Alman Dışavurumculuğu
Alman Dışavurumculuğu, I. Dünya Savaşı sonrası Almanya'da ortaya çıkan bir sinema akımıdır.[1]
Savaş sonrası Almanya Sineması ekonomik zorluklar yüzünden Hollywood'un gösterişli ve pahalı yapımlarıyla yarışmaları çok zordu. UFA stüdyosunun sinemacıları sembolizm ve mizansenin olanaklarını kullanarak kendi özgün stillerini yarattılar.
İlk dışavurumcu filmler, Golem (1915), Dr. Caligari'nin Muayenehanesi (1920), Nosferatu, Bir Dehşet Senfonisi (1922), Fantom (1922)'dur. Bu filmler gerçek-dışı ve çoğunlukla absürt dekorlarıyla, çarpıtılmış perspektifleriyle, ışığın ve gölgelerin abartılı kullanımıyla akıma uygun biçimsel özellikler taşıyordu.
Dışavurumculuğun aşırı gerçek dışılığı kısa ömürlüydü. Birkaç yıl içinde gelip geçti ancak temaları ve dekorun, ışığın ve gölgenin anlam yaratmak amacıyla abartılı kullanımı 1920 ve 1930'ların daha sonraki filmlerinde sıkça kullanıldı.
Bu karanlık ve karamsar akım, Almanya'da Nazilerin iktidara gelmesi ve birçok Alman sinemacının Hollywood'a göç etmesiyle Amerika'ya taşındı. Özellikle iki tür, dışavurumculuk akımından bariz biçimde etkilenmiştir: Korku sineması ve film noir.
Kaynakça
- Linda Badley; R. Barton Palmer (Ocak 2016). Atam, Zahit (Ed.). Dünya Sinemasında Akımlar (Çev. Selin Yılmaz) . Doruk Yayınları. ss. 39, 59. ISBN 978-975-553-654-5.