Kopernik günmerkezliliği

Kopernik günmerkezliliği, Nicolaus Copernicus tarafından geliştirilen ve 1543 yılında yayımlanan bir astronomik modeldir. Bu modele göre Güneş evren sisteminin merkezinde hareketsiz olarak konumlandırılmış, Dünya ve diğer gezegenler ise sabit Güneş etrafında sabit hızda periyodik hareketler yapmaktadırlar. Kopernik modeli, Batı kültüründe asırlar boyunca kabul görmüş Ptolemik sistemden farklıdır. Ptolemik sisteme göre Dünya, evrenin merkezinde konumlandırılmıştır ve her şeyin başlangıcı olarak kabul edilir. Modern astronomik ve bilimsel gelişmelerin başlangıç noktası olarak gösterilir.

Kopernik'in De revolutionibus orbium coelestiumadlı eserindeki Günmerkezlilik modeli

Kopernik, antik Yunan Aristarkus'un hâlihazırda güneş merkezli teorisini ileri sürdüğünün farkındaydı. Kopernik, Aristarkus’u kendi teorisi için referans noktası olarak gösterdi fakat Aristarkus’un teorisi yayınlanmadan önce kaldırılmıştı. Yine de kimse Kopernik’in Aristarkus’un teorisine dair bilgi sahibi veya teorinin spesifik detaylarına erişebildiğine dair hiçbir kanıt bulunamamıştı. Kopernik çalışma arkadaşlarına kendi güneş merkezli teorisine ait ön çalışmasını 1514 tarihinden önce göstermiş olsa da öğrencisi olan Retikus’un ısrarcı olmasına kadar çalışmasını yayınlamayı hiç düşünmedi. Kopernikus’un bu modeli daha zarif ve Güneş yılının uzunluğunu metafiziksel olaylardan kaçınarak matematiksel bir sıra halinde hesaplayarak Ptolemik modeli için daha pratik bir model teşkil ediyordu. Fakat Kopernik’in güneş merkezli modeli de Ptolemik modeldeki bazı unsurlardan dolayı meydana gelen hataları da içeriyordu.Bu unsurlar gezegenlerin dairesel yörüngeleri, dış çemberler ve sabit hızlardan oluşmaktaydı. Bu sırada bazı yenilikleri tekrar tanıttı:

  • Dünya’da birkaç gezegen gibi belli bir sırada dizilmiş olarak sabit Güneş etrafında döner.
  • Dünya’nın iç farklı dönme şekli vardır: ilki kendi etrafındaki günlük dönüşü, ikincisi güneş etrafındaki yıllık dönüşü ve üçüncüsü ise kendi ekseni etrafında yıllık olarak yatık olarak dönmesi.
  • Dünya’nın hareketiyle gezegenlerin ters yönde döndüğünü açıkladı.
  • Dünya’dan Güneş’e olan uzaklığın yıldızlar arasındaki uzaklığa kıyasla çok kısa olduğunu söyledi.

Dünya’nın Dönüşüyle İlgili İlk Teoriler

Filolaos (MÖ 4. Yüzyıl), Dünya’nın hareketine dair tez hazırlayan ilk kişilerdendi. Muhtemelen Pisagor’un küresel tezlerinden ilham aldığı düşünülmektedir. Sisamlı Aristarkus (MÖ 3. Yüzyıl), Heraklet Pontikus’un bazı teorilerini (Dünya’nın kendi ekseninde dönüşü hakkında) geliştirdi. Aristarkus’un ilk önemli modeli Güneş merkezli Güneş sistemini önerdi. Orijinal metni kaybolmasına rağmen Arşimet’in ‘The Sand Reckoner’ (Latincede Archimedis Syracusani Arenarius & Dimensio Circuli) adlı kitabında Aristarkus’un geliştirmiş olduğu Güneş merkezli modeli çalışmalarından söz etmiştir. Bu kitabında Aristarkus’un çalışmalarıyla ilgili şöyle bahseder:

"Sen (Kral Gelon) senin de bildiğin gibi 'evren' birçok gökbilimcinin dünyanın da merkezi olan alana verdiği isimdir ve yarıçapı dünyanın merkezi ile güneşin merkezi arasındaki doğrunun uzunluğuna eşittir. Bu hesaplama şu ana kadar gökbilimcilerin ortak görüşüdür. Fakat Aristarkus’un hipotezler içeren kitabındaki varsayımların bir sonucu olarak aslında evrenin sanılandan çok daha büyük olduğu iddia ediliyor. Hipoteze göre sabit yıldızlar ve güneş hareket etmezken dünya belirli bir yörüngede güneşin etrafında dönüyor, güneş merkezde yer alıyor ve sabit yıldızlar güneş ile aynı merkezin etrafında duruyor." Arşimet’in ‘The Sand Reckoner’ adlı kitabından..

Ortak bir görüşe göre Güneş merkezli modeli Aristarkus’un dönemindeki insanlar tarafından reddedilmiştir. Bunun nedeni 17.yüzyılda yaşamış olan Gilles Ménage’nın Plutarkhos’un ‘On The Apparent Face Of The Moon’ (Türkçesi, Ay Küresinin Görünen Yüzü) adlı kitabından yaptığı kısa bir bölümü çevirmesidir. Plutarkhos’ göre Aristarkus ile aynı dönemde yaşamış ve Stoik Felsefesi’nin kurucusu olan Klentes, Güneş’e tapan birisidir ve Güneş merkezli modelin karşıtıdır. Aristarkus esprili bir dille Klentes’te hakkında tanrıya saygısızlık yaptığından dolayı cezalandırılması gerektiğini söyler. Gilles Ménage, Galileo ve Giordano Bruno’nun denemelerinden kıs bir süre sonra akuzatif(fiilin nitelediği nesne ) ile nominatif ( cümlenin öznesi ) ni değiştirdi. Böylece Güneş merkezli modele inanmak tanrıya saygısızlık olmaktan çıkmış oldu. Sonuç olarak yanlış anlaşılmış ve zulme uğramış Aristarkus bugüne dek aktarıldı.

Ibn al-Haytham, Abu-Rayhan Biruni, Abu Said Sinjari, Najm al-Dīn al-Qazwīnī al-Kātibī, ve Qutb al-Din al-Shiraz astronomi ve Ptolemik sistemdeki mantık hatalarını tartıştılar fakat hiçbir zaman Güneş merkezli sistemi( helinosentrik sistem) benimsemediler.

Kopernik, kendine ait ilk el yazması kitabında Aristarkus ve Filolaus hakkında şöyle söz eder: Filolaus, Dünya’nın hareketliliğine inanıyor ve Sisamlı Aristarkus’un bile bu düşünceye sahip olduğunundan bahsediyor. Bazı bilinmeyen sebeplerden dolayı Kopernikus, Filolaus ve Aristarkus hakkında bahsettiklerine kitabında yer vermemiştir. Kopernik’e ilham gezegenleri izleyerek gelmemiş aksine iki yazarın kitabını okumasıyla ilham almıştır. Kopernik, Cicero adlı eserde Hicetas teorisi ile ilgili bilgi buldu. Plutarkos, Pitagoran Heraklet Pontikus ve Filolaus’a hesap vermiştir.Bu yazarlar öyle olmamasına rağmen hareketli bir Dünya öne sürdüler fakat merkezcil bir Güneş’in etrafında döndüğünü iddia ettiler. Kopernik’in kitabı yayımlandığında Lüteriyen teolog Andreas Osiander tarafından izin verilmeyen bir önsöz bulunduruyordu.Yazarın verdiği bilgiye göre Kopernik kendisine ait olan Dünya’nın hareketiyle ilgili olan heliosentrik ( Güneş merkezli sistem) sistemini sade matematiksel hipotezlerle yazdığını dahası doğru veya olasılıklara yer vermeden yazdığını belirtmiştir. Kopernik’in hipotezleri eski ahitlerin ( Yeşu kitabının 10:12-13 bölümlerinde ) iddia ettiği Güneş’in Dünya’nın ekseni etrafında döndüğü hipotezine ters olduğuna inanılıyor. Görünüşe göre bu kitap herhangi bir dinsel açıdan kitaba karşı tepki çekmemek için yazılmıştı. Fakat, Kopernik’in heliosentrik modeli sade matematiksel hipotezde yazmasıyla gerçek hayattan ayrıldığını gösteren kesin bir kanıt bulunamamaktadır.

Kopernik Modeli’nin Gezegensel Yörüngeler için Öngörülmesi

Matematiksel teknikler 13-14.yüzyıllar arasında Müslüman astronomlar olan Mo'ayyeduddin Urdi, Nasir al-Din al-Tusi, and Ibn al-Shatir tarafından gezegensel hareketlerin jeosentrik modellerden çok benzerlik gösterenlerin daha sonra Kopernik tarafından kendi heliosentrik modelinde kullanmıştır. Bu bazı bilgin insanlar, Kopernik’in belirtilen astronomların çalışmalarına eriştiği yönünde tartışmışlardır .Fakat, bahsedilen çalışmanın henüz gün ışığına çıkmadığını ve diğer bilgin insanların iddiasına göre ise Kopernik’in bu fikirleri İslam geleneklerinden bağımsız olarak çok iyi bir şekilde geliştirmiş olmalıydı. Ayrıca Kopernik büyük çalışmasında Al-Battani ve Averroes’in teorilerini de tartışmıştır.

Batlamyus(Ptolemik) Sistemi

Ptolemik(Batlamyus)Sisteminin kara kalem çizimi

Avrupa’da 1400’lü yıllardan 16.yüzyıla kadar genel kabul gören astronomik evren modeli antik Romalı Claudius Ptolemy (Batlamyus)’un MÖ 150 yıllarına dayanan Algamest adlı eserinde yaratılmıştır. Yazarı, Mısır’ın Ptolemik öncülerinden biri olarak yanlış ve az anlaşılmış olsa da, Orta Çağ boyunca gökbiliminin tutucu yazarıydı. Ptolemik (Batlamyus) sistemi önceki çoğu teoriden yararlanmıştır. Bunlardan biri Dünya’nın sabit olduğu ve evrenin merkezi olduğunu benimsemesidir. Yıldızlar büyük bir kürenin dışına yerleştirilmiş bir şekilde hızla hareket ederlerdi. Bu sırada gezegenler ise kendileri için ayrılmış küçük küreler arasında hareketlerini sürdürürlerdi. Görülen anormallikler özellikle gezegenlerin tersine dönmesinin sebebi sistemin yörüngesi ve dış çemberlerin kullanılmasıdır. Gezegenlerin bir merkeze bağlı olarak küçük daire (dış çember) etrafında döndüğü söylenebilir. Bu merkez de büyük bir dairenin(yörünge) içinde bir merkeze bağlı olarak ya da Dünya’ya yakın döndüğü söylenebilir.

Ptolemi(Batlamyus)’nin tamamlayıcı teorisi eşmerkezli küreler üzerine çalışmaktaydı. Bu kürelerde de gezegenler dönmektedir. Bu teori Ptolemik teoriden daha önce yazılmıştır. Ayrıca bu teori Kopernik’in zamanında ilk olarak Eudoxus of Cnidus tarafından yazılmıştır. Ayrıca dönme ekseni dengelidir ve tamamen merkezde olmayan dışmerkezliler gibi çeşitli varyasyonları astronomlarca tutulmaktadır.

Ptolemi’nin bu teoriye en büyük katkısı ise ekuanttır(eni-boyu aynı olma). Ekuant, bir m-noktanın gezegenin merkezinin dışçemberinin sabit açısal hızla hareket etmesidir fakat aynı zamanda bu merkezin yörüngesinden olan uzaklığıdır. Bu teori Aristocu kozmolojinin ana ilkelerini ihlal eder. Aristocu kozmolojiye göre gezegenler sabit dairesel hareketle açıklanmalıdırlar ve çoğu orta çağ astronomcusu tarafından birçok önemli hatası tespit edilmiştir. Kopernik’in zamanında en modern Ptolemik versiyon Peurbach (1423–1461) ve Regiomantus (1436–1476)’a aittir.

Kopernik’in Teorisi

Kopernik’in başlıca işi olan ilk baskısı 1543 yılında Nuremberg’de ve ikinci baskısı 1566’da Basel’de yayımlanan( De revolutionibus orbium coelestium ) türkçesiyle ‘Göksel Kürelerin Dönümü Üzerine’ adlı kitabını yazmak olmuştur. Kopernik’in bu eseri öldüğü yıl yayımlanmıştır. Kopernik kitabındaki teorileri ölmeden onlarca yıl önce oluşturmasına rağmen eserinin yayımlanmasını görememiştir. Kopernik’in bu eseri, evrenin merkezinde Dünya ile geosentrik ve insanmerkezciliğinden uzaklaşmıştır. Kopernik eserinde Dünya’nın sabit Güneş etrafında döndüğünü ve bunu bir yılda gerçekleştirdiğini ve Dünya’nın kendi etrafında bir günde döndüğünden söz etmiştir. Kopernik,Güneş’i gök kürelerinin merkezine koymuştur. Güneş’i tam olarak evrenin merkezine koymak yerine evrenin yakınına koymuştur.Kopernik’in sistemi sadece sabit dairesel hareket içeriyordu ve Ptolemik(Batlamyus) sisteminin içerdiği hataları düzeltmiştir.

Kopernik’in modeli, Ptolemik sistemin eş daireleriyle daha çok dış çemberlerle yer değiştirmiştir. Bu olay Kopernik’in sisteminin Ptolemik sistemden daha çok dış çembere yer vermesinin ana sebebi olarak açıklanabilir. Kopernik’in sistemi birkaç kısımla özetlenebilir fakat Kopernik’in önceden yazmış olduğu Commentariolus (Küçük Eleştiri) ‘yi tahminen 1510 yılında sadece arkadaşlarına vermiştir. Küçük Eleştiri hiçbir zaman basılmadı. Bunun varlığı sadece dolaylı olarak bir kopyasının 1880 yılında Stokholm’de bulunmasıyla bilindi.1880 yılında Stockholm’de kopyasının bulunmasının birkaç yıl sonrasında yeni bir kopyası Viyana’da bulundu. Kopernik’in Teorisinin başlıca özellikleri şunlardır:

  1. Göksel hareketler, sabit, ebedi ve dairesel ya da birkaç dairenin birleşiminden oluşmaktadır.
  2. Evrenin merkezi Güneş’in yakınlarındadır.
  3. Güneş’in etrafında sırayla Merkür, Venüs, Dünya ve Ay, Mars, Jüpiter, Satürn ve diğer sabit yıldızlar bulunmaktadır.
  4. Dünya’nın üç farklı hareketi vardır: ilki günlük kendi etrafında dönüşü, ikincisi Güneş etrafında bir yılda tamamladığı dönüş, üçüncüsü ise kendi ekseninde eğik bir şekilde yıllık dönüşü.
  5. Gezegenlerin ters yönde dönmesi Dünya’nın hareketiyle açıklaması.
  6. Dünya’nın Güneş ile arasındaki mesafenin yıldızlar arasındaki mesafeyle karşılaştırıldığında çok küçük olması.

De revolutionibus orbium coelestium (Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine)

Eser açılışta Kopernik’in teolog arkadaşı olan Andreas Osiander'ın ‘Her kim bu teori ile tartışırsa bu eser ona bir araç olacak, hesaplamaları daha kolay ve daha doğru hesaplamalar yapacaktır. Bu eser dışarıdaki kısıtlı astronimik diyarın imalarına ihtiyaç gerektirmeyecektir.'

Kopernik’in asıl kitabı ölen arkadaşı olan Nikolaus von Schönberg’ in mektubuyla başlamaktadır. Capua’nın Kardinal Başbiskopos’ u Kopernik’in teorisini yayımlaması için ısrarcı olmuştur. Uzunca bilgilendirmeden sonra Kopernik kitabını Papa 3.Paul’e adamıştır. Kendi içgüdülerini açıklayarak önceki astronomların gezegenler hakkında yeterli teorilere sahip olmadıklarını ve eğer tahminlerinin doğruluğu artarsa bu kilisenin doğru bir takvim yapmasına olanak sağlayacaktı. Jüliyen takviminin reformunun gerekli olduğu ve kilisenin astronomiyle ilgilenmesinin asıl sebebinin bu olduğu dile getirilmiştir.

Kopernik’in bu çalışması daha sonra altı kitaba bölünmüştür:

  1. Günmerkezlilik teorisinin genel vizyonu ve Kopernik’in dünya fikrinin özetlenmiş yorumu.
  2. Çoğunlukla teorik olarak küresel astronominin temellerini ve yıldızları listelemiştir.(Daha sonra çıkan kitapların tartışmalarının temel nedeni olmuştur)
  3. Güneş’in görülebilen hareketlerine ve olağanüstü olaylara dayanmaktadır.
  4. Ay’ın ve yörüngesel hareketlerinin açıklaması.
  5. Gezegensel boylamı içeren yeni sistemi somut bir şekilde yorumlama
  6. Gezegensel enlemi içeren yeni sistemi daha ileri bir şekilde somut olarak yorumlama

Kopernik Günmerkezliliğinin Kabulü

Eserin 1700’lü yıllarda kısmen yaygın olarak yayımlanmasına rağmen çok az sayıda astronom Kopernik’in sistemine ikna olmuşlardı. Yaklaşık olarak 500 civarı birinci ve ikinci baskısının kopyası basılmıştır. Bu sayı o zaman için bilimsel standartlarda oldukça yüksek bir rakamdır. Kopernikus’un sadece bazı yorumlamalarının Dünya’nın hareket ettiğini kabul ettiriyordu. Buna rağmen Erasmus Reinhold, Kopernik’in parametrelerini kullanarak Prutenik Tablolar oluşturdu. Fakat bu tablolar Kopernik’in matematiksel metodlarını günmerkezlilik kozmolojiyi fiziksel ve teolojik temelleri reddederek tekrar jeosentrik sisteme çevirmişti. Prutenik tablolar Prusyalı ve Alman astronomlar tarafından tercih ediliyordu. Bu tabloların geliştirilmiş doğruluk derecesi hala akıllarda bir soru işareti bırakıyor. Fakat bu tabloların Kopernik fikirlerini kullanma şekli günmerkezlilik modelinin daha ciddi bir şekilde göz önünde bulundurulmasına yol açtı. Yine de De Revolutionibus yayımlanmasından 45 yıl sonra bile astronom Tycho Brahe daha ileriye giderek Kopernikus’unkine benzer bir kozmoloji inşasına başladı. Fakat Güneş’in yerine Dünya gök kürelerinin merkezinde konumlandırıldı. Bu günmerkezlilik kozmolojisini kabul etmiş olan alıştırma yapan astronom topluluğundan önceki diğer bir varyasyondur.

Modern bir görüşle Kopernik’in modelinin birçok avantajı vardır. Bu teori sayesinde gezegenlerin Güneş’e olan uzaklığı hesaplanabiliyordu. Bu değer verilen Aristocu fikri terk etmek demekti. Çünkü Aristocu fikre göre gezegensel küreler arasında boşluk yoktu. Dahası Kopernik mevsimlerin oluşumuyla ilgili belirgin açıklama da yapmıştır. Ona göre Dünya’nın ekseni yörüngesinin yüzeyine dik değildi. Ek olarak Kopernik’in teorisi gezegenlerin ter yönde dönmesiyle ilgili dikkat çekici kısa bir açıklama vermiştir. Bunun nedeni paralaktik uzaklık olarak bilinen Dünya’nın Güneş etrafında dönmesiyle sonuçlanır. Johannes Kepler’in görüşüne göre bu teori büyük ölçüde doğruydu. Günmerkezlilik ters yönde dönme hareketinin neden Dünya’nın diğer gezegenlere yakıngen gerçekleştiğini açıkladı.(Jeosentrik modelin gerçekliği ele alınarak yapılmış bir gözlem).

Fakat çağdaşları için Kopernik’in sunduğu fikirler jeosentrik teori yerine kullanmak için kolay değildi ve gezegenlerin konumları hakkında kesin tahminler yapamıyordu. Kopernik bunun farkındaydı ve gözlemlenebilir hiçbir kanıt sunmamıştı. Bunun yerine yapılan tartışmaları ve karşıt yorumları dikkate alarak nasıl daha düzgün ve daha mükemmel bir sistem yapabileceğini düşündü. Kopernik’in modeli genel görüşün aksi gibi görülürdü ve kutsal kitap(İncil) ile çelişirdi. Tycho Brahe’nin Kopernik’e karşı olan polemiği fiziksel, teolojik ve hatta astronomik temeli açılayan günmerkezlilik kozmolojisini reddetmesidir. Tycho, tartışmasız olarak döneminin en başarılı astronomuydu. Kopernik sisteminin mükemmelliğine hayran kalmıştı fakat hareket eden bir Dünya fikrini fizik,astronomi ve dinin temellerine göre ele almıştı. O zamanın Aristotel fiziği (modern Newton fiziğin gelmesine daha bir yüzyıl vardı) Dünya gibi büyük kütleli cisimlerin hareketlerini fizikle açıklamıyordu. Fakat bu oldukça ağır cisimlerin hareketlerini farklı bir maddenin özünden oluştuğunu farz etmiştir. Bu madde Esir(aether)( evreni doldurduğuna, ağırlığı olmadığına, ısı ve ışığı ilettiğine inanılan töz)olarak bilinir. Tycho, Kopernik sistemi hakkında Ptolemik sistemin gereksiz ve uyumsuzluklarından ustalıkla ve tamamen kurtulmuştu. Fikirlerinin hiçbir noktasında matematiğin temellerine karşı gelmemiştir. Yine de Dünya için hantal, tembel ,hareket edemeyen Esir ışıkları kadar hızlı hareket eden ve üçlü dönüş yapan bir sıfatlar kullanmıştır. Aynı şekli de Tycho yıldızlarla aradaki çok büyük mesafeyi ele almış, Kopernik ise Dünya’nın hareketinin neden gözle görülebilen sabit yıldızların görünümünde hiçbir değişikliğe yol açmadığını ele almıştır(yıllık yıldız paralaksı olarak bilinir). Tycho gözle görülebilen yıldızların boyutunu hesaplamış(şu an hayal olarak geliyor) ve geometri kullanarak hem görülebilen boyutlarını ve günmerkezliliğin gerektirdiği kadar uzaklıkta yıldızlar büyük olmalıydı(Dünya’nın yörüngesi Güneş’in yörüngesinden daha büyüktür).Tycho :‘’Eğer isterseniz bu şeyleri geometrik olarak ele alın ve bu varsayımın(Dünya’nın hareketi) ne kadar çok saçmalıklarla(diğerleri hariç) dolu olduğunu siz de göreceksiniz.’’ olarak yazmıştır. Ona göre Kopernik Sistemi’nin özellikleri ile jeosentrik sistemin birleşimi olan Tychonik Sistem ne fiziğin temellerini ne de kutsal kitaba karşı gelmiştir.Bu sebeple çoğu astronom Kopernik’in teorisinin bazı yönlerini diğer astronomlar pahasına kabul etmişlerdir. Onun modeli kendinden sonraki bilim adamlarının etkilenmesinde önemli rol oynamış.Örneğin Galileo ve Johannes Kepler bu teoriyi benimsemiş, savunmuş ve hatta geliştirmeye çalışmışlardır(özellikle Kepler olayında). Fakat de Revolutionibus yayımlanmasından sonra astronomların öncülerinden olan Erasmus Reinhold, Kopernik’in fikirleri onun için bir anahtar olmuştur. Gezegenlerin sabit dairesel hareket fikrini yeniden gündeme getirmiştir. 17.yüzyıl boyunca gerçekleştirilen başka keşifler günmerkezliliğin yaygın bir şekilde kabul edilmesini sağlamıştır:

  1. Buluşu yeni gerçekleştirilen teleskobun kullanımı, Galileo Jüpiter’in dört büyük Ay’ını(Bu keşif Güneş Sistemi’ndeki gök cisimlerinin Dünya’nın yörüngesi etrafında dönmediğinin kanıtıydı.) ,Venüs’ün evreleri( Ptolemik sistemle açıklanmayan ilk gözlemlenebilen kanıt) ve Güneş’in sabit bir eksende dönmesi Güneş Lekeleri’nin yıl boyunca yapmış olduğu hareketleri izleyerek açıklamıştır.
  2. 1639 yılında Giovanni Zupi,teleskop kullanarak Merkür’ün evrelerini gözlemlemiştir.
  3. 1609 yılında Kepler günmerkezlilik konseptine bağlı kalarak geliştirdiği fikirle gezegenlerin yörüngelerinin daireden çok eliptik bir şekilde olduğunu vurgulamıştır.
  4. 1687 yılında Isaac Newton evrensel yerçekimini ileri sürdü ve Kepler’in eliptik gezegensel yörüngelerini yerçekimsel tepkinin tersinin karesiyle ilişkilendirdi.

1725 yılında James Bradley yıldız sapmalarını keşfetti. Görülebilen yıldızların küçük eliptik yörüngeler etrafındaki yıllık hareketlerini ve bunu da sınırlı ışık hızıyla ve Dünya’nın Güneş’in yörüngesi etrafındaki hareketiyle ilişkilendirmiştir.

1838 yılında Friedrich Bessel,Cygni 61 yıldızının(0.314 arkaniye) yıllık paralaksını ilk defa doğru olarak hesaplamıştır. Böylece bu yıldızın Dünya’dan 10.3 ışık yılı uzaklıkta olduğunu bulmuştur.(şu an bu rakam yaklaşık olarak 11.4 ışık yılı olarak bilinmektedir.)Bessel, aynı yıl Vega ve Alfa Centauri yıldızlarının paralaksını hesaplayan Friedrich Georg Wilhelm Struve ve Thomas Henderson’ı kıl payı yenmiştir.

Modern Görüş

Kopernik’in sunduğu teori 20.yüzyılın sonlarında devrim niteliğinde ya da korunumlu bir tartışma konusu olmuştu.Thomas Kuhn, Kopernik’in daha önceden sadece Dünya için söylenen astronomik şeyleri Güneş için uyarladığını savunuyordu.Diğer tarihçiler, Kuhn’un Kopennik’in çalışmalarında neyin devrimsel olduğunu küçümsediğini ve Kopernik’in sade geometriyle oluşturduğu astronomiyle ilgili yeni bir teori ileri sürerken ne kadar zorlandığı vurguladılar.Dahası Kopernik bunu yaparken hiçbir deneysel kanıt da bulunmuyordu.

Arthur Koestler’ın The Sleepwalkers: A History of Man's Changing Vision of the Universe (Yürüyen Adımlar : Evrenin vizyonunu Değiştiren Adamın Tarihi) adlı kitabında Kopernik’i farklı bir ışık altına koyarak çoğu yazarın bununla ilgili ne düşündüğünü göstermek istiyor.Bu kişiler yaptığı çalışmaların kendisinin alay konusu olmaması için yayımlamamasını Kopernik’i bir korkak yerine koydular.

Ayrıca bakınız

Notlar

    Bibliography

    • Crowe, Michael J. (2001). Theories of the World from Antiquity to the Copernican Revolution. Mineola, New York: Dover Publications, Inc. ISBN 0-486-41444-2. 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2016.
    • di Bono, Mario (1995). "Copernicus, Amico, Fracastoro and Ṭūsï's Device: Observations on the Use and Transmission of a Model". Journal for the History of Astronomy. Cilt xxvi. ss. 133-54. Bibcode:1995JHA....26..133D.
    • Drake, Stillman (1970). Galileo Studies. Ann Arbor: The University of Michigan Press. ISBN 0-472-08283-3.
    • Esposito, John L. (1999). The Oxford history of Islam. Oxford University Press. ISBN 978-0-19-510799-9.
    • Gingerich, Owen (2004). The Book Nobody Read. Londra: William Heinemann. ISBN 0-434-01315-3.
    • Goddu, André (2010). Copernicus and the Aristotelian tradition. Leiden, Netherlands: Brill. ISBN 978-90-04-18107-6. 12 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2016.
    • Huff, Toby E (2010). Intellectual Curiosity and the Scientific Revolution: A Global Perspective. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-17052-9. 20 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2016.
    • Koestler, Arthur (1989). The Sleepwalkers. Arkana. ISBN 978-0-14-019246-9.
    • Kuhn, Thomas S. (1985). The Copernican RevolutionPlanetary Astronomy in the Development of Western Thought. Cambridge, Mississippi: Harvard University Press. ISBN 978-0-674-17103-9.
    • Linton, Christopher M. (2004). From Eudoxus to EinsteinA History of Mathematical Astronomy. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-82750-8.
    • McCluskey, S. C. (1998). Astronomies and Cultures in Early Medieval Europe. Cambridge: CUP.
    • Raju, C. K. (2007). Cultural foundations of mathematics: the nature of mathematical proof and the transmission of the calculus from India to Europe in the 16th c. CE. Pearson Education India. ISBN 978-81-317-0871-2.
    • Saliba, George (2009). "Islamic reception of Greek astronomy". in Valls-Gabaud & Boskenberg (2009). ss. 149-65. 25 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2016Şablon:İnconsistent citations
    • Sharratt, Michael (1994). Galileo: Decisive Innovator. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 0-521-56671-1.
    • Valls-Gabaud, D.; Boskenberg, A., (Edl.) (2009). The Role of Astronomy in Society and Culture. Proceedings IAU Symposium No. 260.
    • Veselovsky, I.N. (1973). "Copernicus and Naṣīr al-Dīn al-Ṭūsī". Journal for the History of Astronomy. Cilt iv. ss. 128-30. Bibcode:1973JHA.....4..128V.

    Ek okuma


    Şablon:Nicolaus Copernicus

    This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.