Milena Jesenská

Milena Jesenská (10 Ağustos 1896, Prag – 17 Mayıs 1944, Ravensbrück), Çek asıllı gazeteci, yazar ve çevirmen.

Milena Jesenská
Doğum 10 Ağustos 1896
Prag
Ölüm 17 Mayıs 1944 (47 yaşında)
Ravensbrück, Almanya
Meslek Gazeteci,yazar,editör ve çevirmen

Sadece Franz Kafka'nın sevgilisi olarak anımsanması, hem yaşadığı döneme, hem de içinde bulunduğu özgürlükçü harekete bakıldığında doğru olmaz. Milena Jesenská, Prag'lı aristokrat bir ailenin kızı olarak dünyaya gelmiştir. İçinde bulunduğu seçkin sınıfın aksine Milena, kendisine dayatılan yaşamı reddettiği için uzun yıllar boyunca, önce babasıyla sonra da tüm elitlerle, bir anlaşmazlığın içine girmiştir. Çok genç yaşta bir Yahudi-Alman'a aşık olur ve babasının şiddetle karşı çıkmasına rağmen bu tutkulu aşkından vazgeçmez. Bunun üzerine hayatında çok büyük sarsıntılar yaşamasına sebep olan bir sinir hastalıkları kliniğine öz babası tarafından kapatılır. Burada bir yıl kalır. Çıktığında dibe vurmuş, karanlığa gömülmüş bir ruhla baş başa kaldığının farkına varır. Milena, bu ağır buhranlardan kurtulmak için zaman zaman uyuşturucu maddelere başvurur ve bu dönemi, hayatının en karanlık zamanı olarak ifade eder. Bu dönemde babasıyla olan tüm bağını koparır, ardından para kazanmak için çeviriler yapmaya başlar. İşte Kafka'yla olan ilişkisi de bu çevirilerle başlar. Kendisi de aslen bir Çek olan Kafka'nın, orijinali Almanca olan hikâyelerinin çevirilerini yaparken ona karşı içsel bir bağlılığa yönelir. Kafka da hikâyelerin çevirilerindeki ustalık ve içtenlikten etkilenerek ona bir mektup yollar. Yaklaşık iki yıl sürecek mektuplaşmalar ve hastalık haline gelecek bu aşkın ilk adımı bu mektupla atılır. Bu iki insan birbirlerine duydukları arzuyu zihinsel bir yolculuk olarak yaşarlar. Aşk o kadar yoğun bir hâl alır ki, Kafka dönem dönem geçirdiği ağır öksürük nöbetlerinden, içini kaplayan bu aşkı sorumlu tutar ve bir süre sonra da bu ilişkiyi sonlandırır.

Kafka, Milena'nın hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Belki de bu büyük bağlılığın odağında her iki karakterin de hayatlarındaki "baba" figürü etkili olmuştur. Bitmek bilmeyen öfkeleri, ama içlerinin bir yerlerinde kalan ve kurtulamadıkları sevgileriyle, en eksik yanlarında birbirlerini buldukları fikri işten bile değildir. Bunun dışında siyasal duruşu ve politik kimliği de yaşadığı dönem açısından tartışmasız en marjinal tanımlamalarından biridir. Yeraltından çıkardıkları bir gazetede yazdığı yazılar ve sosyalistlerle yaptığı iş birliği sebebiyle ismi arananlar listesinden hiç eksik olmaz. Ancak o kalıp savaşmayı tercih etmiştir. En sonunda Naziler tarafından yakalanıp bir toplama kampına götürüldüğünde, halindeki asalet ve duruşundaki dirayetle, hep farklı bir yerde kalmayı başarmıştır. Kampın ağır koşullarına dayanamayarak böbrek yetmezliğinden öldüğünde bile Milena, adını unutulmayan bir isim olarak tarih sayfalarına kazımıştır.

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.