III. Köle Savaşı

Üçüncü Köle Savaşı (MÖ 73–71), Gladyatör Savaşı veya Spartaküs Savaşı olarak da bilinen savaştır. Roma Cumhuriyeti'ne karşı başarısız olmuş en önemli ve ilk köle ayaklanmasıdır.

III. Köle Savaşı
Roma Köle Savaşları
TarihMÖ 73–71
Bölge
İtalya
Sonuç Kesin Roma zaferi
Taraflar
Ayaklanan kölelerin ordusu Roma Cumhuriyeti
Komutanlar ve liderler
Spartaküs
Crixus  
Oenomaus  
Gannicus 
Castus 
Crassus
Pompey
Publius Varinius 
Glaber 
Güçler
120 bin ayaklanmış köle ve gladyatör, aralarında çok sayıda kadın ve çocuk, toplam savaşçı sayısı bilinmiyor 3 bin milis
8 lejyon (yaklaşık 50 bin)
12 bin diğer birlik
Kayıplar
Neredeyse tümü savaşta öldürüldü veya çarmıha gerildi Sayısı bilinmiyor ama ağır kayıplar
4 bin asker desimasyon ile infaz edilir

Üçüncü Köle Savaşı'nı diğer köle ayaklanmalarından ayıran özellik kölelerin kurduğu silahlı birliklerin ilk kez İtalya'nın merkezinde bulunan bölgeleri ve özellikle Roma şehrini doğrudan tehdit etmesidir. MÖ 73-71 yılları arasında köle ordularının arka arkaya çok sayıda Roma birliğini yenmesi Romalı yöneticileri çok tedirgin etmiştir. Ayaklanma en sonunda Marcus Licinius Crassus idaresindeki çok sayıda ordunun ortak harekâtıyla bastırılabilmiştir. Ayaklanmanın Roma tarihine uzun vadeli etkileri olmuştur.

İlk başta çok dar bir kadronun[1] merkezinde bulunduğu köleler silahlı birliklerin yanı sıra kadınlar ve çocukların da dahil olduğu 120 bin kişilik bir kafileye dönüşürler. İtalya'da başıboş gezen ve üzerine gönderilen birlikleri alt etmeyi başaran kölelerin başında Spartaküs başta olmak üzere çok sayıda komutan bulunur. Eli silah tutan köleler ve özellikle gladyatörler eğitimli Roma lejyonlarına bile boyun eğdirmişlerdir. Ayaklanmanın amacı açısından tarihçilerin farklı yorumları bulunur. Plutarkhos kölelerin Galya'ya kaçma amaçlarından bahsederken, Appian kölelerin Roma'yı alma amacında olduklarını savunur.

Köle ordusunun arka arkaya gelen zaferlerinin ardından Roma Senatosu sekiz lejyonu Crassus'un etkili ve disiplinli yönetimine vererek çözüm arar. Savaş Spartaküs komutasındaki köle ordusunun Gnaeus Pompeius Magnus ve Marcus Terentius Varro Lucullus komutalarındaki diğer ordular tarafından kuşatıldıklarını anlamaları üzerine Crassus'un birliklerine doğrudan saldırmalarının ardından tamamen imha edilmeleriyle sona erecektir.

Üçüncü Köle Savaşı Pompey ve Crassus'un siyasi hayatları için de dönüm noktası olmuştur. İki general de bu ayaklanmayı bastırmada gösterdikleri başarıyı siyasi kariyerlerinde kullanmışlardır. Buradan hareketle şekillenen Roma kurumsal yapısı cumhuriyetin imparatorluğa dönüşmesinde belirleyici olmuştur.

Roma Cumhuriyeti'nde kölelik

Roma tarihinde kölelik şeklinde ucuz işgücü kaynağının varlığı ekonomi alanında belirleyici bir etken olagelmiştir. Roma toplumunda köleler çok çeşitli yollardan sağlanmaktaydı. Köle satın alımında yabancı tüccarların yanı sıra fethedilmiş halkların boyun eğdirilmesi önemli yer tutar. Özellikle yoğun fetihlerin yaşandığı MÖ birinci ve ikinci yüzyıllarda onbinlerce köle çeşitli Avrupa ve Akdeniz ülkelerinden getirilirdi. Kölelerin bir kısmı uşak veya zanaatkâr olarak iş bulsa da çoğunlukla emek yoğun tarla ve maden işçiliğinde kullanılıyorlardı.

Genel olarak köleler kötü davranışa maruz kalıyorlardı. Yasalar uyarınca köle insan olarak değil mal olarak sayılıyordu. Köle sahipleri yasal hiçbir takibata uğramaksızın kölelerini istismar edebilir, yaralayabilir hatta öldürebilirdi. Köleler çok çeşitli alanlarda faaliyet gösterseler de genellikle ağır işlerde kullanılırlardı.

Çok sayıda kölenin bir arada bulunması ve kötü yaşam koşulları nedeniyle çok sayıda köle ayaklanması yaşanmıştır. MÖ 135 ve MÖ 104 yıllarında I. ve II. Köle Savaşları Sicilya'da patlak vermiş, az sayıdaki isyancı köle kendilerine katılan onbinlerce köle ile birlikte özgür bir yaşam için mücadele etmiştir. Bu ayaklanmalar uzun sürse ve bastırmak zorlu olsa da İtalya toprakları doğrudan etkilenmemiştir. Bu durum III. Köle Savaşı ile değişmiştir.

Ayaklanma başlar MÖ 73

Capua

Roma Cumhuriyeti'nde gladyatör oyunları çok sevilen ve tercih edilen eğlence biçimleri arasında yer alıyordu. Eğlenceler için gladyatör sağlamak için İtalya çapında çok sayıda gladyatör okulu veya ludi açılmıştır. Bu okullarda köleler, savaş esirleri ve hüküm giymiş mahkûmlar gladyatör müsabakalarında ölümüne dövüşmek için eğitilirdi. MÖ 73 yılında Capua'daki Lentulus Batiatus'a ait olan gladyatör okulunda yaklaşık 200 gladyatör ayaklanma planları yaparlar. Yaptıkları planlar ortaya çıkınca yaklaşık 70 gladyatör mutfaktaki araç gereçlerle okuldan kaçmayı başarır, silah ve zırhlara el koyarlar. Gladyatörler serbest kaldıklarında aralarından liderlerini seçerler. İki Galyalı köleler Crixus ve Oenomaus ile Trak Spartaküs önder olarak belirlenir. Bu köleler artlarından Capua'dan gönderilen küçük bir birliği mağlup ederler. Mağlup ettikleri birliğin askeri malzemelerine de el koyarak ilerlerler. Bu aşamada kölelerin ilerleyiş sürecine dair kaynaklarda farklı aktarımlar bulunur. Ancak ortaklaşılan genel kanı kaçak gladyatörlerin Capua bölgesini yağmalayıp, çok sayıda köleyi serbest bıraktıkları yönündedir. Safları genişleyen köleler daha iyi savunulabilecek Vezüv Yanardağı eteklerine çekilirler.

Praetor güçlerinin yenilmesi

Ayaklanma Campania gibi varlıklı ailelerinin villalarının olduğu bölgede olunca Romalı yetkililer konuya doğrudan müdahale ederler. Roma yönetimi ayaklanmayı bastırmak için praetor Gaius Claudius Glaber komutasında bir birliği bölgeye gönderir. Lejyonerler yerine aceleyle toplanan 3 bin milis ile bölgeye giden Glaber olayı ayaklanmadan çok hırsızların bir yağma girişimi olarak algılamıştır. Glaber kuvvetleri ayaklanan köleleri Vezüv eteklerinde sıkıştırır. Bölgeye giden tek yolu kapatan Glaber ayaklanmacıları kuşatarak açlıktan öldüreceğini düşünür.

Köleler askeri eğitim almamış olmamalarına rağmen Roma kuvvetleri karşısında zekice ve geleneksel olmayan yöntemler kullanmışlardır. Glaber'in kuşatma taktiğine karşı Spartaküs öncülüğündeki ayaklanmacı kuvvetler ağaç dallarından yaptıkları halatları dağın diğer tarafına ulaşacak şekilde kullanıp Glaber'in kuvvetlerinin arkasına dolanırlar ve ansızın saldırarak Romalı milisleri imha ederler.

Spartaküs üzerine gönderilmiş olan ikinci bir kuvvet ise praetor Publius Varinius komutasında ilerlese de başarısız olur, komutanlardan Cossinius öldürülürken, praetor Varinius canını zor kurtarır. Köle ordusu kazandığı zaferle birlikte askeri teçhizat olarak gelişmeye başlar.

Köle ordusunun başarısının haberleri bölgede yayılmaya başladıkça orduya köle katılımı artar. Yeni katılımlarla toplam sayı 70 bin seviyelerine çıkar. Köleler MÖ 73-72 kış aylarını askeri eğitim, silahlanma ve yeni katılanların eğitilmesiyle geçirirken, komşu Nola, Nuceria, Thurii ve Metapontum kentlerine de saldırılar düzenlenir. Bu dönemde köle ordusu komutanlarından Oenomaus'un öldüğü aktarılsa da hangi çarpışmada hayatını kaybettiği bilinmemektedir.

Köle ordusunun durumu ve liderliği

MÖ 73 yılının sonuna gelindiğinde Spartaküs ve Crixus komutasındaki ayaklanmış kölelerden oluşan ordunun Roma silahlı birlikleri tarafından kolayca bertaraf edilemeyeceği ortaya çıkmıştır. Ayaklanmacılar bu aşamada ne düşündükleri ve hangi gerekçelerle ilerledikleri bilinememektedir. Ayaklanma başarısız olduğundan ve ayaklanmacılar arkalarında yazılı bir eser bırakmadıklarından dönemsel tarih yazımı Roma yanlısıdır ve tarihçilerin yorumuna açıktır.

Ayaklanmacıların yaptıkları yağma saldırılarından ve ilerleyişlerinden ortaya çıkan köleler arasında iki farklı eğilim olduğu yönündedir. Spartaküs'ün başını çektiği birinci eğilim, Alp Dağları'nı aşıp Galya bölgesine geçerek özgürlüklerine kavuşmaktır. Crixus'un başını çektiği ikinci eğilim ise İtalya'da kalarak yağmaya devam etmektir. Bu düşünce sistemi yaşanan olaylar tarafından da doğrulanabilir niteliktedir. Yanında Spartaküs ile birlikte olmadığı bir şekilde 30 bin kişiyle ilerleyen Crixus birliklerine, Lucius Gellius Publicola saldırır.

Ayrıca Spartaküs'ün Roma şehrinin üzerine yürüme gibi bir niyeti olduğuna dair bir veri bulunmamakta, bunun Romalıların korkularının bir yansıması olarak tarihçilerce dile getirildiği düşünülmektedir. Ayrıca köle ordusunun iç örgütlenmesine dair de elde hiçbir veri yoktur. Spartaküs'ün otoritesi sorgulanmaz bir başkomutan mı yoksa eşitler arasında bir önder mi yoksa tamamen savaş alanında yetkili bir komutan mı olduğu belirsizdir.

Konsül güçlerinin yenilmesi MÖ 72

MÖ 72 yılı bahar aylarının gelmesiyle birlikte köle ordusu harekete geçerek kuzeye doğru ilerlemeye başlar. Ayaklanmanın ölçeğinden ve paretor ordularının yenilgilerinden korkuya kapılan Roma Senatosu konsüller Lucius Gellius Publicola ve Gnaeus Cornelius Lentulus Clodianus komutasındaki iki lejyonu ayaklanmayı bastırmakla görevlendirir. İlk başta başarılı olan konsül orduları Crixus komutasındaki 30 bin kişilik köle ordusunu yener, köle ordusu büyük kayıp verirken Crixus muharebe sırasında öldürülür. Bu aşamadan sonra Crassus'un sahneye çıkışına kadarki döneme dair tarih yazımında tutarsızlık bulunur. Özellikle Appian ve Plutarkhos bu dönemi çok farklı anlatırlar.

Appian tarihi

Appian'a göre Gellius'un lejyonlarıyla Crixus'un birlikleri arasındaki muharebe Garganus Dağı civarında yaşanmıştır. Muharebe iki kuvvet arasındaki sayısız harekâtın son noktası olarak değerlendirilir. Crixus'u yenen Gellius, Alplerin ötesindeki Galya istikametinde kuzeye yönelmiş olan Spartaküs komutasındaki ana grubu takip etmeye başlar. Lentulus'un birliklerinin Spartaküs'ün önünü kesmesi ve köle ordusunun sıkıştırılması planlanır. Spartaküs'ün birlikleri Lentulus'un lejyonlarıyla karşılaşır ve mağlup eder. Sonrasında geri dönerek Gellius birliklerine dönerek onları da yener ve dağıtır. Appian, Crixus'un intikamını almak isteyen Spartaküs'ün 300 Romalı savaş esirini idam ettiğini yazar. Appian'a göre Spartaküs zorla kuzey yolculuğunda hızlı davranmak için tüm ağırlıkları geride bırakarak yola koyulur. Yenilmiş konsül ordularının kılıç artıkları Roma'ya dönerek yeniden toplanmaya çalışır. Spartaküs birliklerinin karşısına Picenum bölgesinde çıkan bir diğer Roma ordusu da yenilmekten kurtulamaz. Appian, bu aşamada kuzeye yürümekten vazgeçerek güneye dönmeye karar verdiğini yazar. Thurii kentini ve civarında hakimiyet kuran Spartaküs birlikleri yağma mallarını tüccarlarla değiş tokuş ederek ekonomik olarak ayakta kalmaya çalışır ve zaman zaman karşılarına çıkan Roma birliklerini yener.

Plutarkhos tarihi

Plutarkhos bu dönemdeki olayları Appian'dan oldukça farklı anlatır. Plutarkhos'a göre Gellius lejyonları ve Crixus'un adamları arasındaki muharebenin ardından Spartaküs'ün birlikleri Lentulus birliklerini yenerek kuzeye yönelir. Yenilgiden sonra iki konsül de görevden alınarak Roma'ya çağrılır. Plutarhos Spartaküs'ün Gellius birlikleriyle karşılaştığını bile yazmamaktadır. Picenum'da da bir muharebeden bahsetmemektedir. Plutarkhos, daha sonra Appian'ın hiç bahsetmediği bir ayrıntıyı anlatır. Plutarkhos'a göre Spartaküs birlikleri Modena bölgesine kadar ilerler. Burada Cisalpina Galya bölge valisi Gaius Cassius Longinus yaklaşık 10 bin kişilik bir Roma birliğiyle Spartaküs'ün önünü kesmeye çalışsa da başarısız olur ve yenilir. Plutarhos bundan sonra MÖ 71 yılı baharındaki Crassus-Spartaküs karşılaşmasına kadar hiçbir olaydan bahsetmez. Ancak bu durumda Spartaküs birliklerinin MÖ 72-71 kışında orta ve güneye çekildikleri durumu ortaya çıkmaktadır. Spartaküs ve beraberindekilerin Alp Dağlarının ardına geçerek kaçma fırsatı varken bunu neden yapmadıkları ise Plutarkhos tarafından açıklanmaz.

Crassus dönemi MÖ 71

Klasik tarihçilerin MÖ 72 yılındaki anlatımlarında tutarsızlık bulunsa da MÖ 71 yılında Spartaküs ve beraberindekilerin İtalya'nın güneyinde bulunduğuna dair genel bir ortaklaşma vardır.

Komuta Crassus'ta

İtalya'da yayılan ve artık rejimi tehdit eder hale gelen ayaklanmayı bastırmak için çare arayan Roma Senatosu isyanı bastırma görevini Marcus Licinius Crassus'a verir. MÖ 82 yılındaki iç savaş yıllarında Lucius Cornelius Sulla komutasında savaşmış olan Crassus ne politikaya ne de cepheye yabancıdır. Crassus, Gellius ve Lentulus'un lejyonlarına ek olarak altı lejyonun daha komutasını alır. bu şekilde yaklaşık 50 bin kişilik disiplinli ve iyi eğitimli bir savaş kuvvetinin komutanı olur. Crassus, birliklerinde sıkı hatta gaddar olarak nitelendirilebilen disiplin uygulamaları başlatır, uygulanmamakta olan desimasyon cezasını yürürlüğe koyar.[2][3]

Crassus ve Spartaküs

Spartaküs birlikleri yeniden kuzeye yönelince Crassus altı lejyonunu derhal harekete geçirir, iki lejyonu ise Mummius komutasında Spartaküs'ün arkasına dolaşması talimatıyla gönderir. Mummius, Crassus tarafından özellikle muharebeye girmemesi konusunda uyarılmasına rağmen emri dinlemeyerek kölelere saldırınca geri püskürtülür. Crassus bu başarısızlığa rağmen Spartaküs birlikleriyle savaşacak ve 6 bin köleyi öldürerek galip gelecektir. Savaşın eğilimi bu muharebelerle değişmeye başlar. Crassus'un muzaffer lejyonları ardı ardına gelen galibiyetlerle Spartaküs birliklerini Messina yakınlarındaki Lucania bölgesine sürer. Plutarhos'a göre bu aşamada Spartaküs Kilikyalı korsanlarla görüşerek 2 bin kişiyi Sicilya'ya götürmeyi planlar. Spartaküs'ün amacı köle ayaklanmasını Sicilya'ya taşıyarak birliklerine destek kazanmaktır. Ancak korsanlar paraları alıp anlaşmadan vazgeçince köleler Sicilya'ya geçemez. Spartaküs ve beraberindekiler Rhegium'a geçerler. Crassus'un lejyonları takip ederek arazide çeşitli tahkimatlar kurarlar. Köleler iaşe kaynaklarından uzaklaşmış ve etrafı çevrilmiş durumda kalır.

Savaşın sonu

Bu aşamada Pompey lejyonları Hispania'daki Quintus Sertorius isyanını bastırdıktan sonra İtalya'ya döner. Pompey birlikleri Senato'nun kararı uyarınca Roma'ya uğramadan doğrudan Crassus'un yardımına gider. Yine yardımcı birlik olarak Pontus kralı VI. Mitridat ile savaşan Makedonya prokonsülü Lucullus birlikleri bölgeye gönderilir. Pompey birlikleri kuzeye ilerlerken, Lucullus birlikleri Brindisi'ye çıkar. Crassus artık isyanı tamamen bastırmazsa başarının yeni gelen komutanlara atfedileceğinden korkarak ilerler. Pompey'in yaklaştığını haber alan Spartaküs Crassus ile uzlaşmaya çalışır. Crassus reddedince Spartaküs birlikleri tahkimatlardan kurtularak Petelia'nın doğusundaki dağlık bölgeye kaçarlar. Lejyonlar ayaklanan kölelerin Gannicus ve Castus komutasındaki bir kısmını yakalayarak imha eder. Süren çatışmalarda Crassus lejyonları da kayıplara uğrar, köle birlikleri tarafından pusuya düşürülen Lucius Quinctius komutasındaki süvari birliği imha edilir. Profesyonel bir silahlı kuvvet olmayan köle ordusu artık dayanmanın sınırına gelmiştir. Artık daha fazla geri çekilmek istemeyen savaşçılar düzensiz bir şekilde Romalılara saldırıyordur. Disiplinin erimekte olduğunu göre Spartaküs geri çekilmeyi durdurarak düşmana cepheden tüm gücüyle saldırır. Siler Nehri Muharebesi olarak bilinen muharebede Spartaküs birlikleri tamamen kırılır. Ordunun neredeyse tamamı savaş meydanında hayatını kaybederken cesedi bulunmayan Spartaküs'e ne olduğu kesin olarak bilinmemektedir.

Sonrası

Ayaklanma Crassus tarafından bastırılır. Pompey birlikleri doğrudan muharebelere katılmasa da köle ordusunun kılıç artıklarını ele geçirdiği için zaferde önemli payı olduğunu iddia ederek Crassus'un tepkisini çekecektir. Savaş meydanında ölmeyip ele geçirilen savaş esirleri Roma ile Capua arasındaki Appian Yolu boyunca çarmıha gerilir.

Ayaklanmayı bastıran muzaffer komutanlar Crassus ve Pompey başarılarının ödülünü siyasi olarak alacaklardır. Lejyonlarıyla birlikte Roma'ya dönen ve askerlerini terhis etmeyen komutanlar MÖ 70 yılında kendilerini zorla konsül seçtirirler.[4]

Ayaklanmanın Roma toplumunda kölelere ve kölelik kavramına dair etkilerinin ne düzeyde olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır. Ayaklanmadan korkuya kapılan Romalıların kölelerine daha iyi davrandıkları iddia edilmektedir. Latifundia olarak bilinen büyük çiftlik sahipleri artık köle emeğinden çok özgür köylüleri ortakçı olarak istihdam etmeye yönelirler.[5]

MÖ 52 yılında Jül Sezar'ın Galya'yı fethetmesinin ardından Roma'nın fetih savaşları imparator Trajan dönemine kadar (MS 98-117) sona erer. Fetih savaşlarının sona ermesiyle birlikte bol sayıda ucuz köle kaynakları da azalır. Bu görece barış döneminde tarımsal alanda özgür köylülerin yoğun olarak kullanıldığı görülür.

Roma toplumunda kölelerin yasal konumu ve hakları da değişmeye başlar. İmparator Claudius zamanında (MS 41-54) çıkan yasayla yaşlı veya sakat bir kölenin öldürülmesi cinayet sayılmış, sahipleri tarafından terk edilen kölelerin özgür olarak tanınacağı belirtilmiştir. İmparator Antoninus Pius döneminde (MS 138-161) köle hakları genişletilmiş, kölelerin ölümlerinin sorumluluğu köle sahiplerine verilmiş, kötü davranıldığını savunan kölenin başvurabileceği bir kurum ortaya konulmuştur. Bu değişiklikler III. Köle Savaşı'ın sonucu olabilmekten çok öte olsa da Romalıların köle kurumuna bakışındaki değişimi gösterdiği için önemlidir.

Kölelerin hakları üzerinde savaşın doğrudan etkilerini takip etmek zor olsa da Roma toplumu ve hukukunda kölelik kurumuna bakış değişmeye başlamıştır. Bu savaş Roma tarihindeki son köle ayaklanması olmuştur.

Savaşın gelişimi

Kaynakça

  1. İlk başlarda 78 kaçak gladyatör
  2. Muharebede yenilen birliklere uygulanan cezada suçluluğuna bakılmaksızın her 10 askerden birisinin idam edilmesi uygulaması olan desimasyon sebebiyle III. Köle Savaşı boyunca 4 bin Romalı asker idam edilmiştir
  3. Crassus bu uygulamaları neticesinde Romalı askerler tarafından düşmandan daha tehlikeli görülür
  4. Pompey teamüllere aykırı olarak konsül seçilir. Hem bu görev için çok gençtir hem de daha öncesinde ne praetor ne de quaestor makamlarında görev yapmıştır
  5. Feodal üretim ilişkilerinin ilk örneği olarak değerlendirilebilir

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar


This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.