Necmeddin Okyay

Mehmed Necmeddin Okyay (28 Ocak 1883, İstanbul - 5 Ocak 1976, İstanbul), Türk hattat, ebru sanatçısı, kemankeş, gül yetiştiricisi, tuğrakeş ve is mürekkebi imali , aharcılık (kâğıt perdahcısı "parlatma"), mücellidlik (cilt yapımı) gibi kitap sanatları ustası, imam ve hatip. Pek çok sanat dalında bilgisi, yetkinliği ve ustalığı ile Hezârfen unvanıyla da tanınmaktadır.[4][5] Ebru sanatında Necmeddin üslubu'nu oluşturmuştur.

Necmeddin Okyay
Doğum adı Mehmed Necmeddin Okyay
Diğer ad(ları) Hezârfen Necmeddin Okyay
Doğum 28 Ocak 1883(1883-01-28)
Üsküdar, İstanbul, Osmanlı Devleti
Ölüm 5 Ocak 1976 (92 yaşında)
İstanbul, Türkiye
Uyruk Türk
Çocukları Nebih Okyay
Sami Okyay
Sacid Okyay
Etkilendikleri Hezarfen Şeyh İbrahim Edhem Efendi
Hattat Sami Efendi
İsmail Hakkı Altunbezer
İbnülemin Mahmud Kemal İnal
Gülcü Şükrü Baba
Etkiledikleri Mustafa Düzgünman[1]
Ali Alparslan[2]
Uğur Derman[3]
Emin Barın
Hasan Çelebi
Süheyl Ünver
Şefik Bursalı
Muhsin Demironat
Fatma Rikkat Kunt
Nebih, Sami ve Sacid Okyay
Ünlü yapıtları Necmeddin üslubu (ebru)
Gel keyfim gel (Hat)

Yaşamı

Mehmed Necmeddin Okyay, 29 Ocak 1883'te Üsküdar'da doğdu. Babası Üsküdar Mahkeme-i Şer'iyye başkâtibi ve Valide-i Cedid Camii imam-hatibi Abdünnebî Efendi, annesi Binnaz Hanım’dır.[6] Kasapzâde Hâfız Mehmed Efendi'nin yanında başladı hıfz eğitimini Hâfız Şükrü Efendi'den tamamladı.

Üsküdar'daki Valide-i Cedid Camii'nde imam ve hatip olan babasının 1907'deki vefatı sonrası aynı camide aynı vazifeyi üstlendi ve görevlendirildiği kırk yıl boyunca buradaki görevini sürdürür.[7]

Sanatları

Ravza-i Terakkî Mektebi'nde okudurken hat muallimi Hasan Talat Bey’den rik'a, divanî, celî divanî yazılarını öğrenerek icazet aldı. İlerleyen yıllarda Nuruosmaniye Medresesi'ndeki Filibeli (Bakkal) Hacı Ârif Efendi'den ders aldı ve celî üstadı Hattat Sâmi Efendi'den ta'lik hattını öğrendi; 1905 yılında bu yazı türünden, 1906 yılında ise sülüs-nesih yazılarından icâzet alarak hat sanatındaki bilgi ve yeteneğini geliştirdi.[8] Bu yeteneği ile 1957'de devrin ünlü hattatlarından Mehmet İlmî Efendi ve oğlu İsmail Hakkı Altunbezer'in mezar kitabesini celî ta'lik hatla yazıp hazırlayacaktır.

Okulunda hat derslerine devam edemeyince ebru sanatına merak sardı ve Özbekler Tekkesi şeyhi Hezarfen İbrahim Edhem Efendi'den ebru sanatını, kâğıt boyama ve aharlama (perdah) usullerini ve hatta ince marangozluğu öğrendi.[9] Bu arada Konyalı müderris Mehmed Vehbi Efendi’den is mürekkebi imalini,Sultan Abdülaziz'in okçubaşısı Seyfeddin Bey'den kemankeşliği öğrendi ve Kaptanpaşa Camii imamı Ahmed Nazîf Efendi'den aşere ve takrîb, Çinili Camii imamı Nûri Efendi’den ilmiye icâzetnâmelerini aldı.[10][11] Medresetü'l-Hattatin'den mezun oldu; burada hocalık da yapmıştır.

Eski kitapların tamirini ve yeni cilt yapımını öğrenen Okyay, bu sanatıyla eski eserlerin tamirinde çalıştı ve yeni eserler için özel ciltler hazırladı. Soyadı Kanunu çıktığında "Okyay" soyadını alarak kemankeşlik ve okçuluğa olan sevgisini soyadına da taşıdı. Okyay, vakıf arazisi olan Okmeydanı'nın ilki 1920'de, ikincisi 1940'ta olmak üzere satışını Devlet Şûrası'na kadar takip ederek ve mahkemede "Burası benim (okçuların) malımdır. Fatih burayı okçulara vakfetti." diyerek, vakfiyeden örneklerle satışını önlemiştir..[12]

Bahçesinde özel merakı olan gül yetiştiriciliği neticesinde 444 farklı çeşit gül yetiştirdi.[7] Süheyl Ünver bu merakı sebebiyle kendisini "gül çapkını" diyerek latife etmiştir. O dönemde yapılan gül yetiştiriciliği yarışmalarından ödüller almıştır. Necmeddin Okyay'ın bir meziyeti de kimin olduğu bilinmeyen ve imzasız olan hat eserlerinin kime ait olduğunu büyük bir isabetle tayin edebilmesiydi. Ayrıca taklit yeteneği de olan Okyay, pek çok şiveyi ve kişinin konuşma tarzını taklit edebilmekteydi.

Hezârfen Okyay özellikle ebru sanatında ilk kez denenen ve zamanla kendi adıyla anılacak bir üslup geliştirmiştir. Necmeddin üslubu denilen bu ebru üslubunda, o döneme kadar uygulanması düşünülmemiş olan lale, sümbül, fulya, karanfil gibi çiçek desenlerini ebruya uygulamıştır.[13]

Eserleri

  • Eserleri bazı özel koleksiyonlarda bulunmaktadır.
  • Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne tslim ettiği 140 civarında kıt'a ve levha şeklinde hazırladığı eseri vardır.[14] Bu yazıların bir kısmı mezuniyet ödevi olarak öğrencilere tezhip ettirilmiş olup halen İstanbul Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonundadır. Tezhip edilmeyen diğer yazılar 2000 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Rektörlüğü'nden çelik dolabıyla birlikte kaybolmuştur.[15]
  • Topkapı Sarayı'nda bir hat levhası vardır. Hat koleksiyonunun büyük bir kısmı 1961 yılında Topkapı Sarayı Müzesi'ne, kalanları da ölümünden sonra Türk-İslam Eserleri Müzesi ve Türk-Petrol Vakfına verilmiştir.
  • İstanbul'un Kurtuluşu üzerine çekilen düşman gemilerinin görüntüsünden ilhamla "Gel keyfim gel" yazan bir ebru hazırlamıştır.
  • 1910'da Pierre Loti'nin oturduğu ev için belediye tarafından hazırlatılan kitabeyi yazmıştır.
  • 1934'te İran Şahı Rıza Pehlevi'nin İstanbul ziyaretinde boyu 14, eni 2,5 metre olan takın üzerindeki Farsça levhayı hazırlamıştır.[16]
  • Bazı eserlerini Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi'nde görmek mümkündür.

Vefatı

1976 yılında vefat eden Okyay'ın cenaze namazı Yeni Vâlide Camiinde kılınmış ve naaşı Karacaahmet Mezarlığına defnedilmiştir.

İsim mirası

Kaynakça

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.