Hristiyan İbraniler

Hristiyan İbraniler, Hristiyan İsrailoğulları veya Hristiyan Yahudiler, Hristiyanlık olarak anılacak dinin ilk mensupları.[1] Başlangıç döneminde bu topluluk, İsa’yı Mesih olarak kabul eden İbranilerden oluşuyordu. Hristiyanlığın yayılması ve değişime uğramasından sonra Hristiyan İbraniler, bu dinin sadece bir kolunu oluşturur duruma geldiler. Ayırt edici özellikleri, Musevi şeriatına ve geleneklerine bağlı kalırken İsa’yı da Mesih olarak kabul etmeleri, Cumartesi yasağına uymaları, Musevi takvimine uymaları, sünnet vecibesini yerine getirmeleri, havralara devam etmeleri ve birinci kuşak İsevi topluluğunun soyundan geliyor olmalarıydı.

Birçok tarihi metinde onlardan Yahudi Hristiyanlar olarak bahsedilir. Bu tabir, İbranilerden olmayan Hristiyanlardan farklılıklarını ortaya koymak için seçilmiş bir tabirdir. Miladi birinci asrı takip eden asırlarda bu tabir, Hristiyan İbraniler için kullanıldı. Bu tabir, Hristiyanlığı seçmiş fakat Yahudi kültürel mirasını ve geleneklerini devam ettiren eski Yahudileri anlatmak için de kullanıldı.

Oxford Üniversitesi İlahiyat Tarihi profesörü Alister McGrath, Miladi birinci asrın Hristiyan İbranilerin tamamen imanlı zahid İbraniler olduklarını savunur, onların Musevilerden tek farkı İsa'yı Musevilerin beklediği Mesih olarak kabul etmiş olmalarıydı.

Kudüs'te tapınak memurlarının baskılarına ve eziyetlerine rağmen Hristiyan İbraniler metanetlerini muhafaza ettiler. Pavlus'un girişimiyle Hristiyanlık Yahudi-dışı dünyada yayılıp büyüdükçe, Hristiyanlar da Kudüs'teki Musevi kökenlerinden farklılaşmaya, değişik kollar oluşturmaya başladılar. Fakat, Roma-Yahudi savaşlarında (66-135) çöküş sürecine girdiler. Güçlerini kaybetmelerinde, gittikçe artışa geçmiş bulunan ve Markion (85-160) gibi kimi din adamlarında zirve yapan İbrani karşıtlığı da etkili oldu. Pavlusçu Hristiyanların, Roma İmparatoru Kostantin zamanından (4. asırdan) itibaren Hristiyan İbranilere yaptıkları baskılar ve eziyetler, onların İmparatorluğun sınırları dışında, Arabistan'da ve ötesinde kendilerine iltica edecekleri yerler aramalarına neden oldu. İmparatorluğun sınırları içinde ve daha sonraları da her yerde Pavlusçu Hristiyanlık hakim konum elde etti ve öncelikle Roma Devleti'nin devlet dini oldu, daha sonra da Filistin'deki Kıyamet Kilisesi, Son Akşam Yemeği Salonu gibi kutsal mekanların ve Kudüs Patrikliği'nin kontrolünü ele geçirdi ve bundan itibaren Kudüs Patriklerini atadı.

Kaynakça

  1. David Noel Freedman, Allen C. Myers; Eerdmans Dictionary of the Bible; Amsterdam University Press; 2000; s. 709 2 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Erişim Tarihi=23.01.2017
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.