Seleucia Pieria

{Samandağ} merkezden 6 km. mesafede Çevlik yöresindedir. M.Ö. 300 yılında {Büyük İskender}’in komutanlarından {Seleucos Nicator} tarafından başkent olarak kurulmuştur. Daha sonra Antakya (Antiochia) kurulup şehir merkezi oraya taşınınca ticari bir liman olarak önemini devam ettirmiştir. Zamanında 12,5 km. uzunluğunda surlarla çevrilen şehir iki bölümden oluşuyordu. Aşağı bölümde liman ve ona bağlı olarak depolar, dükkânlar ve alışveriş merkezleri ile yukarı şehirde imalat atölyeleri ve yerleşim yer alıyordu. Bulunduğu stratejik konum nedeniyle zenginleşen ve büyüyen Seleucia Pieria sürekli dış saldırılara maruz kalmış ancak önemini kaybetmemiştir. Şehir 526 ve 528 yıllarında 9–10 şiddetinde oldukları tahmin edilen iki büyük depremle yerle bir olmuş ve bir daha kendine gelememiştir.

       Seleucia Pieria

Bugün şehrin giriş kapısı, liman, agora, mağaralar ve bazı yapıların çeşitli kısımlarını görmek mümkündür.Bölge inanç turizmi açısından da önemli bir yere sahiptir. Çevlik’te yer alan antik şehrin ismi Selefkiye olarak İncil’de “Elçilerin işleri” bölümünde yer almakta ve her sene birçok insan tarafından ziyaret edilmektedir.


    Vespasianus-Titus tüneli:

Seleucia Pieria antik kentinin en büyük ve muhteşem yapılarından birisidir. İlk çağlarda Doğu Akdeniz kıyısında hayata geçirilmiş, günümüz teknolojisiyle gerçekleştirilen büyük projelerle yarışabilecek görkemde, yapay bir hidro-jeomorfoloji projesidir. M.S. 69–81 yılları arasında Roma imparatoru Vespasianus ve oğlu imparator Titus tarafından inşa ettirilmiştir. Dağdan inen sel sularının şehir limanını olumsuz yönde etkilemesinden dolayı limanı korumak üzere Romalılar tarafından kayalar delinerek inşa edilmiştir. Kadastro paftalarına göre 220 metresi kapalı , 730 metre açık alan olmak üzere toplam 950 mt.uzunluğunda, 6 metre genişliğinde olan  tünel yer yer onlarca metre yükseklikteki kayalıklar oyularak yapılmıştır.


 Kaya Mezarları (Beşikli mağara):

Halk arasında “Beşikli mağara veya Kral Mezarları” diye bilinir. Vespasianus-Titus tünelinin 150 metre güneyinde kayalık dik bir yamaç içine oyulmuş çok sayıda mezar odasından ibarettir. En öndeki sütunlarla süslü mezar odasında 93 adet taş mezar mevcuttur. Yandaki mezar odalarıyla birlikte 150’den fazla kaya mezarı yer almaktadır. Zamanın şehir ileri gelenlerinin gömüldüğü bir mezarlıklar külliyesidir. Tavanlar çeşitli çiçek ve deniz canlılarına ait figürlerle süslenmiştir.


          Dor Mabedi:

       Çevlik’ten 2 km mesafede Kapısuyu köyü yolu üzerinde Samandağ ovasına hâkim bir yerde kurulmuştur. Manastırın M.Ö. 300 veya daha önceki bir tarihte inşa edildiği sanılmaktadır. Anadolu’da dorik stilde inşa edilen ender yapılardandır. 1939 yılında Amerikan Princteon üniversitesi tarafından yapılan bir kazıda İsis-Afrodit heykelciği bulunmuş bu mabedin onların adına inşa edildiği varsayılmıştır. Günümüzde taban kısmı ve bazı sütun başları görülebilir durumdadır. Mabedin bulunduğu yerden tüm Samandağ ovası ve deniz sahili görülebilmektedir.


         Aşık-Maşuk:

Kapısuyu köyünde Aşık-Maşuk adıyla bilinen eski bir kehanet ocağı bulunmaktadır. Sarp kayaların yamacında kurulu yapıya çıkmak için 30 basamaklı merdiveni tırmanmanız gerekir. Çevresi gizemli şekillerle dolu olup görülmesi gereken ilginç yerlerden bir tanesidir.


           Al-Mina:

Samandağ merkezden 3 km. uzaklıkta Asi Nehri kenarındadır. M.Ö. 750 yıllarına doğru kurulmuştur. Bugün kalıntılarının büyük kısmı toprak altında kalan Al-Mina’nın; ilk çağlarda Doğu Akdeniz’in önemli liman ve ticaret kolonilerinden birisi olduğu belirlenmiştir. Bölgedeki ilk kazılar 1936 – 1937 yıllarında Bronz çağına ait kalıntı bulmak isteyen İngiliz arkeolog Sir Leonard Wooley tarafından gerçekleştirilmiş, yapılan araştırmalarda M.Ö 8. yüzyıldan M.Ö 4. yüzyıla kadar 10 ayrı katman tespit edilmiştir.

Yunan alfabesinin Fenike alfabesinden kaynaklandığı ve bugün kullanılan Grek alfabesinin Al-Mina’dan alındığı arkeologlar tarafından belirtilmektedir. Asi Nehri’nin getirdiği alüvyonlar tarihi kalıntıları örttüğünden günümüzde görsel olarak fazla bir şey kalmamıştır. En önemli kalıntı bir höyük üzerinde kurulu Şeyh Yusuf el Garip türbesidir.


 


This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.