Akif Mustafa Paşa

Âkif Mustafa Paşa (d. 1835, Kütahya; ö. Mart 1889, Erzincan), Osmanlı devlet adamı.

Kimliği

Ceddi Erzurumlu Mehmet Ağa "Delil" ismi verilen ve halk arasında "Deli" diye bilinen bir sınıf askerin komutanıydı. Bu yüzden ailesine "Delibaşızâdeler" denirdi. Erzurumlu Mehmet Ağa tımarlı sipahi olarak IV. Murad maiyetinde Bağdat Seferi'nde bulundu ve fedakarlığına mükafat olarak kendisine Kütahya'da oldukça geniş tımar verildi ve bu sayede Kütahya'ya yerleşti. Kardeşi Ömer Talip Paşa, babası Bekir Ağa, annesi Kurtzâde ailesinden Emine Hanım'dır.

Hayatı

Âkif Paşa 1835 senesinde Kütahya'da doğdu. İlk tahsilinden sonra Bursa Askeri Îdadisi'ne girdi ve mezun olduktan sonra memleketine gelip arkadaşlarından Sırrızâde Nuri, Mekkelizâde Ömer Rüştü, Kitapsız Mustafa Safvet, Kurtzâde Abdullah Efendiler'i de teşvik ederek Bursa Askeri Îdadisi'ne kayıt ettirdi. Bu kişiler daha sonra müşir, korgeneral ve tümgeneral olarak vefat etmişlerdir.

1864'te mektepten Erkân-ı Harb yüzbaşısı olarak çıktı ve ilk defa Erzurum ve Kars istihkâmlarının[1] inşasına memur oldu. Kaymakamlığa kadar bu görevde kaldı. Daha sonra hocası Ahmed Muhtar Paşa mâiyetinde Bosna taraflarına hizmete gitti.

1877'de Rus Harbi'nde Anadolu kumandanı olan Ahmed Muhtar Paşa'nın talebiyle Beyazıt'ta Erkân-ı Harbiye Reisi olup savaşta da albay ve tuğgeneral olarak görev aldı. Savaş sonrası Erkân-ı Harbiyei Umumiye dördüncü şube müdürlüğünde bulundu ve 1884'te Bulgaristan taraflarındaki seyyar 3. Fırka Kumandanı ve tümgeneral olarak bir müddet sonra 2. Ordu Erkânı Harbiye Reisliği'ne tayin edildi.

1886'da bir tuügenerale hakaret eden Edirne eşrafından bir zat ile münakaşasına binaen kendisi hakkında bir ihbar edilerek İstanbul'a çağrıldı ve sarayda tahkikat yapılarak ihbarın aslı olmadığı[2] anlaşıldı. Âkif Paşa bu olayın üzerine tekrar Edirne'ye gönderilmeyerek Erzincan süvari fırkası kumandanlığına tayin edildi.

Âkif Mustafa Paşa, Mart 1889'da Erzincan'da vefat ederek "Hayyat Vehbi" Türbesi haziresine defnedilmiştir. Vazifesinde çok ciddi ve özel hayatında çok samimi olan Âkif Paşa, iyiliği sever ve herkese yardım etmekten zevk duyan bir zat idi. Oğullarından Nizameddin Bey binbaşı, Ali Süha Bey ise doktor olmuştur. İnayet isminde bir de kızı vardı.[3][4]

Kaynakça

  1. istihkâm: İstihkâm. Günümüz ve geleceğin muharebeleri her seviyede sürekli manevra yapmayı, üstün hareket kabiliyetine sahip kuvvetlerin bir bütün halinde eğitilmesini, başarılı bir şekilde bütünleştirilerek kullanılmasını ve karşılaşılan her türlü engelden süratle geçilmesini gerektiren eğitim
  2. Edirne eşrafından biri, bir zâbite hakaret ederek çiftliğinde hapsetmiş, bunu haber alan Âkif Paşa: Zâbıtı salıversin yoksa iftliği topa tutarım diyerek haber döndermiş. Bu söz Gazetecei Baba Tahir vasıtasıyla "Âkif Paşa Edirne'yi topa tutacakmış" şeklinde saraya aksettirilmiş, bunun üzerine Âkif Paşa hemen İstanbul'a aldırılarak sarayda tahkikat yapılmıştır.
  3. Uzunçarşılı, İ. Hakkı, Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, s, 219, 220
  4. Âkif Mustafa Paşa'nın tercüme haline ait malûmatlar oğlu Doktor Ali Süha Bey'den de alınmıştır
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.