Üç Meleğin Mesajı

Üç meleğin mesajı, vahiy 14:6–12 ayetlerinde üç melek tarafından verildiği belirtilen mesajların bir yorumudur. Yedinci Gün Adventist Kilisesi bu mesajların dünyayı İsa Mesih’in ikinci gelişine hazırlamak için verildiğini öğretir ve bunları kendi misyonunun temel kısımlarından biri olarak görür. (28 Temel İnanç (Yedinci Gün Adventist) hakkında ayrıntılı bilgi edinin.)

3 Melek

Mesajlar

Vahiy 14. bölümdeki Üç Meleğin mesajları Yedinci Gün Adventist Kilisesi açısından büyük öneme sahiptir. Yedinci Gün Adventist Kilisesi’nin resmî müjdecilik açıklamasında Üç Meleğin Mesajları belirgindir: Yedinci Gün Adventist Kilisesi’nin misyonu Vahiy 14:6–12 ayetlerinde yer alan Üç Meleğin mesajları bağlamında tüm halklara sonsuza dek kalıcı olan müjdeyi duyurmaktır.[1]

Birinci melek

Bundan sonra göğün ortasında uçan başka bir melek gördüm. Yeryüzünde yaşayanlara –her ulusa, her oymağa, her dile, her halka– iletmek üzere sonsuza dek kalıcı olan Müjde’yi getiriyordu. Yüksek sesle şöyle diyordu: ‘Tanrı’dan korkun! O’nu yüceltin! Çünkü O’nun yargılama saati geldi. Göğü, yeri, denizi, su pınarlarını yaratana tapının!.’ (Vahiy 14:6, 7)

Birinci Meleğin Mesajı müjdenin yeryüzündeki her ulusa duyurulacağını ve Tanrı’nın halkına, yargı gelmekte olduğu için, Tanrı’dan korkup O’na Yaratıcı niteliğiyle ibadet etmelerini hatırlatması gerektiğini belirten bir peygamberlik sözüdür.

Melekler kimi veya neyi temsil eder?

Melek olarak tercüme edilen Grekçe sözcük (Strong’s G32 – aggelos) basit olarak “haberci, gönderilen kişi” anlamlarına gelir. Luka 7:27 ayetinde Vaftizci Yahya hakkında şunları okuyoruz: :

« İşte, senin yüzünün önünde habercimi gönderiyorum; o senin önünde yolunu hazırlayacaktır’ diye kendisi hakkında yazılmış olan budur. »

Vahiy 14:6–12 ayetlerinde melek sözcüğü beş kez geçer. Yalnızca birinde “kutsal” sözcüğü ilave edilerek göksel melekler belirtilmiştir, diğer dördü ise sadece habercileri temsil eder. İlk diyakon (yardımcı) İstefanos hakkında Elçilerin İşleri 6:15 ayetinde şunları okuyoruz: :

« Kurul’da oturanların hepsi, İstefanos’a baktıklarında yüzünün bir melek yüzüne benzediğini gördüler »

Ayrıca, elçi Pavlus Galatyalılar 4:14 ayetinde şunları yazıyor: :

« Bedensel durumum sizin için çetin bir deneme olduğu halde beni ne hor gördünüz ne de reddettiniz. Tanrı’nın bir meleğini, hatta Mesih İsa’yı kabul eder gibi kabul ettiniz beni. »

Bu habercilerin ilân ettiği sonsuza dek kalıcı müjde nedir?

Müjde olarak tercüme edilen Grekçe sözcük basitçe “sevinçli haber” anlamına gelir. Müjdenin Kitabı Mukaddes’teki tanımı Romalılar 1:16, 17 ayetlerinde yer almaktadır, burada şunları okuyoruz: :

« Çünkü Müjde’den utanmıyorum. Müjde iman eden herkesin –önce Yahudiler’in, sonra Yahudi olmayanların– kurtuluşu için Tanrı gücüdür. Tanrı’nın insanı akladığı, Müjde’de açıklanır. Aklanma yalnız imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, ‘İmanla aklanan yaşayacaktır.’ »

Başka bir deyişle, müjde kurtuluş için Tanrı’nın doğruluğuna inanan kimselere verilen TANRI’nın gücüdür.

Galatyalılar 1:6–9 ayetlerinde şunları okuyoruz: :

« Sizi Mesih’in lütfuyla çağıranı bırakıp değişik bir müjdeye böylesine çarçabuk dönmenize şaşıyorum.Gerçekte başka bir müjde yoktur. Ancak aklınızı karıştırıp Mesih’in Müjdesi’ni çarpıtmak isteyenler vardır. İster biz, ister gökten bir melek size bildirdiğimize ters düşen bir müjde bildirirse, lanet olsun ona! Daha önce söylediğimizi şimdi yine söylüyorum: Bir kimse size kabul ettiğinize ters düşen bir müjde bildirirse, ona lanet olsun! »

Bu habercilerin (meleklerin) “sonsuza dek kalıcı [bir] müjde” olan “Mesih’in lütfu”nun aynı sonsuza dek kalıcı müjdesini duyurduklarını görüyoruz. Lütuf kavramı ayrıca Tanrı’nın gücünü ifade eder. Yeni Ahit’te bu gerçeğe tanıklık eden çeşitli bölümler okuyoruz:

Elçiler, Rab İsa’nın ölümden dirildiğine çok etkili bir biçimde tanıklık ediyorlardı. Tanrı’nın büyük lütfu hepsinin üzerindeydi. (Elçilerin İşleri 4:33)
Ama O bana, ‘Lütfum sana yeter. Çünkü gücüm, güçsüzlükte tamamlanır’ dedi. İşte, Mesih’in gücü içimde bulunsun diye güçsüzlüklerimle sevinerek daha çok övüneceğim. (2. Korintliler 12:9)
Tanrı’nın etkin gücüyle bana verilen lütuf armağanı uyarınca bu Müjde’yi yaymakla görevlendirildim. (Efesliler 3:7)

“Bildirmek” sözcüğü Mesih aracılığıyla kurtuluşun “iyi haberi” [G2097] olarak da tercüme edilebilir. Bu mesaj kime yöneliktir?

Dört kategoriye bölünmüş insanlar olarak belirtilen “yeryüzünde yaşayanların” “tümü” [G3956] içindir. Tümü sözcüğü ayrı olarak tanımlanmıştır.

Uluslar

Eski Ahit’te “ulus” sözcüğü gerçek Tanrı’ya ibadet etmeyen yabancı ulusları, paganları, İsrailli olmayanları tanımlamak için kullanılır. Pavlus “ulus” kavramını İsrailli olmayan Hristiyanlar için kullanır.

Oymak

Bu sözcük kabile anlamına gelir, böylece bu mesajın ilkel toplumlara dahi gitmesi gerektiğini belirtir. “Oymak” sözcüğünün Yeni Ahit’teki diğer bir kullanımında ata Yakup’un on iki oğlunun birinin soyundan gelen tüm kişiler kastedilmiştir.

Dil

“Dil” [G1100] sözcüğü hem bedenin bir azasını, yani konuşma organını, hem de belirli bir halkın diğer halklarınkinden farklı olarak kullandığı dil veya lehçeyi temsil eder.

Halk

Bir halk, insan grubu, kabile, ulus, aynı soydan ve dilden olanların tümü veya herhangi bir yerde bir araya gelmiş olan nüfusun büyük kısmıdır. “Halk” [G2992] sözcüğü neredeyse her zaman seçilmiş halk, Tanrı’nın İsrail’i için ayrılmış bir unvandır. Yine de istisnalar vardır.

Anlaşılan “sonsuza dek kalıcı Müjde” tüm insanlara tek tek gitmelidir.

Tanrı’dan korkmak ne anlama gelir?

İşin sonu şudur; her şey işitildi: Allah’tan kork, ve onun emirlerini tut; çünkü insanın bütün vazifesi budur.
Çünkü iyi olsun kötü olsun, her gizli şeyle beraber her işi Allah hükme götürecektir. (Vaiz 12:13, 14) [Kitabı Mukaddes]
Keşke benden korksalardı ve bütün buyruklarıma uymak için her zaman yürekten istekli olsalardı! O zaman kendilerine ve çocuklarına sürekli iyilik gelirdi. (Yasanın Tekrarı 5:29)
Bilgeliğin temeli RAB korkusudur, O’nun kurallarını yerine getiren herkes sağduyu sahibi olur. O’na sonsuza dek övgü sunulur! (Mezmur 111:10)
“RAB, ‘Kulum Eyüp’e bakıp da düşündün mü?’ dedi, ‘Çünkü dünyada onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru [H3477] bir adamdır. Tanrı’dan korkar, kötülükten kaçınır.’” (Eyüp 1:8)
"Ben, Tanrınız RAB’bin sözünü dikkatle dinler, gözümde doğru (Eyüp 1:8 ayetindeki “doğru H3477” sözcüğüyle aynı kökten) olanı yapar, buyruklarıma kulak verir, bütün kurallarıma uyarsanız, Mısırlılar’a verdiğim hastalıkların hiçbirini size vermeyeceğim” dedi, “Çünkü size şifa veren RAB benim.” (Çıkış 15:26)

Tanrı’yı yüceltmek ne anlama gelir?

Vahiy 4:11 ayetinde, göksel varlıkların Tanrı’yı yücelttikleri, gökte gerçekleşen sahneyi okuyoruz. Belirtilen neden ise Tanrı’nın her şeyin Yaratıcısı olmasıdır. Bu nedenle Tanrı’yı yüceltmeliyiz.

« Rabbimiz ve Tanrımız! Yüceliği, saygıyı, gücü almaya layıksın. Çünkü her şeyi sen yarattın; hepsi senin isteğinle yaratılıp var oldu. »

Mezmurcu Davut, Tanrı’yı diğer tüm ilâhlardan ayıran özelliğe dikkat çeker. Yaratıcı olarak Tanrı’ya yücelik vermezsek, başka ilâhlara ibadet eder gibi oluruz. Mezmur 100:3:

« Bilin ki RAB Tanrı’dır. Bizi yaratan O’dur, biz de O’nunuz, O’nun halkı, otlağının koyunlarıyız. »

Yine, Tanrı Yaratıcı olduğu için yüceliğin O’na ait olduğunu okuyoruz.

“Gökler Tanrı’nın görkemini açıklamakta, gökkubbe ellerinin eserini duyurmakta.” (Mezmur 19:1)
“RABB’in izzeti ebedî olsun; RAB işleriyle sevinsin.” (Mezmur 104:31)

Kitabı Mukaddes bize O’nun emirlerini tutarak ve O’na Yaratıcı olarak yücelik vererek “Tanrı’dan kork”mamızı öğütlediğinden, dördüncü emrin Tanrı’nın bu özelliğine dikkatimizi çektiğini görüyoruz.

“Şabat Günü’nü kutsal sayarak anımsa. Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın. Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB’be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü’nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.” (Çıkış 20:8–11)

“Çünkü ben, RAB yeri göğü... yarattım” ifadesi bize neden “yedinci gün” Sebti’ni tutmamız gerektiğini bildirmektedir. Tanrı’yı her şeyin Yaratıcısı olarak tanır ve bu yaratılışı kutlar. Pavlus bize yaptığımız her şeyi Tanrı’yı yüceltmek için yapmamız gerektiğini öğütlüyor. Yediğimizde ve içtiğimizde dahi.

“Sonuç olarak, ne yer ne içerseniz, ne yaparsanız, her şeyi Tanrı’nın yüceliği için yapın.” (1. Korintliler 10:31)

Tanrı, O’nun bizi Kutsal Ruhu’nun gücüyle başlangıçta yaratılmış olduğumuz Kendi suretine geri dönüştürmesine izin verirsek çok sevinir (Tekvin 1:27). Tek yolu Mesih’in bizde “yaşaması”dır.

“Ve biz hepimiz peçesiz yüzle Rab’bin yüceliğini görerek yücelik üstüne yücelikle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da Ruh olan Rab sayesinde oluyor.” (2. Korintliler 3:18)
“Yeter ki, duyduğunuz Müjde’nin verdiği umuttan kopmadan, imanda temellenip yerleşmiş olarak kalın. Ben Pavlus, göğün altındaki bütün yaratılışa duyurulan bu Müjde’nin hizmetkârı oldum... Tanrı kutsallarına bu sırrın uluslar arasında ne denli yüce ve zengin olduğunu bildirmek istedi. Bu sırrın özü şudur: Mesih içinizdedir. Bu da size yüceliğe kavuşma umudunu veriyor. Her insanı Mesih’te yetkinleşmiş olarak Tanrı’ya sunmak için herkesi uyararak ve herkesi tam bir bilgelikle eğiterek Mesih’i tanıtıyoruz.” (Koloseliler 1:23, 27, 28)

İkinci melek

“Ardından gelen ikinci bir melek, ‘Yıkıldı! Kendi azgın fuhuş şarabını bütün uluslara içiren büyük Babil yıkıldı!’ diyordu.” (Vahiy 14:8)

İkinci meleğin mesajı bir tövbe çağrısıdır. İkinci meleğin mesajı düşkün kiliselere (“Babil”) devam eden Hristiyanlara yönelik, o kiliseleri terk edip Tanrı’nın hakikatini izleyen gerçek bakiye kiliseye katılmaları çağrısıdır.

Üçüncü melek

“Onları üçüncü bir melek izledi. Yüksek sesle şöyle diyordu: ‘Bir kimse canavara ve heykeline taparsa, alnına ya da eline canavarın işaretini koydurursa, Tanrı gazabının kâsesinde saf olarak hazırlanmış Tanrı öfkesinin şarabından içecektir. Böylelerine kutsal meleklerin ve Kuzu’nun önünde ateş ve kükürtle işkence edilecek. Çektikleri işkencenin dumanı sonsuzlara dek tütecek. Canavara ve heykeline tapıp onun adının işaretini alanlar gece gündüz rahat yüzü görmeyecekler. Bu da, Tanrı’nın buyruklarını yerine getiren, İsa’ya imanlarını sürdüren kutsalların sabrını gerektirir.” (Vahiy 14:9–12)

Üçüncü meleğin mesajı, yeryüzünün halkına canavara veya suretine tapmamaları için bir uyarıdır. (“Canavar” ve onun “sureti” kavramları Vahiy kitapçığının 13. bölümünde sunulmuştu.) Önceki bu ayetler ünlü “canavarın işareti” kavramının kaynağıdır.

Adventist yorumları

Yedinci Gün Adventist Kilisesi geleneksel olarak kendisinin Kitabı Mukaddes peygamberlik sözündeki bakiye kilise, misyonunun da üç meleğin mesajını duyurmak olduğuna inanmıştır.

Resmî görüşler

“Evrensel kilise, Mesih’e gerçekten iman eden herkesten oluşur, ancak son günlerde, yaygın sapkınlık döneminde, bir bakiye (geriye kalanlar) Allah’ın emirlerini ve Mesih’in imanını tutmaya çağrılmıştır. Bu bakiye, yargı saatinin geldiğini ilan eder, Mesih aracılığıyla kurtuluşu ilan eder, Mesih’in ikinci gelişinin yaklaştığını müjdeler. Bu ilan, Vahiy 14. bölümdeki üç melek ile sembolize edilir; gökteki yargı ile aynı zamana rastlar ve yeryüzünde tövbe ve yeniden yapılanma hareketi ile sonuçlanır. Her imanlı, dünya çapındaki bu tanıklığa kişisel olarak katılması için çağrılır.” Yedinci Gün Adventist Kilisesi’nin Temel İnançları[2]
“Allah, insanlıkla tekbiçimli bir şekilde ilgilenmesine uygun olarak, onları geleceklerini hayati önemde etkileyecek olan olaylara dair uyarmak için, Mesih’in yaklaşan geri dönüşünü ilan etmiştir. Bu hazırlama duyurusu Vahiy 14. bölümde yer alan üç meleğin mesajıyla simgelenmiştir ve günümüzdeki büyük İkinci Geliş Hareketi ile yerine gelmektedir. Bu, Allah’ın emirlerini ve İsa’nın imanını tutan bakiyeyi, yani Yedinci Gün Adventist Kilisesi’ni ortaya çıkarmıştır.” Yedinci Gün Adventist Kilisesi Yönetmeliği[3]

Kilisenin Müjdecilik Beyanı’nda şöyle bildirilmektedir:

“Yedinci Gün Adventist Kilisesi’nin misyonu, tüm halklara Vahiy 14:6–12 ayetlerinde yer alan üç meleğin mesajları bağlamında, ve İsa Mesih’in hayatında, ölümünde, dirilişinde ve başrahiplik hizmetinde ortaya konduğu şekilde, sonsuza dek kalıcı olan müjdeyi duyurmak, onları İsa’yı kişisel Kurtarıcıları ve Rableri olarak kabul ederek O’nun bakiye kilisesiyle birlik olmaya çağırmak; ayrıca imanlıları O’nun çok yakındaki geri dönüşüne hazırlamak için öğrenciler olarak yetiştirmektir.”[4]

Kilisenin önceki simgesi bir kürenin çevresinde dönen üç melek resmiydi. Yedinci Gün Adventist kilisesinin şimdi logosu kürenin çevresini saran, Kutsal Ruh’u simgeleyen üç alevdir; üçlü alev aynı zamanda üç meleğin de simgesidir.[5]

""Tarihsel yorum"" Yedinci Gün Adventist Kilisesi’nin Öncülerinin anlayışına göre, birinci meleğin mesajı 1844 ilkbaharından önceki yirmi yıllık süre içinde ortaya çıktı. Millerciler hareketi tarafından duyurulan İsa’nın çok yakında gerçekleşecek olan ikinci gelişi bildirisi o zaman birinci meleğin mesajında ifade edilen peygamberlik sözünü yerine getirmişti.

İkinci meleğin mesajı bundan sonra 1844 yazında duyurulmuş, öncesinde ise kayda değer sayıda Millerci hareketten ayrılmıştı, sonucunda ise çok sayıda Hristiyan kendi kiliselerinden (“Babil”) ayrılarak Advent hareketine katıldı.[6]

Üçüncü meleğin mesajı, “Tanrı’nın Mührü”nün (Vahiy 7:2) On Emir’deki Sebt emri olduğu fikri üzerine kuruludur. Dolayısıyla, “canavarın işareti” bunun zıddı, yani Pazar gününün Sebt olarak tutulmasıdır. Mesajın kapanışında da bu yüzden “Tanrı’nın buyruklarını yerine getiren” kutsallardan söz edilmektedir. Adventistler arasında canavarın işaretinin henüz verilmediği bilhassa vurgulanmaktadır.

(Millerciler 1843 yazına dek Vahiy kitabındaki “Babil”i çoğunlukla papalık olarak yorumladılar. Protestanların çoğunun duruşu buydu. Sevilen Millerci vaiz Charles Fitch bunu genişleterek Adventist öğretisini reddeden tüm Katolikleri ve Protestanları dahil etti. Mesajı, Vahiy 18:2, 4 ayetlerine dayalı olan “Ey halkım, çık oradan”dı (ayrıca 14:8 ayetine bakınız). Bunu 1843 yılında büyük bir kayma izledi, Millerciler daha fazla alaya alındı ve kendi kiliselerinden gitgide artan sayılarla ihraç edildiler. Millerciler kendilerini ayrı bir grup olarak görmeye başladılar, pek çoğu kiliselerinden ihraç edildiği için bu zamanla kaçınılmaz hale gelmişti.

Doğulu önderlerin çoğu başlangıçta Fitch’in bildirilerini kabul etmedi, ancak din görevlisi sınıfından olmayan pek çok kişi kabul etti. 1844 sonbaharında Joshua V. Himes en sonunda mesajı savunmayı isteksizce kabul etti. Miller kendi kilisesinden ihraç edilmiş olmasına rağmen bunu hiçbir zaman onaylamadı.)[7]

""Yaygın görüş"" Millerciler hareketinin beklediği gibi 1844 yılında İsa geri dönmediğinde, bundan doğan Yedinci Gün Adventist hareketi kendisini Tanrı’nın bakiyesi olarak görmeye başladı ve misyonlarının üç melek mesajını tekrar duyurmak olduğuna inandılar.

Birinci meleğin mesajı “sonsuza dek kalıcı müjde,” yani “Tanrı’nın sınırsız sevgisinin iyi haberi”dir. Aynı zamanda araştırıcı yargılamanın başladığına dair bir uyarı ve dünyanın Yaratıcısı’na, bilhassa Sebt emrini tutarak, ibadet etme çağrısıdır. “Birinci meleğin mesajı... dünyaya Yaratıcı ve Kitabı Mukaddes Sebti’nin Rabbi olan Mesih’i tanıtarak, gerçek ibadetin yerine getirilmesini talep eder, [ki o Sebt] Tanrı’nın Yaratışı’nın işaretidir.”[8]

İkinci meleğin mesajı Babil’de bulunanlara “ondan ayrıl” çağrısıdır (Vahiy 18:4 ayetiyle karşılaştırın). Adventistler geleneksel olarak Babil’in sapkın kiliseyi temsil ettiğine inanır, bunu Roma Katolikliği olarak belirler ve gerçeği reddetmiş olan Protestanları da dahil ederler. “Babil’in düşüşüne dair bu peygamberlik sözünün yerine gelişi, bilhassa Protestanlığın bir zamanlar Reformu büyük bir güçle harekete geçiren sonsuza dek kalıcı olan imanla aklanma müjdesinin paklığı ve sadeliğinden büyük ölçüde uzaklaşmasıyla gerçekleşmiştir.” Bu, Adventistlerin müjdeleme faaliyetlerini Hristiyan olmayanlar kadar diğer kiliselerdeki Hristiyanlara da yöneltmelerinin nedenini açıklamaktadır. “Babil’in düşüşüne ilişkin bildiri... Tanrı’nın halkı arasında halen Babil’i meydana getiren çeşitli dinsel gruplar arasında bulunmakta olanları onlardan ayrılmaya çağırır.”[9] Ne var ki, Adventistler “Babil”de halen samimiyetle Tanrı’ya ibadet etmekte olan pek çok gerçek imanlı olduğunu da açıkça belirtmişlerdir, bunlara Roma Katolikleri de dahildir.[10][11]

İlahiyatçı Ángel Manuel Rodríguez, bakiyenin misyonunu ikinci meleğin bildirisi açısından şöyle açıklıyor: “Son zamanlardaki bakiye, Vahiy kitapçığında Tanrı tarafından verilen bir göreve ve tüm dünyaya iletilecek belirli bir mesaja sahip olarak tanımlanmıştır. Tanrı’nın halkını Babil’den çıkmaya, yani tarihsel, sadık ve görünür olan Tanrı’nın son zaman bakiyesine katılmaya çağırmalıdırlar.”[12]

Üçüncü meleğin mesajı Pazar gününün kutsal bir gün olarak tutulmasına karşı ciddi bir uyarıdır, Adventistler tarihsel olarak bunu canavarın işareti şeklinde yorumlamışlardır. “Tanrı’nın yaratıcılığının anısını –Kitabı Mukaddes Sebti’ni– reddederek, Pazar gününün Tanrı’nın belirlediği ibadet günü olmadığını kesin olarak bilmelerine rağmen bu günü ibadet günü yapıp şereflendirmeyi seçenler, canavarın işaretini alacaklardır.”[13] Adventistlerin canavarın işaretinin ancak gelecekteki bir tarihte, yeryüzündeki herkesin Sebt’i tutma zorunluluğundan haberdar edildiği zaman alınacağına inandıkları bilhassa vurgulanmalıdır; başka bir deyişle, halen Pazar günü ibadet eden Hristiyanlarda bu işaret yoktur.[14]

Kültür

Kavram, Three Angels Broadcasting Network (Üç Melek Yayın Ağı – 3ABN) kuruluşunun adında yer alır.

Kaynakça

    Dipnotlar

    1. "Arşivlenmiş kopya". 27 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2013.
    2. "Fundamental Beliefs of the Seventh-day Adventist Church". Retrieved 2007-04-28.
    3. "Seventh-day Adventist Church Manual". Archived from the original on 2007-04-08. Retrieved 2007-04-28.
    4. "Mission Statement of the Seventh-day Adventist Church". Official statement approved by the General Conference Executive Committee at the Spring Meeting in Silver Spring, Maryland, April 1993; and amended on October 10, 2004
    5. "The Logo and its Meaning". Archived from the original on 2007-04-05. Retrieved 2007-04-28.
    6. Ellen G. White. The Great Controversy. pp. chapters 20 & 21, pages 355–390.
    7. George R. Knight, A Brief History of Seventh-day Adventists, p19–21
    8. Seventh-day Adventists Believe (2nd ed). Ministerial Association, General Conference of Seventh-day Adventists. 2005. pp. 192–194.
    9. Seventh-day Adventists Believe (2nd ed). Ministerial Association, General Conference of Seventh-day Adventists. 2005. pp. 194–195.
    10. Questions on Doctrine. Review and Herald Publishing Association. 1957. pp. 197–202.
    11. "How Seventh-day Adventists View Roman Catholicism". General Conference of Seventh-day Adventists Administrative Committee (ADCOM). April 15, 1997.
    12. Ángel Manuel Rodríguez (2002). "The Remnant and the Adventist Church". Biblical Research Institute.
    13. Seventh-day Adventists Believe (2nd ed). Ministerial Association, General Conference of Seventh-day Adventists. 2005. p. 196.
    14. Questions on Doctrine. Review and Herald Publishing Association. 1957. pp. 183–186.
    This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.