Peşkir
Kökeni
Farsça "pişgir" kelimesinden dilimize geçmiştir. Osmanlı döneminde de saraydaki havuların temizliğine bakan görevliye "Peşkir Ağası" veya "Peşgir Gulamı" denilmekteydi ve 1833 senesine kadar varlığını sürdürdü.[1] Osmanlı'nın hakim olduğu özellikle Balkan coğrafyasında günümüzde halen havlu anlamında da kullanılmaktadır.
Yapımı
Peşkir, dokunması için özel olarak düzenlenen tezgâhlarda, pamuk, keten gibi yapılacağı türdeki kumaşın ipliklerinin dokunmasıyla hazırlanır.[2] Süslenmesi için sırma ve sim gibi malzemeler de kullanılabilir. Özellikle Manisa bezi gibi yörelere özgü kumaştan da üretilmekteydi.
İşlevi
Peşkir genelliklpe yemek yerken kullanılan bir çeşit bezdir. Yemek sonrasında ellerin ve ağzın kurulanması için kullanılır. Bazı bölgelerde büyük ve geniş olması nedeniyle bir nevi mutfak önlüğü şeklinde de kullanılmaktadır.[3] Peşkir ayrıca sofraya getirilen sıcak çanak ve tencerelerin taşınmasında da kullanılmaktaydı.[4] Ayrıca yemekten keyif alındığını göstermek için yemek sonrasındaki kahve ikramında omuza atılması da adettendi. Ayrıca seyyar satıcıların da omuzlarında peşkirle gezdikleri bilinmektedir.[5]
Argo kullanımı
Peşkir kelimesinin argodaki kullanımı ise tuvalette veya hamamda kurulanma işlerine atıfla yapılır ve "ibrikçi" ifadesi gibi "peşkirci" veya "peşkir tutucu" ifadeleri bu bağlamda hakaretamiz biçimde de kullanılır. Bazı iskambil oyunlarında "el almaz" tabir edilen oyun şeklini ifade için de kullanılır.
Kaynakça
- Sabah - Peşkir ve nezaket - 11 Ocak 2001
- Milliyet - "Peşkir" Kadınların Elinde Yeniden Hayat Buluyor - 13 Kasım 2016
- "Urum giysileri" (PDF). 12 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2017.
- Hürriyet - Peşkirden kâğıt peçeteye - 24 Mayıs 2006
- Mehmet Yaşin - Rakı, kebapla da balıkla da içilmez