Ronald Dworkin

Ronald Myles Dworkin, FBA (d. 11 Aralık 1931 – ö. 14 Şubat 2013), hukuk ve siyaset felsefesine etkili katkılarda bulunan Amerikalı filozof ve anayasa hukukçusudur.

Ronald Dworkin (2008)

Hayatı

1931'de Massachusetts'de doğan, Harvard ve Oxford üniversitelerinde eğitimini tamamlayan Dworkin, New York Üniversitesi'nde hukuk felsefesi profesörlüğü yapmıştır. Ayrıca University College London Fahri Hukuk Profesörü olan Dworkin, Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Oxford Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmıştır. Yayınlanmış birçok eseri vardır. "Dünya çapında etki yaratan öncü bilimsel çalışmalarından" dolayı beşeri bilimler dalında 2007 Holberg Uluslararası Anma Ödülü'ne layık görüldü.[1] The Journal of Legal Studies adlı hukuk dergisinde yer alan bir ankete göre Dworkin, yirminci yüzyılın en çok atıfta bulunulan ikinci Amerikan hukuk bilginidir. [2]

Genel felsefesi

Dworkin, hukuk felsefesinin önemini vurgulayarak dünya çapında hukuk camiasının dikkatini çekmiştir. Klasik hukuk felsefesi tartışması olan doğal hukuk pozitif hukuk tartışmasında, bu iki akımın teğet noktalarını yeniden yorumlayarak, yeni bir bağdaştırıcı akım ortaya koymuştur. Düşüncelerinden dolayı aldığı konum itibarıyla tüm karma okullar gibi onun yaklaşımı da hem doğal hukukçular hem de pozitivistler tarafından eleştirilmiştir. Dworkin, söz konusu tartışmayı kuramsal boyuttan alarak pratik alanda işlevsel noktaya taşıma düşüncesindedir. Bu nedenle, pozitif hukuk metinlerinin bir değer açısından incelenmesiyle daha başarılı bir uygulamanın sağlanıp sağlanamayacağı üzerinde durmaktadır. Bunu yaparken klasik doğal hukukun eksik yanlarına da vurgu yapmaktadır. Ayrıca katı pozitivist anlayışın hukukun işlevselliğine neden olacağına yönelik düşünceleri vardır.

Dworkin'e göre hukuk olgusunun temelinde adalet ve etik değeri yatmaktadır.

Devlet ve hukuk felsefesi

Dworkin, 1977 yılında yazdığı ve makalelerini topladığı Hakları Ciddiye Almak isimli eserinde temel olarak hukuksal pozitivizmin özellikle yorum sorunları karşısında başarısız kalan taraflarını inceleyerek, doğal hukukun bu sorunlarda kullanılabilir olan taraflarını bir araya getirmek eğilimindedir. Çalışmalarını üç temel noktada inceleyebiliriz: Hart'ı eleştirerek başladığı ilk çalışma alanı, kural modellerinin üzerinde durarak yeni bir norm yapılanması kurulması üzerinedir. Kuralların biçimlendirilmesinde, kural-ilke ayrımı yaparak bir değerlendirme ölçüsü oluşturmuştur. Ona göre ilkeler kurallardan farklıdır. Çünkü kurallar yasa koyucu tarafından, ilkeler ise kendiliğinden toplumsal süreç içinde ortaya çıkarlar. Dworkin'e göre bir yargıç yasaların yetersiz olduğunu düşündüğü durumlarda hukukun genel ilkelerine başvurabilecektir.

Dworkin'in bir diğer çalışma alanı ise, liberalizm ağırlıklı tutumudur.

Liberal kuram, bireysel özgürlüklerin devlete karşı korunmasını bir zorunluluk olarak görmektedir. Dworkin'e göre bireysel hakların kökeni soyut ve metafizik kavramlara dayalı değildir. Bu haklar her türlü ahlâkî seçkicilikten bağımsız olarak varlıklarını bulmuşlardır.

Common law hukukuna bağlıdır ve bu nedenle Dworkin'in siyasal liberalizme dayalı yaklaşımı politik hukuk teorisi olarak da adlandırılmaktadır. Bu da Dworkin'in yaklaşımını hukuksal realizmin modern bir versiyonu yapar.

Dworkin'in hukukta birlik ilkesi üzerinde durduğu alan ise üçüncü çalışma alanıdır. Ona göre bir karar olarak hukuk, kamusal normların uygulanması konusunda hem yargıca hem de diğer otoritelere yönelmektedir. Bu nedenle hukuksal kararların ortaya çıktığı süreçte aktif rol oynayan yargıçlar ve diğer otoriteler hukukta birlik ilkesine uymalıdır. Karar farklı bölümler içeriyor olsa bile, tek bir yazar tarafından yazılmış gibi olmalıdır. Bu nedenle yargıçlardan çetin davalarda hukuk doktrinine dair daha başka, esaslı bir yorum çalışması yapmalarını istemezler.

Hukuksal pozitivizme eleştirileri

1.Pozitivizmin hukuku tek bir standart olarak kabul etmesi doğru değildir.

2.Pozitivizmin katı bir ayrılık anlayışı yerine hukuk ve ahlâkın birlikteliğine dayanan anlayış edilmelidir.

3.Pozitivizm yargıcın rolünü mekanik ve tümdengelimsel görür. Oysa yargı, hukuksal problemi tek doğru cevap tezine göre çözmelidir. Bu da pozitif metnin aşılması mânâsına gelir.

4.Pozitivizmin öngördüğü abartılı takdir yetkisi eşitliği bozar. Bu nedenle bundan kaçınmak gerekir.

Doğal hukuk düşüncesine eleştirileri

1.Klasik doğal hukukun içeriğini doldurmakta zorlandığı evrensel ve zaman üstü hukuk kavramı yerine, belirli bir hukuk sisteminin tarihsel açıdan doğru ve yanlışlarıyla ingilenilmelidir.

2.Doğal hukukun objektif ahlâkî değerleri yerine, kurumsal değer diye nitelendirdiği aşkın olmayan; içkin, yani yerleşik değerleri önermektedir.

3. Yargıçların, davanın sonucunu belirlemede mutlak bir serbestiye sahip olduğu ileri sürülemez. Yargıç, ancak hukuk içinde kalarak doğru cevabı bulacaktır. Bu nedenle yorum, uygunluk ve bütünlük ilkelerine uyularak yapılmalıdır.[3][4]

Kaynakça

  1. (İngilizce) "Ronald Dworkin 15 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". New York Review of Books. Nybooks.com. 17 Kasım 2013 tarihinde erişildi.
  2. (İngilizce) Shapiro, Fred R. (2000). "The Most-Cited Legal Scholars". Journal of Legal Studies 29 (1): 409–426. doi:10.1086/468080.
  3. "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 9 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2019.
  4. IŞIKTAÇ Yasemin. Hukuk Felsefesi
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.