Şizoid kişilik bozukluğu
Şizoid kişilik bozukluğu, insan ilişkilerine ilgi eksikliği, yalıtılmış bir yaşam tarzı, yalnız yapılan eylem ve etkinlikleri tercih, içe dönüklük, duygusal soğukluk, davranış ve ilişkilerin mekanik ve tekdüze olması ile karakterize kişilik bozukluğudur. İnsanlarla yakın duygusal bağlar kurmadıkları gibi bilinç düzeyinde böyle bir bağ kurma ihtiyacı da hissetmezler. Bu sebeple utangaç insanlardan farklıdırlar. Başkalarının duygusal beklentilerine karşılık veremezler. Olumlu veya olumsuz eleştirilere genellikle tepkisiz kalırlar ve duygusal durumları genellikle değişmez. Çevrelerindeki insanlar tarafından soğuk olarak yorumlanmalarının nedenleri bunlardır. Tüm bu özellikler kişilik yapılarının birer parçasını oluşturduğu için yaşamın sadece belli bir bölümünde değil genelinde etkilidir.
Şizoid kişilik bozukluğu | |
---|---|
Uzmanlık |
Psikiyatri, klinik psikoloji |
Şizoid bireyler yaşamda ama özellikle toplumsal yaşamda bir katılımcı olmaktan ziyade gözlemci gibidirler. Topluma yabancılaşmışlardır. Ancak bu yabancılaşma düşünsel değil duygusal yabancılaşmadır. Bu açıdan toplumu ahlak veya politika gibi düşünsel sebeplerle eleştirdiği için yabancılaşan bireylerden farklıdır. Diğer yandan bu duygusal yabancılaşmayı rasyonalize etmek için yukarıda sayılan düşünsel gerekçeler bir savunma mekanizması olarak şizoid birey tarafından kullanılabilirler.
Bulgu ve Belirtiler
Şizoid kişilik bozukluğu tipik olarak geç çocuklukta veya ergenlikte belirti vermeye başlar.
Şizoid bireyler genellikle bu bozukluklarının tam bilincinde değillerdir. Bu sebeple psikiyatri kliniklerine nadiren giderler. Kliniklere nadiren başvurdukları için ŞKB hakkında yeterli çalışma yapılamamıştır. Eldeki veriler ve çalışmalar toplumda % 0.8 ila %4 arası görülme sıklığını belirtmektedir. Erkeklerde kadınlara göre biraz daha fazla sıklıkta görülmektedir. Her ne kadar şizoid bireyler genellikle bu bozukluklarının tam bilincinde değillerse de pek çoğu diğerlerinden farklı olduğunu hissetmektedir. Psikoterapideki bazı şizoidler “hayatın onları pas geçtiğini”, “bir kabuğun altında yaşadıklarını”, “yaşam otobüsünü kaçırdıklarını” ve yaşamı uzaktan izlediklerini ifade etmektedirler.
Şizoid kişilik bozukluğu olan bireylerin diğer insanlarla iletişimlerinde ilgi azlığı, kayıtsızlık ve kısa sürelilik belirgindir. Yüz ifadeleri genellikle donuktur. Konuşmaları hem kısa hem de monotondur. Neşe, coşku, heyecan, üzüntü, öfke gibi duygulanımları nadiren gösterirler. Bir kişi özel alanlarını ihlal ettiğinde kilitlenme veya bunalma yaşarlar ve özel alanlarına geri dönmek isterler. Yalnızlıklarını yaşadıkları bu özel alanı özgürlük olarak yorumlarlar.
Duygusal ve özel yakınlık talebi az olan eşleri seçmeye meyillidirler. Şizoid bireyler aslında insanlardan değil olumlu-olumsuz duygulardan, duygusal yakınlıktan ve kendini ifade etmekten kaçınmak ister. Bu sebeple diğer insanlarla ilişikleri entelektüel, fiziksel, ailevi, mesleki veya sportif aktivite sınırları içindedir. Donald Winnicott’a göre diğer insanlarla onların istek ve beklentilerini de gözeterek değil kendi istekleri doğrultusunda ilişki kurmayı tercih ederler. Bunu başaramazlarsa kendilerini yalıtırlar.
Aaron Black ve arkadaşlarının çalışmasına göre şizoid bireyler insan ilişkileri bağlamında farklı yaşam tarzlarıyla özellikle de kitap veya filmlerde konu edilen ilişkilerle karşılaştıklarında sosyal açıdan kusurlu olduklarını fark etmektedirler. Yaşamı sürekli dışarıdan izliyormuş hissi şizoid bireyi yorabilir ve bunun sonucunda depresyon veya depersonalizasyon oluşabilir. Eğer bu durum oluşursa şizoid birey kendisini bir robot gibi hissedebilir ya da yaşam onun hayallerinde ibaretmiş durumunu alabilir.
Harry Guntrip, Melanie Klein ve diğerlerine göre şizoid kişilik bozukluğu olan insanlar gizlenmiş büyüklenmecilik ve başkalarının görüşlerine bağımlılık gösterebilirler. Şizoid kişilik bozukluğunda görülebilen büyüklenmecilik narsisistik kişilik bozukluğunda görülen büyüklenmecilikten oldukça farklıdır. Narsisistik kişilik bozukluğunda büyüklenmecilik imrenilen veya kıskanılan bir insanı değerden düşürme veya bastırma işlevine hizmet ederken şizoid kişilik bozukluğunda büyüklenmecilik kişiyi diğerlerinden yalıtmaya hizmet eder.
Carl Gustav Jung’a göre temel bir kişilik özelliğinin bastırılması diğer bir kişilik özelliği tarafından ödünlenir. Örneğin duygusal yönü bastırılmış bir kişiliğin düşünsel yönü ödünleyici tarzda gelişmiş olabilir. Bu bağlamda şizoid kişiliğin bastırılmış duygusal yönünü ödünleyici tarzda düşünsel yönü çok ileri çıkmış olabilir. Bu çerçevede şizoid kişilerin matematik, fizik, ekonomi ve benzeri alanlarda büyük başarılara imza atmış oldukları gözlenmiştir. Buna rağmen pratik aktivitelerde pek görülmezler.
Şema Terapi Ekolünde psikiyatrik sorunlar on bir şema altında kategorilendirilir. Şizoid kişilik bozukluğu bu şemalardan “Duygusal Yoksunluk Şeması“ başlığı ile kategorilendirilmiştir. Şema terapiye göre Duygusal Yoksunluk deneyiminin tanımlanması diğer şemalara göre daha zordur. Bunun nedeni bu şemanın bireyin konuşmaya başlamasından önce oluşmuş olmasından dolayı (1-3 yaş) deneyimin kelimelerle tanımlanamaması olarak gösterilir. Şema terapiye göre duygusal yoksunluk olumlu veya olumsuz hiçbir duygu hissedememe durumudur ve bu sebeple ifadesi de çok güçtür. Duygusal yoksunluk ihmal edilmiş çocuğun kendisini yalnız hissetmesinden daha da öte hiç kimsenin hiçbir zaman yanında olmayacağına dair derin bir inanç ve bu durumla başa çıkabilmek için dış dünyadan ve duygulardan uzaklaşıp içe dönme durumudur.
Şizoid Fantazi
Dış dünyadan geri çekilmeye bağlı olarak kurulan fantazi ve hayal dünyası şizoid kişiliğin en karakteristik özelliklerinden biridir. Fantazi, dünyayla ve diğerleriyle vekaleten ilişkidir. Melanie Klein bunu “içsel de olsa nesnelere bağlanma ihtiyacının ifadesi” olarak yorumlamaktadır. Burada nesne sözcüğü öteki anlamındadır. Kişiler kadar kurumlar veya ideolojiler de ötekidir. Fantaziler, dış dünyadan kopan şizoid bireyin hissettiği yoksunluğunu telafi etme amacını gütmektedir.
İntihar
Şizoid bireyler bazen intiharı bir seçenek olarak düşünürler ama bunun gerçekleşme oranı çok yüksek değildir. Tüm olası ilişkileri sonlandığında dibe vurmaları ve depresyon daha sık gözlenir. İntihar şizoid bireyin bir savunma mekanizmasıdır. Borderline, histrionik ve antisosyal kişilik bozukluklarında intihar bir şantaj olarak kullanılabilirken şizoid kişilikte bu durum nadirdir. Şizoid bireyler intihar düşüncelerini genellikle gizlerler.
Şizoid Kişilik Bozukluğunun Kökenleri
Şizoid kişilik bozukluğu psikolojik bir bozukluktur. Şizofreni veya bipolar bozukluk gibi genetik veya biyolojik bozukluklardan değildir. Genellikle 1-3 yaş arasındaki yanlış ebeveyn tutumlarına bağlanmaktadır.
Ebeveynin çocuğa yeterli zamanını ve ilgisini vermemesi, çocukla konuşmaması, göz teması kurmaması, oynamaması, güldürmeye çalışmak gibi duygusal anlamda besleyecek hizmetleri vermemesi, rehberlik yapılmaması sayılabilir. Özetle ebeveynin sevgisini göstermemesi belirleyicidir.
Bu koşullar altında çocuk duygusal dünyasını geliştiremez. Ancak söz konusu olumsuz yaşantıların kısa süreli gerçekleşmesi şizoid kişilik bozukluğuna yol açmaz. Bu olumsuz yaşantıların çok uzun sürmesi gerekir. Öyle ki çocuk artık ebevenylerden ümidini kesene kadar.
Yukarıdaki etkenlere ek olarak çocuğun mizacı yaşadığı olumsuz koşullar altında ne yönde savunma geliştirebileceğini etkilemektedir. Örneğin aynı koşullar altındaki diğer kardeş dışa dönük mizacı nedeniyle histronik kişilik bozukluğu gösterirken diğer bir kardeş içe dönük mizacı nedeniyle şizoid kişilik bozukluğu gösterebilir.
Heinz Kohut'a göre bir çocukta kişilik bozukluğu gelişebilmesi için her iki ebeveynin de ciddi ruhsal sorunlu olması gerekir. Kohut'a göre ebeveynlerden bir sorunlu ama diğeri değilse çocuk ona yönelebilir ve kişilik bozukluğu gelişmeyebilir.
Tanı
DSM-V’e Göre Şizoid Kişilik Bozukluğu
Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders 5th Revision (DSM-V) günümüzün psikiyatri dünyasının başlıca tanı kitabı olma özelliğindedir.
DSM-V’e göre şizoid bozukluk, erken yetişkinlik döneminde başlayan ve çeşitli bağlamlarda kendini gösteren yaygın bir sosyal ilişkilerden kopma ve kişilerarası ilişkilerde kısıtlı bir duygu ifade aralığına sahip olma modelidir.Tanı koyulabilmesi için kişinin aşağıdaki kriterlerden en az dördünü karşılıyor olması gerekir (American Psychiatric Association, 2013):
- Aile ilişkileri dahil, yakın ilişkilerden keyif almaz ve bu ilişkileri kurmak istemez.
- Neredeyse her zaman tek başına yapacağı aktiviteleri tercih eder.
- Bir başkasıyla cinsel deneyimler edinme isteği ya hiç yoktur ya da çok azdır.
- Keyif aldığı etkinlik sayısı çok kısıtlıdır ya da hiç yoktur.
- Birinci dereceden akrabaları dışında yakın arkadaşları veya güvendiği kimseler yoktur.
- Başkalarının övgü veya eleştirilerine kayıtsızdır.
- Duygusal soğukluk, kopukluk veya tekdüze bir duygulanım gösterir.
Egonun Gelişimsel Duraklamaları
Ego kusurları: Zayıf gerçeklik algısı, düşük engellenme toleransı, dürtü kontrol zayıflığı, ego sınırlamaları.
İlkel ego savunma mekanizmaları: Bölme (splitting), Eyleme Vurma (acting out), Kaçınma, Yansıtma (projection), Yansıtmalı Özdeşim (projective identification), Hayal Kurma (Fantasy)
Bölünmüş ego: Gerçeklik egosu ve haz egosu olarak bölünmüştür.
Ayırıcı Tanı
Şizoid kişilik bozukluğu aşağıda sayılan bozukluklarla karıştırılabileceğinden ayırıcı tanı yapılması gerekir:
- Şizotipal kişilik bozukluğu
- Kaçıngan kişilik bozukluğu
- Paranoid kişilik bozukluğu
- Asperger sendromu
- Otizm
Komorbidite (Aynı anda görülebilen diğer rahatsızlıklar)
Şizoid kişiler baş edemedikleri gerginliklerin artmasına bağlı olarak zaman zaman kısa süreli psikoz yaşayabilirler. ŞKB ile birlikte görülebilen diğer kişilik bozuklukları Kaçınmacı, Şizotipal ve Paranoid kişilik bozukluklarıdır.
Şizoid bireylerin madde bağımlılığı ile ilgili az sayıda veri vardır. Yapılan çalışmalar şizoid bireylerde madde veya alkol bağımlılığının şizoid olmayanlardan daha az olduğunu göstermektedir.
Terapi
Şema Terapi
Şema terapide şemalar genellikle çocuklukta oluşmuş ve kendisini sürekli tekrar eden duygu,düşünce ve davranış kalıpları olarak görülür. Bu ekol bilişsel ve davranışçı ekoller arasında yer alsa da çocuklukta oluşan şemaların farkındalığını sağlamak için kısmi olarak psikanalizden bir parça da almıştır. Ayrıca bu ekol hastaları hasta olarak değil "danışan" olarak tanımlar. Danışan şizoid bireyin şemasının çocuklukta yaşadığı yoksunluğun farkındalığını sağlamaya çalışır. Ancak terapiyi geçmişin ele alınması olarak ibaret görmez. Danışanın günümüzdeki ilişkilerinde yaşadığı duygusal yoksunlukların da farkındalığını sağlamaya çalışır. Tekrarlayan örüntülere karşı danışanı harekete geçirmeye çalışmak esastır. Danışanın duygusal, düşünsel ve davranışsal tüm varlığıyla şema örüntülerine karşı durması sağlanmaya çalışılır. Şema aniden yok olmaz. Yıllar içinde yavaş yavaş parçalanarak yok edilebilir. Şemanın her tetiklenmesinde danışanın yüzleşmesi çok önemlidir.
Dinamik Psikoterapi
Psikoterapinin nesne ilişkileri ekolü olarak dinamik psikoterapi, James F. Masterson tarafından kişilik bozukluklarının terapisinde ve özellikle borderline, narsisistik ve şizoid kişilik bozukluklarında kullanılmaktadır. Masterson öğretisinde "kişilik bozukluğu" terimi yerine "kendilik bozukluğu" terimi kullanılır. Masterson şizoid ikilemi "sürgünde kendilik" birimi ve "efendi-köle" birimi olarak tanımlamıştır. Bu ekole göre göre şizoid kendilik bozukluğunda birey ilişkide kalabilmeyi ancak efendi-köle biriminde kalarak başarabilir. Yani şizoid birey ilişkide olduğu kişinin karşısında edilgendir, boyun eğicidir. Bu durum bir nedenle bozulursa şizoid agresyon (kızgınlık, öfke vb.) durumuna geçer ve ardından kendilik sürgüne gönderilir. Yani birey ilişkisinden koparak yalnızlığına, bireysel mekanik uğraşılarına veya fantazi dünyasına sığınır. Şizoid birey genellikle sürgünde kendilik biriminde kalır. Burada bunaldığında ve ilişki aradığında efendi-köle birimine geçer. Burada da uzun süre duramaz ve tekrar sürgünde kendiğine döner. Bu döngüye "şizoid ikilem" veya eşanlamlı olarak "şizoid dilemma" denir. Her iki birim de sağlıksızdır. Terapinin hedefi bu ikilemi kırıp gerçek kendiliğin ortaya çıkarılmasıdır. Kendilik bozukluklarının Masterson ekolü yorumuna göre gerçek kendilik bozuk örüntülerin altında potansiyel olarak bulunmaktadır. Terapinin amacı bozuk örüntüleri temizleyip gerçek kendiliğin ortaya çıkarılmasıdır.
Başlıca Bilimsel Çalışmalar
Şizoid kişilik bozukluğu hakkında dünya çapında başlıca bilimsel çalışmalar şunlardır:
- Nannarello, 1953
- Guntrip, 1969
- Akhtar, 1987
- Seinfeld, 1991
- James F. Masterson ve Ralph Klein, 1995
Kaynakça
Bu yazıda aşağıdaki kaynaklardan faydalanılmıştır. Telif hakkı ihlali oluşturmamak için çeşitli ifadeler yorumlanmak ve sentezlenmek suretiyle aktarılmıştır.
- Şizoid Görüngü - Nesne İlişkileri ve Kendilik, Harry Guntrip, Metis Yayınları
- Kişilik Bozuklukları, James F. Masterson, Litera Yayıncılık
- Hayatı Yeniden Keşfedin, Jeffrey E. Young, Janet S. Klosko, Psikonet Yayınları
Sınıflandırma |
---|