Tura (mitoloji)

TuraTürk, Çuvaş ve Altay inancında Tanrı, Rab anlamlarına gelir. Türe veya Turı da denir. Türk halk inancındaki ve Türk tarihindeki kendine özgü bir tek tanrı inancıdır.

Tanım ve Özellikler

İslam'daki Allah inancı ile büyük oranda örtüşen bir kavramdır. Tektir. Her şey ona bağlıdır. Her şeye hükmeder. Ortağı yoktur. Çuvaşçada yer alır. Diğer Türk-Moğol lehçe ve şivelerindeki Tanrı kavramı hiçbir zaman tekillik içermez. Örneğin en üstün ve başat güç durumunda bulunan Göktanrı karşısında bile bir Yer Tanrı vardır. Fakat Tura sözcüğü bu konudaki yegane örnek olarak tek ve mutlak Yaratıcıyı anlatmaktadır.[1] Burada ilginç ve dikkate değer olan şey, Çuvaşların İslam inancına coğrafi olarak en uzak ve en yalıtık toplumlardan birisi olmasıdır. Dolayısıyla dış tesirlerle veya etkileşimle değil, tamamen kendiliğinden ortaya çıkmış gibi görünmektedir. Sözcük anlamı; daim olan, kalıcı olan demektir. Tura kavranı ile bağlantılı olarak, ailelerin çocukları olduğunda kalıp uzun yaşaması ve sağlıklı olması dileğini içeren ve cok eskilere dayanan bir gelenek bu gün de sürdürülmektedir. Durak, Dursun, Durmuş, Durdu, Duran, Turan vb. adlar da hep aynı psikoloji ve geleneğin ürünüdür.

Tanrının değişik özellikleri nitelenir: Bağışlayan, Acıyan, Yarlıgayan, Esirgeyen, Gözeten, Bilen… İslamiyet öncesinde Tanrı değişik isim ve sıfatlarla anılmıştır. En önemlileri aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  1. Bar: Var olan demektir.
  2. Oğan: Rab, Var eden, yaratan demektir.
  3. Kuday: Hüda, yaratıcı demektir.
  4. Çalap: Kudretli demektir.
  5. Yalap: Nur demektir.
  6. Yaradan: Yoktan var eden demektir.
  7. Bayar: Zengin, ulu demektir.
  8. Bayat: Ezeli demektir.
  9. Buyan: Aziz, cömert demektir.
  10. Olcay: Her şeyi yapabilen, gücü yeten demektir.
  11. Yazgan: Kaderi tayin eden demektir.

Tura, en yüce yaratıcıdır. Soyut bir kavram olarak yer alır. İnsan biçimli değildir. Eşi ve benzeri olmayan, insanlara yol gösteren, onların varoluşuna hükmeden, cezalandıran ve ödüllendiren bir ulu varlıktır. İnsanların yaşamına doğrudan karışır, buyruklar verir, iradesine boyun eğmeyenleri cezalandırır, insanlara bağışladığı iktidar (kut) ve kısmeti (ülüğ) değerini bilmeyenlerden geri alır. Şafak söktüren (tan üntürü) ve bitkileri oluşturan da “Ulu Tanrı”dır. O, yaşam verici ve yaratıcıdır, ölüm de Tanrı’nın iradesine bağlıdır. Çuvaşça da Tüpe Tura (Gök Tanrı) olarak söylenir. İskitlerde Goytosır olarak adı geçen Tanrının Göktanrı demek olduğu iddia edilmektedir. Mengü-Han’ın Rubruk vasıtası ile Fransız Kralına gönderdiği mektupta, Moğolların inanç anlayışı açık bir şekilde görülmektedir: “Beyrü (ezeli) ve Bengü (ebedi) Tanrının buyruğu budur. Gökte bir Tanrı vardır, yeryüzünde de bir Hakan olacaktır.”

Ad ve Sıfatlar

Türk kültürüne ait çeşitli kayıtlarda ve eserlerde rastlanan, "tek tanrıyı" ifade etmek için kullanılan başlıca kavramlar şu şekildedir.

Bar

Rab, yaradan demektir. Mutlak varlık anlamına gelir. Arapça Rab sözcüğünün tersten okunuşu olması nedeniyle bu ismi çağrıştırması tamamen bir tesadüftür. Sözcük anlamı “var olan” demektir. Farsçaya Türkçeden geçmiştir. Türkçe ve Moğolcada, ayrıca Tunguzcada genişlik anlamı vardır. Bar<Var dönüşümüyle[2] ortaya çıkmış bir kelimedir.

Kuday

Hüda, Tanrı, Yaratıcı anlamlarına gelir. Guday veya Kutay olarak da söylenir. Sözcük, temizlik anlamını içerir. Farsça Hüda kelimesinin dönüşmüş biçimi olduğu öne sürülse de aslı Türkçe Kut (kutsallık, kutluluk) kökünden türemiştir.

Oğan

Rab, Yaratıcı manalarına gelir. Uğan veya Ugan olarak da söylenir. Evreni ve varlıkları yaratan güç.[3] Oğulduruk sözcüğü ana rahmini ifade eder ki, bir canlının varoluşuyla ilgili olarak aynı kökten gelen bir sözcüktür. (Oğ/Og/Uğ/Ug) kökünden türemiştir. Yaratmak, öğretmek anlamları vardır. Kudret ve güç anlamlarını da içermektedir. Oğul, oğulduruk (dölyatağı) gibi kelimeler bu köke aittir. Moğolca Oktargay/Ogtorguy sözcüğü cennet demektir ve bu sözcükle alakalı olması muhtemeldir.

Yalap

Nur, kutsal ışık manalarına gelir. Yalabuk olarak da söylenir. Yalap biçimi eski kayıtlarda Tanrının bir sıfatı olarak da yer alır. Sözcüğün ışık anlamı vardır. Yalabımak fiili, parıldamak, aydınlanmak demektir.

Çalap

Tanrı, yaratıcı anlamlarına gelir. Moğolca kökenli bir sözcüktür. Sahip olma, güç, kudret gibi manaları barındırır.

Beyrü

Ezeli, öncesi olmayan, başlangıcı olmayan demektir. Meyrü (Mayru, Bayru, Bayrı) şeklinde de söylenir. İslam dininde öncesizlik yalnızca Yaradan’a mahsus bir özellik olarak görülmektedir. İlk başta varolan tek odur. Ancak onun yaratmasıyla her şey vücut bulmuştur. Bayrı (sonsuz) kelimesiyle bağlantılıdır.

Bengü

Ebedi, sonu olmayan, sonsuza dek var olacak olan demektir.[4] Bengi (Mengü, Mengi) şeklinde de söylenir. Moğollar Mönge veya Münhe derler. Ebedi olma kavramı İslam dininde yalnızca Yaradan için öngörülür. Ancak onun lütfu ve isteğiyle insanlarında Cennette sonsuza dek yaşayacağı söylenir. Ölümün sonlandırdığı hayat nedeniyle yaşanan korkunun karşısında insan zihninin algıladığı ilk soyut kavramlardan birisidir sonsuzluk. Ölümden sonra dirilerek sonsuza kadar yaşayabilmek insanoğlunun en büyük arzularından birisidir. Sözcük; dizi, düzen, özlük, sonsuzluk bildirir.

Dipnotlar

  1. Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) 27 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. Büyük Larousse, Milliyet Gazetesi Yayınları, Cilt-3, "Bar"
  3. Türk Dili sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu, Remzi Kitabevi (Sayfa-362, "Oğan")
  4. Türk Dili sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu, Remzi Kitabevi (Sayfa-79, "Bengi")
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.