İshak (Karamanoğulları beyi)

Karamanoğlu İshak Bey (d. ? – ö. Eylül 1466), Karamanoğulları Devleti'nin 18. beyi. 1464 yılında babası Sultan II. İbrahim Bey'in ölmesiyle tahta geçmiş tahtta kaldığı 2 yıl boyunca hem Osmanlıların desteklediği kardeşleriyle hem de Dulkadiroğulları ile mücadele etmiştir. Kardeş katli yaşanmaması için Haziran 1466’da Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yanına çekilmiş ve Eylül 1466’da orada ölmüştür.

Karamanoğlu İshak Bey
Hüküm süresi 2 yıl
Taç giymesi 1464
Önce gelen Karamanoğlu II. İbrahim Bey
Sonra gelen Karamanoğlu Pir Ahmet
Çocukları Küçük İbrahim[1]
Hanedan Karamanoğulları
Babası Karamanoğlu II. İbrahim Bey
Ölüm Eylül 1466
Dini İslam

Erken yaşamı

Meşhur seyyah Broquiere, 1432 senesinde Konya’da İshak Bey'in babası Sultan II. İbrahim Bey’i ziyaret etmiş ve İshak Bey'in annesi hakkında şunları nakletmiştir “Sultan İbrahim, büyük Türk Bey’i Murad’ın kız kardeşiyle evlidir, buna rağmen ondan çok nefret etmektedir. Lakin Konya’da dinlediğim bir hadiseye göre, İbrahim Bey hanımlarından birisini öldürtmüştür, bu hanım da büyük oğlu İshak Bey'in annesidir fakat bu durumdan İshak Bey'in haberi yoktur.”[2]

Ünlü tarihçi Neşri, İbrahim Bey'in oğullarından bahsederken kayıtlara "Bu oğlanların mecmu'u Sultan Mehmet bin Yıldırım kızı Sultan Hatun'dan idi. Amma İshak, Türk eşinden idi. İbrahim Bey'in hayatında himmeti İshak Bey'e idi. Zira İshak Bey'den gayrisinde Osmanlılık alacası vardır diye sevmez idi." yazmıştır.[3]

Yaşamı

Karamanoğlu Sultan II. İbrahim Bey, ömrünün sonlarına doğru devleti oğulları arasında paylaştırdı fakat bu işlemden memnun olmayan diğer oğulları, babaları Sultan İbrahim Bey ve ağabeyleri İshak Bey'e karşı isyan ettiler. Zor duruma düşen Sultan İbrahim ve İshak Beyler yanlarına hazineyi de alarak Gevale Kalesi’ne çekildiler. Zaten hasta ve yaşlı olan Sultan II. İbrahim Bey bir süre sonra (h. 868) 1464 yılında öldü.[4][5]

Babalarının ölümü üzerine dahi isyanı devam ettiren diğer kardeşlerinin baskısına dayanamayan İshak Bey Gevale Kalesi'nden çıkarak, Silifke'ye geçti. Sultan II. İbrahim Bey'in ölümünden sonra Karaman tahtında bir kişinin Beylik yapması sona ermiş, Osmanlı’nın kardeşler arasına fitne sokarak iç mücadeleler başlatmasıyla Karamanoğulları Beyliği kendi iktidarını bitirme noktasına gelmiştir. Osmanlılar bunu akrabalık hukukunun vermiş olduğu imkanı kullanarak başarmışlardır. Aşıkpaşazade, Neşri ve Şikari gibi kaynaklar, Sultan II. İbrahim Bey'den sonra yerine oğlu İshak Bey'in tahta geçtiğini yazmaktadır. Diğer saltanat üyeleri bu vaziyete rıza göstermeyip ağabeyleri İshak Bey'e isyan etmişler ve farklı siyasi güçlerden yardım isteyerek Karamanoğulları ülkesini savaş alanına çevirmişlerdir. Devlet içinde iç savaş olduğunu gören ve Sultan II. İbrahim Bey'in vefatını fırsat bilerek Karaman topraklarına saldıran Dulkadiroğulları Beyi Melik Aslan'ı püskürtmek için İshak Bey, Uzun Hasan ile ittifak yapmıştır. Uzun Hasan kuzey ve doğudan, İshak Bey ise güney ve batıdan Melik Aslan'ı Karaman'dan çıkarmak için harekata başlamışlar ve İshak Bey ile Uzun Hasan, Dulkadiroğlu Melik Aslan'ı ağır bir yenilgiye uğratmışlardır. Dulkadirlilerin yağmaladıklarını Uzun Hasan'a veren[6] ve Karaman'ın yönetimini alan Karamanoğlu İshak Bey’in sonraki hedefi ise Dulkadiroğlu Melik Aslan ile savaşırken dahi Fatih’den aldıkları destekle isyana devam eden kardeşlerini de Uzun Hasan ile ortadan kaldırmaktır. Karamanoğlu İshak Bey, Uzun Hasan'a; "Benim kardeşlerimi vilayetten çıkar, sen buraya gelinceye kadar olan her göç için bin filori vereyim" demiştir.[7] Nitekim Uzun Hasan vakit kaybetmeden harekete geçip Karaman’a gelmiştir. İshak Bey ve Uzun Hasan birlikte Pir Ahmet'i vilayetten çıkarmışlardır. Bu durum karşısında, Pir Ahmet çareyi dayısının oğlu Fatih Sultan Mehmet'e yine sığınmakta buldu. Neşri'ye göre, İshak Bey, Uzun Hasan’dan Kızıl Ahmet'i yanına destekçi bıraktırtmış. Bundan sonra İshak Bey'de adına hutbe okutmuş ve para darbettirmiştir. İshak Bey'e ait olduğunu bildiğimiz tek para, Konya'da darbedilmiş olan tarihsiz bir sikkedir.[8]

Bu olaylara ek olarak Memlüklüler, Karaman bölgesine bir Osmanlı müdahelesine karşı Dulkadirlileri Karaman topraklarına saldırmaları için teşvik etmişler hatta ek birlik göndermişlerdir. Buna ilave olarak Memlüklülerin Uzun Hasan'ı da, Karaman topraklarına olan müdahelesini de desteklediklerini devrin Memlüklü kaynakları yazmaktadır. İbn İyas, Uzun Hasan'dan Memlüklü Sultanı Hoşkadem'e mektup gelip ek birliklerin Sultan İshak Bey’e gittiğini, Sultan İshak Bey’in kardeşleriyle çarpışıp onları yendiğini, kardeşlerinin de bunun üzerine Osmanlı'ya sığındığını, Hoşkadem’in de bu habere sevindiğini nakletmektedir.[9][10]

Bütün bu haberlerden, Uzun Hasan'la Memlüklü Sultanı Hoşkadem'in Osmanlılara karşı ittifak yaptıklarını anlamaktayız. Bu ittifakın arkasında İshak Bey'in hem Uzun Hasan'ı hem de Hoşkadem’i yardıma çağırması vardır. Uzun Hasan ve Memlüklü desteğine rağmen, Karaman tahtındaki yerini sağlamlaştırmak için siyasi tedbirler alıp farklı yollara müracaat eden İshak Bey, Fatih Sultan Mehmet'e iltica eden kardeşleri, özellikle de Pir Ahmet'i kendi üzerine göndermemesi için Fatih Sultan Mehmet'e bazı tekliflerde bulunmuştur. Osmanlılara elçi gönderip, Pir Ahmet'i serbest bırakmazlarsa Akşehir ve Beyşehir’i onlara bırakmayı teklif etmiştir. Fatih Sultan Mehmet'te Karamanoğullarına ait olan Akşehir ve Beyşehir’in kendilerine ait olduğunu iddia ederek ve Çarşamba Suyu'nun sınır olmasını isteyip "ötesi sana berisi bize" demiştir. İlave olarak da aksi takdirde Pir Ahmet'in yanına asker verilerek bırakılacağı tehdidi de yapılmıştır. İshak Bey, Konya'yı da Osmanlılara bırakan böyle bir teklifi, reddetmiştir. Elçi bu ret cevabını Fatih Sultan Mehmet'e bildirmiş, bunun üzerine Pir Ahmet'in yanına Antalya Sancak Beyi Köse Hamza, Karahisar Sancağı Beyi ve diğer sancak beyleri de katılarak, Karaman tarafına doğru yola çıkarılmıştır. Mayıs 1466’da Pir Ahmet ve kuvvetleri İshak Bey'le Ermenek'de karşı karşıya geldiler. Ancak iki kardeşi birbirine savaştıranın düşmanları olduğunu anlayan İshak Bey mukavemet etmemiş, eşi ve oğlu Küçük İbrahim’i[1] Silifke Kalesi'ne bırakıp kardeşi Pir Ahmet'e emanet edip Haziran 1466’da Uzun Hasan'ın yanına gitmiştir.[5][11]

Ölümü

Bunun üzerine Pir Ahmet, İçel ve Silifke hariç Karaman tahtına oturmuştur. İçel'de muhtemelen İshak Bey'in bırakmış olduğu birlikler bulunmaktaydı. Uzun Hasan'ın yanına giden İshak Bey, kaynakların vermiş olduğu malumata göre Eylül 1466’da Uzun Hasan’ın yanında ölmüş, yanında getirdikleri de Uzun Hasan'a kalmıştır.[5][11][12]

Bir süre sonra dayısının oğlu Fatih Sultan Mehmet ile anlaşamayan Pir Ahmet arasında husumet oluşmuş, bunun üzerine Fatih, Gedik Ahmet Paşa’yı Karaman bölgesine göndererek, tam teşkilatlı bir harekat başlatmıştır. Gedik Ahmet Paşa Silifke, Gevale Kalesi ve çevresini ele geçirip, bölgede birçok yağmada bulundu. Buraların alınmasında, Silifke Kalesi'nde annesiyle oturan Karamanoğlu İshak Bey'in oğlu Küçük İbrahim'in Osmanlılara çok fazla yardımcı olduğunu bilmekteyiz. Gedik Ahmet Paşa, bu bölgede bulunan Karamanoğlu hanedanından birçok kimseyi de İstanbul'a gönderdi.[13][14][15]

Kaynakça

  1. Gençoğlu, H. Hulûsî (2020). "Tarihten Bugüne Karamanoğulları Hânedânı ve Halil Edhem Eldem’in Karamanoğulları Hakkında Vesâik-i Mahkûka Adlı Eseri". Akademisyen Kitabevi. ISBN 9786257106030.
  2. Bertrandon De La Broquiere’in Denizaşırı Seyahatı, (trc. İlhan Arda), İstanbul 2000, s. 188, 19
  3. Neşri, Kitâb-ı Cihannüma, nşr. ER.Unat-M. A. Köymen, TTK, Ankara 1995, s. 685.
  4. Neşri, Kitâb-ı Cihannüma, nşr. ER.Unat-M. A. Köymen, TTK, Ankara 1995, s. 771
  5. Aşıkpaşazade, Tevârih-i Al-i Osman, (nşr. K. Yavuz-Y. Saraç), Koç Kitaplığı, İstanbul 2003, s. 249-250
  6. Ebû Bekri Tihrânî, Kitâb-ı Diyarbekriyye, çev. M.Öztürk, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 2001, s.223-224
  7. Aşıkpaşazade, Tevârih-i Al-i Osman, (nşr. K. Yavuz-Y. Saraç), Koç Kitaplığı, İstanbul 2003, s. 249
  8. Neşri, Kitâb-ı Cihannüma, nşr. ER.Unat-M. A. Köymen, TTK, Ankara 1995, s. 775
  9. İbn İyas, Bedaiü'z-Zuhur Fi Vekaii'd-Duhur II,(nşr. M. Mustafa), Kahire 1982, s. 426
  10. Bu devir olaylarıyla alakalı olarak ayrıca bkz. Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, T TK, Ankara 1989, s. 59
  11. Neşri, Kitâb-ı Cihannüma, nşr. ER.Unat-M. A. Köymen, TTK, Ankara 1995, s. 775-777
  12. Abdurrahman Sehavi, Vecizü'l-Kelâm Fi'z-Zeyl Ala Düveli'l-İslâm, nşr.G. F. Herestani, B. A. Ma'ruf, Müessesetü'r-Risale, Beyrut 1995, s. 779
  13. Aşıkpaşazade, Tevârih-i Al-i Osman, (nşr. K. Yavuz-Y. Saraç), Koç Kitaplığı, İstanbul 2003, s. 259-260
  14. Neşri, Kitâb-ı Cihannüma, nşr. ER.Unat-M. A. Köymen, TTK, Ankara 1995, s. 797
  15. Nişancı Mehmed Paşa Tarihi, nşr. N. Atsız, İstanbul 1949, s. 357
Resmî unvanlar
Önce gelen:
II. İbrahim
Karamanoğulları Beyi
1464-1466
Sonra gelen:
Pîr Ahmed Bey
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.