Ermeni milliyetçiliği

Ermeni milliyetçiliği, modern çağda Mikael Çamçiyan'ın romantik milliyetçiliğine dayalıdır ve genel olarak Ermeni Davası olarak formüle edilmiş özgür, bağımsız ve birleşik bir Ermenistan'ın oluşturulması olarak tanımlanır. Ermeni millî uyanışı 1880'lerde Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki milliyetçiliğin genel yükselişi bağlamında gelişti. Rus Ermenistanı önemli nedenlerle takip etti. Ermeni Apostolik Kilisesi, hayatını köylülüğe adamış Mıgırdiç Hrimyan gibi liderlerle Ermeni milliyetçiliğinin büyük bir savunucusu olmuştur. Modern Ermenistan ve Ermeni sosyal dokusunun daha karmaşık hale gelmesi, Ermeni Davası'nın siyasal etkisini giderek azaltmış ve liberal bir milliyetçilik olarak modellenen modern bir Ermeni milliyetçiliğine doğru kaymıştır. Öte yandan, Ermeni diasporası, ekonomik menfaatten ziyade asimilasyon tehdidini koruyan "diaspora milliyetçiliğine" sahip.

Ermeni Devrimci Federasyonu tarafından kullanılan Büyük Ermenistan'ın modern konsepti, modern Ermeni milliyetçiliğinin en önemli örneği olarak görülüyor.

Ulusal uyanış

Tanzimat döneminde yapılan reformların bir sonucu olarak gayrimüslim azınlıkların Osmanlı İmparatorluğu içindeki durumu önemli ölçüde değişti. İlk reformlar genelde Osmanlı İmparatorluğunun organizasyonunu ve sistemlerini değiştirerek ele alınmıştır. Bununla birlikte, Kırım Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nu Rusya'ya karşı destekleyen Büyük güçlerin uyguladığı diplomatik baskıların bir sonucu olarak, 1856'da gayrimüslim olmayan Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlarına Müslüman vatandaşlarla aynı hakların verilmeye çalışıldığı reformlar yapıldı. Gayrimüslimler üzerindeki cizye vergisi kaldırıldı, gayrimüslimlerin asker olmasına izin verildi ve gayrimüslim cemaatlerin okullarının açılmasına izin verildi.

Mkrtum Hovnatanyan'ın "Hayk" adlı eseri. Bel mezarının yanında duran Ermeni ulusunun efsanevi kurucusu Hayk'ın oku hala Bel'in göğsündedir. Harita, Van Gölü bölgesini ve Ağrı Dağı'nı Nuh'un gemisi ile tasvir ediyor.

Bu yeni ve nispeten liberal koşullar altında birçok Ermeni okulları Osmanlı İmparatorluğu boyunca açıldı. Bu okulların çoğunluğu hızla laik bir yön kazanmıştı. Ermeniler müfredat ve öğretmen nitelikleri için asgari bir standart belirlemek için sayısız kültürel dernek kurdular. 1880 yılında bu dernekler birleşerek "Ermeni Okulları Genel Birliği"ni oluşturdular.[1]

1877-78 Rus-Türk Savaşı'ndaki Osmanlı İmparatorluğunun yenilgisinden sonra, Ermeni Ulusal Meclisi ve Patrik II. Nerses, Katolikos Mıgırdiç Hrimyan'ı "Ermeni Sorunu" üzerine yapılan tartışmada Ermenileri temsil etmek üzere Berlin Kongresi'ne gönderdi. Onun ünlü vatansever konuşmasında, Mıgırdiç Hrimyan Ermenilere, Bulgaristan'ın ulusal uyanışını Ermeni halkının kendi kaderini tayin umutları olarak bir model olarak almasını tavsiye etti.[2]

Berlin Kongresi'nin 61. Maddesi, "Ermeni Sorunu"nu Osmanlı İmparatorluğu'nun iç sorunundan uluslararası bir çözüme dönüştüren "özerk bir Ermenistan" olasılığını belirtti. Antlaşma ile Osmanlı, Ermeni konularını zulüm ve şiddetten korumayı üstlendi. Ancak anlaşma, Türkiye'yi reform yapma zorunluluğu olan herhangi bir belge sağlamadı.[3]

Ermeni Soykırımı

Ermenilerin kaderi, I. Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda, 1.500.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Soykırımı ile daha kötü bir seyir izledi. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Ermeni diasporasına dağılmayan Ermeniler, kısa ömürlü olan Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'nin çöküşünün ardından Sovyetler Birliği'ndeki Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti içindeki bir cumhuriyete indirgendikten sonra kendilerini buldular.

Modern zamanlar ve anti-Türkçülük

Tarihi bir Ermenistan, Ermenistan Devrimci Federasyonu tarafından, Sovyet döneminde, Nahcivan ve Türkiye'deki Ermeni Yaylası bölgelerini dahil edecek biçimde savundu. 20. yüzyıldaki Ermeni milliyetçiliği "Ermenilerin eski kökeni"ni vurguladı ve sonuç olarak 1980'lerde Sovyet bilim adamları tarafından belirtilen Hint-Avrupa kökenli Ermeni hipotezini kucakladı.[4] Sovyet döneminde, Sovyet Ermenistanı'ndaki Ermeni milliyetçiliği, kendisini egemen Ruslara karşı yönlendirmediği için Gürcü, Ukrayna veya Eston milliyetçiliği gibi Sovyetler Birliği'ne emilen diğer milliyetçilik türlerinden farklıydı, geleneksel düşman olan Türkler üzerinde yoğunlaşmaya devam etti ve sonuç olarak komünist hükûmet tarafından cesaretlendirildi. Ermenistan 1991'de bağımsız bir devlet olarak ortaya çıktı.

Ermeni milliyetçiliği, özellikle Türk milliyetçiliğine karşı olmuştur. Ermeni diasporik milliyetçiliği, en çok Erivan'da görünmesine rağmen Türk toprakları içerisinde yer alan Ağrı Dağı tarafından simgelenen kayıp bir zaman ve mekan için güçlü bir nostaljik bileşene sahiptir.

Kaynakça

  1. H. Inalcik & G. Renda (eds), "Ottoman Civilisation", 2nd edition, 2004, Ankara, s. 392-395.
  2. Haig Ajemian, Hayotz Hayrig, page 511–3 [translated by Fr. Vazken Movsesian].
  3. V. G. Krbekyan, "The Armenian Cause at the Berlin Congress", English summary in "Armeniaca 2002".
  4. P. Kohl and G. Tzetzkhladze, "Nationalism, politics, and the practice of archaeology in the Caucasus", in: Kohl, Fawcett (eds.), Nationalism, Politics and the Practice of Archaeology, Cambridge University Press (1996), 0-521-55839-5, s. 176.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.