Türkiye'de rekabet hukuku

Türkiye'de rekabet hukuku, serbest piyasa ekonomisindeki rekabet sisteminin dengeli ve yeknesak bir biçimde uygulanmasını sağlayıcı düzenlemelerin, Türkiye için sağlanması amacıyla oluşturulan hukuk kurallarıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 167. maddesi “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler” diyerek devleti Rekabet Hukukuna ilişkin düzenlemeler yapmakla yükümlü kılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti de Gümrük Birliği sürecinde AT rekabet hukuku mevzuatına uyum adına Avrupa Topluluğu’nu kuran Roma Antlaşmasının 85,86 ve 90. maddelerini esas alarak 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u 13 Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe sokmuştur.[1]

Bu kanun çerçevesinde 3 temel yasak alanı bulunmaktadır.[2]

1. Rekabeti engelleyici,bozucu,kısıtlayıcı etkisi olan teşebbüsler arasındaki anlaşmalar kararlar ve uyumlu eylemler

Bu haller, özellikle şunlardır:

  • Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,
  • Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,
  • Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,
  • Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,
  • Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,
  • Anlaşmanın niteliği veya ticarî teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi,
2. Mal ya da hizmet piyasalarının bir bölümünde ya da tamamında hakim durumn kötüye kullanılması

Kötüye kullanma halleri özellikle şunlardır:

  • Ticarî faaliyet alanına başka bir teşebbüsün girmesine doğrudan veya dolaylı olarak engel olunması ya da rakiplerin piyasadaki faaliyetlerinin zorlaştırılmasını amaçlayan eylemler,
  • Eşit durumdaki alıcılara aynı ve eşit hak, yükümlülük ve edimler için farklı şartlar ileri sürerek, doğrudan veya dolaylı olarak ayırımcılık yapılması,
  • Bir mal veya hizmetle birlikte, diğer mal veya hizmetin satın alınmasını veya aracı teşebbüsler durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın veya hizmetin, diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da satın alınan bir malın belirli bir fiyatın altında satılmaması gibi tekrar satış halinde alım satım şartlarına ilişkin sınırlamalar getirilmesi,
  • Belirli bir piyasadaki hâkimiyetin yaratmış olduğu finansal, teknolojik ve ticarî avantajlardan yararlanarak başka bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmayı amaçlayan eylemler,
  • Tüketicinin zararına olarak üretimin, pazarlamanın ya da teknik gelişmenin kısıtlanması.
3. Piyasaların tamamında veya bir bölümünde rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde, hakim durum yaratan ya da mevcut hakim durumu güçlendiren Birleşmeler ve Devralmalar

İlgili maddeler

Kaynakça

  1. "Rekabetin Korunması Hakkında Kanun". rekabet. 27 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2013.
  2. "Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un Uygulama Esasları Raporu" (PDF). tusiad. Erişim tarihi: 10 Eylül 2013.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.