Efraim Elrom

Efraim Elrom (Hofstadter) (İbrani: אפרים אלרום‎, 23 Ocak 1911 - 22 Mayıs 1971), İsrail'in İstanbul Başkonsolosu.[1]

Bir dönem Adolf Eichmann'ın sorgulamalarına katılmıştır. 17 Mayıs 1971 tarihinde İsrail İstanbul Başkonsolosluğu'na giderken Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir tarafından kaçırıldı. Mahir Çayan konsolosun serbest bırakılmasına karşılık Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının salıverilmesini istedi. Talepleri kabul edilmeyince 22 Mayıs 1971 günü sabaha karşı Nişantaşı'nda bir evde saat 01:42 sularında 3 kurşunla şakak bölgesinden vurularak öldürüldü.[2]

Kaçırılıp öldürülmesi

İsrail İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom'un 17 Mayıs 1971’de Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi'nin kuruluş eylemi olması amacıyla Ulaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir, Mahir Çayan, Necmi Demir, Oktay Etiman ve Ziya Yılmaz tarafından kaçırılması ve de sonradan öldürülmesidir. THKP-C bu eylemde hapisteki Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ı kurtarmayı amaçlamıştır.

Kaçırılma

12 Mart Darbesi ardından THKP-C darbeden kaçmama ve askeri eylemleri sürdürme kararı almıştır. Aralık 1970'te kurulan THKP-C ve THKO normalde örgütlenme açısından küçük eylemler düzenledi. Ama yakalanan THKO üst düzey militanları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın serbest bırakılması için THKC gerillaları Ulaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir, Mahir Çayan, Necmi Demir, Oktay Etiman ve Ziya Yılmaz, 17 Mayıs 1971'de kuruluş eylemi sayılan Efraim Elrom'u kaçırdı.[3] Eyleme ise "1 Mayıs Harekâtı" ismini verdi. İsimin kaynağı ise normalde eylemin 1 Mayısta düzenlenmesi şeklinde planlanmasından dolayıdır. Ama eylem teknik aksaklıklardan dolayı 2 hafta ertelenmiştir. Kaçırılma eyleminden sonra THKC, İsrail Başkonsolosluğu önündeki bir varile Amerikancı Bakanlar Kurulu'na isimli bildiriyi bıraktı. Bildiri şöyledir:[4]

17.5.1971
Saat: 17.00
Amerikancı Bakanlar Kurulu'na
Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi, 1 MAYIS HAREKÂTI'nda, Ortadoğu halklarının baş düşmanı Amerikan Emperyalizminin maşası Siyonist İsrail'in Türkiye Başkonsolosu olan ve de ülkemizdeki Siyonist hareketlerin organizasyonunda önemli rolü olan Efraim Elrom'u kaçırmıştır.
Efraim Elrom'un hayatına karşılık, derhal şu şartların yerine getirilmesi gerekmektedir:
1. Tutuklu bulunan bütün devrimcilerin derhal serbest bırakılması (Yer sonra bildirilecektir),
2. Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi'nin 1 No'lu bülteninin 07.30, 13.00, 19.00, ve 22.45 TRT Haber Bültenleri'nde 3 gün devamlı ve eksiksiz anons edilmesi,
3. Mühlet doluncaya kadar polisin ve diğer zabıtanın hiçbir takibe girişmemesi ve aleyhte propaganda yayın yapılmaması.

Mühlet bu ültimatomun verildiği tarihten itibaren 3 gündür. Şartlar yerine getirilmezse derhal Efraim Elrom kurşuna dizilecektir. (Mühlet: 20.5.1971, saat 17.00'ye kadar.)

—Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi Merkez Komitesi

Olayı öğrenen dönemin başbakanı Nihat Erim hemen yardımcısı Sadi Koçaş'a bir bildiri yazdırdı. Bildiri bizzat Sadi Koçaş tarafından saat 22:45'te radyoda okundu.[5] Bildiri özet olarak şöyledir:

  1. Konsolos derhal serbest bırakılmazsa örgütle (yani THKP-C) uzak-yakın ilişkisi olan herkes ve gençleri kışkırtanlar derhal gözaltına alınacak.
  2. Kaçırılma olayına karışan ve/veya yardım edenler idam cezasıyla yargılanacak.
  3. Eğer cinayet gerçekleşirde Elrom öldürülürse bu kanun geçmişe dönük olacak.

Sıkıyönetim komutanlığı ise kaçırılma olayının ardından 16 No'lu şu bildiriyi yayımlar:[6]

Sıkıyönetim Komutanlığı'nın 16 No'lu Bildirisi:
Suçlulara ihtar,
1-Elinizde tutuklu bulunan İsrail Başkonsolosu'nu en kısa zamanda serbest bırakın, hiçbir veçhile sakın silaha davranmayın.
2-Aksi takdirde er-geç ele geçecek olan suçluların tümünün aslı fail olarak yargılanacaklarını ihtar ederim.

—Faik Türün
Orgeneral
1. Ordu ve Sıkıyönetim komutanlığı

Sıkıyönetim, hemen ardından ise 17 no'lu şu bildiriyi yayınlar:[6]

Sıkıyönetim komutanlığının 17 No'lu bildirisi:

Sayın bölge sakinlerine,

1- İstanbul, kocaeli, Sakarya ve Zonguldak illleri sıkıyönetim bölgelerinde yapılmakta olan arama ve kontrollarda güvenlik kuvvetlerine kolaylık olmak üzere, ergin çağda bulunan sayın bölge sakinlerimizin kendilerini tanıtacak bir belgeyi yanlarında bulundurmalarını,
2- Genel güvenlik ve suçluların meydana çıkarılması yönünden bu ve benzeri tedbirlerin anlayışla karşılanmalarını rica ederim.

—Faik Türün
Orgeneral
1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanı

20 Mayıs'a gelindiğinde THKP-C'nin verdiği süre dolmuş lakin devlet hiçbir adım atmamıştı. Devlet aynı Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun dört Amerikan askerini rehin alıp sonradan bıraktığı gibi bir olay yaşanmasını bekliyordu. Ama THKP-C'de hiçbir adım atmamıştı. Bunun üzerine devlet 22 Mayıs 1971'de sıkı yönetim ilan etti ve Elrom'u aramaya başladı. Balyoz Harekatı olarak isimlendirilen bu harekâtın ismi Nihat Erim'in Alınacak tedbirler balyoz gibi kafalarına hemen inecektir sözünden gelmektedir. İsteklerinin yerine getirilmemesi ve aramanın da çıkmasıyla THKP-C Elrom'u öldürdü. 23 Mayıs 1971'de Elrom Nişantaşı'ndaki Hamarat Apartmanı'nda ölü olarak bulundu. Elleri arkadan bağlanmış ve ağzı bantlanmış olan Elrom şakağına üç kurşun sıkılarak öldürülmüştü. Olaydan sonra kaçan THKC militanlarını Yılmaz Güney sakladı.[7][8]

Ölümü

Efraim Elrom'u öldürenin THKP-C olduğu su götürmez. Lakin Elrom'u öldürenin hangi THKP-C militanı olduğu belli değildir. Maltepe'de ağır yaralı olarak ele geçirilen Mahir Çayan savcılığa verdiği ilk ifadesinde Elrom'u kendisinin öldürdüğünü söyledi. Lakin sonradan mahkemede ifadesini değiştirip ve öldüreni bilmediğini söyledi. Daha sonra ise İlyas Aydın ismini verdi. Selimiye Kışlası'nda yapılan Türkiye Halk Kurtuluş Parti ve Cephesi-1 Davası'nda jandarma Çayan'dan Bardakçı'ya verilmesi hedeflenen bir pusulayı ele geçirdi. Pusulada öldürenin İlyas olduğu söyleniyordu. Lakin aynı davada sanık olan Necati Sağır İlyas'la aynı evde kaldığını infazı radyodan birlikte öğrendiklerini söyledi. Ulaş Bardakçı Necati yalan söylüyor dedi. Bir süre sonra Sağır ifadesini değiştirdi. Aynı zamanda THKP-C kurucularından Yusuf Küpeli İlyas'ın isminin verilmesine şaşırmıştı. İlyas Aydın THKP-C kadrosu içinde oldukça tartışılan birisidir. Zaten belli bir süre sonra THKP-C tarafından genelkurmaylığa ajanlık yaptığı yönünde suçlandı devrimci çevrelere ajan olduğu duyuruldu. İlyas'ın akıbeti tam olarak bilinmemekle birlikte Teslim Töre güçlerince yakalanıp yargılandığı ve infaz edildiği düşünülmektedir.[9]

Kaynakça

  1. Baumann, Carol Edler (1973). The Diplomatic Kidnappings: A Revolutionary Tactic of Urban Terrorism (İngilizce). Lahey, Hollanda: Martinus Nijhoff. 9024714664. Bilinmeyen parametre |yazarurl= görmezden gelindi (yardım)
  2. "KONSOLOS 3 KURŞUNLA ŞAKAĞINDAN ÖLDÜRÜLDÜ". Milliyet. 24 Mayıs 1971.
  3. "44 yıl önce öldürülen İsrail Büyükelçisi Elrom kim çıktı". Oda TV. 12 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Kasım 2015.
  4. Feyizoğlu, Turhan (Mart 2012). İki Adalı Hüseyin Cevahir-Ulaş Bardakçı (1. Basım bas.). Alfa Yayınları. s. 88. ISBN 978-605-106-441-3.
  5. "Sadi Koçaş 12 Mart'ı Anlatıyor". Milliyet. 10 Mart 1978.
  6. "Konsolosu serbest bırakın ve sakın silaha sarılmayın". Milliyet. 18 Mayıs 1971.
  7. Karakaş, Gökhan. "Güney, Çayan'ı bu arabada sakladı". 27 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2016.
  8. "Hep o sıkıntı: Yakalanmasaydım belki de Kızıldere katliamı olmazdı". 26 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2016.
  9. "THKP-C'nin kayıp halkası: Yüzbaşı İlyas Aydın". 18 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Kasım 2015.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.