Budapeşte Muharebesi

Budapeşte Muharebesi, Sovyet kuvvetlerinin II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru sınırı geçerek Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye yönelen genel taarruzlarının devamında kentin kuşatılması ve alınması sırasında yaşanan çatışmalardır. Macar ve Alman birliklerince savunulan kent, 29 Kasım 1944 tarihinde Kızıl Ordu'ya bağlı birlikler ve artık Sovyetler Birliği'nin müttefiki olan ve Almanya'ya savaş ilan etmiş bulunan Rumen ordusu tarafından kuşatıldı. Kuşatma, kenti savunan kuvvetlerin 13 Şubat 1945 tarihinde kayıtsız şartsız teslim olmasıyla sona erdi. Kenti kuşatan Sovyet güçleri, Rodion Malinovski'nin 2. Ukrayna Cephesi'ne bağlı birliklerdir. Savunmadaki kuvvetler, Alman Waffen-SS birlikleri ile Macar Ordusu'dur. Budapeşte kuşatması II. Dünya Savaşı boyunca yaşanan en kanlı kuşatmalardan biri oldu.

Budapeşte Muharebesi
II. Dünya Savaşı Doğu Cephesi
Tarih29 Aralık 1944 – 13 Şubat 1945
Bölge
Sonuç Sovyet zaferi
Taraflar
 Almanya
 Macaristan
 Sovyetler Birliği
 Romanya
Komutanlar ve liderler
Karl Pfeffer-Wildenbruch  (Esir)
Iván Hindy  (Esir)
Gerhard Schmidhuber
Rodion Malinovski
Fyodor Tolbuhin
Feodor Tulas
Kayıplar
110 bin tutsak (Alman) [1] Sovyet kayıpları:
80.026 ölü ve kayıp
240.056 yaralı [2]

Harekât öncesi

Macaristan, 1944 yılında Almanya'ya çok isteksizce bağlı idi.[3] 1944 yılının Mart ayında Macaristan, savaştan çıkma çabası içindeydi ve Almanlar tarafından, Macaristan'daki Yahudilere karşı gerekli "önlemler"i almakta isteksiz görülüyordu. Oysa Almanya'nın Balaton Gölü civarındaki petrol kuyularından çıkartılan Macaristan petrolüne şiddetle ihtiyacı vardı. Bu petrol bölgesini güven altına almak için Alman zırhlı birlikleri 19 Mart 1944 tarihinde Margarethe Harekâtı ile Macaristan'a girdiler. Macaristan Kral Naibi Amiral Miklós Horthy, ülkesini savaştan çekme yönündeki tutumunu sürdürdü.

Horthy, 1944 yılı Ekim ayında Müttefik Devletler ile barış görüşmelerine girişti. Alman istihbaratının bu gelişmelerden bilgisi vardı ve buna bir tepki olarak Alman operasyonu Panzerfaust Harekâtı, 16 Ekim 1944 tarihinde başlatıldı ve Horthy, tahtan çekilmeye zorlandı. Sonuçta Horthy ve hükümeti düşürüldü, Macar Nasyonal Sosyalist Partisi başkanı Ferenc Szálasi, yeni hükümeti kurdu.

Taarruz

Kızıl Ordu'nun 2., 3. ve 4. Ukrayna Cepheleri, 1944 yılının Ekim ayından itibaren Macaristan içlerinde ilerliyorlardı. Macaristan başkenti Budapeşte çevresindeki Alman-Macar kuvvetlerini geri attıktan sonra kenti kuşattılar ve taarruza geçtiler. Kızıl Ordu'nun Budapeşte'yi hedef alan harekâtı 29 Ekim 1944 günü başladı. Kente, iki operatif gruba bölünmüş olarak 1 milyondan fazla Sovyet askeri taarruz etmiştir. Sovyet planı, Budapeşte'yi Macaristan'daki diğer Alman ve Rumen birliklerinden koparıp almayı amaçlıyordu. Sovyet ve 1944 yılının Ağustos ayı sonlarından beri artık Sovyetler Birliği'nin müttefiki olan Rumen kuvvetleri, 7 Kasım'da kentin doğusundaki dış mahallelere girdi. Taarruza çeşitli zorunluluklarla bir süre ara veren bu kuvvetler, 19 Aralık'ta taarruzlarına yeniden başladılar. Budapeşte ile Viyana arasındaki ana ulaşım hatları, 26 Aralık 1944 tarihinde Kızıl Ordu birliklerinin eline geçti. Böylelikle Budapeşte'nin kuşatılması tamamlanmış oldu. Macar Nasyonal Sosyalist Partisi başkanı ve başbakan "Ulusal Lider" Ferenc Szálasi zaten 9 Aralık'ta kentten ayrılmıştı.

Kentin Sovyet ve Rumen birliklerince kuşatılmasıyla, yaklaşık olarak 33 bin Alman ve 37 bin Macar askerinin yanı sıra 800 binin üstünde sivil çevrilmiş oldu. Birliklerin kenti tahliye etmesi emrini vermeyi reddeden Hitler, kenti bir kale şehir ilan etti. Kent, son adama, son mermiye kadar savunulacaktı. 9. Waffen SS Dağ Kolordusu Komutanı, SS Generali Karl Pfeffer-Wildenbruch kentin savunmasından sorumlu komutan olarak atandı.

Budapeşte Stalin için önemli bir hedefti. Gerçekten de Yalta Konferansı yaklaşmaktaydı ve Stalin, Churchill ve Roosevelt'in karşısına olabildiğince güçlü çıkmak istemektedir. Bu nedenle General Malinovski'ye, kenti en kısa zamanda almasını emretti.[4]

General Malinovski, 29 Aralıkta ulak olarak iki görevli subayı kente, silah bırakmalarını önermek üzere gönderdi. Bu iki ulak, dönüş yolunda vuruldular. Bazı Alman ve Macar tarihçiler tarafından, ulaklara kasıtlı olarak Sovyet askerlerince ateş açıldığı yönündeki iddialara, Sovyetler Birliği'nde şiddetle karşı çıkıldı. Bir grup da, ulakların dönüş yolunda yanlışlıkla dost ateşi yediğine inanmaktadır. Her halükarda Sovyet komutanlar, bunu bir ret cevabı olarak kabul ettiler ve taarruz emri verdiler.

Sovyet saldırısı doğu banliyölerinde Peşte üzerinden başladı. Alman ve Macar kuvvetleri, arazi bırakarak zaman kazanmaya ve Sovyet ilerlemesini yavaşlatmaya çalıştılar. Sonuçta, savunma hatlarını kısaltabilmek için ve Budin'in tepelik topoğrafyasından yararlanmayı umarak geri çekildiler.

Alman karşı taarruzları

Macaristan'daki Alman kuvvetleri 1945 Ocak ayı başlarında, kapalı adı Konrad Harekâtı olan üç parçalı bir karşı taarruz başlattılar. Harekât, kuşatma altındaki Budapeşte garnizonunu rahatlatmayı amaçlayan Alman-Macar ortak girişimidir.

Kapalı adı Konrad I Harekâtı olan ilk taarruz, 1 Ocak'ta başlatıldı. Alman 4. SS Panzer Kolordusu Budapeşte'nin kuzeyindeki tepelik arazideki Tata'dan, Sovyet kuşatmasını bu bölgede yarmak için taarruz etti. Aynı anda Waffen-SS birlikleri, Budapeşte'nin batısından taktik bir üstünlük elde etmek için saldırdı. Sovyet komutanlığı 3 Ocak'ta, ortaya çıkan tehdidi karşılamak için dört tümeni daha muharebeye soktu. Sovyet savunması, taarruzu Budapeşte'ye 20 km'den daha az bir mesafede durdurmayı başardı. Alman kuvvetleri 12 Ocak'ta geri çekilmek zorunda kaldı.

Konrad II Harekâtı, 7 Ocak'ta başlatıldı. Yine 4. SS Panzer Kolordusu, Esztergom üzerinden Budapeşte havaalanı yönünde taarruz etti. Kenti savunan Alman ve Macar birliklerinin havadan ikmalini sağlayabilmek için havaalanını ele geçirmeye çalıştılar. Ancak havaalanı yakınlarında ileri harekât durduruldu.

Konrad Harekâtı'nın son girişimi 17 Ocak'ta başlatıldı. 4. SS Panzer Kolordusu ve 3. Panzer Kolordusu, Budapeşte'nin güneyinden, bölgedeki on Sovyet tümenini kuşatmayı hedefleyen bir taarruz geliştirdiler. Bu girişim de başarısızlığa uğradı.

Sovyet taarruzları

Bu arada kent içindeki çatışmaların yoğunluğu arttı. Havaalanının, kuşatmanın başlamasından önce, 27 Aralık'ta Sovyet kuvvetlerinin eline geçmesi nedeniyle ikmal belirleyici bir faktör oldu. Alman birlikleri 9 Ocak'a kadar bazı ana bulvarları ve parkları uçak ve planörler için kullanabilmişlerdir. Ancak bu bile yoğun bir Sovyet topçu ateşi altındaydı. Tuna donmadan önce bazı mavnalar, karanlıktan ya da sisten yararlanarak ikmal malzemesi taşıyabilmiştir. Yine de erzak fazlasıyla kıttı. Öyle ki askerler kendi çabalarıyla yiyecek bulmak durumunda kalmaktaydılar, hatta kendi atlarını yediler. Aşırı soğuk hava, Alman ve Macar birliklerini açısından durumu iyiden iyiye zorlaştırıyordu.

Kısa sürede Sovyet birlikleri kendilerini Almanların Stalingrad'daki durumuna benzer bir durumda buldular. Sokak çatışmalarına girerek ilerlemek zorundaydılar. Yine de, keskin nişancılarına ve istihkamcılarına dayanarak sokak çatışmalarında avantaj elde edebildiler ve ilerleyebilmeyi başardılar. Hatta çatışmalar kentin kanalizasyon şebekesine de indi. Her iki tarafın birlikleri, manevralarda bu kanalları kullandılar. Altı Sovyet denizcisi, kentin kalesine ulaşmayı ve bir Alman subayı esir alarak yine yeraltından geri dönmeyi başardı. Ancak Almanların kent sakinlerini kanalizasyon şebekesinde kılavuz olarak kullanarak kurdukları tuzaklar nedeniyle bu tür "av aramalar" ender olarak uygulanmıştır.

Ocak ayı ortalarında Sovyet kuvvetleri Csepel Adası'nı almayı başardılar. Burada, Sovyet ateşi altında dahi top mermisi ve Panzerfaust (Alman tanksavar silahı) üretmeyi sürdüren fabrikalar vardı. Bu arada Peşte'deki durum, Sovyet birliklerinin ilerlemesiyle Alman-Macar garnizonunun ikiye bölünmesi tehlikesinin ortaya çıkmasıyla daha da kötüleşti.

Hitler, 17 Ocak'ta Buda'nın savunulmaya devam edilmesi koşuluyla Peşte'deki birliklerin buraya çekilmesini kabul etti. Tuna üzerindeki beş köprü de, tahliye edilen siviller ve çekilen askerlerle tıkandı. Alman birlikleri, 18 Ocak'ta Macar subayların protesto etmelerine karşın bu köprüleri attılar.

İkinci Alman karşı taarruzu

Alman birlikleri 20 Ocak'ta ikinci genel taarruzlarını başlattılar. Bu kez kentin güneyinde Sovyet hatlarında 20 km'lik bir gedik açtılar. Tuna'ya doğru ilerleyerek Sovyet ikmal hatlarını tehdit etmeye başladılar.

Stalin, birliklere ne pahasına olursa olsun mevzilerini tutmalarını emretti. Budapeşte'ye taarruz etmek için gönderilen İki kolordu, Alman taarruzun karşılamak için aceleyle kentin güneyine hareket etti. Yine de Alman birlikleri kente 20 km'den daha kısa bir mesafeye kadar ulaşabildiler. Ancak muharebe bitkinliği ve ikmal yetersizliği nedeniyle taarruzlarını sürdüremediler. Budapeşte savunması, sonunda kenti bırakmak ve bütün bütün imha olmaktan kurtulmak için çekilmeyi talep ettiyse de Hitler geri çekilmeyi onaylamadı.

Alman birlikleri, karşı taarruzla ulaşmış oldukları ileri mevzileri daha uzun süre tutamayarak 28 Ocak 1945 günü geri çekilmek zorunda kaldılar.

Buda Muharebesi

Düz bir araziye yayılmış olan Peşte'nin tersine Buda, tepelik bir arazide kurulmuştur. Bu durum savunmanın, büyük ölçüden yavaşlamış olan Sovyet ileri hareketinden daha yüksek arazide savunma yapmalarına ve topçu mevzilemelerine olanak vermiştir. Ana kale, seçkin bir Alman birliği olan Waffen-SS birliklerince savunuluyordu ve birkaç Sovyet taarruzunu başarıyla püskürttüler. Öte yandan her iki tarafın birlikleri birkaç gün boyunca kentin mezarlığında açılmış mezarlar arasında çarpıştı.

Özellikle Tuna nehri üzerindeki Margaret adasında Sovyet 25. Muhafız Piyade Tümeni ile Alman birlikleri arasında amansız çatışmalar oldu. Ada hâlen kente yarısı yıkılmış bir köprüyle bağlıydı. Ada aynı zamanda paraşüt atma / atlama bölgesi olarak ve kent merkezinde düzenlenen kısa pisti korumak için kullanılıyordu.

Harekâtın altıncı haftasından sonra 11 Şubat'ta Kızıl Ordu birlikleri aynı anda cephenin üç ayrı kesiminden şiddetli bir saldırı başlattılar ve sonunda Gellért Tepesi'ni ele geçirdiler. Sonunda Sovyet topçusu kentin tümü üzerinde ve iki kilometrekareden daha dar bir alana sıkışmış olan Alman-Macar kuvvetleri üzerine ateşi oturttu. Bu birlikler zaten yetersiz beslenme ve hastalıklardan dolayı bitkindiler.

Bu muharebeler sırasında bazı Macar tutsaklar Sovyet tarafında savaştı. Sovyet tarafında savaşan Macar askerler, "Buda Gönüllü Alayı" olarak bilinir.

Kentin bu bölümünün güneyindeki demiryolu istasyonunu iki günlük kanlı muharebelerle ele geçiren Sovyet kuvvetleri, Buda Kalesi'nin bulunduğu tepeye ilerlediler. Şiddetli çatışmaların ardından 10 Şubat'ta Sovyet denizcilerinden oluşan Kızıl Ordu birliği, tepede bir dayanak elde etti. Böylelikle Alman-Macar garnizonunu ikiye bölmüş oldu.

Alman geri çekilişi

Hitler, hâlen Alman komutan General Pfeffer-Wildenbruch'ın, Budapeşte'yi tahliye etmesini ya da bir yarma hareketiyle kuşatmayı yarmasını yasaklamaktaydı. Ancak son birkaç gündür ikmal malzemesi getiren planörleri arkası kesilmişti ve ikmal malzemesinin artık paraşütle bırakılmaları da söz konusu olmuyordu.

General Pfeffer-Wildenbruch, çaresizlik içinde askerlerini Budapeşte'nin dışına çıkarmaya karar verdi. Alman komutan, alışılmış biçimde davranmayarak kentin Macar komutanına pek danışmadı. Yine de tüm kent savunmasının üst komutanı gibi davranarak kuşatmayı yarıp çıkma harekâtına Macar Komutanı da dahil etti.

Alman ve Macar birliklerinin oluşturan 28 bin kişi, 11 Şubat akşamı Kale yamaçlarından aşağı yürüyüşe geçtiler. Üç dalga halinde, çok sayıda siville birlikte harekete geçildi. Ancak Kızıl Ordu, kaçış girişimin fark etmiş ve önlem almıştır.

Bununla birlikte sis kaçış için bir örtü oluşturmuştur. İlk dalga, Sovyet askerleri ve topçusunu hazırlıksız yakaladı ve çoğu Kızıl Ordu hatlarını aşmayı başardı. Sovyet birlikleri böylelikle alarma geçtiği için ikinci ve üçüncü dalgaların fazla şansı olmadı. Sovyet topçusu ve roket bataryaları bu dalgaları çatal ateşine aldı. Ağır ateş altında, büyük çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu 5-10 bin kişi, Budapeşte'nin kuzeybatısındaki ormanlık bölgeye ulaşabildi ve Viyana'ya kaçabildi. Sonuç olarak Budapeşte kuşatmasından kurtulan Alman askeri 600 -700 kadardır.[5] Bu askerlerin kabaca 170 kadarı Waffen-SS birliklerine aittir. Macar askerlerinden kurtulanların sayısı bilinmiyor.[6]

Budapeşte'den çekilen birliklerin çoğu öldü, yaralandı ya da Sovyet birliklerince esir alındı. General Pfeffer-Wildenbruch ve Macar Komutan General Hindy, tutsaklar arasındadır.

Budapeşte'de kalan Alman-Macar birlikleri 13 Şubat 1945 tarihinde teslim oldular. Askeri tarihçi Liddell Hart, Alman tutsakların sayısını 110 bin olarak vermektedir.[1] Budapeşte'de binaların yüzde seksenden fazlası tümüyle yıkıldı ya da hasar gördü. Bunlar arasında tarihi kale ve Macaristan Parlamento Binası da bulunmaktadır. Tuna üzerindeki beş köprü de imha oldu.

Sonuçlar

Alman ve Macar birlikleri neredeyse tümüyle imha oldular. Tümüyle ya da büyük kısmıyla İmha olan Alman tümenleri; 13. Panzer Tümeni, "Feldherrnhalle" Panzer Kolordusu'nun iki tümeni, 8. SS Süvari Tümeni "Florian Geyer" ve 22. SS Süvari Tümeni Maria Theresa. Macar 1. Kolordusu tümüyle imha oldu. Bu kolordu bünyesinde iki piyade ve bir zırhı tümen bulunmaktaydı. Mart ayında başlatılan Bahar Uyanışı Harekâtı bir yana bırakılırsa Budapeşte Kuşatması sırasında girişilen harekât, Doğu Cephesi'nin güney kesiminde son geniş çaplı Alman harekâtıydı. Kuşatma sonrasında Wehrmacht, özellikle de Waffen-SS birlikleri tükenmişti. Kızıl Ordu yönünden ise Budapeşte Kuşatması, Berlin Muharebesi'nden önceki son prova gibiydi. Ve ardından Viyana Taarruzu'nu başlattı. Budapeşte'nin Kızıl Ordu eline geçmesinden tam iki ay sonra 13 Nisan 1945 tarihinde Viyana düştü.[7]

Dipnotlar

  1. II. Dünya Savaşı Tarihi - Liddell Hart. cilt 2, Sh: 702
  2. Glantz, David M., and Jonathan House. When Titans Clashed: How the Red Army Stopped Hitler. (Lawrence, Kansas: University Press of Kansas, 1995. ISBN 0-7006-0899-0) Sh.: 298
  3. "Hungary - The Unwilling Satellite". 27 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  4. Deak, István, Endgame in Budapest, Hungarian Quarterly, Autumn 2005
  5. Ungvary, Krisztian (2005). The siege of Budapest: one hundred days in World War II. Yale University Press. s. 512. ISBN 0300104685. Erişim tarihi: 11 Nisan 2005.
  6. "Budapest - The Stalingrad of the Waffen-SS" by Richard Landwehr
  7. Isaev, A. V. 1945-y. Triumf v nastuplenii i v oborone: ot Vislo-Oderskoy do Balatona/1945th. Triumph both in offencive and in defence: from Vistula-Oder to Balaton. (Moscow, 2008. ISBN 978-5-9533-3474-7) Sh.: 196, 199, 201

Kaynakça

  • II. Dünya Savaşı Tarihi - Liddell Hart. YKB Yayınları. Cilt 2
  • When Titans Clashed: How the Red Army Stopped Hitler - David M. Glantz, Jonathan House
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.