Napolyon Savaşları

Napolyon Savaşları, Fransız Devrim Savaşları'nın ardından Napolyon önderliğindeki Fransa ile Avrupa'nın diğer güçlü devletlerinin oluşturduğu koalisyon arasında gerçekleşen savaş dönemi. Başlangıç tarihinin hangi yıl olduğuna dair tarihçiler ve araştırmacılar arasında fikir birliği yoktur. 1800-1815 yılları arasında[1], yaklaşık 15 yıl sürmüştür.

Napolyon Savaşları


Üst: Austerlitz Muharebesi
Alt: Waterloo Muharebesi
Tarihyaklaşık 1803–1815
Bölge
Sonuç Koalisyon zaferi, Viyana Kongresi
Taraflar

Koalisyon kuvvetleri: Birleşik Krallık
Avusturya Arşidüklüğü (1804'e kadar)
Avusturya İmparatorluğu[a] (1804'ten sonra)
Rus İmparatorluğu[b] (1804–1807, 1810–1815)
Prusya[a] (1806–1807, 1812–1815)
İspanya[c] (1808–1815)
Osmanlı İmparatorluğu (1806–1810)
Portekiz
Sicilya[d]
Sardunya
İsveç[e]
Hanover
Hollanda Birleşik Krallığı
Fransız Kralcılar(1815)

Kaçar Hanedanı (1807–1812)

Fransa İmparatorluğu ve müttefikler:
Fransa İmparatorluğu
Hollanda (1806-1810)[f]
İtalya
Etruria[g]
Napoli[h]
Varşova Düklüğü[i]
Ren Konfederasyonu[j]:

Danimarka-Norveç[k]
ABD[m]

Osmanlı İmparatorluğu (1807–1809, 1810–1812)
Komutanlar ve liderler

Wellington Dükü
Horatio Nelson 
II. Franz
Arşidük Karl
Schwarzenberg Prensi
Arşidük John
Aleksandr
Mihail Kutuzov
Mihail Bogdanoviç Barclay de Tolly
Count Bennigsen
Pyotr İvanoviç Bagration
Friedrich Wilhelm
Gebhard Leberecht von Blücher
Brunswick Dükü 
Friedrich Ludwig
VII. Fernando
Miguel Ricardo de Álava
III.Selim
Cezzar Ahmet Paşa
Ferdinand IV of Sicily
Gustav Adolf
Karl Johan[l]

XVIII. Louis

Napolyon Bonapart
Joseph Bonaparte
Louis-Alexandre Berthier
Louis-Nicolas Davout
Jean Lannes
André Masséna
Michel Ney
Jean-de-Dieu Soult
ve diğer mareşaller Admiral Villeneuve
Prens Eugène
Joachim Murat
Prince Poniatowski 
Maximilian I
Frederick Augustus I
Jérôme Bonaparte
Frederick I
Louis Bonaparte
James Madison

Andrew Jackson
Kayıplar
3.350.000-6.500.000

Napolyon Savaşları, Fransız Devrimi’nin ardından, monarşiye karşı fikirlerin ve siyasal etkinliklerin Avrupa’nın bütününe yayılmasını engellemeye çalışan Fransa dışındaki devletlerin oluşturduğu Koalisyon güçleriyle Fransız Devrim Orduları arasında Napolyon’un siyasi ve askeri liderliği altında sürmüş çatışmalardır.

Devrim sonrası Fransız ordusunun yapısal özellikleri

  • Fransız Devrimi’nin hemen ardından yeniden şekillenen Fransız ordusunun yapısal özellikleri, 18. yüzyılın diğer Avrupa ordularının yapısal özelliklerinden çok belirgin farklılıklar göstermiştir. Bu yapısal farklılıklar özellikle Napolyon Savaşları sırasında Fransız ordularının elde ettikleri başarılarda büyük ölçüde pay sahibidir. Kuşkusuz ki Napolyon’un parlak askeri becerisinin de etkisi büyük olmuştur.

Bu farklı yapısal özellikleri şu başlıklar altından irdelemek olanaklıdır:

  • 18. yüzyıl ordularını oluşturan askerler, serflerden oluşan, zorla silah altına alınmış, ölmemek için öldürmek zorunda kalan insanlardır. Bir sorumluluk ya da bir ideal uğruna değil, zorunlu oldukları için savaşırlar. Bu askerlerden oluşan birlikler, dağılma eğilimi gösterirler. Yanaşık düzen savaşa sürülmeleri ve sıkı bir disiplin altında tutulmaları gerekir. Bu ise, birliklerin hareket yeteneğini ciddi biçimde sınırlayacaktır.
Oysa Fransız ordusundaki askerler, her ne kadar “zorunlu askerlik” dolayısıyla silah altına alınmış olsalar da, özgür yurttaşlardır. Bu insanlar, ulus devletinin yurttaşlarıdır, yurttaş-ordunun askerleridir. Bir ulus devletin yurttaşı olmanın sorumluluğuyla, bir ideal uğruna savaşırlar. Sıkı bir disiplin altına rahatlıkla girebilirler, eğilimleri bu yöndedir.

Askerlerin bu eğilimleri, komutanların birliklerini sevk ve idare tarzını kökten değiştirmektedir. Onlara çok daha geniş bir alanda inisiyatif kullanma olanağı vermektedir. Napolyon ordularının başarılarının nedenlerinden biri de Napolyon'un generallerinin geniş inisiyatifleri olmasıdır.

  • Fransız Devrimi öncesinde, tüm Avrupa monarşilerinde olduğu gibi Fransız ordusundaki subaylar da aristokrat ailelerin tekelindeydi. Ancak ihtilal sırasında aristokrasi tasfiye edildiği için halktan insanların subay atanması zorunlu olmuştur. Bunun sonucunda Fransız Devrim Ordusu’nun subay kadrosu, genç, yeteneğe göre terfi eden, dinamik unsurlardan oluşmuştur.
  • Fransız Devrim Ordusu, düzenlemelerle tümenler halinde yapılandırılmıştır. Tüm askeri sınıfları bünyesinde barındıran, bağımsız, herhangi bir operasyonu ya da manevrayı bağımsız olarak gerçekleştirebilecek birimler olan tümenler, kolordular düzeyinde birleştirilmişti.
  • Özellikle Napolyon orduları, Napolyon’un izlediği yöntem gereği, ağırlıklı olarak “yerinde ikmal” ilkesiyle hareket eden ordulardır. Napolyon, ordularının ikmal meselesini, uzun ikmal kollarına değil, istila edilen topraklardaki kaynaklara dayandırmıştır. Bu tutum, orduların manevralarını, ikmal olanaklarının sınırlayıcı baskısından kurtarmış, daha hızlı manevra yapabilir hale getirmiştir.
Lakin bu durum sadece Avrupa’nın verimli ve yoğun nüfus barındıran bölgelerinde başarılı olmuştur. Yerinde ikmal olanaklarının son derece kısıtlı olduğu Mısır, İspanya ve Rusya’da ise geri tepmiştir. Özellikle Rusya’da durum daha da vahim bir hal almıştır. Rus ordusu, II. Dünya Savaşı’nda da uygulanan yakıp yıkma taktiğini uygulamış, çekilirken Napolyon ordularının kullanabileceği her şeyi ya beraberinde götürmüş ya da yerinde imha etmiştir.
Napolyon ordularında hızlı manevra ve yürüyüş hızı konusunda etkin olan bir başka unsur da subay kadrosunun asillerden oluşmamasıdır. Asiller, kendilerine son derece rahat bir ortam sağlayacak tüm ağırlıklarıyla birlikte hareket ederler. Ağırlıklarını taşıyan atlı arabalar, ordunun hızını düşürür. Özellikle zor arazi ve yol koşullarında bu durum daha da belirgin bir etki yaratır. Askerler yol kenarında bekler, öncelik tanınan aristokrat subayların ağırlıklarıyla yüklü arabalar yolu kullanır. Oysa Fransız ordularında öncelik piyadenindir, asker yoldan yürür, subay yolun dışından atının üstünde yolculuk eder.
Sonuç olarak 18. yüzyıl Avrupa ordularında standart yürüyüş hızı dakikada 70 adımken, Napolyon ordularında bu hız dakikada 120 adımdır.
  • 1776 yılında Topçu Genel Müfettişi olan Gribeauval, Fransız Devrimi Ordusu’nun topçu unsurlarında önemli düzenlemeler yapmıştır. Orduda kullanılan top çapları standartlaştırılmış, ilave olarak havanların kullanılmasına geçilmiş ve top arabalarında yapılan geliştirmelerle topçu bataryalarına hareketlilik kazandırılmıştır. Bu düzenlemelerle Fransız Devrimi Ordusu, yüksek atış gücüne sahip ve hareketli topçu bataryalarıyla savaş alanına hakim olabilmiştir.

Napolyon'un stratejik ve taktik özgünlüğü

Fransız birlikleri ve Avusturya birlikleri çatışma halinde.

Hemen hemen bütün tarihçiler ve araştırmacılar, I. Napolyon’un askeri alanda belirgin bir teorisi olmadığı görüşünde birleşirler. Napolyon’un askeri başarıları, sağlam bir askeri teorik yaklaşım çerçevesinde hazırlanmış planlara değil, savaş alanındaki hareket tarzına bağlanır.

Her şeyden önce Napolyon hep saldırı savaşları vermiştir. Teorik olarak bir saldırı için, bir temel plan ve alternatif planlar hazırlanması gerekir. Ancak, Napolyon’un savaş planları yoktur. Napolyon, kolordularını birbirleriyle bağlantıları kopmayacak ölçüde araziye yayarak ilerler. Böylece rakibini, onu karşılayabilmek için yayılmaya zorlar. Bu yayılma, önceden planlanmış savaş düzeninin o anda değiştirilmesini gerektirdiği için düzensiz olmak zorundadır. Napolyon, savaş alanını rahatlıkla gözleyebileceği bir noktadadır ve düşmanının yayılmasını izler. Belirli bir anda, belirli bir bölge civarındaki birliklerini hızla, belirli bir bölgeye yönelik olarak taarruza kaldırır. Bu nokta, düşmanın kritik “bağlantı noktası”dır. Eğer bu bağlantı noktasına yönelen taarruz başarılı olursa, düşman cephesi yarılmış olur. Eğer başarısız olursa, zaten yaygın durumdaki kolorduları ona, alternatif bir plan için esneklik sağlar.

Bütün bunlar, birliklerini zaafa uğratmayacak biçimde yaymasına ve savaş alanını çok iyi izlemesine bağlıdır. O anın koşullarına uygun olarak birliklerini toplayıp bir “siklet merkezi” oluşturması bu sayede olur.

Napolyon Savaşları öncesi gelişmeler (Fransız Devrim Savaşları)

I. Koalisyon Savaşı

I. Koalisyon, 1792 yılında 1. Fransa Cumhuriyeti’ne karşı Büyük Britanya, Avusturya Arşidüklüğü, Prusya Krallığı, Sicilya ve Piemonte tarafından oluşturulan ilk koalisyondur.

1796 yılında, Alpler Ordusu'nun başkomutanlığına atanan Napolyon, yetersiz donatılmış ve her türlü ikmal malzemesi açısından ihmal edilmiş olan bu orduyu kısa süre içinde savaşabilecek bir duruma getirdi. Aslında Napolyon’un İtalya Seferi için emrine verilmiş olan ordu, bu çapta bir harekat için yetersiz bir askeri güçtür. Emrindeki üst rütbeli subaylar, kendisi gibi Fransız Devrimi sonrasında hızla terfi etmiş, ama deneyimsiz subaylardır. Hızlı terfi etmelerinde, savaş alanlarında gösterdikleri beceri ve yeteneğin payı büyüktür, ama bu çapta birliklere komuta etmeleri yeni bir deneyim olacaktır. İtalya Seferi’nde Napolyon’un kurmayları, daha sonraki muharebelerde de birlikte çarpışacağı subayları olacaktı.

Öte yandan İtalya Seferi için Napolyon’un emrine verilen ordu, 30 bin askerli bir orduydu. Oysa karşısında 70 bin askerli Piemonte ve 50 bin askerli Avusturya ordusu vardı.

Napolyon, 12 Nisan 1796 tarihinde Alpler'i aşarak Kuzey İtalya'ya saldırıya geçti. Avusturya ve Piemonte ordularını art arda yenilgiye uğrattıktan sonra Ocak 1797'de İtalya'daki Avusturya askeri varlığını püskürterek Viyana üzerine yürüdü. Napolyon, Kuzey İtalya’da, ikmal merkezlerine aşırı derecede bağımlı, hızlı hareket yeteneği gösteremeyen, dağınık Koalisyon kuvvetleri karşısında, hızlı manevralarıyla, “yerinde ikmal” prensibiyle, topçu bataryalarıyla savaş alanına hakim olabilmesiyle parlak başarılar sağladı.

Avusturya'nın ateşkes istemesi üzerine, 18 Nisan 1797 tarihli "Leoben Ateşkes Anlaşması" imzalanıp askeri çarpışmalar sona erdirilmişdir. Modern İtalya'nın Udine şehri yakınındaki Campo Formio koyunde (modern "Campoformido"’da) barış görüşmelerine başlanmıştır. Ancak görüşmeler uzamış, Campo Formio Antlaşması olarak anılan antlaşma 17 Ekim 1797 tarihinde imzalanmıştır. Bu antlaşma, 1. Koalisyon’un da sonu olmuştur. Fransa’ya ise sadece Kuzey İtalya’da değil, antlaşma koşulları gereği Hollanda’da da toprak sağlamıştır. Özellikle Kuzey İtalya’daki kazanımlar önemlidir. Venedik kontrolündeki Ege adaları ve Venedik donanması Napolyon’a geçti.

Napolyon, İtalya Seferi’nde, “yerinde ikmal” prensibini izleyerek Direktuvar yönetimine fazlaca bir yük olmadığı gibi, bölgeden topladığı ağır vergilerle de önemli ölçüde bir mali kaynak yaratmıştır. Böylece hem askeri hem de politik olarak sivrilmesini sağlamıştır.

Mısır Seferi

1 Temmuz 1798’de, İskenderiye limanında Mısır topraklarına çıkan Fransız Ordusu, Piramitler Muharebesi'nde Murad Bey komutasındaki Osmanlı Ordusu'nu yenilgiye uğrattı.

Nelson komutasındaki İngiliz donanması, 1 Ağustos 1798 tarihinde Fransız donanmasını Nil'nin Abukir koyuna vardı. Aynı tarihte gerçekleşen Nil Muharebesi’nde İngiliz donanması parlak bir zafer kazanmış, Fransız donanmasını imha etmiştir.

Napolyon, Nil Muharebesi'nin ardından Kahire’ye ilerledi. Napolyon’un Fransa ile tek bağlantısı olan donanmanın bu şekilde imha edilmesi, onu zor duruma düşürmüştü. Ordusunu Filistin yönünde yürüterek, Akka Kalesi doğru yürümeye başladı. 18 Mart 1799 tarihinde buraya gelen Fransız Ordusu, Cezzar Ahmed Paşa karşısında ağır bir yenilgi aldı. 21 Mayıs tarihinde kuşatmayı kaldırıp Kahire’ye çekildi (Akka Savunması). Kısa bir süre sonra da ordusunu Mısır'da bırakarak Fransa'ya döndü.

II. Koalisyon Savaşı

II. Koalisyon, Birleşik Krallık, Rus İmparatorluğu, Osmanlı, Napoli, Portekiz ve Avusturya Arşidüklüğü ittifakıyla oluşturulmuştur. Başlarda başarılı sonuçlar elde ettilerse de ortak bir strateji izleyemediler ve koalisyon başarılı olamadı.

9 Kasım 1799 tarihinde Birinci Konsül olan Napolyon, Kuzey İtalya’daki Fransız varlığını tehdit eden Avusturya ve Rus ordularına karşı harekâta geçmiştir. II. Koalisyon’un bu bölgedeki kuvvetlerinin ikmal hatlarını kesmek için Milano yönünde ilerlemiş ancak ondan önce Cenova’yı ele geçirerek bu bölgede yığınak yapan Koalisyon güçleriyle 14 Haziran 1800 tarihinde çatışmak zorunda kalmıştır. Napolyon, Marengo Muharebesi olarak tarihe geçen bu muharebede, gün içinde savaşı kaybetmiştir ama, generallerinden Desaix komutasındaki bir kolordunun tam zamanında yetişmesiyle günü zaferle kapatmıştır.

Napolyon bu savaşın ardından Rus birliklerini kuşatma altında tutarak Avusturya ordusuna saldırmıştır.

Alexandr Suvorov komutasındaki Rus birlikler, kuşatmayı yarıp Alplerdeki sarp geçitleri kullanarak geri çekilmişlerdir. Bu başarılı çekilme Suvorov’u tarihin en başarılı komutanlarından biri haline getirecektir.

Hohenlinden Muharebesi’nde, Avusturya Ordusu'nun uğradığı yenilgi ardından, 9 Şubat 1801 tarihinde imzalanan Luneville Antlaşmasıyla Avusturya, İtalya, Hollanda ve İsveç, Fransız hegemonyasını kabul etmişlerdir. Bu antlaşma II. Koalisyonun sonu olmuş ve Büyük Britanya'yı savaşta yalnız bırakmıştır.

Napolyon Savaşları

III. Koalisyon Savaşı

1804 yılında imparator olan Napolyon, bütün bu koalisyonlarda asıl dinamonun Büyük Britanya'yı olduğunu gayet iyi bilmektedir. Büyük bir donanma ve güçlü bir ordu oluşturarak Büyük Britanya’yı istila etmek ve sorunu çözmeyi planlamaktadır.

Napolyon bu planı ertelemek zorunda kalacaktır. Çünkü, 1805 yılında Fransa’ya karşı bir ittifak daha kurulmuştur. III. Koalisyon, Büyük Britanya, Avusturya İmparatorluğu, İsveç, Rusya İmparatorluğu ve Sicilya Krallığı arasında kurulmuştur.

Ancak Fransız donanması, Lord Horatio Nelson komutasındaki İngiliz donanması karşısında Trafalgar Muharebesi’nde ağır bir yenilgiye uğramıştır. Bu sırada Napolyon’un 180 bin kişilik ordusu, Manş kıyılarında toplamış, İngiltere'nin istilası için hazırlık yapmaktadır. Donanmanın yenilgiye uğraması, Büyük Britanya'yı istila planlarını da suya düşürmüştür. Napolyon, III. Koalisyon’u, kıta Avrupası’nda yenmek zorundadır artık.

Koalisyon, Avusturya ve Rus ordularının birlikte Fransa’ya saldırması yönünde bir plan yapmıştır, ancak Avusturya komutanı Rus ordularını beklemeden saldırıya geçmiştir. Manş kıyılarındaki ordusunu toplayan Napolyon, çok hızlı bir şekilde Bavyera’ya ilerlemiş ve Avusturya ordusunun geri bağlantısını kesecek bir manevra yapmıştır. 22 Ekim 1805 tarihinde Avusturya ordusu 60 bin asker ve 120 topla teslim olmak zorunda kalmıştır. Napolyon’un bu manevrası, düşmanın doğrudan cephesine bir saldırıya girişmek yerine, geri bağlantısını kesmeye dayanan, tam anlamıyla bir Dolaylı tutum stratejisidir. Sonuçta, büyük çaplı bir çatışmaya girmeden ve önemli bir kayba uğramadan Avusturya ordusunun savaşma azim ve gücünü kırmıştır.

Ulm Muharebesi parlak bir zaferle sonuçlanmıştır ama Napolyon açısından durum hâlen kritiktir. Avusturya'nın diğer ordusuyla Rus ordusu batıya doğru ilerlemektedir ve bir İtalyan ordusu da güneyden yaklaşmaktadır. Napolyon, iki kuvvetin birleşmesine fırsat vermeyecek bir şekilde hızla doğuya ilerler ve Avusturya – Rus kuvvetlerinin karşısına Austerlitz’de çıkmıştır. “Üç İmparator Muharebesi” olarak da bilinen 2 Aralık 1805 tarihli Austerlitz Muharebesi de Napolyon’un zaferiyle sonuçlanmıştır. Rus ve Avusturya kayıpları ölü, yaralı ve kaçak olarak toplam 27 bin iken Fransız kayıpları 9 bindir. Ayrıca Fransız ordusu 180 top ele geçirmiştir.

Her iki savaşta iki ordusunu kaybeden Avusturya savaştan çekilmek zorunda kalmıştır. 22 Aralık 1805 de Avusturya ile Fransa arasında Pressburg Barış Antlaşması imzalanmıştır. Çar 1. Aleksandr ve General Mihail Kutuzov yönetimindeki Rus ordusu ise geri çekilmiştir.

IV. Koalisyon Savaşı

IV. Koalisyon Prusya Krallığı, Rus İmparatorluğu, Saksonya, İsveç ve Büyük Britanya arasında oluşturulmuştur.

1806 yılının ortalarında, İngiltere, Prusya, İsveç, Rusya ve Saksonya arasında yeni bir koalisyon, IV. Koalisyon oluşturulmuştur. Napolyon, Rus orduları ulaşmadan Prusya ordularına taarruza geçmiştir. 14 Ekim 1806 tarihinde Jena’da bir Prusya ordusunu bozguna uğratmıştır. aynı gün Mareşal Davout komutasındaki bir başka Fransız ordusu da diğer bir Prusya ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Her iki Fransız ordusu da Napolyon’un komutasında dağılan Prusya birliklerini Berlin’e kadar izleyerek yeniden toparlanmalarına fırsat vermemiştir. Fransız ordularının kayıpları 8 bin iken Prusya kayıpları 25 bin kadardır.

Daha sonra ilerleyen Rus ordularını karşılayan Napolyon, 7-8 Şubat 1807 tarihinde Eylau Savaşı’nda, 14 Haziran 1807 tarihinde de Friedland Muharebesi’nde de yenilgiye uğrattı. Bu savaşların ardından Rusya’yla 7 Temmuz 1807 tarihinde yapılan Tilsit Antlaşması ile Rusya da savaştan çekilmiş oldu. Ayrıca bu anlaşma uyarınca Osmanlı ve Rus İmparatorlukları himayesindeki Yedi Ada Cumhuriyeti de Fransa'ya bırakıldı.

V. Koalisyon

V. Koalisyon, Avusturya İmparatorluğu ve Büyük Britanya arasında 1809 yılı başlarında oluşturulmuştur.

10 Nisan-14 Ekim 1809 tarihleri arasında gerçekleşen V. Koalisyon Savaşı, Napolyon savaşlarının içinde en kanlı ve geniş çaplı olanlarıdır.

Arşidük Charles komutasındaki Avusturya ordusu 10 Nisan 1809 tarihinde Bavyera’ya saldırmıştır. Karşılıklı manevralar ve iki çatışmanın ardından V. Koalisyon Savaşı’nın ilk sert muharebesi gerçekleşmiştir. Napolyon kuvvetlerinin Aspern ve Essling kasabaları arasındaki Tuna nehri geçişinde (köprübaşı) gerçekleşen Aspern-Essling Muharebes,, 21 Mayıs 1809 günü öğleden hemen sonra başlamış ve iki gün sürmüştür. İkinci gün, Napolyon’un Avusturya kuvvetlerinin merkezine karşı giriştiği güçlü saldırı, Avusturya hatlarını yarmıştı. Ancak savaşı hemen hemen kazanmışlarken Arşidük Charles’in son yedeklerini bizzat komuta ederek, cesaretle giriştiği saldırı durumu kurtarmıştır. Napolyon, köprübaşını kaybetmiş ve sonuç alamayacağı açıkça belli olan savaş alanından birliklerini çekmiştir.

5 Temmuz 1809 tarihinde başlayan ve yine iki gün süren Wagram Muharebesi ise Fransız ordularının zaferiyle sonuçlanmıştır.

14 Ekim 1809 günü imzalanan Viyana Antlaşması ile V. Koalisyon da fiilen sona ermiş oldu.

Fransa ve Müttefikleri - 1811

Rusya Seferi (VI. Koalisyon)

Rusya, V. Koalisyon’da yer almamıştır. Bu, Tilsit Antlaşması’nın sonucudur. İngiltere’nin uyguladığı deniz ablukası Rus ekonomisi için de ciddi sonuçlar yaratmaktadır. Rusya’nın Tilsit Antlaşması’nı yok sayarak taraf değiştirmesinde bu ekonomik sıkıntıların etkisi olmuştur. Rusya'nın savaşa girmesiyle savaşın seyri değişmiş, yenilmez olarak nitelendirdikleri Napolyon Orduları yenilgiye uğratılmıştır.

Napolyon’un Rusya Seferi’ne katılan ordunun mevcudu konusunda, farklı kaynaklarda, farklı rakamlar verilmektedir. Esasen, Rusya Seferi’ne çıkan Fransız ordusu, tarihin o güne kadar gördüğü en kalabalık ordudur. Yarıya yakını Fransız askerlerinden oluşmaktadır, diğerleri Fransa’ya tabi ülkelerin askerleridir.

7 Eylül 1812 günü gerçekleşen Borodino Muharebesi, Moskova’nın yaklaşık 110 km. batısında, Moskova nehri üstündeki köprübaşında yapılmıştır. Napolyon Ordularını durdurmayı başarmakla birlikte Rus Ordusu'nun kayıpları, mevzileri uzun süre elde tutabilecek durumda değildir. Kutuzov, geri çekilme kararı verir. Hiçbir askeri direnişle karşılaşmadan Moskova'ya giren Napolyon, Rus Çarı'nın bir barış antlaşmasına yanaşmaması, Rus Ordusu'nun imha edilmemiş olması ve kış şartlarında ordusunun ikmalinin neredeyse olanaksız hale gelmesi dolayısıyla Rus topraklarından geri çekilmek zorunda kalmıştır. Ordusunun büyük bir bölümünü bu geri çekilme sırasında kaybetmiştir. Rus Ordusu, onları sürekli olarak izlemiş ve yıpratmıştır.

Paris’e dönen Napolyon, ilerleyen Rus birliklerini Polonya topraklarında karşılamak için yeni bir ordu düzenlemiştir. 2 Mayıs 1813 tarihinde Lützen Savaşı’nda ve 20 Mayıs 1813 tarihinde Bautzen Savaşlarında Rus ordularının ilerleyişini durdurmayı başarmıştır.

Bu tarihlerde Koalisyon güçleri, “Trachenburg Planı” olarak bilinen bir strateji izlemeye karar vermişlerdir. Bu stratejiye göre daha küçük çaplı Fransız birlikleriyle savaşılacak, Napolyon’un yeterince yıpranması sağlanmadan onun komuta ettiği ordularla çatışmaya girmekten kaçınılacaktır.

1813 yılının Ağustos ayında Dresden Muharebesi'nde başarı kazanan Napolyon, bu başarısının sonuçlarını geliştirememiştir.

Leipzig Muharebesi, 16-19 Eylül 1813 tarihlerinde gerçekleşen, tarihte “Ulusların Savaşı” olarak da bilinen bir savaş olmuştur. Napolyon’un 195 bin kişilik ordusu, Koalisyon güçlerinin 365 bin kişilik ordusu karşısında tutunamamıştır. Napolyon, dört kolorduyu ve Alman prenslerinin desteğini yitirerek savaş alanından çekilmek zorunda kalmıştır.

Koalisyon Güçleri Paris’te

Ağırlıklı olarak Rus ve Prusya kuvvetlerinden oluşan koalisyon kuvvetleri Fransa’nın doğu sınırlarını aştıklarında, Wellingon komutasındaki İngiliz kuvvetleri de Pirene dağlarını aşarak Fransa topraklarında ilerlemeye başlamışlardır.

6 Nisan 1814 günü tahttan çekilen Napolyon, Elba adasına sürgüne gönderildi.

Savaşın sonrası

Napolyon sürgünden kaçar ve 20 Mart 1815'te Paris'e geri döner. Fransa'da kendine destek toplayarak, Bourbon Hanedanı'nı tahttan indirir ve seferberlik çalışmalarını başlatır. Napolyon'un Fransa'ya döndüğünü ve seferberlik ilan ettiğini haber alan Viyana Kongresi, Napolyon'a karşı silahlanma kararı alır. Napolyon yaklaşık 200 bin, müttefikler de 150 bin asker toplar. 18 Haziran 1815'te iki ordu karşılaşır ve Napolyon ağır bir yenilgi alır (Waterloo Muharebesi). Napolyon teslim olur ve müttefikler Paris'e tekrar girer. Napolyon, Saint Helena'ya sürgün edilir ve 1821'de ölene burada kadar kalır. Fransa'daysa hanedan tekrar başa getirtilir (Bourbon Restorasyonu).

Sonuçları

Napolyon Savaşları tarihte görülmüş en büyük savaşlardan biridir. Savaşta ~Fransa ve Müttefikleri 1.000.000 ölü, ~Rusya 400.000 ölü, ~Prusya 200.000 ölü, ~Avusturya 300.000 ölü, ~İspanya 300.000 ölü ~Birleşik Krallık 311.806 ölü olmak üzere 2.511.806 asker ve toplam 1 milyon sivil de dahil edilirse 3.511.806 kişi hayatını kaybetmiştir.

Kaynakça

  • Siyasi Tarih – İlkçağlardan 1918’e – Oral Sander
  • Strateji, Dolaylı Tutum – B.H.Liddell Hart
  • Savaş Tarihinin Dönüm Noktaları – Mehmet Tanju Akad

Dipnotlar

  1. Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003 Napoleonic Wars maddesi

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.