Döviz kuru sistemleri

Döviz kuru sistemleri 19. yüzyıldan itibaren üç grupta tanımlanmaktadır.

Esnek döviz kuru

Döviz kuru sisteminin ne olduğundan kelime anlamını açıklayarak başlayalım. Döviz kuru sistemi; döviz kurlarının tanımlanması, ne tür bir değişiklik göstererek hangi esaslara ve nelere bakılarak yapılacağı, gerçekleşeceği ile ilgili esaslar bütünü olarak açıklanabilir.

Döviz kuru sistemleri genel olarak iki şekilde incelenmektedir. Özünde döviz kurları sabitte (fixed) ve esnek olarak ise (flexible) olarak iki grupta incelenmektedir. Fakat sahada yani uygulamada kurların piyasa durumlarına tabi olarak esnek bir şekilde değiştiği esnek döviz kuru sistemi ile kurların temel kolları olarak belirtildiği sabit döviz kuru sistemleri arasında farklı durumlar vardır. Döviz kurunda bazı değişiklikler olmaktadır. Bu değişiklikler ise makro ekonomik parametreleri ise etkilemektedir. 1960'tan beri sürdürülen Dünya Bankası üyesi uluslararası ülkelerden beri döviz kuru politikalardan gelen deneyim sabit kur sisteminin yetersiz az enflasyonu sağladığı, fakat ekonomik kalkınmanın ivmesini azalttığından yanadır. Uluslararası ülkelerde sabit değilde esnek kur sisteminin geçerli olduğu ülkelerde ekonomik açıdan büyümenin ivmesinin daha fazla olduğu ve sermaye hareketlerinin kontrolü, ekonominin dış pazarlara yayılması sanayileşme ivmesi, standart gelirli grupların yükselmesi vb. durumlara varmada daha iyi olduğu anlaşılmaktadır. Fakat, döviz kuru rejimleri ile ekonomik alanda bir bağ bulunmadığını savunan araştırmaların yanı sıra döviz kuru rejimlerinin, ülkenin gelişme ve kalkınmasındaki durumları bile etkileyeceğini savunan araştırmalarda bulunmaktadır. Bu anlayışa göre kur uygulayan ülkeler genellikle finansal ve ekonomi krizlerinin yükü daha fazla olmaktadır. Uluslararası ortamda ülkelerin ekonomilerine bakılarak sabit bir rejim kurunu önermek zor olmakla birlikte, dünyada anlaşılan genel durum ise, sabit kurdan esnek kur rejimine yatay ve hızlı bir geçişin olduğundan yanadır. Finansal politikaları etkileyen durumlar "modaya" bağlı olabileceği gibi döviz kuru politikaları da aynı şekilde "modaya" bağlı olabilmektedir. Sabit kur sisteminin uzun ve sürekli olmaması ve finansal veya ekonomik alanda eğilimli olması, esnek kur rejiminin üstünlüğü olarak anlaşılmaktadır. Finansal sistemlerin azaldığı gelişmekte olan bazı ülkelere bakılırsa eğer esnek kur sisteminin pek çok üstünlüğü olduğundan sebep neredeyse uluslararası bir numaralı kur rejimi olmaya başlamıştır. Esnek kur sistemi sahada yani piyasalarda rahatça değişiklik gösterebildiği ve arz-talep gibi faktörlerdeki birçok değişmenin cari kusura yansıyarak dengeyi sağlamayı başarabildiği bir sistemdir. Esnek kur rejiminde dış dengenin oluşturulması sorumluluğu harcama-kaydırıcı bir durum olan döviz kuru farklılıklarına verilmektedir. Esnek kur politikası rejimlerinin diğer kur politikası rejimlerine göre birçok avantajı vardır. Bunların temelinde ise dışsal şoklara ve gerçek sektörden kaynaklanan durumlara karşı güçlü olması; Uluslararası Ticarette kur değerlenmesiyle birlikte olarak ödemelerle ilgili herhangi bir sorunu ortaya çıkarmamasıdır. Belirli sabit bir kur rejimi alınmamasından sebep (IMF) güçlü bir para politikasına sahiptir. Bütün kur politikalarında olduğu gibi Esnek kur politikasının da dezavantajları bulunmaktadır. Bunlar ise, enflasyona yani ithal enflasyona açık olması risk olduğu algısından sebep risklerin artmasına bağlı olarak, finansal ve ekonomik işlem hacminin düşmesi, esnek kur politikasına geçilmeden önce olağan mevcut sorunlardır. Uluslararası ortamda devletler esnek kur rejimini ekonomi ve finansal politikaları açısından döviz kuru, faiz oranı ve sermaye hareketlerinin birden elinde tutamamakta ve kontrol edememektedir. Bu üçlemenin bir de sınıflandırılması mevcuttur. Bunlardan biri piyasa dinamiklerine bırakılıp diğer ikisi ise politika aracı olarak seçilmektedir. Tabii ki bir de kuralları bulunmaktadır. Uluslararası ortamda döviz kuru politikasının uygulandığı birçok ülke bir döviz kurlarının faiz oranlarından sebep rahatça ve serbestçe uygulanmasına izin verilmediği de söylenmektedir.

Türkiye de genellikle 1980'li yıllara kadar sabit kur sistemi uygulanmıştır. Bunun sebebi ise Türkiye'nin dış pazara kapalı bir ekonomi içinde olmasıdır. Türkiye de 1970'lerin sonuna kadar yaşanan ekonomik ve finansal kriz sonucundandır. 1980'den sonra ise Türkiye ekonomi ve finansal alanda köklü bir değişiklik yapıp, hem iç pazarına hem de uluslararası ticaretine önem vererek daha çok ihracata dayalı dış pazara açık finansal ve ekonomik bir politika izlemiştir. Bu politikanın başlıca amacı ise ekonomide her türlü döviz sistemini üreten bir mekanizmaya sahip olmasıdır. Bundan sebep ise, bütün döviz kurlarının piyasa mekanizması tarafından benimsenmiş olmasıdır. Bu amaç politikasından sebep (IMF) döviz kurlarını 24 saatlik yani günlük belirlemeye başlamıştır. 1984 yılından itibaren uluslararası ticaret serbestleşmesine paralel olarak kambiyo rejimi de büyük ölçüde serbestleşmiştir. 1984-89 tarihlerinde ise köklü değişiklikler yapılarak Türk lirasının yani Türk parasının uluslararası alandaki yabancı paralar karşısındaki birim değerinin tespiti (IMF)' ye yani Merkez Bankasına tahsis ve transfer işlemleri verilmiştir; bu sayede bankaların döviz kullanımları serbest bırakılmıştır. 1989 yılından itibaren yapılan önemli değişikliklerle kambiyo sistemindeki değişiklik önemli ölçüde ivmesini artırarak devam etmiştir. Bundan sebep ise uluslararası ortamda Türkiye'nin mali durumu finansal ve ekonomik sistemle birleşmiştir.

Esnek kur politikası uygulanmaya başladığı andan beri döviz kurlarında belirlenen yüksek dalgalanma durumu dış pazardaki dengesizliğin giderilmesinde önemli rol oynamıştır. Türkiye'de esnek kur rejimine geçişinin, dış pazarın durumunun yani dengesinin sağlanmasında oldukça fazla bir katkı payı bulunmaktadır. Türkiye'de esnek kur sistemine geçildiğinde başlarda tahmin edildiği gibi döviz kurlarındaki sistemlerde köklü bir dalgalanma yaşanmış fakat finansal ve ekonomik birimlerin esnek kur rejimine ayak uydurmalarıyla zamanla kurlar daha sağlam bir durum içine girmişlerdir. Döviz kurlarındaki dalgalanma büyük oranda takip edilen para politikalarıyla bağlıdır.

Sabit kur sistemi

Sabit kur rejimi veya sabit kur sistemi yerli para birimi dış değerinin yabancı para değerlerine karşı eşitlenmesi durumudur. Sabit kur rejimi en iyi şekilde altın para standardı sistemine işlemektedir. Sabit kur rejimi uygulayan ülkeler ise Avrupa Birliği üye ülkeleri ve Çin, Hong Kong, Bulgaristan ve Bosna Hersek gibi ülkelerde sabit kur politikası rejimi uygulanmaktadır. Sabit kur politikası rejiminin birçok amacı vardır. Bunlar ise sabit kur rejiminin enflasyonunu kontrol altında tutmak kur değişmelerini azaltarak kurdaki belirsizlikleri bitirmek ve Uluslararası Ticareti dahada arttırmak gibi birçok amaçları bulunmaktadır. Bundan sebep ise sabit kur rejimi finansal ve ekonomik otoritesinin araçlarını uygulamada birtakım zorluklar yaşaması ve paranın olağan piyasa değerini yansıtmaması gibi birçok durumlar bulunmaktadır. Sabit döviz kuru politikası rejimi (IMF)'nin yani Merkez Bankasının rezerv ve gücü ile yakından ilgilidir. Köklü ve güçlü rezervlere sahip bir (IMF) sabit kur rejimi politikasının daha etkin ve sağlam uygulanmasını sağlayabilir. Yerel paranın değeri finansal otoritesi Merkez Bankası tarafından sabitlendiği durumundan finansal paranın değeri, iç sahada yani piyasadaki arz ve talep durumlarını yansıtmamaktadır. Referans alınan para birimindeki değişikliklere göre, yerel para değeri biriminin, (IMF) tarafından tekrar belirlenmesi gerekmektedir. Sabit kur politikası rejimindeki seviye Merkez Bankası tarafından değiştirilinceye kadar aynı kalır. Aynı zamanda Merkez Bankası kur oranının aynı kalıp değişmeyeceğini bildirmiş olur.

Dalgalı kur sistemi

Dalgalı kur sistemi uluslararası ortamda herhangi bir ülke parası değerinin iç ve dış sahada yani piyasada arz-talep doğrultusunda belirlendiği sistemdir. Dalgalı döviz kuru rejimi, değişken kur rejimi olarak da bilinmektedir. Dalgalı kur sistemi sabit kur sistemiyle ayrı hatta tam tersidir. Döviz kuru sahasında (Forex) al-sat olan uluslararası ortamdaki bu para birimi değeri yabancı paralar karşısında sürekli değişim göstermektedir. Az da olsa istisnası yani bazı durumlarda ulusal para biriminin değeri artabilmektedir. Aynı zamanda ise herhangi bir döviz kuru sisteminde değerlenip düşebilmektedir. Bundan sebep ise dalgalı döviz kuru sisteminde her ne kadar resmi bir müdahale beklenmese de faaliyette Merkez Bankaları piyasadan döviz al-sat yaparak ulusal para birimi değerini kontrol etmeye çalışmaktadırlar. Bu sisteme bağlı uygulanan kur sistemleri müdahale serbest kur rejimi olarak adlandırılır. Gelişmiş ülkelerde 1970'ler den beri uygulanan dalgalı kur rejimi gelişmekte olan ülkeler tarafından 90'lı yılların ortasında uygulanmıştır. Türkiye'de ise son 35 yıldır bu kur sistemlerinde birçok farklı durumlara yer verilmiştir. Sabit kur rejimi ise 1980'li yıllara kadar uygulanan bir döviz kuru sistemi olmuştur. Fakat bu durum sonrasında kademeli olarak değişmiş ve serbest yani dalgalı kur rejimine geçilmiştir. Özellikle 2001 Türkiye Ekonomi krizi sonrası dalgalı kur sistemine geçilmiştir.

Dalgalı kur sisteminin avantaj ve dezavantajları

Dalgalı kur sistemi, döviz kurunun serbest piyasada belirlenmesinden sebep uluslararası ortamda dengesizliklere karşı tekrar dengeye gelmesini sağlamaktır. Hem içeride hem de dışarıda yaşanan dengesizlikler döviz kuruna yansımaktadır. Döviz kuru politikalara Merkez Bankasının daha etkili ve istikrarlı politika uygulamalarını sağlamaktadır. Bu kur sisteminin yani dalgalı döviz kuru sisteminin avantajları olduğu gibi dezavantajları da bulunmaktadır. Döviz kuru belirsiz olduğundan sebep riskler artmaktadır. Bu durum ise açık pozisyon taşıyan işletmeler için önemli ölçüde risk ve zarar payı taşımaktadır.[1][2][3]

Alternatif Döviz Kuru Sistemleri

Serbest Dalgalanma Sistemi: Ülkenin para değerinin piyasa tarafından belirlendiği kur çeşididir. Piyasaya yapılan müdahaleler piyasanın istenilen hale gelmesi değil, piyasada bulunan gereksiz dalgalanmayı önlemek içindir. Bu sistemin avantajlarını sayacak olursak ülkenin elinde bulundurduğu rezervin para politikasının etkinleşmesi ile azalmasını sayabiliriz. Aynı zamanda dış etkilerin öncelikle nominal kurlar tarafından emilmesi sayesinde ülke içindeki istikrara katkıda bulunur. Sistemin kötü yanı ise ülkenin, dış ülkelerle arasındaki ekonomik ilişkilerde risk doğurması ve bu sebeple kaynağın dağılımını olumsuz etkilemesidir. Bu sistem henüz hiçbir ülkede uygulanamamıştır.

Gözetimli dalgalanma Sistemi: Bu sistemde otorite döviz kuruna müdahale edebilir. Müdahaleler belirlenmiş kurallara göre yapılır. Müdahaleler kurallara göre yapılmadığı için ülkeye ekonomide daha geniş hareket alanı sağlar. Bu sistemle "Serbest Dalgalanma Sistemi" etkileri ve riskleri azaltır. Fakat kuralsız bir müdahale sistemi olması zaman zaman kendisi ile çelişmesine yol açar. Bu sistemden diğer ülkelerin olumsuz etkilenmesi durumuna "kirli dalgalanma" denir. Bu sistem daha çok gelişmiş ülkelerde uygulanabilmiştir. Örneğin Kanada.

Aralık İçinde Dalgalanma Sistemi: Bu sistemde kurların koyulan sınır içinde serbestçe dalgalanmasına izin verilir. Sistemin esnekliği aralık ve merkez parite değerlerinin revize edilmesini sağlar. Aralığın dar belirlenmesi ile istikrarsızlık başlayacaktır. Bu nedenle aralığın belirlenmesi çok önemlidir. Aynı zamanda bu aralığın devamlı olması sistemin güvenilirliğine bağlıdır. Sürekli değişen aralık beklenen faydayı olumsuz etkileyebilir.

Kaygan Aralık Sistemi: Bu sistemde aralığın ortalama değeri sabit değildir. Ayarlandığı ortalama belirsizdir. Genelde enflasyonun yüksek olduğu ekonomilerde uygulanır. Ayarlanabilir olduğu için kurun aşırı değerlenmesi engellenebilir. Kötü yanı ise ayarlanma süresinin bilinmemesinin piyasaya getirdiği belirsizliktir. İsrail buna yakın bir sistem uygulanmıştır.

Yönlendirilmiş Sabit Aralık Sistemi: Bu sistemde ülke parasının değeri önceden belirlenmiştir ve sabit bir değer etrafında belirli sınırlandırmalarla dalgalanmaktadır. Esas alınan sabit değer ekonomik göstergeler ve ödemeler dengesindeki ilerlemelere bağlı olarak ayarlanır. Sabit kur üzerinde baskı oluştuğunda, gerekli ayarlamanın aralıklar şeklinde ve sık sık yapılması gerekir ve bu şekli diğer sabit kur sistemlerinden bu sistemi ayırır, farklı kılar. Yönlendirilmiş sabit aralık sisteminde anlattıklarımın dışında ayarlamalar arasında belirlenen limitler içinde de dalgalanabilir. Bu ayarlamalar ile diğer sabit kur sistemlerinde gördüğümüz, beklentiden oluşan spekülatif hareketler engellenebilir. Faiz politikasının kurları destekleme zorunluluğu vardır. Bu zorunluluk, faizin ekonominin gerektirdikleri doğrultusunda istenilen gibi uygulanamamasına neden olur ve bu olumsuz örneklerinden biridir. Şili ve İtalya bu sistemi kullanmıştır.

Yönlendirilmiş Sabit Parite Sistemi: Bu sistemde ülkenin parasının değeri sabittir. Değerdeki bu sabitlik ülkede seçilmiş ekonomik göstergeler ve ödemeler dengesinde oluşan değişmelere bağlı kalarak ayarlanabilir. Yönlendirilmiş sabit parite sistemi, yönlendirilmiş sabit aralık sistemine göre daha katı bir yapıya sahiptir. Bahsi geçen sistemlerden farklı olarak, sabit kur üzerinde baskı oluşunca, gerekli düzenlemeler ani değil belirli aralıkta ve sık sık yapılır. Bu da sabit aralık sisteminin avantajlarını da, dezavantajlarını da bu sisteme katar. Aralık olmadığı için belirsizlikler daha aza iner. Kolombiya ve Brezilya bu sistemi kullanmıştır.

Ayarlanabilir Sabit Kur Sistemi: Bu sistem Bretton Woods Sistemi olarak bilinir. Kur, uygulanan ekonomik politikalarla tutarsız bir şekilde ilerliyorsa, istenilen yönde değiştirilebilir. Bu kurun süresiz bir şekilde sürdürülmesi zorunlu değildir. Dış ticarette yaşanan kur belirsizliğini azaltır ve ekonomik istikrara katkıda bulunur. Fakat ayarlama beklentisi yoğun spekülasyonla yol açar ve bu da krizi tetikler. Bretton Woods sisteminin çökmesiyle beraber birçok gelişmiş ülke buna yakın bir sistem uygulamıştır.

Para Kurulu Sistemi: Bu sistem ülkenin parasının başka bir yabancı para ile sabit kurdan değişimini öngören ve bazı yasal düzenlemelere tabi olan bir sistemdir. Ülke bu sistemde parasını sadece yabacı para girişine karşılık olarak basmaktadır. Bu sistemin uygulanması kolaydır ve birçok avantajı vardır. Finansal derinliğin artması, döviz kurunun istikrar kazanması ve faiz oranlarının birleştirilmesi bu avantajlara örnek olabilir. Bu sistemin uygulanabilmesi için güçlü bir ekonomi ve yeterince döviz kaynağı bulunmalıdır çünkü maliyetli bir sistemdir. Arjantin, Estonya ve Hong Kong halen bu sistemi kullanmaktadır.

Tam Dolarizasyon Sistemi: Bu sistemi kullanan ülkelerin parasal bağımsızlığı yoktur. Başka bir ülkeye bağımlıdır ve o ülkenin para birimini kullanmaya başlamıştır. Para kurulu sisteminin en uç hali denilebilir. Bu sistemin güvenilirliği fazladır. İstikrarsız bir döviz kuru olsa da bunun yol açtığı olumsuzlukları ortadan kaldırır. Panama ve San Marino bu sisteme yakın bir sistem kullanmaktadır.[4][5]

Kaynakça

  1. Dış Ticarete Giriş.
  2. "Döviz Kuru Sistemleri". 25 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2020.
  3. "Döviz Kuru Sistemleri" (PDF).
  4. "Alternatif Döviz Kuru Sistemleri" (PDF). K. Azim Özdemir-Gülbin Şahinbeyoğlu. 7 Aralık 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
  5. "Alternatif Döviz Kuru Sistemleri". Sedat Dinçer. 20 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.