Zerefşan Nehri

Zerefşan Nehri (Türkçe: Zerefşan, Farsçada "Altın Saçan", Tacikçe: Дарёи Зарафшон), Orta Asya'da bulunan önemli bir nehirdir.[1] Doğu Türkistan (Pamirlerde) sıradağlarının doğusundan kaynak alan Zerefşan nehri Özbekistan ve Tacikistan boyunca 877 km akarak Türkmenistan'ın Türkmenabad şehri yakınlarında (eskiden Ceyhun'a suyunu boşalttığı yerde) çöl kıyısında kaybolur. Çok sayıda ÖZbek şehri bu nehrin havzasına dahilinde uzanmaktadır.[2]

Zerefşan Nehri

Hidroloji

Zerefşan nehri havzası Tacikistan ve Özbekistan arasında yer almaktadır. Bir zamanlar Amu Derya (Ceyhun) nehri için kol (tributary) olan nehir artık sularının su yakalama alanının düşük rakımlı kısımlarında oluşturulmuş sulama sistemlerine aktarılması sonucu Ceyhun'u beslemez. havza alanı konusunda çeşitli tahminler vardır ve Tacikistan'ın verilerine göre Tacikistan sınırlarında 17.700 km^2'ilk alan kaplar. Zerefşan havzasındaki Dupuli mevkiinde yıllık ortalama debi 4.86 km^3 ölçülmüştür. Yer altı sularının miktarı da Tacikistan kısmındaki havzada yıllık 3.289 x 10^6 m^3 olarak belirlenmiştir. Karaultepinsky, Kattakurgansky ve Kuyumazarsky gibi Özbekistan'ın sulama ve kullanım suyu rezervuarları nehrin akışını insan müdahalesiyle düzenlemektedir. Havzanın Özbekistan tarafından su kaynaklarının yüzde 96'sının sulama kaynaklı kullanıldığı tahmin edilmektedir. Tacikistan kısmında da ayni hidroelektrik santralinin yapımı planlanmaktadır. Havza bünyesindeki maden faaliyetleri ve yerleşim yerlerinin atıkları da her geçen gün Zerefşan nehri adına ciddi bir problem olarak büyümektedir. Hane halkı ve endüstri yer altı sularının çokça tüketirken; tarımsal, beşeri, sınai ve beledi faktörlerce suyun kalitesi de olumsuz etkilenmektedir.[3]

Özellikleri ve su kullanımı

Zerefşan nehri Orta Asya'da sınırlar aşan bir nehirdir ve oluşturduğu havza antik çağlardan beri tarım ve şehir uygarlıklarının geliştiği bir vaha konumunda olmuştur. Tacikistan'ın dağlık alanlarından doğan bu nehir Özbekistan'dan uzunca akıp geçer ve sonunda Kızılkum çölü civarlarında kaybolur. Keskin bir karasal iklim, yarı çöl hatta nehrin aşağısında çöl kuşağına sahip bir havza yaratır. ana su kaynağı kar erimeleri olan Zerefşan nehri, önemli nehir kollarına sahip değildir ve bünyesindeki su yoğun olarak tarımsal sulama için kullanılır. Bir zamanlar Aral gölü havzasına dahil olan nehir artık Amu Derya'ya sularını boşaltmaz. havza için yürürlüğe konan Sovyet dönemi gelişim planı ürün rekoltesini artırmak amacıyla geniş sulama faaliyetleri ortaya çıkarmak amacındaydı. Bu plan havzanın su kalitesi, ekolojisi ve biyo-çeşitliliği üzerinde neredeyse geri çevrilemez zararlara yol açmıştır. Nehrin su varlığının neredeyse tamamı sulama için kullanılmaktadır. Bugünlerde nehrin aşağı kısmındaki vahaların sulanması Amu Derya nehri aracılığıyla yapılmaktadır. Bu sorunun temel nedeni nehrin su kaynaklarının yanlış ve plansız kullanılmasıdır, zira sulama için çok fazla su alınması, yetersiz su yönetim planı ve tuzlu toprakların filtrasyonu adına suyun çekilmesi verilecek önemli örneklerdir. Orta Asya iklim değişikliği ve kuraklık adına kırılgan bir coğrafyadır ve bölgedeki tarımsal ve beşeri büyüme-refah ancak ve ancak suyun planlı kullanımı ve doğal süreçlerin iyileştirilmesine bağlıdır.[4]

Ekolojik mücadele

Zerefşan havzası son yüzyılda insan etkisinin kötü bir örneği olarak ekolojik olarak ciddi bir çıkmaza sokulmuştur. Susuzluk ve var olan suyun kalitesindeki düşüş, toprağın tuz ve ağır metallerce doygun hale gelmesi bölgeyi tehdit eden başlıca tehlikelerdendir. Yapılan araştırmaya göre havzadaki toprakların yüzde 12'si yoğun tuzlu, yüzde 33'ü ise orta seviyede tuz miktarına sahiptir ve biyolojik mücadele için bitki ekimi yapılmadan evvel toprağın tuzdan temizlenmesi için çok daha fazla su gerekirken biyo mücadeleyle bu daha optimum bir miktara çekilebilir. Toksik kirleticilerin devinimi (hareketi) hem toprağın kimyasal yapısı hem de kurak iklim şartları sayesinde oldukça kolaylaşmış ve sorun büyümüştür. Böylesi ağır çevre şartları altında bitkiler önemli problemlerle yüzleşmektedirler. Ağır metaller, sıkılaşmış toprak, uzun dönemli su kıtlığı ve tuzluluk gibi olumsuz şartlarla mücadele için tuzluluk ve kuraklığa toleranslı bitkilerin seçimi yapılmıştır ve bunlar halophytes olarak adlandırılan bitkilerdir. Onlar bölgede vahşi olarak yetişen yerli türlerdir ve Salsola, Artemisia, Tamarisk, Alhagi gibi bitki cinsleridir. Bu bitkiler biyoenerji, hayvan yemi sektörü ve farklı alanlarda kullanılabilir.[5]

Kaynakça

  1. Kuzmina, E. Efimovna (2007). The Origin of the Indo-Iranians. Brill. s. 90. ISBN 9789004160545. 28 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
  2. The Editors of Encyclopaedia Britannica, The Editors of Encyclopaedia Britannica. "Zeravshan river". Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica, inc. 1 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
  3. Editors of UNECE, Editors of UNECE. "DRAINAGE BASIN OF THE ARAL SEA AND OTHER TRANSBOUNDARY WATERS IN CENTRAL ASIA" (PDF). www.unece.com. UNECE. 24 Ekim 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
  4. Khujanazarov, T. "Assessment of human activities impact in Zeravshan River Basin". www.biosaline.com. ICBA. 1 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020.
  5. KHUJANAZAROV, Temur. "Utilization of Marginal Water and Lands in the Zeravshan River Basin as Part of a Climate Change Adaptation Strategy" (PDF). http://nodaiweb.university.jp/. Tokya University of Agriculture. 25 Haziran 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2020. |website= dış bağlantı (yardım)
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.