Woman at War

50 yaşlarındaki Halla, Reykjavik'te bir koro yönetmek dışında kimsenin bilmediği ikinci bir hayat sürmektedir. Halla, militan bir ekoloji aktivistidir. Yalnız başına yürüttüğü eylemlerinde elektrik iletim hatlarına zarar vererek bölgede bulunan alüminyum fabrikasının elektriğini kesmektedir. Bu aktiviteleri sonrası polis tarafından helikopter, köpekler ve insansız hava araçlarıyla aranmaktadır. Bir seferinde onu takip eden bir insansız hava aracını yakalamayı başarır ve parçalar. Helikopterlerden kaçmak için kayaların altına saklanır. Bir keresinde de bir koyun leşini kendi üzerine çekerek koyun taklidi yapar ya da kızılötesi kameralara yakalanmamak için buz gibi soğuk olan bir nehre dalar. Bölgedeki çiftçi Sveinbjörn ona ikinci bir defa yardım ederek polisten kaçmasına yardımcı olur.

Kim olduğu tespit edilemeyen aktivist için ülke genelinde aramalar başlatılır. Bisikletli bir gezgin suçlu kabul edilerek 2 kere tutuklanır ve yeniden serbest bırakılır. Halla, üniversite çatısından manifesto kağıtları atarak yaptıkları ile ne amaçladığını açıklar ve kendisini dağ kadını olarak tanıtır ancak yine de kim olduğu tespit edilememektedir. Halla, Rio Tinto gibi yabancı yatırımcılar dışında, İzlanda'ya güncel olarak yatırım yapmayı planlayan çinli yatırımcıları korkutmak istemektedir.

Evlat edinme başvurusu 4 yıllık bekleme süresi sonunda kabul edildiğinde, Halla hayatını nasıl devam ettirmesi gerektiğini konusunda düşünmeye başlar. Aktivist olarak sürdürdüğü hayatına son vermek istemediği ama evlatlık edineceği kızın bakımından da emin olmak için ikiz kardeşinden yardım ister. Ancak ikiz kardeşi, onun sürdürdüğü paralel hayattan haberdar değildir.

Evlatlık kızı almak için gittiği Ukrayna'ya yol olmak üzere havaalanına gittiğinde, havaalanında bir DNA testi yapıldığını görür. Halla, son gerçekleştirdiği aktivitesinde elinden yaralanmıştır ve kanı yere damlamıştır. Aynı esnada televizyonda ikiz kardeşinin terörist olarak yakalandığını görünce, Ukrayna'ya uçmadan taksiye binerek geri döner. Taksi şoförünün ondan şüphelenmesi üzerine yakalanarak hapse götürülür.

Hapishanede ikiz kardeşi tarafından ziyaret edilir. İkiz kardeşi Ása aslında 2 yıl boyunca bir aşrama çekilerek meditasyon yapma planları içindedir. Kardeşinin hapishaneye düştüğünü öğrenince onun yerine hapse girmeye karar verir. Elektriklerin kesildiği bir anda iki kardeş hızlıca kıyafetlerini değiştirirler. Bu sayede Halla, evlat edinmek istediği kızı almak üzere Ukrayna'ya yola koyulur.

Film, yağmurun yol açtığı selden dolayı kapanan bir yolda, içinde olduğu otobüsten kucağındaki kız ile inen Halla ile bitmektedir.

Film boyunca başrol oyuncusu sık sık 2 farklı müzik grubu tarafından eşlik edilir. Müzik grubunun üyeleri belirli sahneler içine entegre edilmiştir. Bu gruplardan birisi 3 kişilik bir izlanda müzik grubu iken, diğer geleneksel kıyafetler giyinmiş 3 kişilik bir Ukrayna müzik grubudur.[2]

1. "Kona fer í stríð Woman at War | Semaine de la Critique du Festival de Cannes" (Fransızca). Erişim tarihi: 2018-11-21. 27 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
2. "Gegen den Strom". Filmfest Hamburg 2018 (Almanca). Erişim tarihi: 2018-11-21. 27 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
   
   "Gegen den Strom (2018)". kino-zeit.de (Almanca). Erişim tarihi: 2018-11-21. 27 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.