Keşiş

Keşiş, Hristiyanlık'ta evlenmemiş, manastırda yaşayan rahip ve rahibe.[1]

Sofonisba Anguissola (1556)
Taylandlı Budist keşişler

Köken bilimi

Keşiş sözcüğünün kökü Arapça ve Farsça'ya dayanır.

Keşişler Hristiyanlığı içlerinde en yoğun şekliyle yaşamaya gayret eden, bunun için inzivaya çekilip günlerce Tanrısal meditasyon yapan, manastırda yaşayıp hayatını Hristiyanlığa göre şekillendiren kişilerdir. Eski dilde manastırlara "keşişhane" denirdi.

Fransisken, dominiken, cizvit keşişleri gibi tarikatlarına göre ayrılırlar.

Keşişlik, dünyadan elini eteğini çekme anlamına gelmektedir. Keşişler manastırda yaşarlar, burada meditasyon yaparak dünyadan uzak bir yaşam sürerler. İçki içmezler, oruç tutarlar ve cinsellikten uzak dururlar.

Bireysel olarak yapılan keşişlikle grup keşişliği birbirinden farklıdır. Örneğin; İslamiyet’te Ramazan boyunca herkes oruç tutar. Bireysel keşişlikte ise; bir şeyi yapıp yapmamakta herkes özgürdür.

Keşişlikte, saflık (cinsellik anlamında) çok önemlidir. Bunun karşıtı olarak da “libertinaj” (özgürlük mekanı) adıyla özgür aşkın idealini savunma anlayışı söz konusudur.

Farklı bakış açılarıyla keşişlik

Meksikalı yazar Octavio Paz’a göre keşişlik; toplumun çoğu tarafından normal karşılanılan şeyleri terk etme anlamına gelmektedir. Toplumun belirlediği ahlaki değerleri reddedip uç noktalarda yaşayan insanlar gibi keşişler de toplumda sosyal bir azınlıktır.

Bir diğer bakış açısı da şu şekildedir: Keşişler, o kültürde yapılmasına izin verilmeyen, hoş olmayan durumları terk ederler. Örneğin; İsrail’de domuz eti yiyen, Suudi Arabistan’da içki içen bir keşiş yoktur.

Keşişliğin Esasları

Keşişlikte yapılan her şeyin somut bir amacı vardır. Örneğin; keşişler oruç tutarlar. Böylece dünyevi zevklerden kurtulurlar. Bir başka örnek, keşişlikte bir dayanışma vardır. Oruç zamanı toplanan paralar, fakirlere yardım amacıyla bir kuruma bağışlanır.

Arınma amaçlı ibadet ve oruç dünyaya ve insanın kendi şahsına yönelik ve mevcut doğal haline karşı bir itiraz olarak olumsuz bakışla bağıntılıdır. Bir keşiş dünyayı düzeltmeyi, iyi hale getirmeyi hedefler. Bazı dinlerde tamamen kusursuzlaştırmayı amaçlar.

Diğer yandan zevke ve sevince karşı olmayan keşişlik de vardır. Bu durumda da orucun arkasındaki amaç, zevk düşkünü ve bağımlısı olmamak ve zevki olağan hale getirmemektir. Filozof Theresa von Avila, „Hindi ise, hindi, oruç ise, oruç“ diyerek buna bir açıklık getirmiştir.

Keşişliğin Tarihçesi

Keşişlik, bazı dini ve etik sistemlere yabancı bir durumdur. Örneğin; Zerdüştlük ya da Konfüçyüsçülük’te bu durum söz konusudur.

Asya’da Keşişlik

Keşişlikte uygulanan en eski sistemin Hinduizm’den geldiği tahmin edilmektedir. Indus Vadisi Uygarlığı, keşişleri tanıyordu. Bu keşişler; yogacılar, Sadhular ya da Sannyasinler’dir (gezgin dervişler). Kısmen de olsa Tantrizm’e mensupturlar. Jainizm’in unsurlarından biri oruç tutmaktır. Hatta bir Hindu olan Mahatma Gandhi de oruç tutmuştur.

Budizm’de de keşişlik vardı ve hala da vardır. Bunu Buda’nın hayatından ve kurduğu Budist Keşişler Topluluğu’ndan anlayabiliriz. Oruç odaklı somut eylemler, günde sadece bir öğün yemekten başlayıp, açık havada oturma pozisyonunda uykudan, Vietnam savaşı sırasında keşişlerin kendi kendilerini yakmasına kadar birçok örnek yol anılabilir. Ancak Budizm, normal durumlar için aşırı çilecilik hayatını reddeder. Budizm’de keşişlik için yaşam tarzını bırakmaya ya da tövbekar olmaya gerek yoktur. Sadece aşırılıktan uzak durmayı ve pragmatik bir tutumu gerektirir.

Antik Yunan ve Roma’da keşişlik

Keşişlik kavramının Antik Yunan ve Roma’daki karşılığı antrenman yapmaktır. Yunan askerlerinin talim yapmaları olarak anlaşılmaktadır. Daha doğrusu sporcuların yaşam biçimidir. Kinizm felsefesinde benimsenen yaşam tarzı –irade, fakirlik ve evsiz olma- keşişliğin özelliklerini göstermektedir. Ancak, kinizm taraftarları bu feragatlerde dolaysız olarak bir haz artışı ve yerleşik yapıların kırılmasını gördükleri için buna tam anlamıyla „keşişlik orucu“ demek de olanaklı değildir.

Keşişlik, M.Ö. 1. yy.dan itibaren Gnostisizm’in ve Neoplatonculuk’un feragat ve dünyayı yok saymayla ilgili görüşlerini reddeder. Gnostisizm, mensuplarına ya köktenci mütevazı bir yaşam emreder ya da onlara geniş cinsel özgürlükler verir. Karanlık ve aydınlık gibi bir ikilem üzerine kurulmuş Mani dininde keşişlik şu şekildedir: Dünyaya ulaşmak için her şeyden vazgeçmek gerekir. Mani dininde keşişler için üç yasak vardır:

  1. Et ve balık yiyemez, içki içemezler.
  2. Mastürbasyon, iş ve meslek yasağı
  3. Evlenemezler.

Yunan ve Roma kültüründe oruç tutmak ve cinsellikten uzak durmak dini kuralların bir parçası olarak görülmektedir. Böylece tanrıları etkileyebileceklerini düşünürler (bkz. Eleusis Gizemleri). Bu nedenle, bu bağlamda Yunan ve Roma kültüründe keşişlikten tam olarak söz edilemez.

Felsefe okullarında ise; bu durum şu şekildedir: Saflık, yeme-içme ve davranışlar için düzenlenen birtakım kurallar vardır. Mezhebe üye olanların bu kurallara uymaları zorunludur. Stoa felsefesi, keşişlik kavramının tam merkeziydi. Ancak kelimenin orijinal anlamı, tutku ve arzulardan kurtulmak için sürekli çalışmaktır.

Dinler ve keşişlik

Grup Keşişliği

Birçok dünya dini, keşişliği bütün toplumda mümkün kılmak istemiştir. Bunun için bir dizi keşişlik biçimi oluşturmuştur. Böylece belirli dönemlerde tövbe için oruç ya da yas tutulmaya başlanmıştır.

Yahudilik ve Keşişlik

Dünyanın onayladığı bir din olan Yahudilik, keşişlik özelliklerine sahiptir. Özellikle kutsal metin çalışma konusunda bu durum söz konusudur. Yahudiler, Tövbe Günü (Yom Kippur) oruç tutarlar.

Yahudiler için oruç tutmak manevi bir hazırlıktır ya da Tanrı’ya bir konu hakkında ne kadar ciddi olduklarını göstermektir. Nasırlılar, Tevrat’ı incelerlerken birtakım ihtiyaçlarını ertelerlerdi. Örneğin; o dönemde şarap içmezler ve saçlarını kestirmezlerdi. Bu süre, yaşamları boyunca ya da belirli bir dönem, bu şekilde devam ederdi. Eski Ahit’te Nasırlıların sabit bir evlerinin olmadığından bahsedilmektedir.

İslamiyet ve Keşişlik

İslami yaşam tarzında bazı keşişlik özellikleri görülmektedir. Keşişlik, Arapça bir kelime olan cihatla (kutsal savaş, çaba) aynı anlama gelmektedir. Asıl mücadele eylemini kapsayan “küçük cihat” kavramı, Sufiler tarafından “büyük cihat”a dönüştürülmektedir; büyük cihat, insanın, beşeri dünyada dünyevi cazibelere karşı koyabilmek uğruna kendi ham güdüsel dürtülerine karşı mücadele ve savaşı hedef alır (bkz. nefs).

İslamiyet’te keşişlik gruplar halinde olmaktadır. Bunun için 12.yy.dan bu yana değişik tarikatlar kurulmuştur. Tarikata kabul edilen kişiye mürit denilmektedir. Bu kişiler, tasavvuf eğitiminden geçirilirler. Her tarikatın Allah’a ulaşmak için geliştirdikleri yöntemler farklıdır.

Sufiler, günlük düzenli olarak zikir çekerler. Allah’ın adını anarlar. Sürekli öbür dünya için çalışırlar. Nefislerine yenik düşmezler.

Hıristiyanlık ve Keşişlik

Keşişlik, en çok Hristiyanlık’ta görülmektedir. Bir Hristiyan keşişliği vardır. Ancak Hristiyanlık’taki keşişlik Hinduizm’deki gibi değildir. Hristiyanlık, keşişlikle ilgili çeşitli geleneklere sahiptir. Bu geleneklerle şekillenmiş ve gelişmiştir. Diğer yandan bu gelenekleri de eleştiren bir dindir.

Yeni Ahit’te adı geçen en bilindik keşiş, Yahya Peygamberdir. Yahya Peygamber ve onun müritleri mülkiyet, ikamet vb. şeylerden feragat etmişlerdir. Yine Esseniler, dindar Yahudilerin oluşturduğu keşiş bir topluluktur ve kişisel eşyalarından vazgeçmişlerdir.

İsa’nın kendisi de bir süreliğine oruç tutmuştur; ancak keşişlikle ilgili genel bir kural çıkarmamıştır. Karşıtları arasında bazıları onun pekala dünyevi duyusallık dolu bir hayat sürdüğünü iddia etmektedir. Ayrıca keşişlikle ilgili eleştirilerini açıkça dile getirmiştir.

Katolik Kilisesi ve Keşişlik

İsa’nın kendisi de bir keşiştir. İsa ve onun talimatları, Katolik Kilisesi’nde keşişler için bir yaşam kılavuzu olarak yorumlanmaktadır. Ayrıca kişisel eşyalardan vazgeçme, cinselliği terk etme ve bir şeyi kişinin kendi iradesiyle bırakması gibi durumlar kural olarak sayılmamaktadır. Yoksulluk, bekaret ve itaat gibi Protestan öğütleri kurtuluş için gerekli değildir; ancak dindar bir yaşam için faydalı durumlardır.

Katolik Kilisesi’nde keşişlik yoluyla ahlaki ve dini mükemmelliğe ulaşmak isteyenler için şunlar yapılmaktadır:

  • İbadet edilir ve meditasyon yapılır. Bunların yanında keşişlikle ilgili dini edebiyat ya da sanat eserleri sunulur.
  • İncil okumaları yapılır.
  • Dua edilir.
  • Beraber ibadet edilir, nefs terbiye edilir ve toplantılar yapılır.
  • Kutsal törenler (Sakrament) düzenlenir.

Manastırlarda feragat kurallarında gevşeme olunca, Ortaçağ’da kilisede ve toplulukta yeni keşişlik hareketleri ortaya çıkmıştır. Fransisken Tarikatı’nın kurucusu Assisili Francesco, fakirlere yardım konusunda kiliseyle dayanışma içinde olmak istemiştir. Bunun için uzun bir süre kiliseyle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Ancak kilise dışında sapkın hareketler ortaya çıkmıştır. Diğer gruplar, dini yaşamı değiştirmeye çalışmışlardır (Katharlar ve Waldensian gibi yeni dini gruplar ortaya çıkmıştır.) Keşişler, Ortaçağ’da bu olanlardan çok etkilenmişlerdir. Bedenlerine kasıtlı olarak işkence yapmaya başlamışlardır.

Cizvit Tarikatı’nın kurucusu Ignatius de Loyola, yoğun ruhsal egzersizler yaptıran ve katı keşişlik kurallarını içeren otuz günlük bir program tasarlamıştır. Bu program, Protestanlığın reformist hareketlerine karşı oluşturulmuştur.

Katolik Kilisesi’nde cuma günleri et yemek yasaktır. Bu durum Ortaçağ’dan 20.yy.a kadar bu şekilde devam etmiştir. Katolikler, cuma günleri şükran orucu tutarlar.

Ortodoks Kilisesi (Doğu Hıristiyanlığı) ve Keşişlik

Ortodoksların 40 gün süren oruçları vardır. Bu oruç, yıl içerisinde kilise takvimine göre ayarlanır. Ortodokslarda oruç zamanı batıya oranla daha sıkıdır. Et yemek, şarap içmek ve yağ kullanmak kesinlikle yasaktır. Bu durum, yapılan yoğun ibadetle alakalıdır.

Ortodoks kiliselerinde keşişlik, Katolik kilisesindeki gibi değildir. Keşişler, günahları için kefaret ödemek zorunda değildirler. Kişi, keşişlik uygulamaları sayesinde önceliklidir ve Tanrı ile manevi birlik arasında özgürdür.

Protestan Kilisesi ve Keşişlik

Protestan Kilisesi (Martin Luther), Katolik Kilisesi’nin keşişliğe uygun olduğu düşüncesini reddetmiştir. Çünkü inançlar yasallaştırılınca durumun daha da kötüye gittiğini görmüştür.

Reform Kiliseleri ve Keşişlik

İsviçre’de (Zürih) Reform hareketleri Ulrich Zwingli tarafından başlatılmıştır. Reform hareketleri sonucu Kalvenizm gibi yeni bir teoloji ortaya çıkmıştır. Her ikisi de en başından itibaren dünyevi zevkleri terk ederek disiplinli bir yaşam tarzı uygulamıştır; ancak burada keşişlik için dünyadan tamamen uzaklaşma gibi bir durum söz konusu değildir. Bu yaşam tarzı, Kalvenizm akımını benimseyenler tarafından da kabul edilmiştir. Örneğin; tutucu Protestanlar bu kişiler arasındadır.

Pietizm (Aşırı Dindarlık)

Protestan Kiliseleri arasında aşırı görüş ayrılıkları vardır. Bazı Protestanlar, dünyayı inkâr eden ve aşırı dindar özellikleri olan bir düşünceyi benimsemişlerdir. Örneğin; Pietizm bu şekilde ortaya çıkan bir harekettir.

Biz isteyerek vazgeçiyoruz

Tüm boş şeylerden,

Tüm dünyevi zevk ve hazlardan. (Gerhard Tersteegen)

Pietizm’de sadece oruç tutmak ya da evlenmemek önemli değildir. Dünyevi zevklerden kesinlikle feragat edilmelidir. Müzik dinlemek, dans etmek ve hatta gülmek yakışıksız olarak görülür. Metodistler, kurucuları John Wesley zamanında vaizleri için zorunlu olarak haftada iki kez oruç tutarlardı. Ayrıca diğerlerine de tavsiye ederlerdi.

Günümüzde keşişlik Max Weber, keşişlik kavramını şu şekilde yorumlamıştır: “Dünyevi keşişlik”, Protestanlık sayesinde modernleşmiştir. İnsan kültürü, bundan sürekli olarak etkilenmiş ve değişmiştir. Böylece hem modern hem de tutucu olan kapitalizmde başarı, feragat ve özverinin mükâfatı olarak algılanmıştır. Feragat dolu bir hayat ile din böylece birbiriyle yan yana ilerlerken, açıkça bağımsızlaşmakta, hatta birbirinden de zaman içinde ayrışmaktadır. Bundan dolayı bugünün yaşam biçiminde feragat edilen şeylerin çoğu, bazı açılardan keşişlik olarak anlaşılabilir. Ancak Anoreksiya nervoza, sağlık için oruç tutmak ya da vejetaryenlik gibi durumlar keşişliğe, yerine göre kısmen ya da tamamen, aykırıdır.

Modern Türkçede kullanımı

"Keşiş hayatı sürmek" deyimi Türkçede her şeyden elini ayağını çekip, yalnız başına yaşamak anlamında kullanılır. Keşişler sadece Hristiyanlıkta değil, her dinde vardır.

Kaynakça ve notlar

  1. TDK sözlük
This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.