Ulaşım planlaması

Ulaşım planlaması, ulaşım altyapısı ile ulaşım işletme sistemlerine yapılacak yatırımların ve düzenlemelerin belirlenmesini içeren bir bilim dalıdır.

Kapsam

Ulaşım planlaması, bir ülkenin bütününü, bir bölgeyi veya bir ulaşım koridorunu kapsayabilmekle beraber, daha çok kent ölçeğinde uygulanmaktadır. Ulaşım altyapısı ile ulusal veya bölgesel ölçekte karayolları, demiryolları, limanlar, havaalanları ve boruhatları, kentsel ölçekte ise trafik yolları, raylı sistem hatları ve deniz yolu terminalleri kastedilmektedir. Ulaşım türleri genellikle özel otomobiller, otobüs gibi lastik tekerlekli toplu taşıma taşıtları, tramvay, metro, tren gibi hafif raylı toplutaşım sistemleri, yerine göre de deniz yolu taşıtları, uçaklar, bisiklet ve yaya olarak sınıflandırılmaktadır.

Ulaşım planlaması eğitimi veren lisans programları dünyada çok az, Türkiye’de ise hiç yoktur. Meslek insanları genellikle yüksek lisans programları ile yetiştirilmektedir. Yakın bilim alanları trafik mühendisliği ve şehir planlamadır. Ulaşım planlaması özellikle şehir planlama sürecinin ayrılmaz bir parçası olmak zorundadır.

Kısa tarihçe

Kentsel ulaşım sorununa yaklaşım, ilk ortaya çıktığından bugüne çeşitli evrelerden geçmiştir. Sorun önceleri otomobil arzının artması ve buna karşılık yolların yetersiz kalması nedeniyle trafik sıkışıklığı biçiminde ortaya çıkmış ya da bu şekilde algılanmıştır. Doğal olarak çözümler de yollarda genişletmeler yapmak, yeni yollar açmak, katlı kavşaklar yapmak yönünde olmuştur. Bu çözümler trafik sıkışıklığının gözlendiği yerlerde, bazen yöneticilerin el yordamı ile, bazen de yol mühendislerinden beklenen bir teknik çalışma sonucunda yapılan noktasal müdahaleler biçiminde gerçekleşmiştir. Ancak, böyle bir parçacı yaklaşım, görülen sorunları yalnızca uygulama yapılan noktalarda veya yollarda çözebilmiş, tıkanıklıklar kentin diğer kesimlerine sıçramıştır. Birçok ulaşım uzmanı bu yaklaşımı kavşaktan kavşağa, caddeden caddeye kovalama olarak tanımlamaktadır.

Daha sonraları, tıkanıklıklara tek tek ya da caddeler bazında yaklaşmanın yetersiz bir yol olduğu açık bir biçimde anlaşılmış, bu kez kentte ulaşım, tüm şebeke gözetilerek bir sistem anlayışı ile ele alınmıştır. Böylece, kentin belirli bir noktasında trafik koşullarına yapılacak bir müdahalenin yol ağının tümünde ne tür etkiler yapacağını kestirmek mümkün olabilmiş, önlemler bu yönde alınmıştır. Bütün bunlara rağmen kullanılan yöntemler, yolculukların ortaya çıkışını açıklayıcı nedensellik bağları üzerine bina edilmediğinden, gündelik veya kısa vadeli sorunların çözümü ile sınırlı kalmıştır.

1950’li yıllardan itibaren, batı dünyasında ulaşımda ağırlık uzun dönemli planlama çalışmalarına verilmiştir. Gelecekteki ulaşım talebini olabildiğince hassas bir biçimde tahmin etmek plancıların önde gelen çabalarından biri haline gelmiştir. Bunun için, yolculuk davranışları ile diğer kentsel ögeler (arazi kullanımı, nüfusun sosyo-ekonomik yapısı, v.b.) arasındaki ilişkiyi açıklayan modeller geliştirilmiştir. Böylece, kentin gelecekteki yapısı (bölgelerin nüfusu, sosyal yapısı, arazi kullanım şekli ve yoğunluğu) bilindiğinde, yollar üzerinde meydana gelecek yolculuk talebinin tahmin edilmesine yardımcı olacak teknik araçlar ortaya çıkmıştır.

Model

Günümüzde kullanılan ulaşım planlaması yöntemi, 20. yüzyılın ikinci yarısında yoğun deneyim ve çabalar sonucu geliştirilmiş bir planlama sürecidir. Yöntem, neredeyse evrensel hale gelmiş teknik ve modelleri içermektedir. Büyük ölçüde standardize edilmiş çeşitli bilgisayar paket programları uzman kullanıcılara hızlı çalışma olanağı yaratmaktadır. Uygulamalarda küçük farklılıklar olmasına karşın, geleneksel ulaşım planlaması yönteminde aşağıda özetlenen süreç izlenmektedir.

Geleneksel ulaşım planlaması yönteminin kilit noktasında gelecekteki ulaşım talebini kestirmeye yarayan modeller bulunmaktadır. Bu modeller kentteki sosyal, demografik ve ekonomik değişkenlerle ulaşım talebi arasındaki ilişkiyi açıklamakta kullanılmaktadır. Öncelikle, anketler ve sayımlar vasıtasıyla, bugün yapılmakta olan yolculukların miktarı, başlangıç ve bitiş yerleri, amacı, türü, zamanı gibi özellikleri belirlenmektedir. Talep tahmin modelleri, yolculukların bu özellikleri ile nüfus, çalışan-okuyan sayıları, gelir durumu, yolların özellikleri gibi diğer kentsel değişkenler arasındaki matematiksel bağlantıları kurmaktadır. Bu kentsel değişkenlerin gelecekteki nicelikleri bilindiğinde veya kestirildiğinde, modeller daha önce kurulmuş matematiksel bağlantılar ile işletilmekte ve böylelikle gelecekteki yolculuk talebini tahmin etmek mümkün olmaktadır. Daha sonra, gelecekteki yolculuk talebi mevcut ulaşım altyapısı ile karşılaştırılmakta, kapasitesi yetersiz olan ulaşım bağlantıları için çözüm seçenekleri tasarlanmakta ve en uygun olduğu saptanan çözümler demeti ile ulaşım planı oluşturulmaktadır.

Klasik talep tahmini süreci birbirini izleyen dört model aşamasından meydana gelmektedir: yolculuk yaratım modeli, yolculuk dağılım modeli, türel dağılım modeli ve yükleme (atama) modeli.

Sürecin ilk aşamasında yolculuk yaratım modeli yer almaktadır. Burada, başlangıç ve varış bölgeleri itibarıyla üretilen ve çekilen yolcu sayılarının veya katsayılarının hesaplanması hedeflenmektedir. Model bu hesabı, nüfus, çalışan sayısı, okuyan sayısı, işyeri sayısı, gelir durumu gibi veriler ile yolculuk miktarı arasında bağlantı kurarak yapmaktadır. Normal olarak model, farklı yolculuk amaçları için ayrı ayrı işletilmektedir.

Üretilen ve çekilen yolculukların bölge çiftleri arasında nasıl dağılacağı yolculuk dağılım modeli aracılığı ile tahmin edilmektedir. Bu aşamada en yaygın kullanılan yöntem Newton’un çekim (gravity) kuramını örnek alan modeldir. Bu model, iki bölge arasındaki yolculuk sayısının bölgelerin yolculuk üretim ve çekimleri ile doğrudan orantılı, bölgeler arasındaki uzaklık ile ters orantılı olduğunu varsaymaktadır. Bölgeler arası uzaklık çoğunlukla zaman cinsinden, bazen de zaman ve maliyetin bir işlevi olarak ifade edilmektedir.

Türel dağılım modeli kent bölgeleri arasındaki yolculukların ulaşım türlerine hangi oranlarda dağıldığının tahmin edilmesinde kullanılmaktadır. Genellikle, bireysel ulaşım (özel oto) ve toplutaşım şeklinde ikili ayrım gözetilmekte, ancak daha çok sayıda ulaşım türü ile de çalışılabilmektedir. En çok uygulanan model cinsi, iki bölge arasında yapılacak yolculuğun rakip ulaşım türlerindeki maliyeti ve süresini karşılaştırarak kullanılma olasılıklarını hesaplayan modellerdir.

Yolculukların izleyeceği yol güzergâhları ise yükleme (atama) modeli vasıtasıyla tahmin edilmektedir. Model, bölge çiftleri arasındaki yolculukları alternatif güzergâhlarda yer alan yol kesimlerinin süre ve maliyetlerini göz önüne alarak en kısa güzergâhları belirlemekte ve buna göre yolculukları yollar üzerine yüklemektedir.

Eleştiri

Görüldüğü gibi, geleneksel ulaşım planlaması yöntemi gelişmiş bir tekniğe sahiptir. Yöntem, talep tahmininin hassasiyeti üzerine bina edilmiş olup, ağırlık çalışmanın bu aşamasına verilmektedir. Kentin büyüklüğü, nüfusun ve işgücünün dağılımı, gelir gruplarının yerleşimi gibi geleceğe ilişkin girdilerin büyük bir kısmı ulaşım plancısına dışsal veri olarak gelmektedir. Gelecekteki hareketlilik katsayısı (günlük yolculuk sayısı / nüfus), otomobil sahipliliği gibi veriler çoğunlukla geçmişteki değerlerin projeksiyonu yoluyla elde edilmektedir. Geri kalan değişkenlerin belirlenmesi modellere bırakılmaktadır.

Model çalışması sonucunda çıkan talepler tartışılmadan temel veri olarak kabullenilmekte, bu talebi karşılayacak yatırımlar planlanmaktadır. Oysa, çağdaş anlayış içinde, talebin de şekillendirilebileceği, hattâ toplumun yararı ve sürdürülebilir bir çevre açısından bunun bir zorunluluk olduğu öngörülmektedir. Geleneksel ulaşım planlama yaklaşımı plancının rolünü, büyük oranda kendi denetimi dışında belirlenen gelecekteki talebe göre ulaşım arzının tasarlanmasıyla sınırlandırmaktadır. Diğer bir deyişle, plancı planlamada etken değil edilgendir.

Ulaşım dalında olumlu yönde değişen yaklaşımlara koşut olarak ulaşım planlama yönteminin de tartışılması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Bu değişikliğin temelinde plancının rolünün daha etken hale getirilmesi yatmaktadır. Bu amaçla, geleneksel planlama sürecinin bazı aşamaları yeniden irdelenmeli, bazı teknikler ise çağdaş gereksinmelere yanıt verecek anlayışla kullanılmalıdır. Plancının, ulaşım arzının (altyapı ve işletme) tasarlanması misyonunun yanı sıra, ulaşım talebinin de planlanması yükümlülüğünü üstlenmesi gerekmektedir.

Kaynaklar

  • Cüneyt Elker, Ulaşımda Politika ve Pratik, Gölge Yayınları, Ankara, 2002  (ISBN 975-97812-0-4)
  • Tülay Kılınçaslan, Cüneyt Elker, Ela B. Sutcliffe, Kentsel Ulaşım, Ninova Yayınları, İstanbul, 2012, (ISBN 978-605-88444-3-8)
  • Melih Ersoy, Kentsel Planlama: Ansiklopedik Sözlük, Ninova Yayınları, İstanbul, 2012, (ISBN 978-605-88444-2-1)
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.