ikinci bölümü, inşa edilecek yapının özelikleri ile bölümlerini belirten 30 maddeden oluşmaktaydı. Anıtkabir'in yapılış amacı ile genel özelliklerini sıralayan bölümün ilk beş maddesine göre bir ziyaret yeri olarak hizmet verecek olan Anıtkabir'e "büyük bir şeref methâlinden" girilecek, binlerce kişinin ziyaretine olanak sağlayacak, Atatürk'ün "vasıflarının, kudret ve kabiliyetinin bir simgesi" olacak, yakından olduğu kadar uzaktan da görünür olacaktı.[8] 6. maddede inşaatın yaklaşık bedelinin 3.000.000 lirayı aşmaması belirtilmekteydi. Bu bölümde yer alan ve inşaatta kullanılacak olan malzemeler ile işçilik bedellerinin yer aldığı bir tablo ile katılımcıların, projelerinin yaklaşık maliyetlerini hesaplamaları istenmekteydi.[9] "Program" bölümünün 7. ilâ 30. maddeleri arasında ise inşaat çerçevesinde yapılacak olan diğer yapı bölümlerinin özelliklerinin belirtilmekteydi. Bu maddelere göre Anıtkabir'in ana şeref girişinden ziyaretçilerin giriş yapması, çok sayıda ziyaretçinin bulunmasına izin veren antrelerin ve ziyaretçiler için gardıropların yapılması belirtilmekteydi. Anıtkabir'de görevli memurlar için dört odalı bir idari kısmın yapılması, şeref antresi civarında ise bazı misafirlerin dinlenmeleri amacıyla bir dinlenme salonu inşa edilmesi ifade edilmekteydi. Lahdin bulunacağı Şeref Holü yapısı Anıtkabir'in merkezi ve "ruhu" olarak gösterirken; lahdin bulunduğu salonda, "Türkiye'nin programı ve sembolü" olan Altı Ok'un sembolize edilmesi istenmekteydi. Bu kısımda ayrıca, Anıtkabir'i ziyaret eden devlet adamları ve diğer devlet temsilcilerinin duygu ve düşüncelerini yazacakları bir "altın kitap" olarak adlandırılan defterin bulundurulması talep edilmişti. Atatürk'ün fotoğrafları, kıyafetleri, el yazıları, imzaları ve bazı eşyaları ile okuduğu, incelediği kitapların sergileneceği bir Atatürk Müzesi'nin yanı sıra, olası bir hava saldırısı durumunda hem lahdin hem de müzedeki eşyaların korunması amacıyla bir sığınak inşa edilmesinden bahsedilmekteydi. Yapıdaki sıhhi tesisat, elektrik tesisatı, havalandırma sistemi, elektrik santrali ve yangın önlemlerinin de yarışmacıların dikkat etmesi gereken hususlar olduğuna dikkat çekilmekteydi. Sürekli bakıcı, bekçi ve hademeleri için iki koğuş, 15 kişilik askerî birlik için ise koğuş ve iki odadan oluşan servislerin bina içinde yer alması; servis binası olarak da üç oda, tuvalet, banyo ve mutfaktan oluşan bahçıvan ikametgâhı, 8 kişilik bahçıvan ve bekçi koğuşu, 15 kişilik işçi koğuşu, park aletleri için yeterli depo, park aletlerinin tamiri için atölye ve sera binasının planlanacağı yazılıydı. Anıt mezar binası dışında kalan parkın şekil ve düzenlemesi, park içindeki tesislerle park yolları ve istinat duvarları ile bahçe düzenlemesinin de yarışma kapsamında olduğu, bunların yanı sıra fidanlık ve otopark yapılacağı da belirtilmekteydi. Parkın düzenlenmesinde anıt önünde törene bir meydan ile burada toplananlara hitap edilecek bir yer olması gerektiği belirtilirken, tesislerden hiçbirinin "Anıtkabir'in ihtişamını bozmasına izin verilmeyeceğine" de dikkat çekilmekteydi.[10]

Yarışmanın jüri üyeleri, planlanan bitiş tarihi olan Ekim 1941'e kadar belirlenmemişti. O ay, İsveç hükûmeti tarafından İsveç'in Ankara Büyükelçiliği aracılığıyla jüri üyesi olması için önerilen Ivar Tengbom, ilk jüri üyesi olarak belirlendi.[11] 25 Ekim'de Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararla yarışma süresi 2 Mart 1942'ye kadar uzatıldı. Türkiye'deki katılımcılar bu tarihe kadar projelerini Başbakanlık Anıtkabir Komisyonu Başkanlığına, ülke dışındaki katılımcılar ise projelerini 2 Şubat 1942 akşamına kadar ülkelerinde bulunan Türkiye diplomatik temsilciliklerine teslim edeceklerdi.[12] İlerleyen dönemde ise Károly Weichinger ve Paul Bonatz'tan oluşan iki yabancı jüri üyesi daha belirlendi.[12] Başbakanlık tarafından 27 Şubat 1942'de Bayındırlık Bakanlığına ve Eğitim Bakanlığına gönderilen yazılarda, jüride yer alması için birer mimar ve mühendisin düşünüldüğü, her iki üyelik için de üçer ismin kendilerine bildirilmesi talebinde bulunuldu. 3 Mart 1942 tarihli yazısında Eğitim Bakanlığı, Güzel Sanatlar Akademisi Mimari Şubesi Şefi Sedad Hakkı Eldem'i, Güzel Sanatlar Akademisi öğretmenlerinden Arif Hikmet Holtay'ı ve Yüksek Mühendis Okulundan Emin Onat'ı; Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Başkanı Muammer Çavuşoğlu'nu, Yapı ve İmar İşleri Proje Bürosu Şefi Hüseyin Kara'yı ve Yapı ve İmar İşleri Şehircilik ve Fen Hizmetleri Şefi Sadettin Onat'ı önerdi. Yarışmanın sona ermesinin ardından, 11 Mart 1942 tarihli yazısında Başbakanlık, Holtay ile Çavuşoğlu'nun yanı sıra, Ankara İmar Müdürü Muhlis Sertel'i jüri üyesi olarak belirlediğini bildirdi. Bu kararlarla birlikte jüri üyesi sayısı altıya ulaştı.[13]

Başvurular

Yarışmaya; Türkiye'den 25; Almanya'dan 11; İtalya'dan 9; Avusturya, Çekoslovakya, Fransa ve İsviçre'den ise birer adet olmak üzere toplam 49 proje gönderildi. Bu projelerden teki yarışma süresi bittikten sonra komisyona ulaştığından, diğeri ise projenin ambalajı üzerinde sahibinin kimliği yazılmamış olduğundan, yarışma talimatnamesinin yedinci maddesi gereğince diskalifiye edildi ve 47 proje üzerinden değerlendirme yapıldı.[14][15] 47 proje, 11 Mart 1942'de jüriye teslim edildi.[16] Yarışmaya sunulan projelerin orijinal yarışma klasörleri günümüze ulaşmadığından ve bunların tamamından bahseden bir kaynak olmamasından ötürü, tüm projeler bilinmemektedir.[17] Yarışma için hazırlanan projelerden bilinenleri şu şekildedir:

Proje No. 1

Adalberto Libera tarafından oluşturulan proje, Antik Roma lahitlerine benzer şekilde tasarlanmıştı.[18] Yarışma jürisinin raporunda proje için "Siluet kuvvetli bir sanat tesiri bırakmaktadır [...] Anıt dahilinde, alt kısmı resim veya mozaik tezyin edilmiş yekpare duvar ve dikine konmuş olan lahit kuvvetli tesir tapmaktadır." ifadeleri kullanılmıştı.[19]

Proje No. 9

Johannes Krüger'e ait olan tasarımdaki sekizgen köşe kuleleri, açık ve koyu taştan şeritler ile yuvarlak kemer, Wilson'ın deyimiyle "bir yandan Orta Çağ şatolarını ve Bizans şapellerini, bir yandan da Romanesk katedralleri çağrıştırmakta"ydı. Biçimi ve oranları yönünden tasarımı, Krüger'in, kardeşi Walter Krüger ile birlikte tasarladığı Tannenberg Anıtı ile kıyaslayan Wilson, her iki tasarımda da kuleler etrafındaki kırsal alandan ayrılan bir tören meydanı olduğuna, anıt yerinin ise "kutsal ve özel bir mekân" olarak tasvir edildiğine dikkat çekmişti.[20] Dışarıdan görünmeyen bir kubbeye sahip bir anma salonunun yer aldığı, dikdörtgen planlı anıt mezar binasının olduğu projede süsleme amacıyla; birbirini takip eden renkli tuğla şeritler, baklava biçimli açmalar ve aslan heykelleri yer almaktaydı.[21] Yarışma jürisinin raporunda proje için "[...] kuvvetli bir eserdir. Harici mimari biraz vahşi bir tesir yapmakta ise de; iç mimari zengindir." ifadeleri kullanılır. Raporda ayrıca projenin silüetinin "vazih ve tesirli [...] uzaktan görünüşü[nün] sadelik içinde" olduğu belirtilirken "cephe detayları üslup tecanüsü arz etmemektedir" şeklinde olumsuz bir eleştiri yapılmıştı.[20]

Proje No. 16

Ana bloğun her iki tarafında da üçer adet olmak üzere, Altı Ok'u simgeleyen altı adet payanda ayakla desteklenen bir yapıdan ibaret olan Necmi Ateş'in tasarımı, Doğulu tarzdaydı.[22] Tasarım için Bozdoğan'ın yaptığı "Hitit simgeleriyle karıştırılmış Antik Mısır tapınakları" tanımlamasına,[23] Wilson tarafından "Mısır'daki Hatşepsut Tapınağı'nı hatırlatıyor olsa da, kütle düzeni ve ayrıntılar açısından tasarım, Ur Zigguratı gibi Sümer kökenli örneklere daha yakındı" ifadeleriyle karşı çıkılmaktaydı.[22] Jüri raporunda proje için "siluetinin iyi bir izlenim bırakmasına rağmen, payanda ayakların tasarımın geri kalanıyla bütünsellik oluşturmadığı, bir ek gibi durduğu" değerlendirmesinde bulunuldu.[22]

Proje No. 17

Selim Benar, Bahaettin Rahmi Bediz ve Demirtaş Kamçıl'a ait tasarımda, Antik Mısır'dan izler taşıyan Selçukluların kümbet mimarisi görülmekteydi. Piramit şeklindeki anıt mezar binasının zemini altıgen şeklindeydi ve Wilson'un aktarımına göre "büyük bir ihtimalle Kemalizmin altı payandasını simgelemekte"ydi.[24] Yarışma jürisinin raporunda "bir yandan modern dekoratif, bir yandan kümbet formalı tarihi mezarları hatırlattığı" belirtilirken "Atatürk anıt kabrinde gereken vakarlara kabili telif değildir" ifadeleri kullanılmıştı.[24]

Proje No. 24

Hamit Kemali Söylemezoğlu, Kemal Ahmet Arû ve Recai Akçay'a ait olan bu tasarım, Selçuklu tarzındaki kümbetlere benzemekte ve piramit şeklinde bir çatıya sahipti.[25][26] Yarışma jürisinin raporunda projenin "güçlü bir ifadeye sahip olmasına rağmen fazlasıyla bir kaleye benzediği"nden bahsedilmekteydi.[22] Bu kararı Wilson; Anıtkabir'in yerini tespit etmekle görevli komisyonun, Ankara Kalesi için "kaleler, hisarlar ve benzeri Orta Çağ tahkimat yapılarının Türkiye'nin cumhuriyetçi geleceğini değil, Osmanlı geçmişini temsil etmekte" şeklindeki tespitiyle ilişkilendirmekteydi.[22] İç mekânın ortasında yer alan lahdin yapısını, Ahameniş İmparatorluğu'nun kurucusu II. Kiros'un merdivenli mezarına benzeten Wilson, bundan ötürü projenin hem iç hem de dış kısmında Doğulu ya da İslami tarzlardan etkilendiğini ifade etmektedir.[22]

Proje No. 25

Emin Onat ve Orhan Arda'nın tasarımıdır.

Proje No. 28

İkinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın temsilcilerinden olan Sedad Hakkı Eldem'e ait tasarımda; Türkiye'nin güneydoğusu, Irak ve İran'daki Selçuklu tarzındaki kümbetlere benzer mimaride, ancak silindir bir anıt mezar binası bulunmaktaydı.[27][28] Akımı destekleyen isimler arasında yer alan Zeki Sayar'ın editörlüğünü yaptığı Arkitekt dergisinde, projenin kültürel etkisi ile dışavurumu "tamamen Türk" olarak tanımlanmaktaydı.[29] Yarışmanın jüri raporunda proje için "kubbenin şekli ile sokl köşelerinin kesinteleri jüri tarafından muvafık bir suretli hal telakki edilmemektedir" ifadeleri kullanılmıştı.[29] Wilson, "geleneksel bir kümbet hissi veren" bu öneriye, "(Batılı) mimari açıdan muhafazakâr mimar Paul Bonatz'ın başkanlık ettiği bir jüri için şaşırtıcı olmadığı"nı ifade etmektedir. Wilson ayrıca, "ülkedeki kubbelerin dinî yapıları çağrıştırmalarından" ötürü, "ülkeyi laikleştirmiş olan liderin mezarı için kesinlikle uygunsuz bir referans olduğunu" öne sürmekteydi.[29]

Proje No. 29

Antik Roma mimarisini çağrıştıran Mehmet Ali Handan ve Feridun Akozan'a ait tasarım, Wilson'a göre "antik Roma dönemindeki zafer taklarını andırmakta"ydı.[21] Yarışma jürisi raporunda projenin hem iç hem de dış cephesinde "sadeliği"ne "olumlu" yönde bir vurgu yapılmaktaydı.[21]

Proje No. 39

Antik Roma mimarisini çağrıştıran Paolo Vietti-Violi'nin tasarımındaki silindir şeklindeki ana salon, Wilson'a göre "oldukça büyütülmüş ama budanmış bir Roma anıt sütunu izlenimi vermekte"ydi. Sütunun alt kısmından yukarılara doğru uzanan frizlerden ötürü tasarımı Traianus Sütunu'na benzeten Wilson, dairesel planı ve sade klasik sütunlu cephesinden yola çıkarak Roma'daki Pantheon "hissini uyandırdığı"nı da belirtmekteydi.[19] Yarışma jürisinin raporunda proje, "Kulenin silueti haddi zatında kabule şayan görülebilse de, gayri mütecanis bir takım binaların ilavesi yüzünden manzara haleldar edilmektedir. Bu esas binaya bağlanmış olan uzun ve ufki bina, yabancı ve ekleme tesiri yapmaktadır [...] Mozolenin içinde ve dışında gereken sükun ve vuzuh yoktur. Heyeti umumiyenin durumu, ciddî ve monumental olmaktan ziyade dekoratiftir." ifadeleriyle değerlendirilmişti.[30]

Proje No. 41

Altıgen temelli piramit şeklindeki bir anıt mezar içeren Giovanni Muzio'nun tasarımı için Wilson, Bergamo'daki "soyutlanmış bir Antik Roma zafer takı olan Tadini Mezarı gibi, [Muzio'nun] daha önce tasarlamış olduğu diğer mezar mimarisi örnekleriyle tutarlılık içerisinde" olduğu yorumunu yapar.[24] Yarışma jürisinin raporunda bu proje için "zamanla mukayyet olmayan piramit şekli, nazara alınmaya değer iyi bir inşa tasavvurudur" ifadeleri kullanılır.[24]

Proje No. 42

Antik Mısır'dan izler taşıyan Roland Rohn'un tasarımındaki ana hol, mastabaya benzer şekilde dikdörtgen bir bloktu ve bu blokta, sütunlu örtülü geçitler ile kolonatlar yer almaktaydı.[24] Wilson, bu tasarımı "özellikle Deyrü'l Bahri yapı grubundaki" Mısır'ın sütunlu mimarisine benzetmektedir.[24] Projede yer alan müstakil ve ayrı duran bölümlerin ise "bütünlüksüz bir izlenim yarattığı"nı ifade etmektedir.[24] Yarışma jürisinin hazırladığı raporda, projenin anıt mezar kısmı için "pek mütevazı" tanımlaması yapmaktaydı.[24]

Proje No. 43

Piramit şeklindeki Clemens Holzmeister'ın tasarımını Wilson, kaburgalı konisinden ötürü Benar, Bediz ve Kamçıl'ın projesindeki dişli piramide benzeterek Holzmeister'ın "çoğu eserinde kullandığı daha dikdörtgenimsi ya da 'Viyana Kübiği' üslubuyla çarpıcı bir tezat oluşturduğu"nu ifade eder.[24] Jüri raporunda proje, "müsabakanın en ziyade ehliyet iddiası hissini veren projelerinden biri" olarak tanımlanmış, "mevzua cevap verebilecek monümental ciddiyet görülemediği" sonucuna varılmıştı.[20]

Proje No. 44

Wilson'ın deyimiyle "Antik Roma mimarisini andıran" Arnaldo Foschini'nin tasarımındaki yerleşim, kütle öğeleri ve süslemeler, "özellikle de Asiago Savaş Anıtı gibi, Birinci Dünya Savaşı'nda ölen İtalyan askerlerine adanmış anıtlar" olmak üzere "yirminci yüzyıl başlarındaki İtalyan mimarisinin sade klasisizmine benzemekte"ydi. Dışarıdan görünmeyen bir kubbeye sahip bir anma salonunun yer aldığı, dikdörtgen planlı anıt mezar binasının hem içi hem de dışında kabartmalar ve yazılar bulunmaktaydı.[21] Yarışma jürisinin raporunda bu proje için "enteriörün işleme tarzında daha fazla bir sadelik şayanı arzu olurdu" ifadeleri kullanılmaktaydı.[21]

Proje No. 45

Wilson'a göre "bina ölçeğine büyütülmüş Roma lahitlerine benzeyen" Giuseppe Vaccaro ve Gino Franzi'nin tasarımında, soyut bir bloğun girişinin üzerinde yer alan bir kabartma dışında bir süsleme bulunmamaktaydı ve Wilson tarafından bu biçim, Vaccaro'nun tasarladığı, Certosa di Bologna'da yer alan Goldoni Mezar Şapeli'nde uygulanan biçime benzetilmişti.[19] Yarışma jürisinin raporunda tasarımın inşaat yöntemi ile yeraltındaki müzenin hiç günışığı görmemesinden bahsedilmiş, "dev bir lahit simgeselliği" ise eleştirilmemişti.[19]

Proje No. ?

Haç şeklinde bir bloktan oluşan Hans Döllgast'ın tasarımında, Wilson'a göre "Krüger'in projesine benzer biçimde, Osmanlı tarzını andıran" bir payanda kemer ile birbirini takip eden tuğla ve taş şeritler bulunmaktaydı. İç kısım ise Bizans veya Antik Roma tarzında tonozluydu.[31]

Proje No. ?

François Carpentier'ye ait bir tasarımıdır.[32][lower-alpha 1]

Proje No. ?

Sivri kubbeli ve dairesel biçemli ana salonu olan German Bestelmeyer'e ait tasarımda, Bestelmeyer'in dul eşinin ifadesine göre "Osmanlı medreseleri örnek alınmış"ken Wilson'a göre "Selçuklu kümbetlerini andırmakta"ydı.[33][34] Yapıda; sütunlar, arkatlar ve kubbedeki çatı pencereleri gibi klasik öğeler de yer almaktaydı.[34]

Proje No. ?

Rüknettin Güney'in tasarımıdır.[35]

Proje No. ?

Paul Bigot'ya ait bir tasarımdır.[36]

Proje No. ?

Türkiye hükûmeti tarafından yarışmaya özellikle davet edilen tek mimar olan Auguste Perret'ye ait proje, komisyona geç teslim edilmesinden dolayı yarışmada değerlendirilmedi.[30] Düz çizgili bir zemin üzerine yerleştirilmiş yuvarlak bir ana salonun yer aldığı tasarımı Wilson, York'taki Howard Şatosu'nda yer alan anıt mezarı "çok andırmakta"ydı.[30] Fransız Mimarlık Enstitüsünün Perret üzerine hazırladığı bir monografide, "geleneksel dairesel planlı tapınağı belli bir tavırla soyutlandığı" belirtilen tasarımdaki anıt mezarın kubbesinin, "laik bir devlet olmasına karşın Türkiye'nin İslam dünyasına üyeliğini gösterecek şekilde" Ay'ı temsil ettiği ve bu sayede yapının "antik bir anıtla bir Osmanlı camisinin sentezi" olduğu belirtilir.[37]

Proje No. ?

Cité de l'Architecture et du Patrimoine'de Louis Süe'nin yarışma için yaptığı tasarıma ait belgeler yer alsa da bu tasarımın yarışmaya gönderip gönderilmediği belirtilmemektedir.[38]

Projenin belirlenmesi

12 Mart 1942'de ilk toplantısını gerçekleştiren jüri heyeti başkanlığına bu toplantıda Paul Bonatz, raportörlüğüne ise Muammer Çavuşoğlu seçildi. İlk toplantıyı Başbakanlık binasında düzenleyen heyet, sonraki çalışmalarını Sergi Evi'nde gerçekleştirdi.[39] Değerlendirme yaparken jüri üyeleri, hangi projenin kime ait olduğunu bilmemekteydi.[18] Başvuran 17 proje, "yarışmanın yüksek amacını karşılamadıkları" gerekçesiyle ilk aşamada elendi. Kalan 30 projeyi inceleyen heyet, bunlarla ilgili görüşlerini belirttiği bir rapor hazırladı. 19 proje, bu raporda açıklanan gerekçelere dayanılarak elendi ve üçüncü incelemeye 11 proje kaldı.[16] 21 Mart'ta çalışmalarını tamamlayan jüri, değerlendirmesini içeren raporu Başbakanlığa sundu.[39] Hükûmete önerilen raporda seçilen üç proje; Johannes Krüger'e ait 9, Emin Onat ile Orhan Arda'ya ait 25 ve Arnaldo Foschini'ye ait 44 numaralı projeydi.[16] Raporda, üç projenin de direkt uygulanmalarına uygun olmadıkları, yeniden incelenmeleri ve birtakım değişikliklere gidilmesi gerekliliğinden de bahsedilmekteydi.[40] Raporda ayrıca; 24, 29, 41, 42 ve 45 numaralı projelere de mansiyon ödülü verilmesi önerilmekteydi. Rapordaki kararların tamamı oy birliği ile alınmıştı.[14] 22 Mart'ta Meclis Başkanı Abdülhalik Renda ve Başbakan Refik Saydam, Sergi Evi'ne giderek projeleri incelediler.[39] Hazırlanan raporun özeti, 23 Mart'ta tebliğ olarak Başbakanlık tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.[14] Yarışmaya katılan projelerin tamamı, 24 Mart-4 Nisan tarihleri arasında burada sergilendi.[39]

7 Mayıs'ta, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunda, Emin Onat ve Orhan Arda'nın projesi yarışmanın birincisi olarak belirlendi. Yarışma jürisi tarafından önerilen diğer iki proje ikinci kabul edilirken, beş projeye ise mansiyon ödülü verildi. Ancak hükûmet, birinci seçtiği proje dair hiçbir projenin uygulanmamasına karar vermişti. Yarışma şartnamenin 20. maddesinin 2. fıkrasına göre proje sahiplerine de 4.000 lira tazminat verilecekti.[41] Hükûmet tarafından 9 Haziran'da yayınladığı bildiri ile bu karar değiştirilerek, Onar ve Arda'nın projesinin birtakım düzenlemeler sonrasında uygulanmasının kararlaştırıldığı duyuruldu. Bu düzenlemeler, proje sahiplerinin de yer alacağı bir heyet tarafından yapılacaktı.[42] 5 Nisan 1943'te Başbakanlık, jürinin eleştirileri doğrultusunda altı ay içerisinde yeni bir proje hazırlamalarını Onat ile Arda'ya tebliğ etti.[43]

Notlar

  1. Bu tasarımdan yalnızca Cité de l'Architecture et du Patrimoine'nin İnternet sitesinde yer alan Carpentier'nin biyografisinde bahsedilmektedir.

Kaynakça

Özel
  1. Boran 2011a, s. 151.
  2. Boran 2011a, s. 158.
  3. Boran 2011b, s. 91.
  4. Boran 2011b, ss. 93-94.
  5. "Anıt - Kabir Müsabakaya konuldu". Arkitekt, 121-122. İstanbul. 1941. s. 43.
  6. Boran 2011b, s. 94.
  7. Boran 2011b, ss. 94-95.
  8. Boran 2011b, ss. 96-97.
  9. Boran 2011b, s. 97.
  10. Boran 2011b, ss. 97-99.
  11. Boran 2011b, ss. 100-101.
  12. Boran 2011b, s. 101.
  13. Boran 2011b, ss. 102-103.
  14. Boran 2011b, s. 108.
  15. Wilson 2009, ss. 94-95.
  16. Boran 2011b, s. 107.
  17. Wilson 2009, s. 97.
  18. Wilson, Christopher S. (Haziran 2009). "Representing National Identity and Memory in the Mausoleum of Mustafa Kemal Atatürk". Journal of the Society of Architectural Historians (İngilizce). Berkeley, Kaliforniya: University of California Press. 68 (2): 224-253. JSTOR 10.1525/jsah.2009.68.2.224.
  19. Wilson 2009, s. 107.
  20. Wilson 2009, s. 105.
  21. Wilson 2009, s. 106.
  22. Wilson 2009, s. 103.
  23. Bozdoğan 2002, s. 289.
  24. Wilson 2009, s. 104.
  25. Wilson 2009, ss. 102-103.
  26. Bozdoğan 2002, s. 286.
  27. Wilson 2009, s. 101.
  28. Bozdoğan 2002, ss. 286, 289.
  29. Wilson 2009, s. 102.
  30. Wilson 2009, s. 109.
  31. Wilson 2009, ss. 109-110.
  32. https://archiwebture.citedelarchitecture.fr/fonds/FRAPN02_CARFR
  33. Petzold, Hartmut (2008). Zur Ausschmückung des Ehrenhofs und des Kongreßsaals des Deutschen Museums, 1928 bis 1958 (PDF) (Almanca). Münih: Deutsches Museum. s. 25.
  34. Wilson 2009, s. 110.
  35. Osmanağaoğlu İlmen, Canan (Haziran 2007). Tasarımları ve Eğitimciliği Işığında Nezih Eldem'in Mimarlık Anlayışı (Yüksek lisans tezi). İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. s. 10.
  36. Texier, Simon. L'Institut d'art et d'archéologie, Paris 1932 (Fransızca). Picard. s. 27. ISBN 2708407333.
  37. Perret, Gustave; Peyceré, David; Ragot, Gilles; Abram, Joseph (2000). Culot, Maurice; Peyceré, David; Ragot, Gilles (Edl.). Les Frères Perret: L'Oeuvre complète (Fransızca). Fransız Mimarlık Enstitüsü. s. 270. ISBN 290928333X.
  38. "Fonds: Louis Süe (1875-1968)" (PDF) (Fransızca). Cité de l'Architecture et du Patrimoine. 2005.
  39. Boran 2011b, s. 104.
  40. Boran 2011b, ss. 107-108.
  41. Boran 2011b, ss. 118-119.
  42. Boran 2011b, s. 119.
  43. Boran 2011b, ss. 120-121.
Genel

Konuyla ilgili yayınlar

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.