Afrika'nın sömürgeleştirilmesi
Afrika'nın sömürgeleştirilmesi, 15. yüzyılda köle ticareti ile başlamış ve uzun yıllar sürmüştür. Bunu en iyi anlatan terim İngilizce bir deyim olan "Afrika'ya hücum"dur.
Sömürgecilik
Sömürgecilik, genellikle bir devletin başka ulusları, devletleri, toplulukları, siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi, müstemlekecilik, kolonyalizmdir[1]
Sömürgeciler genellikle sömürdükleri bölgelerin kaynaklarına el, iş gücüne, pazarlarına el koyar ve aynı zamanda sömürgeleri altındaki halkın sosyo-kültürel, dini değerlerine baskı uygularlar. Sömürgecilik ile emperyalizm kimi zaman birbirleri yerine kullanılan terimler olmakla birlikte emperyalizm, şekli olduğu kadar şekli olmayan alanlarda da kontrolün hakim gücün elinde bulunduğunu durumlarda kullanılmaktadır. Sömürgecilik terimi aynı zamanda bu sistemi meşrulaştırmak veya yaymak için kullanılan bir dizi inanca da işaret etmektedir, zira Sömürgeciler kendilerinin sömürdükleri insanlardan daha üstün olduklarına inanırlar. Sözde bilimsel teorilerle de desteklenmeye çalışılan bu tip inançlar daha çok 19.yüzyılda Avrupa'da yayılmış ve Avrupalıların tüm dünyada sömürgeci güç olarak yayılmasının da sözde meşru dayanağı olmuştur.
Avrupa sömürgeciliği kabaca iki büyük dalgaya ayrılabilir. İlki keşiflerle başlamış ikincisi de 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan sömürgecilik hareketi olan Yeni Emperyalizm dönemidir.[2]
Kölelik
Geleneksel olarak kölelik kurumu Afrika'da da vardı. Kölecilik, ilk olarak 1444'te başlayan ve 19. yüzyılın ortalarına kadar devam eden bir tür insan avı olarak nitelendirilmektedir.
1492 yılında İspanya'nın güneyinde kalan son Endülüs hanedanının elinde bulunan Gırnata şehrinin de düşmesiyle birlikte Kuzey Afrika'daki diğer Müslüman yurtları da tehlikeli bir döneme girdiler. Akdeniz'in güney sahilleri İspanyol yayılmacılığı karşısında çaresizlik içinde tam bir felaket dönemi yaşamaya başladılar. Önemli bütün liman şehirleri tek tek düşüyor ve yerli halktan canını kurtarabilenler iç kısımlara kaçıyorlar, gidemeyenler ise ya esir ediliyor veya öldürülüyordu.
Avrupa'nın en büyük banka ve sigorta kuruluşlarından bazıları ilk sermayelerini köle ticaretiyle elde etmişlerdir. Kuzey Amerika, zenginliğini ve gelişmişliğini büyük ölçüde köle emeğine borçludur. İngiltere'yi sanayi devrimine götüren süreçte, köle ticaretinin rolü o kadar büyüktü ki, Liverpool, Bristol ve Glasgow gibi kentler tüm zenginliğini köle ve sömürge malları ticaretine borçluydu. Köle taşıyan gemilerin önemli bir kısmı, Liverpool Limanı'na kayıtlıydı.
Afrika'yı bir köle kaynağı olarak görenler, şimdi onunla hem hammadde kaynağı, hem de pazar olarak ilgilenmeye başladılar. Ama bunun için Afrika'da çalıştıracak işgücüne ihtiyaçları vardı. Köleciliğin yasaklanması doğrudan bununla ilişkiliydi. Afrikalıların kurtuluşu olarak ilan edilen bu yeni süreç, köleliğin yeni bir biçiminden başka bir şey değildi. Köle tacirleri, madenlere ya da çiftliklere işçi temin eden kuruluşlar halinde örgütlendi.
Amerika Birleşik Devletleri'nde köleliğin yasaklanmasından sonra bazı azatlı kölelerin gemilerle taşınarak getirildikleri Liberya'da kurdukları devlet ile Etyopya'nın bir kısmı hariç kıtanın tamamı işgal edilerek sömürgeleştirilmiş, Afrika kıtasında en büyük payı Fransa ve İngiltere almıştır. Almanlar Namibya ve Tanzanya ile yetinmek zorunda kalırken İtalyanlar Libya, Eritre, Somali'nin bir kısmını, kısmen Etyopya'yı işgal etmişlerdir.
Kilise ve sömürgecilik
Kölecilik iktisadi bir mesele olmasına rağmen milyonlarca Afrikalının köleleştirilmesinin haklı gösterilmesi gerekiyordu. Bunun için de kilise, "vahşilerin" ruhlarının kurtarıldığı izahatını öne sürmüş ve bilimadamları da onların aşağı ırk oldukları savını desteklemişlerdir.
Orta Afrika’nın sömürgeleştirilmesi
Kongo ve Belçika
Şubat 2002'de Belçika hükûmeti "Lumumba'nın öldürülmesine giden olaylarda inkar edilemez bir sorumluluk payına sahip olduğunu" kabul eden bir açıklama yayımladı. Temmuz 2002'de ABD hükûmeti CIA'in, Lumumba karşıtlarına para ve politik destek yardımında bulunarak ve Mobutu'ya silah ve askeri eğitim sağlayarak Lumumba'nın öldürülmesinde rol oynadığını ortaya çıkaran belgeleri açıkladı.
ABD ve Avrupa
Frantz Fanon'un Avrupa için "harfiyen Üçüncü Dünya'nın yaratımıdır" demesinin nedeni buydu. Avrupa'nın sahip olduğu refahın ve zenginliğin altında, sömürgelerden akan kaynak ve emek yatmaktaydı.
Namibya'da, 1904-1905 yıllarında Alman İmparatorluğu'nun uyguladığı soykırım için Hererolar, iki milyar mark istiyor.
Güney Afrikan'nın Durban kentinde, 150 ülkenin temsilcilerinden ve çeşitli sivil toplum örgütlerinden altı bin delegenin katılımıyla, protesto gösterileri eşliğinde başlayan Dünya Irkçılıkla Mücadele Konferansı'nda ABD ve AB köleciliğin ve sömürgeciliğin yarattığı zararların kabul edilmesini reddetmiş ve tartışmak istememişlerdir. Afrikalılar yüzyıllar boyu süren köle ticareti ve sömürgeciliğin yarattığı tahribatın tazmin edilmesini, köle ticaretinin insanlık suçu kabul edilmesini talep ettiler.
Fransa'nın, en değerli sömürgesi Cezayir'i kaybetmemek için yaptığı sekiz yıl süren savaşta bir milyon Cezayirlinin hayatını kaybetmiştir.